sedapinar
New member
Her istediğini yaptırmaya alışan AB, ’en büyük tehlike’ saydığı milliyetçilere açıktan saldırıyor.
AB, milliyetçilere küstahlığı da aşan ifadelerle saldırıyor. AB’nin Finlandiyalı komiseri Olli Rehn, “AB’nin, meydanı milliyetçilere bırakacağını zannedenler yanılıyor” derken, işbirlikçilerine de örtülü olarak ‘infaz emri’ verdi. Öte yandan ABD’nin ‘dini özgürlükler raporunda’ milliyetçilerin Amerikalıları ve Yahudileri korkuttuğu iddia edildi.
AB’den milliyetçilere
topyekûn saldırı
AKP’nin teslimiyetçi politikalarından memnun olan AB, dayatmalara
direnen Milliyetçileri hedef aldı. AB Komiseri Rehn, ulusalcıları Sırp radikallerle
bir tutma cüretini gösterdi.
Haber: Macit SOYDAN
Türkiye’yi müstemleke ülkesi gibi gören Avrupa Birliği, dayatmalarına boyun eğmeyen Milliyetçilere karşı topyekün saldırıya geçti. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, dayatmalara karşı direnen ulusalcılardan duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi. Rehn, AB’nin meydanı milliyetçilere bırakacağını zannedenlerin yanılacağını söyledi. Rehn, Oxford Üniversitesi’nde, yaptığı konuşmada, Türkiye ile ilgili ilginç analizlerlere yer verdi. Rehn, Milliyetçilere kin kustuğu konuşmsında şunları söyledi: “Kendisini meşrulaştıran ideoloji olarak Milliyetçiliğe ve siyasi destek olarak da popülizme dayanan diğer model, ‘otoriter kapitalizm’ olarak da adlandırılıyor. Bu, tamamıyla katı olan, otoriter kapitalizm değil, özgür bir radyo istasyonu kurma ya da vatandaşların ülkeyi terk etmesine izin verme gibi, eleştiriler için bazı güvenlik supaplarına imkan sağlıyor.”
Kızdıran benzetme
Irkçı Sırp radikallerle Türk Milliyetçilerini bir tutan Rehn, şöyle devam etti: “2005 yazında Fransa ve Hollanda’daki referandumların başarısızlıkla sonuçlanmasına Güneydoğu ve Doğu Avrupa’da en çok kim keyiflendi dersiniz? Ben söyleyebilirim, Türkiye’deki milliyetçiler, Sırbistan’daki radikaller, Ukrayna’daki gericiler ve Rusya’daki panslavistler. Çünkü daha zayıf bir AB’nin, meydanı milliyetçilik ve otokrasiye terk ederek, yumuşak gücü liberal demokrasiyi komşu bölgelere yansıtamayacağını sandılar.”
Kayıtsız kalamayız
AKP hakkında açılan kapatma davasına da değinen Rehn, “Şu anda Türkiye yeni bir siyasi tansiyon sürecinden geçiyor. AB’nin bu davaya tepkisi reddetmek oldu. Çünkü AB demokrasilerinde siyasi partilerin kapatılma davaları normal değildir. AB aday ülke olduğu için Türkiye’de yaşananlara kayıtsız kalamaz” dedi.
301 yetmez
AB Komiseri Olli
Rehn, “Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin bu hafta içinde değiştirilmesi Türkiye’de herkesin ifade özgürlüğünün garanti altına alınması için ileriye atılmış memnuniyet verici bir adımdı. Fakat daha fazlası yapılmalı” diye konuştu.
Hezeyanlar,
ABD raporuna da girmişti
Milliyetçiliğe yönelik saldırılar, ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Amerikan kongresine tavsiyelerde bulunmakla görevli, hükümetten bağımsız kuruluşu USIRFC’nin 2008 yılı raporuna da yansımıştı. Dünyada dini özgürlükler raporunda, “Türkiye’de katı laiklik ve Türk kimliğine ilişkin kısıtlı anlayışa sahip milliyetçiliğin, dini özgürlük ve azınlık haklarına ilişkin görüşleri etkilediği, toplumda, etnik Türk olmayan ve Müslüman olmayanlara şüpheyle bakıldığı ileri sürülmüştü. Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi de aşırı milliyetçilikle fitillenmiş diye nitelenmişti. Raporda, milliyetçi nitelendirilen bazı medya kuruluşlarının, Yahudi karşıtı söylemlerini Amerikan karşıtlığıyla tamamladığı, ABD ve İsrail’in, Irak’taki tutumunu eleştiren haberlerin sayısının arttığı kaydedilerek, bunun da Yahudi toplumu içinde korku ve güvensizlik yarattığı öne sürülmüştü. Raporda, Nisan 2007’de Malatya’da Evanjelik protestan bir yayınevinin çalışanlarının öldürülmesinde milliyetçi bir grubun rol oynadığı iddialarının yer aldığı ve davanın halen sürdüğü belirtilmişti. (AA)
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberdetay.php?hit=6953
AB, milliyetçilere küstahlığı da aşan ifadelerle saldırıyor. AB’nin Finlandiyalı komiseri Olli Rehn, “AB’nin, meydanı milliyetçilere bırakacağını zannedenler yanılıyor” derken, işbirlikçilerine de örtülü olarak ‘infaz emri’ verdi. Öte yandan ABD’nin ‘dini özgürlükler raporunda’ milliyetçilerin Amerikalıları ve Yahudileri korkuttuğu iddia edildi.
