SaGu_TuRaN
New member
...FETTULLAH GÜLEN SAHTE SİGORTAYLA DEVLETİ DOLANDIRMAKTADIR...
ABD'deyken İzmir'deki bir şirkette 'redaktör' kadrosunda çalışıyor gösterilip sigortalanmış
1999'dan beri Türkiye'ye dönemeyen Fethullah Gülen'in emekliliğini de ihmal etmediği ortaya çıktı. 1999 yılından beri ABD'de yaşayan Gülen, İzmir'de yalnızca ajanda ve defter üretilen Nil Basım Yayım Dağıtım Matbaacılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ adlı şirkette 'redaktör' kadrosuyla çalışıyor gibi gösterildi ve sigortalandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri, işyerinin niteliğinin böyle bir kadro açılmasına uygun olmadığını, Gülen'le işveren arasında yazılı sözleşme bulunmadığını raporlarken, Gülen'in de bu nedenle 'sigortalı' sayılamayacağını vurguladılar. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, Gülen'le yazılı değil sözlü anlaşma yapıldığını söyledi.
Sigortası bile yasalara aykırı
© Hakkındaki davalar nedeniyle ABD'ye kaçmak zorunda kalan Fethullah Gülen'in İzmir'de bir firmada sigortalı olarak çalışıyor gösterildiği tesbit edildi. Müfettişler yaptıkları incelemede Gülen'in sigorta işlemlerindeki usulsüzlükleri tesbit ederek, sigortalı sayılamayacağı yönünde rapor düzenlediler.
Haber Merkezi - Sağlık sorunlarını bahane ederek 1999 yılından bu yana ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in, aynı dönemde İzmir'de, sadece ajanda ve defter üretilen Nil Basım Yayım Dağıtım Matbaacılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ adlı şirkette 'redaktör' kadrosuyla çalışıyor gibi gösterildiği ve sigortalandığı ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre Gülen, SSK'den 2101372215 tahsis numarasıyla yaşlılık aylığı alırken, İzmir'in Gaziemir ilçesine bağlı Sarnıç beldesinde bulunan ve ajanda, defter basımıyla uğraşan şirkette 18.10.2002 tarihinden itibaren sigortalı işe başlamış gibi gösterildi. İşe girişi ve sigorta işlemleriyle ilgili yasal prosedürün vekâleti bulunan kardeşi Mesih Gülen üzerinden yürütüldüğü, Gülen'in bu dönemde şirkette 'redaktör' olarak görev yapıyormuş gibi gösterildiği anlaşıldı. Gülen'in, bu dönemde faks ve internet yoluyla gönderilen metinleri 'redakte' ettikten sonra yeniden İzmir'e gönderdiği ve bunun karşılığı kazandığı ücreti de kardeşi Mesih Gülen'in aldığı ortaya çıktı. Gülen'in sözleşmesinin 01.01.2003 tarihinden itibaren sona erdirildiği anlaşıldı.
Daha sonra konuyu inceleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri, gerek Sarnıç, gerekse İstanbul'daki şirket merkezlerinde inceleme yaptılar. Müfettişler Gülen'in işyerinde bulunmadığını tutanaklarına yansıtırken, işyeri yöneticilerinin ve Mesih Gülen'in de ifadelerine başvurdular.
Şirket Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Kahveci ifadesinde, Gülen'in ücretinin vekâleti karşılığı Mesih Gülen'e ödendiğini belirtirken, Nil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sarıgül de 'Gülen'in şirket tarafından basılacak kitap ve dergilerin bir kısmının tahsis işlemlerini yaptığını, iletişimi faks ve internet aracılığıyla sağladıklarını, Gülen'le şirketleri arasında yazılı bir hizmet sözleşmesinin bulunmadığını, sözlü anlaşma kapsamında ücretin Mesih Gülen'e ödendiğini' söyledi.
Sarıgül ayrıca Gülen'in 1994 yılından bu yana İzmir'deki işyerinde Güvenlik Destek Primi'ne bağlı olarak çalıştığını öne sürerken, merkezin İstanbul'a taşınması nedeniyle İzmir'deki fabrikanın 09.10.2002 tarihinde kapandığını, Gülen'in yeni işe giriş bildirgesinde 'yanlışlıkla(!!!)' tüm sigorta kollarında çalışıyormuş gibi gösterildiğini savundu.
