admiral
New member
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 12,510
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bugün başlayacak davaya konu olan “operasyon Fenerbahçe şampiyon olmasaydı yapılmayacaktı.”
Duyduğum ilk andan itibaren beni çok rahatsız eden bir açıklamaydı ve yanılmıyorsam ilgilileri tarafından yalanlanmadı.
İddianamenin ilk sayfalarını okurken önemli bir detaya fazlasıyla takılıp kalmıştım.
Metin, operasyonun bir numaralı şüphelisi ve nedeni olduğu iddia edilen Olgun Peker ile başlıyordu ve bu şahsın Sedat Peker ile olan ilişkisi ortaya koyulduktan sonra 2002 yılından bu yana kurduğu menajerlik şirketi yoluyla futbol camiasının içinde yer almayı hedeflediği bunu da organize suç örgütü yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı yıl yıl örnekler verilerek destekleniyordu.
Olgun Peker iddianamedeki tapelere göre 2002 yılından itibaren gerçekten futbol dünyasının içinde kendisine önemli bir yer edinmiş, hemen herkesle de ilişki haline geçmişti.
Peki, bu adamın, eğer gerçekten kirli ve karanlık ilişkilerin içinde, organize işler çeviren biriyse, 2002’den 2011 yılına kadar futbol dünyasının içinde kalmasına, dahası normalleşmesine niçin izin verilmiştir?
9 yıl gibi çok uzun bir süre boyunca iddianamece tespit ve kayıt altına alınmış suçların işlenmesine neden ve nasıl göz yumulmuştur?
Neden üç sene önce değil de bu sene?
Fenerbahçe şampiyon olmasaydı bu ilişkilerin sürmesi aynı şekilde takip mi edilecekti?
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ülkemizde çeşitli grupların birbirleriyle olan hesaplaşmalarını adalet mekanizmasının içinde izledik; okuduk.
İzmir Suikastı Davası en önemli hesaplaşmalardan biriydi; belki de birincisiydi.
27 Mayıs Darbesi ve Yassıada Davaları yine üst düzeyde bir yargılamaydı; Cumhuriyetin bir başbakanı o dava sonunda idam edildi.
1971 Muhtırası da önemli bir dava ile sonuçlandı.
1980 Darbesinin getirdiği hesaplaşma bugün hala devam ediyor.
Ve günümüz…
2007’den bu yana çeşitli isimler altında çok önemli davalar görülüyor. Belki de sürecin en etkili operasyonu ve davası merkezinde Fenerbahçe’nin olduğu şikeyle ilgili olandır.
Bu davayı önemli kılan şey sadece Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin yargılanması değildir; 3 Temmuz’dan bu yana sürecin başlatan mekanizma ve ona destek verenlerdir.
Mehmet Baransu, Rasim Ozan Kütahyalı, Ahmet Altan vs… Bu zamana kadar kaç tane futbol yorumu yapmışlardır da 3 Temmuz’dan sonra bir anda şike ile ilgilenir olmuşlardır?
Bu kişilerin daha mahkeme başlamadan ve sonuçlanmadan suçluyu bulup ortaya koymaları göstermeleri hukuk adına çok anlamlıdır.
Yine bu operasyonunun sonuçlarından bir tanesi Fenerbahçe camiasının ve taraftarının neredeyse tek yumruk halinde kenetlenerek güçlü bir sivil toplum örgütü haline gelmiş olmasıdır ki çok daha önemlidir. Büyük bir kitle karşı duruş göstererek tepki vermiştir.
Spor tarihimizin en önemli kişilerinden, bunun detaylarını sıralamaya ve anlatmaya gerek bile yok, yeri geldiğinde sürekli yazdık, konuştuk, tartıştık, Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının bu süreçte tutuklu kalmaları çok ama çok önemlidir.
Adalet kişilere, gruplara göre hareket etmemeli, seçim yapmamalıdır.
Hukukun evrensel kaidelerine ince ayarlar uygulanmamalıdır.
Yukarıda örneklediğim hesaplaşma süreçlerinin içinde de ne taraflar vardı ve zamanında o kişiler veya gruplar çok önemli suçlarla cezalandırılmıştı. Ancak yıllar sonra o davaların sonuçları üzerinden hesaplaşmalar devam etmiştir.
Davalar ve cezaları bir kesimi tatmin etmiş olabilir ancak tarih
ve gerçekler gizlenememiştir.
Böylesine toplumu derinden sarsacak operasyonlar ve davaları bir takımın şampiyon olması ile ilişkilendirirseniz o yargılama sürecinin içindeki bir takım detayları açıklamada güçlük çekersiniz.
Olgun Peker ile ilgili kısmını konuştuk; bu davada şu an sanık durumunda bulunan diğer kişilerin eğer yaptıkları gerçekten suçsa ve kanıtlanır bunun ortaya çıkma nedeni de Fenerbahçe’nin şampiyonluğu olursa o zaman geçmişe dönük birçok soru veya sorunlar da devreye girer ki bunun altından kalkabilmek mümkün olmaz.
Bugün başlayacak davanın niteliği 8 aydır belli bir çerçeveye oturmuştur. Geliş süreci sıkıntılı ve sancılıdır; taraflıdır.
