admiral
New member
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 12,510
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Karabükspor maçında bir kere daha izledik ki Fenerbahçe’nin geçen sene büyük bir mücadele sonunda ortaya koyup oturttuğu oyun kurgusu ve sistemi bozuldu; takım içindeki uyum kayboldu.
Futbolda iki önemli unsur vardır.
Birincisi oyuncular…
Çok iyi oyuncularınızla belli bir sisteme bağlı kalmadan mükemmel işler yapabilirsiniz. 1988-89 sezonu 103 gol atan takımının sistemini hatırlayan var mı? Ya kadroyu? Öylesine yetenekli ve formda bir kadroydu ki 2-0, 3-0 geride olmak onun için bir şey ifade etmiyordu. 30-40 dakikalık bir mücadele yetiyordu.
Rıdvan Dilmen’in o sene İzmir’de Altay’a attığı slalom golü bugün dünyada kaç futbolcu atabiliyor ki?
Alex’in Fenerbahçe kazandırdığı puanlar kaça ulaştı?
İkincisi de sistem…
Hiç kuşkusuz görece daha standart oyuncularla ancak iyi bir sistemle de başarılı olmak mümkündür. Daum’un 2004’ten itibaren geliştirdiği ve bugün hala Fenerbahçe’nin oynamaya çalıştığı bu kurgu işlediği sürece başarıyı getirdi.
Fenerbahçe özellikle ligin ikinci yarısından itibaren futbolcu ve sistem sorunu yaşıyor. Bu ikisinin birden aksaması Fenerbahçe’nin bütün hayati düzenini etkiliyor.
Alex belki de geldiğinden bu yana ilk defa bu kadar uzun süreli bir formsuzluk içinde; kaçırdığı penaltı tamamen bununla ilgilidir.
Fenerbahçe’nin oynamaya çalıştığı (veya alıştığı) futbolda sabırla top çevirme ve atağı yönlendirme arzusu ön plandadır. Takım halinde hareket etmeyi seven bir yapısı vardır. Top çok fazla kişinin ayağına değdiği için de yıllardır kontrataktan gol bulmayı bile unuttular.
Kanatlardan dengeli hücum organizasyonları gelirdi.
Ve duran toplarda belirgin bir üstünlük oluşmuştu.
Kornerler, rakip alanın herhangi bir bölgesinde kazanılmış serbest vuruşlar tam anlamıyla taktiksel gol potansiyeliydi.
Fenerbahçe’de şimdi bu saydığımız özelliklerin büyük bölümü işlemiyor.
Öyle olunca da kenarda bu durumu değiştirme gayretine giren Aykut Kocaman birçok şeyin birbirine karışmasına neden olabilecek zorunlu hamleler yapıyor. Yaptığı her hamlenin karşılığında nereye müdahale ediyorsa orada oynayan oyuncunun iyi olması birincil koşulken tersi gerçekleşince bu sefer de sanki her şey yanlışmış şeklinde büyük bir kaosa dönüşüyor.
Bir türlü Yobo’nun yanında tandemi oluşturacak adam oturmadı. Gökhan Gönül’ün sağ kanat bindirmeleri son üç sezondur çok etkiliydi, bu sene daha çok sakatlığı ile ön plana çıktı. Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı ekstra katkı yapamıyorlar. Semih neredeyse kayboldu. Bienvenu sıradan bir futbolcuymuş gibi konuşuluyor.
Caner ve Stoch bütün bu olumsuzlukların arasında zaman zaman sıyrılıyor ancak oyunları bir türlü sistemle bütünleşemiyor ya da bu iki oyuncu takımı her maç alıp sürükleyecek bir standardı yakalayamıyor.
Şimdi Sow gibi güçlü ve golcü bir futbolcu transfer edildi ama sistem çalışmadığı için bu sefer gol pozisyonu yaratacak toplar ona gitmiyor.
Burada temel sorun futbolcuların yeteneğinden kaynaklanmadığı ortadadır.
Bir konsantrasyon, odaklanma sıkıntısı yaşanmaktadır.
Tam da bu noktada işte birinin çıkıp “sakin olun, sorun yok, tamamen kısa süreli bir mental yorgunluk yaşanıyor” demesi gerekiyor.
Çünkü panik duygusu böyle zamanlarda herkesi daha fazla hataya zorlar, zincirleme tetiklenen bir süreç başlar.
Yıllardır Fenerbahçe’nin böyle zor günlerinde Aziz Yıldırım’ın devreye girdiğine şahit olurduk. Takım kısa süre içinde kendine gelir ve seri galibiyetler gelirdi. Muhtemelen bu kadar uzun da sürmezdi.
Şimdi o görevi yerine getirecek bir kişi gerekiyor.
Aykut Kocaman buraya kadar getirdi ama futbolun sadece bir kişinin altından kalkamayacağı kadar çok bileşenli bir yapı olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor.
Bu sezonu diğerlerinden ayıran çok önemli farklar var, detaylarını tüm Fenerbahçe camiası ortaklaşa yaşıyor. Herkes elinden geldiğince süreçte bir şeyler yapmaya çalışıyor.
İşte burada kritik dönüşüm bugüne kadar bir takım müdahalelerle kendine gelen takımın artık kendi kendini toparlayacağı profesyonellikle tanışması olacaktır.
Bu sezon havlu atılıp, olduğu kadar, elimizden gelen bu kadar denilip geçiştirilemeyecek kadar önemli ve değerledir.
Fenerbahçe içinde şu an bu işi gerektiği gibi yapacak futbolcular olduğunu biliyoruz.
http://spor.milliyet.com.tr/fenerbahce-de-oyuncu-ve-sistem-sorunu--futbolcularin-sorumlulugu/uzay-gokerman/spor/sporyazardetay/16.02.2012/1503846/default.htm
Futbolda iki önemli unsur vardır.