Sigortalı olabilmek için işverenle çalışan arasında hizmet sözleşmesi yapılmasının yeterli olmayacağını vurgulayan müfettişler, ayrıca çalışmanın işverene ait bir işyerinde yürütülmesinin de zorunlu olduğunu vurguladı.
Gülen'in yaptığı gösterilen redaktörlük işinin, işyerinin niteliğiyle uyumlu olmadığını raporlayan müfettişler, 'Fethullah Gülen'in işyerinde fiilen çalışmadığı gibi redaktör olarak çalışmasının da mümkün olamayacağı açıktır. İşverene bağımlı hizmet edimi bulunmadığı ve bu bağlamda hizmet akdi unsurları gerçekleşemeyeceğinden, adı geçen 506 sayılı yasanın 2. maddesi gereği sigortalı olarak kabul edilemeyecektir' görüşünü ortaya koydular.
TRT'de Fethullah Rüzgarı
Kurumda birçok program Fethullah Gülen'e yakın isimler tarafından hazırlanıyor.
AKP iktidarının sesi haline gelen TRT'de birçok program dinci basın kurumlarında görev yapan ve Fethullah Gülen cemaatine yakın isimler tarafından hazırlanıp sunuluyor.
Programcılar arasında, Fethullah Gülen 'in şiirlerini ve metinlerini seslendirenlerin yanı sıra daha önce Samanyolu ve Kanal 7 gibi televizyonlarda görev yapan isimler de yer alıyor.
AKP iktidarının hazırladığı yasa tasarı'yla yapısını baştan sona değiştirmeyi planladığı TRT'de, programların içeriği ve sunucuları da hızla değişiyor. Bu programlardan bazıları ve sunucuları şöyle:
Enine Boyuna:
TRT-1'de Cuma günleri 23.05'te yayımlanan programı Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Yöneticisi Dr. İbrahim Kalın sunuyor. Kalın aynı zamanda Zaman ve Today's Zaman gazetelerinde yazıyor.
Sen-Siz Olmaz/ Olur mu?
Çarşamba günleri 21.55'te TRT 1'de canlı olarak ekrana gelen programda bir dönem polis akademisi dekan yardımcılığı görevini yürüten Dr. Önder Aytaç , konuklarla sohbet ediyor. Aytaç, Polis Akademisi'nden 4 öğretim üyesi ile birlikte hazırladığı Türkiye Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim adlı raporla tepki çekmişti.
Ezber Bozan:
Daha önce Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde köşe yazan Tamer Korkmaz tarafından hazırlanan program, salı günleri TRT 1'de saat 22.55'te yayımlanıyor.
Felsefe Konuşmaları:
Programda Prof. Dr. Teoman Duralı belirlenen bir konu üzerinde konuşuyor. Teoman Duralı'nın yazıları Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinde yayımlanıyor.
Rengâhenk:
İlker Gültekin tarafından hazırlanan program TRT-2'de hafta içi her gün saat 20.30'da yayımlanıyor. Gültekin, Fethullah Gülen'in yazdığı metinleri seslendiriyor.
Gündeme Dair:
TRT-1'de pazartesi günleri saat 13.30'da yayımlanıyor. Gazeteci Emre Aköz ve AKP'li Özlem Türköne 'nin eşi Mümtazer Türköne tarafından sunuluyor.
Şenlik Var:
Program daha önce Samanyolu TV'de Maceracı adlı programı hazırlayan Murat Yeni tarafından sunuluyor.
Bedirhan Gökçe ile Gecenin Kıyısında:
Çarşamba günleri TRT 1'de yayımlanan programı, daha önce Kanal 7'de
program yapan Bedirhan Gökçe sunuyor. Gökçe, Fethullah Gülen'in şiirlerini de seslendiriyor
_____________________________________________
FETTOŞTAN İNCİLER
Bu mahlukatı savunanların özellikle okumasını istediğim Fettoş ZIRVALARI
ABD'deyken İzmir'deki bir şirkette 'redaktör' kadrosunda çalışıyor gösterilip sigortalanmış
1999'dan beri Türkiye'ye dönemeyen Fethullah Gülen'in emekliliğini de ihmal etmediği ortaya çıktı. 1999 yılından beri ABD'de yaşayan Gülen, İzmir'de yalnızca ajanda ve defter üretilen Nil Basım Yayım Dağıtım Matbaacılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ adlı şirkette 'redaktör' kadrosuyla çalışıyor gibi gösterildi ve sigortalandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri, işyerinin niteliğinin böyle bir kadro açılmasına uygun olmadığını, Gülen'le işveren arasında yazılı sözleşme bulunmadığını raporlarken, Gülen'in de bu nedenle 'sigortalı' sayılamayacağını vurguladılar. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, Gülen'le yazılı değil sözlü anlaşma yapıldığını söyledi.
