Farklı olanı tanımak

S!yaĦ

Banned
Katılım
20 Nis 2006
Mesajlar
1,577
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
S!yaĦ & B€yaŹ
Biri antropoloji diğeri psikoloji eğitimi almış iki kişiyle mutluluktan sohbet ederken bilmedikleri bir konuyu; tasavvufun mutluluğa bakışını anlatmak istemiştim. İlk cümlelerimi tamamlamadan “sen şükürden bahsediyorsun ben şükre karşıyım” dedi biri, diğeri de arkasından “ben de inanmıyorum” u ekledi. Sözlerime tam başlamadan bitirmeyi tercih ettim. Oysa şükretmek değildi asıl anlatmak istediğim. Aydınlarımızın durumunu hatırlattı bu olay bana bazı konular var ki, ekseri din çerçevesinde şekillenen konular, insanlar bilmek bile istemiyorlar. Bilmek başka şeydir inanmak ve yaşamak başka şeylerdir. Bir konuda bilgi sahibi olmanız o konuya inanmanızı gerektirmez.

“İnsanla ilgili olan her şey bana yakındır” Marx bu sözü çok sevdiği sözler arasında zikreder. Aydınlarımızın din gibi insanla ilgisi tartışılmaz derecede kesin olan, kitlelerin hayatlarını adadığı bir fenomeni anlamak ve öğrenmek için çabalamamaları tuhaf geliyor bana. Marx’ın Nietsche’in öğretilerini öğrenme zarureti hissedilirken inanç sistemlerini, dini öğretileri öğrenmeye çalışmak bayağı bir iş gibi algılanıyor. Bilgeliği imaja kurban eden aydınlarımız ve onlara özenenlerin oluşturduğu bilgiçler güruhu tam olarak ne olduğunu anlamadan eleştirmeye ve aşağılamaya başladığında da komik duruma düşüyorlar.

Bir şeylerin israf edildiğini görmek fazlasıyla üzer beni. Sadece maddi varlıkların değil, en çok da zamanın ve bilginin israfı derinden etkiler. Bugün kişisel gelişim ve para psikoloji uzmanlarıın birçok konuda etkilendiği, muazzam birikime sahip tasavvuf kültürünün “şeyhler-meyhler” yahut “hacılar-hocalar” diye üstünün çizilmesini anlayamıyorum. Sanki çok değerli ve her yerde bulunmayan bir peynir çeşidini eline geçiren çocuğun kokuşmuş zannederek çöpe atması gibi…

Öğrenmek isteyene kainat baştan sona bir kitap bütün insanlık bir öğretmen olur. Bugün gerçek anlamda aydın bir kişi olmak isteyen bir şeyi öğrenirken karşıtlarını da öğrenmesi gerektiğini unutmamalıdır. Komünizmi, materyalizmi öğrenmek bir müslümanı dinden çıkarmaz. Aynı şekilde İslamiyet’i veya diğer dinleri öğrenmek insanı akılcılıktan bilimsellikten uzaklaştırmaz. İslam medeniyetinin altın çağlarında yunan düşünürlerin eserlerinin Arapça ve Farsçaya çevrildiğini unutmayalım. Kendi inançlarına ve değerlerine güvenen insan başka öğretileri ve fikirleri incelemekten korkmamalı. Ne yazık ki bugün çok büyük bir kalabalık bırakın başka öğretileri kendi inandığı veya inandığını zannettiği değerleri bile araştırmaya çalışmıyor.



alıntıdır
 
araştırmaya çalışmıyor kadim dostum çok iyi demişsin bırak araştırmayı inandığı gibi yaşamak yerine yaşadıklarına inanmaya başlıyor çoğu
İnsanlık alemi için en güzel nimetlerden ikisi;
Bir işe başlarken Besmele çekmek..
İş bitirdiğinde Şükretmek...
 
Bizim memleketimizde gercekleri goren cok insan var aslinda.

Ama hepsi goz yummayi, nefsinin istedigi gibi yasamayi,
dine saygisi olanlari karalamayi cok seviyor.
 
“İnsanla ilgili olan her şey bana yakındır”

çok doru bi söz kesinlikle çok haklısın bi şeyleri araştırıp örenmek ona inanmak deildr
 
Geri
Üst