Fıkralarrr Gülelim Biraz Daha Beavvv

haktanist

New member
Katılım
5 Haz 2006
Mesajlar
42
Reaction score
0
Puanları
0
HAVAALANI
Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.
Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" der.
Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum."
Görevli kiz saskinlikla ; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil".
Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistinizda!" :durdurun :durdurun


KAHVALTI!
Fransız delikanlı, Paris'in bulvar kahvesinde oturmuş, tipik kahvaltısını yapıyormuş. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında cikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş. Sohbet başlamiş...
Amerikalı: o ekmeğin hepsini yiyecek misin?
Fransız: Tabii..
Amerikalı: Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalan bir fiçida toplanır. Fabrikaya gider. Kruvasan yapılır. Fransa'ya satılır, demis. Fransiz cevap vermemiş.
Amerikalı: Reçel de yer misiniz?
Fransız (öfkeli): Tabii..
Amerikalı: Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını, çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar, Fransızlar'a satarız.
Fransız: Peki siz kullandiginiz prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsiniz?
Amerikalı: Atarız tabi...
Fransiz: Biz atmayız. Bir fiçida içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir, ciklet yapar, Amerikaya satarız, demiş....:durdurun

Sifon
Temel Dallas'taki kuzeni Dursun'u görmeye gitmiş. Dursun Temel'i havaalanında karşılamış. Beraberce dışarı çıkmışlar. Temel bir bakmış 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu, daa!" Dursun hafifçe gülmüş: "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Yola çıkmışlar, Dursun'un çiftliğinin kapısından içeri girmişler. Git git bir türlü eve varmıyorlar. Temel şaşkınlık içinde: "Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!" Dursun gene hafifçe gülmüş. "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Neyse, akşam olmuş, yemek salonuna geçmisler. Salonun ortasinda kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun'u taa uzaktan zor seçiyor. "Uyy!" diye bağırmış: "amma büyük masa, daa!" Dursun'un sesi gelmiş "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Yemekten sonra Temel'in tuvalete gitmesi gerekmiş. Dursun: - "Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapı" diye tarif etmiş. Temel alt kata inmiş ama sol yerine sağdan üçüncü kapıya girmiş. Orası evin havuzunun oldugu yermiş. Heryer karanlık olduğu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düşmüş. Can havliyle bağırmaya başlamış: - "Sifonu çekmeyiiin!! Sifonu çekmeyiiin!":durdurun :durdurun

Babada kalacaktır
Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:
- "Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım."
Hakim kocaya sormuş:
- "Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?"
Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış:
- "Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?"
Hakim sekreterine dönmüş:
- "Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır..." :durdurun

Benim kim olduğumu biliyor musun?
Üniversitenin büyük amfisinde 800 kisinin katildigi bir imtihan...
Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine
imkân yok.

Cevaplari yetistiremeyen kaliyor. Bu yüzden bütün talebeler haril haril kâgit dolduruyorlar. Ama birisi agirdan gidiyor. Biraz düsünüyor biraz yaziyor.
Hiç aceleci bir hâli yok.

Derken süre doluyor. "Getirin kâgitlari çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildigi kadariyla kâgidini getirip masanin üzerine koyuyor. Veren çikiyor, veren çikiyor, masanin üzerindeki kâgitlar birikiyor. Sinifta hiç talebe kalmiyor. Bir kisi hâriç. Bizim agirdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor.

Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkip kürsüye gidiyor ve kâgidini bir sonraki ders için hazirliklarini tamamlamakta olan profesöre uzatiyor. Profesör kizarak:
-Hayir! Çok geç kaldin. Artik senin kâgidini alamam...
Bizimki ters ters bakiyor:
-Sen benim kim oldugumu biliyor musun?
-Yoo, aslinda bilmiyorum. Ne olacak?
-Iyi öyleyse, diyor bizimki ve yigili duran imtihan kâgitlarinin bir kismini kaldiriyor ve araya kendi kâgidini koyup kâgitlari tekrar düzeltiyor. Sonra da:
-Iyi günler hocam, deyip profesörün saskin bakislari arasinda yürüyüp gidiyor.:durdurun

DAVAYI KAYBEDECEĞİZ
12 yasinda bir cocuk bir kadina tecavuz etmekten yargilaniyormus. Ustelik cocugun avukati da bayanmis.
Mahkemede bayan avukat, cocugun pipisini disari cikarip eline almis ve sallayarak :
- Hakim bey, bu cocuk bu ufacik pipisiyle bu kadina nasil tecavuz edebilir?
Tam bu sirada cocuk avukatin kulagina egilerek fisildamis :
- Avukat hanim biraz daha sallarsaniz davayi kaybedicez! :durdurun :durdurun

Bi Teşekkürü Çok Görmezsiniz Umarım:goz: :goz:

:clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap
 
çoğunu duymuştum ama yine de emeğine sağlık...
 