Sigortası bile yasalara aykırı
© Hakkındaki davalar nedeniyle ABD'ye kaçmak zorunda kalan Fethullah Gülen'in İzmir'de bir firmada sigortalı olarak çalışıyor gösterildiği tesbit edildi. Müfettişler yaptıkları incelemede Gülen'in sigorta işlemlerindeki usulsüzlükleri tesbit ederek, sigortalı sayılamayacağı yönünde rapor düzenlediler.
Haber Merkezi - Sağlık sorunlarını bahane ederek 1999 yılından bu yana ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in, aynı dönemde İzmir'de, sadece ajanda ve defter üretilen Nil Basım Yayım Dağıtım Matbaacılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret AŞ adlı şirkette 'redaktör' kadrosuyla çalışıyor gibi gösterildiği ve sigortalandığı ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre Gülen, SSK'den 2101372215 tahsis numarasıyla yaşlılık aylığı alırken, İzmir'in Gaziemir ilçesine bağlı Sarnıç beldesinde bulunan ve ajanda, defter basımıyla uğraşan şirkette 18.10.2002 tarihinden itibaren sigortalı işe başlamış gibi gösterildi. İşe girişi ve sigorta işlemleriyle ilgili yasal prosedürün vekâleti bulunan kardeşi Mesih Gülen üzerinden yürütüldüğü, Gülen'in bu dönemde şirkette 'redaktör' olarak görev yapıyormuş gibi gösterildiği anlaşıldı. Gülen'in, bu dönemde faks ve internet yoluyla gönderilen metinleri 'redakte' ettikten sonra yeniden İzmir'e gönderdiği ve bunun karşılığı kazandığı ücreti de kardeşi Mesih Gülen'in aldığı ortaya çıktı. Gülen'in sözleşmesinin 01.01.2003 tarihinden itibaren sona erdirildiği anlaşıldı.
Daha sonra konuyu inceleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri, gerek Sarnıç, gerekse İstanbul'daki şirket merkezlerinde inceleme yaptılar. Müfettişler Gülen'in işyerinde bulunmadığını tutanaklarına yansıtırken, işyeri yöneticilerinin ve Mesih Gülen'in de ifadelerine başvurdular.
Şirket Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Kahveci ifadesinde, Gülen'in ücretinin vekâleti karşılığı Mesih Gülen'e ödendiğini belirtirken, Nil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Salih Sarıgül de 'Gülen'in şirket tarafından basılacak kitap ve dergilerin bir kısmının tahsis işlemlerini yaptığını, iletişimi faks ve internet aracılığıyla sağladıklarını, Gülen'le şirketleri arasında yazılı bir hizmet sözleşmesinin bulunmadığını, sözlü anlaşma kapsamında ücretin Mesih Gülen'e ödendiğini' söyledi.
Sarıgül ayrıca Gülen'in 1994 yılından bu yana İzmir'deki işyerinde Güvenlik Destek Primi'ne bağlı olarak çalıştığını öne sürerken, merkezin İstanbul'a taşınması nedeniyle İzmir'deki fabrikanın 09.10.2002 tarihinde kapandığını, Gülen'in yeni işe giriş bildirgesinde 'yanlışlıkla(!!!)' tüm sigorta kollarında çalışıyormuş gibi gösterildiğini savundu.
Sigortalı olabilmek için işverenle çalışan arasında hizmet sözleşmesi yapılmasının yeterli olmayacağını vurgulayan müfettişler, ayrıca çalışmanın işverene ait bir işyerinde yürütülmesinin de zorunlu olduğunu vurguladı.
Gülen'in yaptığı gösterilen redaktörlük işinin, işyerinin niteliğiyle uyumlu olmadığını raporlayan müfettişler, 'Fethullah Gülen'in işyerinde fiilen çalışmadığı gibi redaktör olarak çalışmasının da mümkün olamayacağı açıktır. İşverene bağımlı hizmet edimi bulunmadığı ve bu bağlamda hizmet akdi unsurları gerçekleşemeyeceğinden, adı geçen 506 sayılı yasanın 2. maddesi gereği sigortalı olarak kabul edilemeyecektir' görüşünü ortaya koydular.
