Fatih Sultan Mehmed’in bugün doğumunun 578’inci yılı kutlanıyor.

1001Design

330i ///M3 Design
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
RUHUN SAD MEKANIN CENNET OLSUN

fatih1.jpg


İstanbul’u fetheden efsanevi Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed’in bugün doğumunun 578’inci yılı kutlanıyor. 30 Mart 1432 tarihinde dünyaya gelen ve 3 Mayıs 1481 yılında, genç bir yaşta vefat eden II. Mehmed, yedinci Osmanlı padişahıydı. İstanbul’u fethederek “Fatih” lakabını alan hükümdar, böylece Orta Çağ’ın sona ererek Yeni Çağ’ın başlamasına sebep oldu.

fatih2.jpg


fatih3.jpg


fatih4.jpg


fatih5.jpg


fatih6.jpg


fatih7.jpg


fatih8.jpg


fatih3.jpg
 
"Ya ben İstanbul'u alırım, ya da İstanbul beni"

Göğsümüzde tıpkı Fatih' in yukarıdaki sözlerindeki gibi yansımasını bulan bir dava ateşi yanmadıkça ona ve tüm ecdada layık olmak ne mümkün..

Ruhun şad olsun Koca Sultan..
 
İstanbulu Fetederek Dünya Tarihini Değiştiren,
Osmanlıya En Şaşalı Dönemini Yaşatan Büyük Padişah.


Ruhun Şâd Mekanın Cennet Olsun!
 
Yelkenler dikilecek, yelkenler biçilecek.
Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek.
Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek.

Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın.
Fatih'in Istanbul'u fethetiği yaştasın.

Delikanlım isaret aldığın gün atandan,
Yürüyeceksin; Millet yürüyecek arkandan.
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan.

Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın.
Fatih'in Istanbul'u fethetiği yaştasın.

Bu kitaplar Fatih'tir; Selim'dir, Süleyman'dır
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.

Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın.
Fatih'in Istanbul'u fethetiği yaştasın



“Istanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”


ruhun şad olsun büyük komutan...
 
Allah hepsinden razi olsun gani gani rahmet eylesin.

xav3oeagbzjkjdc8r03r.jpg


pg2vf8gkefxg9wxmhp.jpg
 
nice mutlu yıllara fatihçim ;)
 
Kostantiniye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.

Hz. Muhammed (SAV)
 
Birgün İstanbul ve İstanbul'un Fethi'nden konuşurlarken söz tabii Fatih'e geldi. Atatürk'ün tarihin kendi hakkında vereceği hükmü etrafındakilere sık sık sorduğu malumdur. Söz sırası yine gelmişti. Ortaya şöyle bir sual attı:
"Tarih acaba benim mi, yoksa İkinci Mehmet'in mi yaptığı işleri daha mühim bulacaktır?" Bulunanların hemen hepsi: "Siz" dediler. Atatürk, böyle meselelerde daima olduğu gibi: "Niçin?" dedi. Sual sırası kendisine gelenler Atatürk'ün Fatih'ten çok büyük olduğunu ispat için akla gelecek ve gelmeyecek delilleri toplamakta birbirleri ile yarışa başladılar. Hatta bazıları: "Sizin yanınızda Fatih kim olurmuş!" diyecek kadar ileri bile vardılar. Fakat, ne söylenirse söylensin, verilen cevapların Atatürk'ü hiç tatmin etmediğini anlamak güç olmuyordu. Nihayet söz orada bulunanların en gencine geldi:

"Efendim, tarih bir imtihan salonuna benzer. Karşısına gelenlere birtakım hususi meseleler verir. Neticede verdiği problemleri halledişine ve bundaki maharetine göre bir numara verir. Aşağı yukarı tarihin imtihanına çıkanların hepsi ayrı şartlar dahilinde, ayrı meseleler karşısında kalmışlardır. bunları en iyi halledenler de tereddütsüz on numara almışlardır. Zannımca, tarihin adamı olan şahsiyetlerin karşısında kaldıkları hadiseleri birbirleri ile karşılaştırmakla hükümlere varmak mümkün değildir. Fatih, karşısına çıkan problemleri en iyi şekilde hallederek on numara almıştır. Siz de önünüze serilen meseleleri halletmiş ve on numarayı kazanmış bir tarih büyüğüsünüz." Atatürk, bu sözleri büyük bir dikkatle dinledi ve neticede:

"Bravo!" dedi. Sonra, biraz evvel Fatih'i küçümseyen kişiye dönerek: "Sen halt etmişsin. Ben Fatih'ten büyük olabilir miyim? Çok kereler Fatih'in karşısında kaldığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı hal çarelerine varmışımdır. Yalnız, Fatih, benim karşısında kaldığım hadiseleri nasıl hallederdi. Bunu çok merak ederim. İkinci Mehmet büyük adamdır, büyük..."

