Evlilik Üzerine...

DUR YOLCU!

New member
Ömür boyu mutluluk için eşler şartlar nasıl olursa olsun, birbirlerini üzecek, yıpratacak, manen çökertecek uygulamalardan uzak durmalıdır. Zira, evlenirken Rablerinin huzurunda ömürlerinin sonuna kadar bir arada yaşamak üzere söz vermişlerdir.
Sonradan çıkan her türlü problem bizim için ancak imtihan vesilesidir. Kısmetimize razı olmalıyız ki, maddi-manevi rahat edebilelim. Birinin küskünlüğü ya da yıpranmasıyla ailenin bütün yükü diğerinin üzerine kalır. Ve kırgınlıklar zamanla daha da derinleşir.

Huzursuz ailelerde psikolojik sorunlar daha fazla olur. Eşlerin birbirlerine ilgisizliği karşılıklı ihtimam eksikliğini ve bu da daha kolay hasta olmayı, hastayken daha geç iyileşmeyi netice verir. Eşlerin karşılıklı yıpranması ailenin saadetini kaçırır.

En sevdiğimiz bir eşyayı bile yıpratmamaya özen gösterirken, sokaklarda kullandığımız ayakkabımıza ihtimam göstermeye çalışırken, canımızdan aziz bilmemiz gereken insanlara, ailemize karşı hoyrat davranmamız anlaşılabilir bir şey değildir. Hastalıkların en önemli sebebini moral, yıkıntı oluşturur, bu arada hastalıklar sırasında yeterince iyileşememenin en önemli sebeplerinden biri de moral eksikliğidir. Morali bozulmuş, ümitsizliğe düşmüş insanlar çok rahat hasta olur. Eşlerden biri bir kere hastalığa duçar oldu mu, hastalıklar hastalıkları kovalar ve aileler günlerinin önemli bölümünü hastane önlerinde geçirmeye başlar. Ekonomik yük ve aile düzeninin bozulması da ayrıca önemlidir.


Aile, düello yeri değildir

Kıymeti bilinmeyen, özellikle hanımlar çok çabuk yıpranır. Bunun neticesi de ailede mutsuzluk ve tatsızlıktır. Aile hayatı kısa sürede karşılıklı düelloya döner ve kalp birliği ortadan kalkar. Böyle olunca da Allah’ın rahmeti ve sekinesi o aile üzerine inmez.


Eşler birbirlerini üzmemelidir


‘Duvarı nem, insanı gam öldürür.” demişlerdir. Özellikle hanımlar üzüntüye hiç gelemezler. Çok çabuk hasta olup, hemen manen yıkılıverirler. Üzüntü birçok psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Bu birçok fizikî hastalıkları da tetikler. Mide, bağırsak, karaciğer vs. birbiri ardına alarm sinyalleri vermeye başlar. İmanı sağlam olan ve kul hakkından korkan bir insan ne bir şeye üzülür, ne de karşısındakini üzer.

Ailelerin tek derdi helal lokma olmalıdır. Kul hakkından kaçmaya çalışmak olmalıdır. Muhabbeti ve karşılıklı sevgisi yerinde olan ailelere Cenab-ı Hak bu dünyada da öbür dünyada da karşılığını verecektir. Kalbimiz Allah sevgisiyle dolmalı, hedefimiz kendimizi O’na razı etmeye çalışmak olmalıdır. Müminin tek üzüntüsü olabilir o da Allah’a hakkıyla kul olamamaktır.

Yaşadığımız çağın getirdiği teknolojik yenilikler, gittikçe mekanikleşen sistemler her geçen gün ilişkilerimizi daha da rutinleştirmektedir.

Ayrıca büyük şehirlerin getirdiği kaos, gürültü, sıkıntı, vakitsizlik, aşırı yorgunluk ne yazık ki, evlilikleri de monotonlaştırmaktadır.

İlişkilerimizdeki mekanikliği aşmak, evliliğimizi yeniden canlandırıp diri tutmak için önce dinlemeyi öğrenmeliyiz. Çünkü dinlemek sevginin, fedakârlığın, değer vermenin önemli belirtisidir.

Eşimizi sabırla dinlerken aynı zamanda ona şöyle diyoruzdur; “Sen dinlenmeye değer bir insansın.” Yani biz değer verirsek öteki kendini değerli görür, yoksa ilişkilerdeki değerlilikten bağımsız bir değer kazanmamız oldukça zordur.

Kişi dinlenildiğini hissettiğinde, anladığında hem mutlu, olur hem de ruhsal olarak kendini daha iyi hisseder.

