Fenerbahçe Hücum Ederken Aklını Kullanmıyor

admiral

New member
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
12,510
Reaction score
0
Puanları
0
Karabükspor karşısında ilk yarısında hiç mücadele etmeyen bir Fenerbahçe izledik. Öyle ki takım içinde akıldışı oynayan futbolcular da vardı. Stoch’un rakibe yaptığı asist tam anlamıyla akıl tutulması anıydı.

Stoch, istediği kadar Fırat Aydınus’a “önümde durdun göremedim” desin; esas mesele de hakemin Fenerbahçeli hücum oyuncusunun topla buluştuğu yer itibarıyla en iyi noktalardan birinde duruyor oluşuydu. Hadi bir an orada hakem değil de kendi arkadaşı veya Karabüksporlu oyuncu olsun, ne değişir?

Stoch, topu en son göndereceği yere, kendi ceza sahasının içine attı. Atarken ne kadar bilinçsizse itiraz esnasında iki kat düşünmekten acizdi.

Bir dakika sonra yenilen gol bir o kadar basit hatalardan oluşuyordu.

Fenerbahçe'nin bu sezon yaptığı hatalardan dolayı yediği gollerden savcı kocaman bir iddianame yazardı. Gerçek iddianameden de daha inandırıcı olurdu.

Haftalardır hep aynı golleri yiyor bu takım. Yediği basitlikte gol atamadığı için de maçlarını kaybediyor.

İşin sahada mücadele etme tarafıysa bambaşka düzlemdeki temel sorundur. Ancak bu takım halinde ve sistemin de çökmesinden kaynaklanan bir dizi etkenden kaynaklanmaktadır. Bu detayı konuşmayı hafta içine erteleyelim.

Aykut Kocaman’ın Caner hamlesi yanlış değildi. Bu sene Stoch’la birlikte takımı ileriye doğru taşıyan isimlerden biriydi ve ister sağda, ister solda olsun sahada olmayı hak ediyordu.

Ancak Caner de aklıyla sahada olamayan futbolculardan… Yeteneğini o kadar zorluyor ki ister istemez aldığı riskler takımın bütün dengesini alt üst ediyor.

Caner ve Stoch aynı anda sahada olup arka arkaya oynadıkları zaman Fenerbahçe’nin riskleri tek kanatta toplanırken; bu iki oyuncunun sahanın iki açık alanında oynamaları gerisindeki oyuncuları hatta merkezde mücadele edenleri büyük bir risk altına alıyor.

Modern futbolda yetenekli bir futbolcunun bir adam eksiltmesi normaldir, ikincisini geçerse gol şansı çok artar, üç oyuncu birden geçen yok gibi bir şeydir.

Stoch ve Caner bu üçünü birden yapabilecek beceriye sahipler. Ancak her üç durumda da takım oyuncusu olduklarını unuttukları andan itibaren kendi takımları için tehdit unsuruna dönüşüyorlar. Onlar hücuma çıktıklarında ileriye doğru yüklenirken kaptırılan toplar birkaç pasta tehlikeye dönüşüyor.

Savunmada oynayan oyuncuların da etkisizliği sorgulanır hale geliyor.

Sow gibi bir oyuncunuz varsa onu mümkün olduğunca topla buluşturmak gerekir. Geçen hafta bunu konuştuk. Caner ve Stoch bu anlamda büyük bir şans ama her ikisi kafalarını en son pozisyonda kaldırıyorlar.

Sow topla buluşmazsa birkaç hafta sonra Bienvenu muamelesi görür; çünkü bu oyun yapısı ister istemez futbolcuyu orta sahaya çeker, daha fazla topla mücadele etmesine neden olur ve gol pozisyonunda enerjisi tükenir.

Ziegler’in güzel ortasına vurduğu kafa Sow’un kalitesini gösterdi. Bu ortalardan maç boyunca en az beş tane yapmak gerekiyor.

Böyle zamanlarda en çok hoşumuza giden şey Alex’i tartışmak. 8 senedir hep aynı şey… Alex’in bu maçta birçok oyuncunun yapamadığını gerçekleştirdiğini görmek gerekiyor. Neredeyse maçı beraberliğe de getiriyordu, direğe takıldı.

Bütün bir maçı Alex’in üzerine yıkmadan oynamayı başarmak gerekiyor. İşte o zaman Alex takımda ekstra bir futbolcu haline geliyor ki hiçbir rakipte olmayan büyük bir silah oluyor.

Karabükspor ligin şu an formda takımı; futbolu basitleştirmeyi biliyor. Basit oyunla rakibini eksiltip kalecisiyle karşı karşıya kalabiliyor. Mesele de budur zaten.

Fenerbahçe’nin etkisiz futbolu İlhan’ı bile olduğundan etkili ve Parlak futbolcu haline getirirken, Mehmet’i Yıldız’laştırdı. Cernat kendisine yapılan asisti golle sonuçlandırırken birçok Karabükspor atağını da yönlendirdi.

Fırat Aydınus, sezon başındaki formundan çok uzaklardaydı. İlk yarı devam ettirdiği bir çok mücadeleyi ikinci yarı durdurdu faul verdi. Öyle olunca da Karabüksporlu oyuncuların tepkisini çekti.

Uzay Gökerman
 
Geri
Üst