Blacksymbian
New member
Fransa da az gelişmişlik örneği..
--------------------------------------------------------------------------------
Yil 1969. Bir Cumartesi sabahi. Yer Strasbourg Universitesi'nin
Esplade'daki bir sinifi.
Ilk derste profesor, odadaki doktora ogrencilerine hangi ulkeden
olduklarini soruyor. Cogunluk Alsace kokenli Fransiz.
Sira Turk ogrencilere geliyor.
"Neredensiniz?"
"Turkiye'den"
"Turksunuz, Muslumansiniz demek!"
"Evet."
"Burada doktorayi bitirdikten sonra herhalde Turkiye'ye donunce
Basbakan olursunuz."
Bunu soylerken sesinde ve dudaklarinda alayci bir gulus beliriyor...
Genc Turk'ten once, hemen yanindaki bir baska ogrenci soze giriyor.
"Burada doktorayi tamamlayanlara -Basbakan olacak- diye garanti
sertifikasi da mi veriyorsunuz? Doktorami bitirdim diye ben de
Fransa Basbakani mi olacagim?"
Profesorun gulumseyisi yuzunde donuyor. Soruyor:
"Siz nereyi bitirdiniz?"
"Strasbourg Universitesi Iktisat Fakultesi'ni..."
"Siz doktoranizi tamamladiktan sonra isterseniz kariyerinizde ilerlersiniz.
Ama Turk arkadasiniz ulkesine doner ve Basbakan olur."
"Aradaki fark neden?"
"Farki bir soruyla ortaya koyayim. Siz -az gelismislik- nedir
biliyorsunuzdur herhalde degil mi?" ogrenci cevap verir
"Evet iyi biliyorum. Su an karsimizda profesor unvanli bir az
gelismislik ornegi var."
Bu son kelimelerin herbiri adeta bir tokattir. Once bir sessizlik...
Sonra ogrencilerden alkis patlamasi... Profesor birkac dakika tas
gibi oldugu yerde cakilir kalir. Sonra... Hicbir sey soylemeden odayi
terk eder, bir daha da gelmez. Izleyen gunlerde, o dersi okutmak icin
sinifa baska bir profesor verilir.
Bayildigim bu hikayenin kahramanini merak etmistim... "Kimdi o
ogrenci" diye Guneri Civaoglu'na -ucakta- sordugumda "Bendim" dedi.
Ugur Dundar
--------------------------------------------------------------------------
İkisini de sevmem ama hikaye hoşuma gitti...
--------------------------------------------------------------------------------
Yil 1969. Bir Cumartesi sabahi. Yer Strasbourg Universitesi'nin
Esplade'daki bir sinifi.
Ilk derste profesor, odadaki doktora ogrencilerine hangi ulkeden
olduklarini soruyor. Cogunluk Alsace kokenli Fransiz.
Sira Turk ogrencilere geliyor.
"Neredensiniz?"
"Turkiye'den"
"Turksunuz, Muslumansiniz demek!"
"Evet."
"Burada doktorayi bitirdikten sonra herhalde Turkiye'ye donunce
Basbakan olursunuz."
Bunu soylerken sesinde ve dudaklarinda alayci bir gulus beliriyor...
Genc Turk'ten once, hemen yanindaki bir baska ogrenci soze giriyor.
"Burada doktorayi tamamlayanlara -Basbakan olacak- diye garanti
sertifikasi da mi veriyorsunuz? Doktorami bitirdim diye ben de
Fransa Basbakani mi olacagim?"
Profesorun gulumseyisi yuzunde donuyor. Soruyor:
"Siz nereyi bitirdiniz?"
"Strasbourg Universitesi Iktisat Fakultesi'ni..."
"Siz doktoranizi tamamladiktan sonra isterseniz kariyerinizde ilerlersiniz.
Ama Turk arkadasiniz ulkesine doner ve Basbakan olur."
"Aradaki fark neden?"
"Farki bir soruyla ortaya koyayim. Siz -az gelismislik- nedir
biliyorsunuzdur herhalde degil mi?" ogrenci cevap verir
"Evet iyi biliyorum. Su an karsimizda profesor unvanli bir az
gelismislik ornegi var."
Bu son kelimelerin herbiri adeta bir tokattir. Once bir sessizlik...
Sonra ogrencilerden alkis patlamasi... Profesor birkac dakika tas
gibi oldugu yerde cakilir kalir. Sonra... Hicbir sey soylemeden odayi
terk eder, bir daha da gelmez. Izleyen gunlerde, o dersi okutmak icin
sinifa baska bir profesor verilir.
Bayildigim bu hikayenin kahramanini merak etmistim... "Kimdi o
ogrenci" diye Guneri Civaoglu'na -ucakta- sordugumda "Bendim" dedi.
Ugur Dundar
--------------------------------------------------------------------------
İkisini de sevmem ama hikaye hoşuma gitti...