__________________________________________________________Hoca Efendi kuş misali!
Herkes ABD’de yaşadığını zannediyordu ama meğerse Fethullah Gülen, İzmir’den hiç ayrılmamış!
Çünkü SSK kayıtlarından anlaşıldığına göre kendisi İzmir’de ajanda ve defter üreten bir şirkette "redaktör" olarak çalışıyormuş!
Her ay sigortası yatırılıyor, maaşı da elden bir yakınına ödeniyormuş.
Matbaanın yöneticilerinden biri Fethullah Gülen’in, matbaada basılan dergi gibi yayınların "tashih/düzeltme" işlerini yaparak bu parayı ve sigortasının yatırılmasını hak ettiğini söylüyor.
Ancak Fethullah Hoca’yı ABD’ye gidip gören, çok sayıda görgü tanığı da var.
Bu durumda Fethullah Gülen’in, aynı anda iki yerde birden bulunabiliyor olması söz konusu ki aradaki mesafe jet uçuşu 11 saatten fazla!
Ama "ermiş kişilerin istedikleri anda istedikleri yerde olabileceklerine inanan" bir arkadaşımdan biliyorum, bu mümkün!
Zaten bununla ilgili bir atasözümüz bile var: Şeyh uçmaz, müritleri uçurur!
Burada müritlerin hem uçurmak hem de şeyhin kolay emekli olup, devletten emekli maaşını almasını sağlamak gibi bir fonksiyonları da ortaya çıkıyor.
Burada bir etik tartışması yapmayı da gereksiz görüyorum.
Her şeyleri bir takiye perdesinin arkasına saklanmış kişilerin, böyle küçük etik meseleleri kendilerine dert etmeyeceklerini biliyorum çünkü.
Biraz gözyaşı, "Hoca Efendi’ye komplo kurmuşlar" konulu Zaman’da ve Sabah’ta yazılacak birkaç tane kompozisyonla bu konu da unutulur, gider.
Halkımız unutur ama ilahi arşiv unutmaz tabii.
Şu "yetim hakkı yeme" meselesi, o arşivden alınıp, insanların önüne bir gün çıkarılır nasıl olsa!
Müslüman, ’canı sıkılan insan’ olmak zorunda mı?
AHMET Hakan, dün Hürriyet’te, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın oğlunun evlilik töreninde çekilmiş fotoğraflar yayımladı.
Yazısında, İslamcı kesimde bu konuyla ilgili olarak yürütülen tartışmaları özetledi.
Geçen gün Ömer Lütfi Mete’nin bir kitabı elime geçti.
"Aşksız, Zevksiz... Allah’sız Müslümanlık - Gerileme Sürecinde İslam’ı Yaşama Sorunu" adını taşıyor. (Profil Yayıncılık.) Bu kitap, yazarın "Hacıyağı ile Parfüm Arasında" isimli kitabının elden geçirilmiş, yeni baskısı.
Ömer Lütfi Mete ile aynı dünya görüşünü paylaşmıyorum. Ama yazılarından yararlandığımı da söylemeliyim.
Mete, İslám’ın "ürkütücü bir Tanrı tarafından konulmuş külfetler bütünü" olarak algılanmasından duyduğu rahatsızlığı irdeliyor.
"Sürekli dilden Allah’ı anmasına ve sürekli dini etkinlikler yaşamasına rağmen, kendisi gibi olmayanlar üzerinde derin bir saygı ve hatta imreniş uyandıramayan Müslümanlık türünün, Allah’ın muradıyla örtüşebildiğini düşünemiyorum" diye yazıyor.
Siyasal İslam’ı savunan bazı kişilerde, dinin kaynağından uzaklaşmaya yol açan ideolojik çarpılmanın nedenlerini araştırıyor.
Bu konulara ilgi duyan okuyucularımın da bu kitaptan haberdar olmasını istedim.
Mehmet Y. YILMAZ Hürriyet
TRT'de Fethullah Rüzgarı
Kurumda birçok program Fethullah Gülen'e yakın isimler tarafından hazırlanıyor.
AKP iktidarının sesi haline gelen TRT'de birçok program dinci basın kurumlarında görev yapan ve Fethullah Gülen cemaatine yakın isimler tarafından hazırlanıp sunuluyor.
