Fener'i yönetim yüzünden bıraktım

Mr.Ram

New member
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
342
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ali Sami Yen
Özbekistan'ın Bunyodkor takımını çalıştıran Zico, F.Bahçe'den, işine çok karışıldığı için ayrıldığını söyledi. Kadro kurarken bile direktifler aldığını dile getiren başarılı hoca, "Benim futbola bakış açımla yönetiminki uyuşmadı." dedi.

F.Bahçe'nin eski teknik direktörü Arthur Zico, Sarı-Lacivertli takımdan ayrılmasının altında yatan sebebin yönetimin işine karışması olduğunu açıkladı. F.Bahçe ile Avrupa'da yakaladıkları başarılı çıkıştan sonra takımdan ayrılışının kendisine çok zor geldiğini belirten Brezilyalı hoca, yönetimin de ayrılma sürecinde kendisini yalnız bıraktığını iddia etti. Eylül ayında gittiği Özbekistan'da Bunyodkor takımının başına geçen Zico, bu süre zarfında federasyon ve lig şampiyonluğu olmak üzere iki kupa kaldırdı. Türkiye'de görev yaptığı iki yıllık süre zarfında çok önemli intibalar edindiğini kaydeden Zico, ayrılık sebebinin asla parasal meselelerden kaynaklanmadığına vurgu yaptı. Özbekistan'da olmasına rağmen F.Bahçe maçlarını takip ettiğini ifade eden başarılı teknik adamdan yansıyanlar şöyle:

F.Bahçe'den ayrılmak çok zor geldi. Çünkü bulunduğunuz takım adına kendinize güveninizin olduğu ve yeni planların hesaplarını yaptığınız bir sırada ayrılmanız çok zor. Biliyorsunuz ki takımı belli bir seviyeye getirmişsiniz. Ama şunu belirteyim, ayrılmamdaki asıl sebeplerden biri yönetimle olan uyuşmazlık ve takımdaki idari bakış açısının değişmesi oldu. Net bir ifadeyle benim futbola bakış açımla yönetimin bakış açıları uyuşmadı. Örneğin bazı futbolcuların takımda kalması sürecine ben başka, yönetim başka baktı.

Yaptığım işin ve takıma kazandırdığım başarının farkındaydım. Evimi terk edip evin ve aracımın anahtarını teslim edecek birini bile bulamamıştım. Yönetimden bir telefon eden dahi olmadı. Açıkçası bu durum bana çok dokundu.

Sayın Aziz Yıldırım ile ilişkilerimiz iyi idi. Ama profesyonel iş hayatımızda uyuşmazlık vardı. İşlerime karışması ve hatta hangi futbolcuyu oynatıp oynatmayacağım konusunda direktifler verilmesi beni hoşnut etmedi. İşte tüm bunlar birbirine eklenince ayrılmam da kaçınılmaz oldu.

Benden hesap sorulsaydı kaldığım sürenin hesabını vermeye ve gerekli sorumluluğu da üstlenmeye hazırdım. Ama kalkıp da bu işi böyle yap, şu futbolcuyu şöyle oynat, şunu söyle yap denilmesine asla onay veremem.

Çalıştırıcı ile yönetim arasında bir sürü aracı var. Birçok mesele bu aracılarca halledilmeli. Ama çoğu zaman yönetim direkt çalıştırıcı ile muhatap olabiliyor. Bu benim prensiplerime aykırı. Teknik direktör yöneticiliğe, yönetim de teknik direktörlüğe soyunmamalı.

F.Bahçe dönemimdeki en önemli açılım Roberto Carlos'un alınmasıydı. Geçen sezon Carlos ve Appiah'ın sakatlanarak sahalardan uzak kalması bizi olumsuz etkiledi.

F.Bahçe'nin bu sezon en önemli kaybı Aurelio'nun gidişi ve Deivid'in sahalara geç dönüşü oldu. Bu iki futbolcunun takımdaki yerleri ayrıydı. Ama son dönemde bir toparlanma var. Arsenal'den alınan beraberlik ve ardından Süper Lig'deki G.Saray galibiyeti takım adına olumlu gelişmelerdi. Porto'yu da yenerse Şampiyonlar Ligi'nde umutlanma imkânı yakalayacaktır.

Derbiyi zevkle seyrettim. Geçmiş maçlarda da F.Bahçe'nin G.Saray'ı farklı yendiği olmuş. Şunu da unutmamak lazım, G.Saray'ı yenmesi takıma 10 puan kazandırmıyor veya onu şampiyon yapmıyor.

Fenerbahçe şu anda en güçlü çalıştırıcılardan birinin idaresinde, dünyanın önde gelen futbolcularından kurulu bir takım. Takıma yeni bir transfer gerekmez.

Türkiye'de futbolcuların fiziki hazırlığı iyi. Hatırımda kalan futbolcular ise G.Saray'dan Arda, F.Bahçe'den Gökhan Gönül, Trabzon'dan Selçuk.

Hakan Şükür benim için Türk futbolunun en önemli forvet futbolcusu. Onu, Türk futbolunun en büyük futbolculardan biri olarak bilirim.

Deivid Türk vatandaşı yapılırsa Milli Takım'a da faydalı olur.

kaynak_zaman gazetesi
 
Geri
Üst