Benim kim olduğumu biliyor musun?
buna benzeyen bi reklam filmi vardı sanki:~
 
geuzel fıkralar cok saol
 
Emeğin için tşkLER ;)
Güzel FıkraLAr
 
Hepsi cok guzel ama 1. ye bayidim eline saglik ':D
 
Güsellll..............:durdurun :clap
 
Fıkralar Efenimmm:):)

ZAMPARA TEMEL
Temel çok güzel bir kadini gözüne kestirmis. Kizin pesinde ve bir taraftan da nasil kizi ayartirim diye düsünüyor.
Klasik tavlama usüllerinden biri geliyor aklina ve birden kadina dönüp :
- Hadi bize gidelum saga pul kolleksiyonumu cöstereyim.
Kadin sasirir fakat bozuntuya vermez:
- Peki ya begenmezsem
- O zaman ciyinur cidersun. :durdurun

FESAT
Klas bir kiz kolejinde biyoloji ogretmenligi yapan Bay Perkins
sinifta sorar:
- Bayan Smythe, lutfen insan vucudunda uygun sartlarda gercek buyuklugunun 6 katina ulasan organin ismini ve bu sartlari soyler misiniz?
Bayan Smythe soruya bozulur ve sogukca:
- Bay Perkins, bu sanirim bana sorulacak uygun bir soru degil. Ailemin bundan haberdar olacagindan emin olabilirsiniz.
der ve kipkirmizi bir suratla yerine oturur.
Bay Perkins, istifini bozmadan ayni soruyu Bayan Johnson'a yoneltir.
Bayan Johnson sukunetle cevap verir:
- Los isikta goz bebegi.
Bay Perkins:
- Dogru! Ve Bayan Smythe size soyleyecek 3 seyim var.Birincisi; dersinize calismamissiniz. Ikincisi; akliniz fikriniz kotu seylerde.Ucuncusu; birgun cok buyuk bir hayal kirikligi ile karsi karsiya kalacaksiniz.....:durdurun :durdurun

ANCAK GELDİK
Bir gun Cennet'in kapilari siddetle vurulmus:
- Gum Gum Gum !!
Içeriden seslenmisler:
- Kim o?
Disaridan gok gurultusu gibi bir ses:
- Biz Istanbul'u fetheden Fatih'in yigitleriyiz!
Içeriden hos geldiniz diyerek kapilar ardina kadar acilmis ve yigitleri iceriye buyur etmisler. Her sey çok guzel gidiyormus. Ta ki, 40 yil gecinceye kadar. Bir gun kapilar yine siddetle calinmis:
- Gum Gum Gum !!!
Içeriden sormuslar:
- Kim o?
Disaridan gok gurultusu gibi bir ses:
- Biz Istanbul'u fetheden Fatih'in yigitleriyiz!
Iceriden hemen cevaplamislar:
- Hadi len! Onlar 40 yil once geldi!
Disaridan yine ses gelmis:
- Biz mehter takimiyiz ancak geldik!!! :durdurun

KALEDE SEN VARSIN
Iki yasli dost 70'li yaslarina gelmis iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuslardi...
Derken birgün bir tanesi agir hasta oldu.. Ölüm dösegindeyken yaninda yine en iyi dostu vardi ve ona fisildadi :
- "Bana bir iyilik yap olur mu... Cennete gittikten sonra orda futbol oynaniyorsa lütfen bir sekilde bana haber ver.."
Öteki
- "Tamam... Bütün hayatim boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin için yapicam.." dedi.
Ve birkaç dakika sonra da adam öldü....
Bir hafta sonra adam uyurken birden arkadasinin sesini duydu :
- "Dostum..... sana bir iyi bir de kötü haberim var..."
Öteki hemen sordu :
-"Iyi haber nedir?"
- "Cennette futbol oynaniyor....."
- "BU HARIKA...!!! Peki kötü haber nedir???"
- "Yarinki maçta kalede sen varsin...":durdurun :durdurun

REKLAM YAPMA
Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açik saçik giyinmeye baslamis. Özellikle yürüdügü zaman ortaya çikan görüntü genç patronun aklini çelecek duruma gelmis. Bir gün yine bu ortam olusunca kapiyi kilitlemis ve sekretere karsisindaki koltuga oturmasini söylemis.
Sekreter koltuga bir oturmus ki, genç patronun gözleri yuvasindan oynamis. Sekreterin dizlerinin üzerine elini koyarak sormus;
- Bu satilik mi?
Sekreter, bir tokat indirmis ve buz gibi öfke dolu bir sesle;
- Elbette, hayir. Siz beni ne saniyorsunuz?
Patron hiç istifini bozmamis;
- Eger satmayi düsünmüyorsan reklamini da yapma...:durdurun

NERDEN BAŞLASAK
Tatlim, gozluklerimi cikarayimmi, yoksa kalsinmi?
- Cikar hayatim.
- Bluzumu?
- Cikar hayatim.
- Etegimi?
- Cikar hayatim.
- Sutyenimi?
- Cikar hayatim.
- Kulotumu
- Cikar hayatim.
- Tamponumu?
- tu kahretsin, oradan baslasaydin ya konusmaya!...

Bi Teşekkürü Çok Görmezsiniz
:clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap :clap
 
hadi bakalım güzel paylaşım kardeş... :D ++
 
Güzel fıkralar =)
 
Geri
Üst