Birincisi oyuncular…
Çok iyi oyuncularınızla belli bir sisteme bağlı kalmadan mükemmel işler yapabilirsiniz. 1988-89 sezonu 103 gol atan takımının sistemini hatırlayan var mı? Ya kadroyu? Öylesine yetenekli ve formda bir kadroydu ki 2-0, 3-0 geride olmak onun için bir şey ifade etmiyordu. 30-40 dakikalık bir mücadele yetiyordu.
Rıdvan Dilmen’in o sene İzmir’de Altay’a attığı slalom golü bugün dünyada kaç futbolcu atabiliyor ki?
Alex’in Fenerbahçe kazandırdığı puanlar kaça ulaştı?
İkincisi de sistem…
Hiç kuşkusuz görece daha standart oyuncularla ancak iyi bir sistemle de başarılı olmak mümkündür. Daum’un 2004’ten itibaren geliştirdiği ve bugün hala Fenerbahçe’nin oynamaya çalıştığı bu kurgu işlediği sürece başarıyı getirdi.
Fenerbahçe özellikle ligin ikinci yarısından itibaren futbolcu ve sistem sorunu yaşıyor. Bu ikisinin birden aksaması Fenerbahçe’nin bütün hayati düzenini etkiliyor.
Alex belki de geldiğinden bu yana ilk defa bu kadar uzun süreli bir formsuzluk içinde; kaçırdığı penaltı tamamen bununla ilgilidir.
Fenerbahçe’nin oynamaya çalıştığı (veya alıştığı) futbolda sabırla top çevirme ve atağı yönlendirme arzusu ön plandadır. Takım halinde hareket etmeyi seven bir yapısı vardır. Top çok fazla kişinin ayağına değdiği için de yıllardır kontrataktan gol bulmayı bile unuttular.
Kanatlardan dengeli hücum organizasyonları gelirdi.
Ve duran toplarda belirgin bir üstünlük oluşmuştu.
Kornerler, rakip alanın herhangi bir bölgesinde kazanılmış serbest vuruşlar tam anlamıyla taktiksel gol potansiyeliydi.
Fenerbahçe’de şimdi bu saydığımız özelliklerin büyük bölümü işlemiyor.
Öyle olunca da kenarda bu durumu değiştirme gayretine giren Aykut Kocaman birçok şeyin birbirine karışmasına neden olabilecek zorunlu hamleler yapıyor. Yaptığı her hamlenin karşılığında nereye müdahale ediyorsa orada oynayan oyuncunun iyi olması birincil koşulken tersi gerçekleşince bu sefer de sanki her şey yanlışmış şeklinde büyük bir kaosa dönüşüyor.
Bir türlü Yobo’nun yanında tandemi oluşturacak adam oturmadı. Gökhan Gönül’ün sağ kanat bindirmeleri son üç sezondur çok etkiliydi, bu sene daha çok sakatlığı ile ön plana çıktı. Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı ekstra katkı yapamıyorlar. Semih neredeyse kayboldu. Bienvenu sıradan bir futbolcuymuş gibi konuşuluyor.
Caner ve Stoch bütün bu olumsuzlukların arasında zaman zaman sıyrılıyor ancak oyunları bir türlü sistemle bütünleşemiyor ya da bu iki oyuncu takımı her maç alıp sürükleyecek bir standardı yakalayamıyor.
Şimdi Sow gibi güçlü ve golcü bir futbolcu transfer edildi ama sistem çalışmadığı için bu sefer gol pozisyonu yaratacak toplar ona gitmiyor.
Burada temel sorun futbolcuların yeteneğinden kaynaklanmadığı ortadadır.
Bir konsantrasyon, odaklanma sıkıntısı yaşanmaktadır.
Tam da bu noktada işte birinin çıkıp “sakin olun, sorun yok, tamamen kısa süreli bir mental yorgunluk yaşanıyor” demesi gerekiyor.
Çünkü panik duygusu böyle zamanlarda herkesi daha fazla hataya zorlar, zincirleme tetiklenen bir süreç başlar.
Yıllardır Fenerbahçe’nin böyle zor günlerinde Aziz Yıldırım’ın devreye girdiğine şahit olurduk. Takım kısa süre içinde kendine gelir ve seri galibiyetler gelirdi. Muhtemelen bu kadar uzun da sürmezdi.
Şimdi o görevi yerine getirecek bir kişi gerekiyor.
Aykut Kocaman buraya kadar getirdi ama futbolun sadece bir kişinin altından kalkamayacağı kadar çok bileşenli bir yapı olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor.
Bu sezonu diğerlerinden ayıran çok önemli farklar var, detaylarını tüm Fenerbahçe camiası ortaklaşa yaşıyor. Herkes elinden geldiğince süreçte bir şeyler yapmaya çalışıyor.
İşte burada kritik dönüşüm bugüne kadar bir takım müdahalelerle kendine gelen takımın artık kendi kendini toparlayacağı profesyonellikle tanışması olacaktır.
Bu sezon havlu atılıp, olduğu kadar, elimizden gelen bu kadar denilip geçiştirilemeyecek kadar önemli ve değerledir.
Fenerbahçe içinde şu an bu işi gerektiği gibi yapacak futbolcular olduğunu biliyoruz.
http://spor.milliyet.com.tr/fenerbahce-de-oyuncu-ve-sistem-sorunu--futbolcularin-sorumlulugu/uzay-gokerman/spor/sporyazardetay/16.02.2012/1503846/default.htm