Fethullah Gülen Erdoğan'ı Uçuruma Sürüklüyor

Vtnsvr

New member
-
Fethullah Gülen ile Erdoğan arasındaki ilişkilerin gerginleştiğini ve Fethullahçıların AKP'yi uçurumun ağzına getirdikten sonra saf değiştirmek istediklerini yazmıştık.Ve demiştik ki, "AKP'nin kapatılma sebepleri arasında Fetullah Gülen və adamlarının Erdoğan hükümeti içinde oluşturdukları etki de vardır." Ancak Erdoğan'ın Gülen'in etkinliğini sağlayabilmesi veya bunun için yeterli faaliyette bulunmaması Fethullahçılarla arasının açılmasına neden oldu.
Erdoğan'a karşı ilk çıkışı yapan eski AKP'li Bakan, aynı zamanda Gülen'in en yakın adanlarından olan Ali Coşkun oldu. AKP'ye karşı yaptığı sert açıklamalatla şok etkisi yaratan Coşkun'dan sonra,Gülen'e yakınlığı ile tanınan, ABD^den yani Fəthullah Gülen'in yanından yeni dönen Hüseyin Gülerce ve Zaman gazetesinin diğer yazarı Ali Bulaç, AKP'yi sert dille eleştirdiler.

Türkiye'de "Fəthullah Gülen AKP'den desteğini çekiyor mu?"sorusunun sorulmasına neden olan bu açıklamaları değerlendirirken, Ali Bulaç'tan başlayalım."Hocaefendi ile ilgili olarak alınan bu karar (beraat) mahkemeye olan saygıyı çok daha arttırmıştır. (...) Bundan sonra Anayasa Mahkemesi, AKP'nin kapatılması yönünde bir karar verirse mahkemeye yönelik eleştirilerde bir azalma olur mu? Tabii ki olabilir..Mahkemeye olan tepkiler azalır."

Bu sözlerden şu sonuç çıkıyor:

AKP kapatılırsa, Gülen cemaatı desteğini çekecek, gerekirse yollarını ayıracak...

Yada sessiz kalacak, tarafsız bir tutum sergileyecek...

Mahkeme kararına tepki göstermeyecekler. Eğer AKP'liler, "Partimiz kapatılıyor" diye büyük bir kampanya başlatırlar ve mahkemeyi hedef alırlarsa, yanlarında Gülen cemaatından kimseyi göremeyecekler...

Çünkü, Gülen cemaatı artık kapatma davasını "yargı darbesi" olarak görmüyor.

Neden?

Ali Bulaç'ın sözleri ile yine Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'nin fikirlerini yan yana koyduğumuzda büyük fotoğraf ortaya çıkıyor.

Gülerce de Türkiye'nin düştüğü kaos durumundan AKP'yi sorumlu tutuyor.

AKP'yi sütten çıkmış ak kaşık olarak görmüyor...

Tam tersine, suçluyor...

Diyor ki:

"Kamuda çalışanlar türban takmasın desem kendimle çelişmiş olurum. Ancak karşı taraf buna tepki gösteriyorsa ısrar etmenin manası yoktur. Ülke yönetmek, toplumsal uzlaşmanın sağlanmasıyla mümkün olur. Uzlaşma olmadan hareket ederseniz, kaş yapayım derken göz çıkarırsınız..."

Bunları Fəthullah Gülen'e çok yakın bir adamın söylemesi ilginç değil mi?

Gülerce, AKP'nin yaptığı hataları da tek tek sıralamış:

Örneğin, "İmam-Hatip ve türban konusunda hassasiyet olduğuna göre, bu konuları gündeme getirmemeliydi..."

Yani, daha kucaklayıcı olunmalıydı...

Alevilerin Cem evleriyle ilgili taleplarine olumlu cevap verilmeliydi.

Başbakan, balkondan yaptığı konuşmanın devamını getirmeliydi.