Umalım ki davanın kendisi bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak bir ortamda devam etsin ve sonuçlansın.
Duyduğum ilk andan itibaren beni çok rahatsız eden bir açıklamaydı ve yanılmıyorsam ilgilileri tarafından yalanlanmadı.
İddianamenin ilk sayfalarını okurken önemli bir detaya fazlasıyla takılıp kalmıştım.
Metin, operasyonun bir numaralı şüphelisi ve nedeni olduğu iddia edilen Olgun Peker ile başlıyordu ve bu şahsın Sedat Peker ile olan ilişkisi ortaya koyulduktan sonra 2002 yılından bu yana kurduğu menajerlik şirketi yoluyla futbol camiasının içinde yer almayı hedeflediği bunu da organize suç örgütü yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı yıl yıl örnekler verilerek destekleniyordu.
Olgun Peker iddianamedeki tapelere göre 2002 yılından itibaren gerçekten futbol dünyasının içinde kendisine önemli bir yer edinmiş, hemen herkesle de ilişki haline geçmişti.
Peki, bu adamın, eğer gerçekten kirli ve karanlık ilişkilerin içinde, organize işler çeviren biriyse, 2002’den 2011 yılına kadar futbol dünyasının içinde kalmasına, dahası normalleşmesine niçin izin verilmiştir?
9 yıl gibi çok uzun bir süre boyunca iddianamece tespit ve kayıt altına alınmış suçların işlenmesine neden ve nasıl göz yumulmuştur?
Neden üç sene önce değil de bu sene?
Fenerbahçe şampiyon olmasaydı bu ilişkilerin sürmesi aynı şekilde takip mi edilecekti?
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ülkemizde çeşitli grupların birbirleriyle olan hesaplaşmalarını adalet mekanizmasının içinde izledik; okuduk.
İzmir Suikastı Davası en önemli hesaplaşmalardan biriydi; belki de birincisiydi.
27 Mayıs Darbesi ve Yassıada Davaları yine üst düzeyde bir yargılamaydı; Cumhuriyetin bir başbakanı o dava sonunda idam edildi.
1971 Muhtırası da önemli bir dava ile sonuçlandı.
1980 Darbesinin getirdiği hesaplaşma bugün hala devam ediyor.
Ve günümüz…
2007’den bu yana çeşitli isimler altında çok önemli davalar görülüyor. Belki de sürecin en etkili operasyonu ve davası merkezinde Fenerbahçe’nin olduğu şikeyle ilgili olandır.
Bu davayı önemli kılan şey sadece Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin yargılanması değildir; 3 Temmuz’dan bu yana sürecin başlatan mekanizma ve ona destek verenlerdir.
Mehmet Baransu, Rasim Ozan Kütahyalı, Ahmet Altan vs… Bu zamana kadar kaç tane futbol yorumu yapmışlardır da 3 Temmuz’dan sonra bir anda şike ile ilgilenir olmuşlardır?
Bu kişilerin daha mahkeme başlamadan ve sonuçlanmadan suçluyu bulup ortaya koymaları göstermeleri hukuk adına çok anlamlıdır.
Yine bu operasyonunun sonuçlarından bir tanesi Fenerbahçe camiasının ve taraftarının neredeyse tek yumruk halinde kenetlenerek güçlü bir sivil toplum örgütü haline gelmiş olmasıdır ki çok daha önemlidir. Büyük bir kitle karşı duruş göstererek tepki vermiştir.
Spor tarihimizin en önemli kişilerinden, bunun detaylarını sıralamaya ve anlatmaya gerek bile yok, yeri geldiğinde sürekli yazdık, konuştuk, tartıştık, Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının bu süreçte tutuklu kalmaları çok ama çok önemlidir.
Adalet kişilere, gruplara göre hareket etmemeli, seçim yapmamalıdır.
Hukukun evrensel kaidelerine ince ayarlar uygulanmamalıdır.
Yukarıda örneklediğim hesaplaşma süreçlerinin içinde de ne taraflar vardı ve zamanında o kişiler veya gruplar çok önemli suçlarla cezalandırılmıştı. Ancak yıllar sonra o davaların sonuçları üzerinden hesaplaşmalar devam etmiştir.
Davalar ve cezaları bir kesimi tatmin etmiş olabilir ancak tarih
ve gerçekler gizlenememiştir.
Böylesine toplumu derinden sarsacak operasyonlar ve davaları bir takımın şampiyon olması ile ilişkilendirirseniz o yargılama sürecinin içindeki bir takım detayları açıklamada güçlük çekersiniz.
Olgun Peker ile ilgili kısmını konuştuk; bu davada şu an sanık durumunda bulunan diğer kişilerin eğer yaptıkları gerçekten suçsa ve kanıtlanır bunun ortaya çıkma nedeni de Fenerbahçe’nin şampiyonluğu olursa o zaman geçmişe dönük birçok soru veya sorunlar da devreye girer ki bunun altından kalkabilmek mümkün olmaz.
Bugün başlayacak davanın niteliği 8 aydır belli bir çerçeveye oturmuştur. Geliş süreci sıkıntılı ve sancılıdır; taraflıdır.
Umalım ki davanın kendisi bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak bir ortamda devam etsin ve sonuçlansın.
Uzay Gökerman