Eşinizle aranızdaki dinleme becerisini geliştirebildiğiniz oranda ilişkiniz daha güçlü, daha doyurucu bir hal alacaktır.

Evlilikteki her paylaşım gibi dinlemek de iletişimin bir parçasıdır. Yetersiz dinleme birbirini çok seven çiftlerin bile evliliğini zedeler. Ötekini dinlemediğimiz zaman en çok kendimize zarar veririz. Zira zamanla eşimiz kendisini dinleyebileceğine inandığı alternatif ötekileri arar ve zamanla evlilik ilişkisi kuruyup gider.

Dinleme becerisini nasıl kazanabiliriz?

* Sürekli olarak bir insanı dinlemek veya ona konsantre olmak güçtür, fakat fizyolojik olarak sinir sisteminin kabiliyeti, konuşma kabiliyetinden daha fazladır.

* İyi bir dinleyici olmak için önce çevresel faktörleri (gürültü) en aza indirgeyecek şekilde davranın yani konsantrenizi bozacak etkenleri kontrol altına alın.

* Ötekini dinlemeye istekli olmaya çalışın. Sadece siz konuşmak istediğinizde konuştuklarınız önemli şeyler olsa bile tek taraflı dinlemek zamanla dinleyeni yoracağından sözleriniz değersizleşecektir.

* Dinlerken bedeninizi, fiziksel duruşunuzu ve bakışınızı ötekine doğru yönlendirin.

* Eğer eşinizin söyledikleriyle aynı paydada buluşuyorsanız tasdik anlamında başınızı sallayın, yüzünüzdeki mimiklerle konuşmaya katılarak söylenenleri karşılıksız bırakmayarak iletişiminizi daha da canlandırırsınız.

* Eşlerden biri konuştuğunda, diğeri TV seyredip, gazete okumamalı. Ya da bu tarz meşguliyetler içindeyse kısa süre de olsa meşguliyetlerine ara verip, eşini dinlemeyi tercih etmeli. Ayrıca öteki eş böylesi bir durum karşısında konuşmak için izin isteyebilir.

* Eşler aralarındaki diyalogda birbirlerini doğru anlayabilmeleri için birbirinin sözünü kesmemelidir ki, diğeri ne söylemek istediğini eksiksiz anlatabilsin ve de incinmesin.

* Yine eşiniz hoşunuza gitmeyen bir şey söylediğinde anlatmak istediğinin tam tersini kendisine söylemeyin. Meselâ, “Senin ailenle istediğim gibi bir ilişki kuramıyorum” diyen bir eşe “Zaten benim ailemi hiçbir zaman sevmedin” demek gibi. Böylesi bir durum ilişkiyi daha çok çıkmaza sokacaktır.

* Başkasının sözünü kesmek dürtüsel bir davranıştır. Lütfen dikkatinizi ruhsal dünyanıza çevirerek bunu neden sürekli yaptığınızı kendinize sorun.
-]Acaba başkalarına ya da eşinize yeterince değer veriyor musunuz?
-]Kendinizi mi ispatlamak istiyorsunuz?
-]Hangi ihtiyacınız sizi böyle davranmaya sevk ediyor?

* Sakin olun! Öteki haksız bile olsa sonuna kadar dinleyin. Eşinizi sabırla dinlemedikçe konuşmasının asıl amacını anlamadığınız gibi, gerçek anlamda iletişimi hiçbir zaman yaşayamazsınız.
-]Eşinizi dinledikten sonra kendisini doğru mu anladığınızı ifade eden cümleler kullanın. Mesela, “Şunu mu demek istedin? ” ya da“Böyle mi demeye çalıştın? ” gibi.

* Eşinizi dinlerken önce o andaki ihtiyacı nedir anlamaya çalışın. Her insan önce doğru anlaşılmak, sonra da kendisiyle empati kurmamızı ister.

* İletişim yaşanırken erkekler bir an önce problemleri çözüme ulaştırmak isterken, kadınlar daha çok anlaşılmak ister. Hatta kadınlar, problemleri karşısında bazen sadece şefkat isterler.

Unutmayalım ki, her şey gibi evlilik de, sevgi de, iletişim de, sabır ve emek ister.
 
* İletişim yaşanırken erkekler bir an önce problemleri çözüme ulaştırmak isterken, kadınlar daha çok anlaşılmak ister. Hatta kadınlar, problemleri karşısında bazen sadece şefkat isterler.

Unutmayalım ki, her şey gibi evlilik de, sevgi de, iletişim de, sabır ve emek ister.
 

εگмεя

Fuzuli Üye
Unutmayalım ki, her şey gibi evlilik de, sevgi de, iletişim de, sabır ve emek ister
 

HTML

Üst