Ruhun Şaad Olsun 2.Mehmet :goz:
 
Bu sözden başka söze gerek yoktur.

Kostantiniye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.

Hz. Muhammed (SAV)
 
atalarımızda atalarımız diyenlerin ne kadar atalarına sahip çıktıkları şu konudan belli oldu.

eline sağlık 1001



FATİH SULTAN II. MEHMED HAN










PHP:
http://rapidshare.com/files/370291421/FSM__HAN__lucian.part1.rar
http://rapidshare.com/files/370291392/FSM__HAN__lucian.part2.rar
http://rapidshare.com/files/370291053/FSM__HAN__lucian.part3.rar

RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting
RapidShare: 1-CLICK Web hosting - Easy Filehosting

şifre:hackhell
 

Delikanlım isaret aldığın gün atandan,
Yürüyeceksin; Millet yürüyecek arkandan.
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan.

Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın.
Fatih'in Istanbul'u fethetiği yaştasın.


“Istanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”


ruhun şad olsun büyük komutan...

KONUYU BAŞLATAN 1001design VE TAKİP EDEN HERKESE AYRI AYRI TEŞEKKÜRLER
 
İstanbulu Fetederek Dünya Tarihini Değiştiren,
Osmanlıya En Şaşalı Dönemini Yaşatan Büyük Padişah.

Ruhun Şâd Mekanın Cennet Olsun!
 






2.jpg



Hapisteki papazlar
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden sonra tüm hükümlüleri serbest bırakır. Ancak bu hükümlüler arasında yer alan iki papaz zindan çıkmak istemezler. Halka zulüm ve işkence eden Bizans İmparatoru’na, adaletli olmasını tavsiye ettikleri gerekçesiyle hapse atılan papazlar, bundan böyle hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdir.


3.jpg


Olaydan haberdar olan sultan, huzuruna çağırdığı papazların ağzından kendi hikâyelerini dinler ve onlara şöyle der:


4.jpg



“Bir teklifim var: sizler İslam adaletinin uygulandığı bu memleketi geziniz, Müslüman hâkimlerin ve halkımın davalarını dinleyiniz. Eğer hayata küsmenize sebep olan adaletsizliği burada da görürseniz gelip bana bildiriniz ve önceden verdiğiniz kararınız doğrultusunda uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunuzu kanıtlayınız.”

5.jpg


Papazlar zaman kaybetmeden yola çıkarlar. İlk durakları Bursa’dır. Orada şöyle bir olayla karşılaşırlar:
Bir Müslüman’ın, “hiçbir kusuru yok” denilerek bir Yahudi’den satın aldığı atın hasta olduğu ortaya çıkar. Müslüman, sabah olur olmaz kadının yolunu tutar. Ancak kadı henüz gelmemiştir. Bir süre boyunca bekleyen Müslüman, kadının gelmeyeceğini düşünerek atını alıp geri döner ve at o gece ölür. Olayı sonradan öğrenen kadı, atın sahibi Müslüman’ı çağırarak şöyle der:


6.jpg



“Eğer geldiğinizde ben makamımda bulunsaydım, atı sahibine iade edip paranızı alırdım. Ancak zamanında daireme gelmediğim için olayların bu şekilde gelişmesine sebep oldum. O yüzden atın ölümünden doğan zararı ben ödeyeceğim.”


7.jpg


Bu olay karşısında hayrete düşen papazlar buradan İznik’e geçerler. Bu şehirde ise şöyle bir mahkeme ile karşılaşırlar:

8.jpg


Bir Müslüman’dan tarla satın alan başka bir Müslüman ekin zamanı gelip de tarlasını sürmeye başlayınca sabanına bir küp altın takılır. Çiftçi altınların hepsini alarak tarlanın ilk sahibine giderek küpü vermek ister. Ona “Ben senden tarlanın altını değil, üstünü satın aldım. Eğer tarlanın içinde bu kadar altın olduğunu bilseydin bana bu fiyata satmazdın. Al şu altınlarını” der.