AB’den milliyetçilere
topyekûn saldırı
AKP’nin teslimiyetçi politikalarından memnun olan AB, dayatmalara
direnen Milliyetçileri hedef aldı. AB Komiseri Rehn, ulusalcıları Sırp radikallerle
bir tutma cüretini gösterdi.
Haber: Macit SOYDAN
Türkiye’yi müstemleke ülkesi gibi gören Avrupa Birliği, dayatmalarına boyun eğmeyen Milliyetçilere karşı topyekün saldırıya geçti. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, dayatmalara karşı direnen ulusalcılardan duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi. Rehn, AB’nin meydanı milliyetçilere bırakacağını zannedenlerin yanılacağını söyledi. Rehn, Oxford Üniversitesi’nde, yaptığı konuşmada, Türkiye ile ilgili ilginç analizlerlere yer verdi. Rehn, Milliyetçilere kin kustuğu konuşmsında şunları söyledi: “Kendisini meşrulaştıran ideoloji olarak Milliyetçiliğe ve siyasi destek olarak da popülizme dayanan diğer model, ‘otoriter kapitalizm’ olarak da adlandırılıyor. Bu, tamamıyla katı olan, otoriter kapitalizm değil, özgür bir radyo istasyonu kurma ya da vatandaşların ülkeyi terk etmesine izin verme gibi, eleştiriler için bazı güvenlik supaplarına imkan sağlıyor.”
Kızdıran benzetme
Irkçı Sırp radikallerle Türk Milliyetçilerini bir tutan Rehn, şöyle devam etti: “2005 yazında Fransa ve Hollanda’daki referandumların başarısızlıkla sonuçlanmasına Güneydoğu ve Doğu Avrupa’da en çok kim keyiflendi dersiniz? Ben söyleyebilirim, Türkiye’deki milliyetçiler, Sırbistan’daki radikaller, Ukrayna’daki gericiler ve Rusya’daki panslavistler. Çünkü daha zayıf bir AB’nin, meydanı milliyetçilik ve otokrasiye terk ederek, yumuşak gücü liberal demokrasiyi komşu bölgelere yansıtamayacağını sandılar.”
Kayıtsız kalamayız
AKP hakkında açılan kapatma davasına da değinen Rehn, “Şu anda Türkiye yeni bir siyasi tansiyon sürecinden geçiyor. AB’nin bu davaya tepkisi reddetmek oldu. Çünkü AB demokrasilerinde siyasi partilerin kapatılma davaları normal değildir. AB aday ülke olduğu için Türkiye’de yaşananlara kayıtsız kalamaz” dedi.
301 yetmez
AB Komiseri Olli
Rehn, “Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin bu hafta içinde değiştirilmesi Türkiye’de herkesin ifade özgürlüğünün garanti altına alınması için ileriye atılmış memnuniyet verici bir adımdı. Fakat daha fazlası yapılmalı” diye konuştu.
Hezeyanlar,
ABD raporuna da girmişti
Milliyetçiliğe yönelik saldırılar, ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Amerikan kongresine tavsiyelerde bulunmakla görevli, hükümetten bağımsız kuruluşu USIRFC’nin 2008 yılı raporuna da yansımıştı. Dünyada dini özgürlükler raporunda, “Türkiye’de katı laiklik ve Türk kimliğine ilişkin kısıtlı anlayışa sahip milliyetçiliğin, dini özgürlük ve azınlık haklarına ilişkin görüşleri etkilediği, toplumda, etnik Türk olmayan ve Müslüman olmayanlara şüpheyle bakıldığı ileri sürülmüştü. Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi de aşırı milliyetçilikle fitillenmiş diye nitelenmişti. Raporda, milliyetçi nitelendirilen bazı medya kuruluşlarının, Yahudi karşıtı söylemlerini Amerikan karşıtlığıyla tamamladığı, ABD ve İsrail’in, Irak’taki tutumunu eleştiren haberlerin sayısının arttığı kaydedilerek, bunun da Yahudi toplumu içinde korku ve güvensizlik yarattığı öne sürülmüştü. Raporda, Nisan 2007’de Malatya’da Evanjelik protestan bir yayınevinin çalışanlarının öldürülmesinde milliyetçi bir grubun rol oynadığı iddialarının yer aldığı ve davanın halen sürdüğü belirtilmişti. (AA)
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberdetay.php?hit=6953