Gördüğünüz gibi, Gülen cemaatı ülkenin ve siyasetin düştüğü kaos ortamının suçlusu olarak AKP'yi işaret ediyor...
Aslında Gülen'e bağlı bu iki kişinin sözleri, AKP ile cemaatın yol ayrımına geldiğini de ortaya koyuyor. Oysa ki gerek türban, gerek imam-hatip meselesi Gülen taraftarları vasıtasıyla gündeme getirilmişti. Üstelik, cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan muhalefetle anlaşmak istese de Gülen-Gül cephesi Başbakan'ı zor durumda bırakıp isteklerine nail olmuşlardı...

İlginçtir,Gülerce bir taraftan Erdoğan'ı karışıkşık yaratmakla suçlarken Zaman gazetesi Ergenekon olarak adlandırılan hayali örgütün üzerine gitmemekle, AKP'lileri cesaetsizlikle suçluyor. Bir taraftan barışçıl oldukları imajını yaratmak isteyen Gülerce,diğer taraftan da Türk toplumunu sarsan, TSK'yı hedef alan, PKK, ASALA ve irtcaya karşı mücadele etmiş generallerin de suçlandığı bir kavganın daha da alevlendirilmesini istiyor.


Gülerce, AKP'yi "Ergenekon" diye anılan hayali örgüte karşe cesaretsiz davranmakla suçluyor. "Ortada garip bir durum var. Darbe girişimiyle ilgili Meclis araştırma önerisine AKP, CHP ve MHP milletvekilleri imza vermiyor. Nokta dergisinde yayınlananSarıkız ve Ayışığı olarak adlandırılan darbe girişimlerini Meclis'e taşıyan Ufuk Uras şaşırmış. CHP'yi anladık ama MHP ile AKP'ye ne oluyor? Hele AKP'yi anlamak hiç mümkün değil. Sarıkız ve ayışığı Ufuk Uras'a karşı mı yapılacaktı?"

Ulusalcı medyanın "Fethullahçı" olduğunu iddia ettiği Savcı Zekeriya Öz hakkında da Gülen'in yakın adamı olumlu düşünmektedir. "Nihayet cesur savcılar çıkmış ve bu kez devlet içindeki yasa dışı yapılanmalar halının altına süpürülmemiştir. Susurluk ,için "fasa fiso" diyən başbakanların kırdığı cesaretleri bugün de AKP'liler 'konjonktür uygun değil' diyerek geri mi çekecekler? AKP bu konuda üzerine düşeni ve kendisinden bekleneni yapamazsa demokrasi cephesinin desteğini yitirecek."

Gördünüz mü? Gülen'in yakın adamı, açık biçimde AKP'den seri tutuklamaları devam ettirmesini istiyor ve aksi takdirde,AKP'yi desteği çekmekle tehdit ediyor!

Kendilerini 'demokrat' olarak adlandıran Gülerce, açık şekilde Türkiye'yi düşmandan koruyan Türk ordusunun üzerine gidilmesini istiyor. Bu konuda AKP'den daha riskli adımlar atmasını istiyor. AKP'ye "Bizim sayemizde iktidara geldiniz" mesajını veren Gülerce, aksi halde AKP'nin bindiği dalı kesmiş olacağını söylüyor.


Bu da, Fethullahçıların gerçek yüzünü göremeyenler için ders sayılmalıdır. Gülen ve taraftarları, bir taraftan zor durumda olan ortaklarını ortada bırakıp kaçıyorlar, diğer taraftan da Ermeni--PKK-irtica gibi Türk düşmanlarına karşı hayatını ortaya koymuş TSK'ya mümkün olduğu kadar çok darbe vurmak istiyorlar.lar Ergenekon operasyonu çerçevesinde göz altına alınan ancak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan gazeteci Mustafa Balbay da bu operasyonun hedefinin Türk Siahlı Kuvvetleri olduğuna dikkat çekiyor.

Azeri Yeniçağ Gazetesi
 

HTML

Üst