9.jpg


Tarlanın ilk sahibi ise, tarlayı kendisine taşı ve toprağıyla beraber sattığını söyleyerek altınları kabul edemeyeceğini söyler. Anlaşmaya varamadıkları için iki Müslüman soluğu kadının huzurunda alırlar. Kadı, adamlara çocukları olup olmadığını sorar. Birinin erkek diğerinin ise kız çocuğu vardır. Kadı, bu iki çocuğu nikâhlayarak altını da çeyiz olarak onlara vermeye hüküm verir.

10.jpg


Bu iki olaya tanık olduktan sonra papazlar İstanbul’a gelerek Fatih Sultan Mehmed’in huzuruna çıkarlar ve şöyle derler:

11.jpg


“Bizler artık inandık ki bu kadar adalet ve birbirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Bu dinin insanları başka dinden olanlara bile kötülük yapamazlar. Bu yüzden biz zindana dönme kararımızdan vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inandık.

12.jpg






2eyzza1.gif





“Bu halkla ben dünyayı bile fethederim”
Henüz 21 yaşında olan ve İstanbul’u fethetmeye karar veren Fatih Sultan Mehmed, orduya katılacak olan halkını imtihan etmek amacıyla sabahın erken saatlerinde tebdil-i kıyafetle başkent Edirne’nin pazarında dolaşmaya başlar. Çarşının bir ucundaki dükkâna giderek birkaç erzak alır. Dükkândan çıkarken elindekilerin yetmeyeceğine kanaat getirip biraz daha erzak ister, ancak dükkân sahibi vermek istemez:

13.jpg



"Ben sana satış yaparak siftahımı yapmış oldum. Başka alacağın varsa şuradaki dükkândan al, çünkü o henüz siftah etmedi.”


14.jpg


Sultan gittiği ikinci dükkânda da ikinci bir mal istediğinde aynı karşılığı alır ve böylece bütün çarşıyı baştan sona dolaşır.

15.jpg


Padişah saraya geldiğinde secdesine kapanarak şöyle der:
“Ya Rabbi sana hamdolsun… Bana böyle birbirini düşünen insanların olduğu bir millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans’ı, dünyayı bile fethederim.”


16.jpg


Padişahla mahkemelik olan Yahudi
Fatih Sultan Mehmed, yapılacak bir cami inşaatı için uygun görülen bir araziyi istimlâk eder. Ancak bu arazi bir Yahudi’ye aittir. İstimlâk kararına itiraz etmek için arazi sahibi Yahudi, kadının karşısına çıkarak padişahtan şikâyetçi olduğunu belirtir. Kadı, padişahı huzuruna çıkarır.

17.jpg



İki tarafı da dinledikten sonra kadı kararını verir: Padişahın istimlâk kararının fermanını mühürleyen sağ eli kesilecektir. Fatih Sultan Mehmed karara sesini çıkartmaz.

18.jpg


Bunun üzerine kadı sultana şöyle der: “Eğer padişahlığına güvenip benim verdiğim karara karşı gelseydin şu gördüğün topuzla senin kafanı ezer, seni oracıkta öldürürdüm”.

19.jpg


Padişah da kadıya şöyle yanıt verir: “Eğer sen de benim padişahlığıma aldanıp farklı bir karar verseydin ben de senin kafanı kılıcımla koparırdım”.


20.jpg


Tüm bu olanları gören Yahudi, padişahı şikâyet ettiğine pişman olur. Bu adalet sisteminden ve insanlıktan o kadar etkilenmiştir ki o anda şahadet ederek Müslüman olur.​
 
"İstanbul'u önce Mehmed fethedecek, sonra İstanbul ehl-i salibin (Haçlılar) eline geçecek, daha sonra da HZ. MEHDİ (A.S.) İSTANBUL'U TEKRAR FETHEDECEK"
(Risaletü'n- Nuriye, Akşemseddin, A. İhsan Yurd, İstanbul, 1972)


Allah mekanını cennet eylesin.Gurur duyuluacak bir Ata'ya sahibiz.
 
Geri
Üst