Programcılar arasında, Fethullah Gülen 'in şiirlerini ve metinlerini seslendirenlerin yanı sıra daha önce Samanyolu ve Kanal 7 gibi televizyonlarda görev yapan isimler de yer alıyor.
AKP iktidarının hazırladığı yasa tasarı'yla yapısını baştan sona değiştirmeyi planladığı TRT'de, programların içeriği ve sunucuları da hızla değişiyor. Bu programlardan bazıları ve sunucuları şöyle:
Enine Boyuna:
TRT-1'de Cuma günleri 23.05'te yayımlanan programı Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Yöneticisi Dr. İbrahim Kalın sunuyor. Kalın aynı zamanda Zaman ve Today's Zaman gazetelerinde yazıyor.
Sen-Siz Olmaz/ Olur mu?
Çarşamba günleri 21.55'te TRT 1'de canlı olarak ekrana gelen programda bir dönem polis akademisi dekan yardımcılığı görevini yürüten Dr. Önder Aytaç , konuklarla sohbet ediyor. Aytaç, Polis Akademisi'nden 4 öğretim üyesi ile birlikte hazırladığı Türkiye Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim adlı raporla tepki çekmişti.
Ezber Bozan:
Daha önce Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde köşe yazan Tamer Korkmaz tarafından hazırlanan program, salı günleri TRT 1'de saat 22.55'te yayımlanıyor.
Felsefe Konuşmaları:
Programda Prof. Dr. Teoman Duralı belirlenen bir konu üzerinde konuşuyor. Teoman Duralı'nın yazıları Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinde yayımlanıyor.
Rengâhenk:
İlker Gültekin tarafından hazırlanan program TRT-2'de hafta içi her gün saat 20.30'da yayımlanıyor. Gültekin, Fethullah Gülen'in yazdığı metinleri seslendiriyor.
Gündeme Dair:
TRT-1'de pazartesi günleri saat 13.30'da yayımlanıyor. Gazeteci Emre Aköz ve AKP'li Özlem Türköne 'nin eşi Mümtazer Türköne tarafından sunuluyor.
Şenlik Var:
Program daha önce Samanyolu TV'de Maceracı adlı programı hazırlayan Murat Yeni tarafından sunuluyor.
Bedirhan Gökçe ile Gecenin Kıyısında:
Çarşamba günleri TRT 1'de yayımlanan programı, daha önce Kanal 7'de
program yapan Bedirhan Gökçe sunuyor. Gökçe, Fethullah Gülen'in şiirlerini de seslendiriyor
_____________________________________________
FETTOŞTAN İNCİLER
Bu mahlukatı savunanların özellikle okumasını istediğim Fettoş ZIRVALARI
Fettoş' Alıntı:Ne demişti Fettullah GÜLEN:
--Mevcudiyetimizi hissettirmeden, çok ilerilere gitme,
--Ta ilerilere gitme, böyle can damarları içinde dolaşma ve sonra eğer dönüp gelinecekse yara almadan hissedilmeden geri gelme meselesi...........
--İster maddi güçleri bakımından, isterse kendi ülkelerindeki güç kaynakları ve gücü temsil eden kaynaklar bakımından, isterse ilim mahvilleri açısından, isterse toplumun büyük kesimlerine, büyük kısımlarına bu duygu ve düşünce ulaşmaları açısından, belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar bu şekilde hizmete devam etmeleri şart, zaruri ve luzümdur.
--Yanlış bir şey yapar, kıvama ulaşılmadan, özleri ile tam bütünleşmeden gereken mesafe alınmadan çıkışlar yaparlarsa dünya başlarını ezer... Ve müslümanlara Cezayir'deki hadise gibi yeni bir hadise yaşatırlar.. Suriye'deki 82 vakası gibi bir fecaat yaşatırlar..........
--Firvaunlar çağını yaşıyoruz.....
--Tam özünüzü bulacağınız, kıvama ereceğiniz ana kadar, dünyayı sırtınıza alıp taşıyabilecek güce ulaşacağınız ana kadar, o kuvveti temsil edeceğiniz şeyle elinizde olacağı ana kadar.
--Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır, her adım 20 gününü doldurmadan yumurtayı kırma gibi bir şeydir.........
--Bunca kalabalık içinde ben duygu ve düşüncelerimi sözde mahremce anlattım... Ama sizin mahremiyete sadık, mahremiyet mevzuunda hassas duygularınıza sığınarak anlattım.....