Evliliği anlatmanın altı yolu

kent55

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
31,409
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ѕαмѕυηѕρσя


Aslında ilk bakışta öylesi göze daha uygun gelse de, evlilik temasını ele almak için romantik-komedi veya ilişki filmi olmak şart değildir. Gayet tabi bu amacınıza ulaşırken sinema dilinizi kara komedi, absürd komedi, korku gibi alanlar üzerinden de kurabilirsiniz. Bunların kalıplarıyla hem evlilik yanlısı hem de evlilik karşıtı mesajlar vermek de pekala mümkündür. Sinema öyle bir sanattır ki size bu özgürlüğü tanır. İşte bu haftalarda DVD’leri raflarımıza giren “Çılgın Bir Gece”, “Savaş Sırasında Yaşam”, “Örnek Aile”, “Deney”, “İlişki Durumu: Karmaşık” ve “Kazara Koca” gibi kimi bağımsız kimi stüdyo çıkışlı olan bir kısım eser de bu durumu yeniden gözetmemize yol açıyor.

Hiç şüphesiz, sinema varlığını sürdürdükçe belli temaların da kavramların da çok çok farklı alanlarda, türlerde veya formüllerde ele alındığı görülecek. Bunun ışığında ortaya çıkan eserler de ‘farklı’ ve ‘yenilikçi’ sıfatları ile bir yere oturuyorsa değere bindirilecek, oturmuyorsa da ya tukaka edilecek ya da mesafeli eleştirilere tabi tutulacak.

Yönetmen farkı her daim ortaya çıkıyor

Bu haftalarda DVD’leri piyasaya sürülen altı film de bu görüşü taşıyan eserler. Bunların her biri, temellerine baktığımızda evlilik temasıyla ilgileniyorlar. Ancak alakasız türlerde faaliyet gösterirlerken değişik bakış açısına sahip yönetmenlerin sanatlarıyla da yüzleşme şansını tanıyorlar bize. Bir cümlede özetlemek gerekirse; sinemanın ne demek olduğuyla ilgili fikir jimnastiğine yol açıyorlar.

Örneğin “Çılgın Bir Gece” (“Date Night”, 2010) gibi evlilikte yaşanan iletişimsizliği ele alırken tek bir gecede geçen Steve Carell kara komedisi de üretilebiliyor. “Savaş Sırasında Yaşam” (“Life During Wartime”, 2009) gibi teatral duran sahneler ile diyalogları öne çıkararak pembe dizi tonunda seyretmeyi beceren, ilişki karşıtı bir bağımsız absürd komedi de çekilebiliyor.



‘Bunun farkı nedir?’ diye soracak olursanız; birini Shawn Levy, diğerini 20 senelik bağımsız Todd Solondz çekmiş. Öyle ki Solondz, nev-i şahsına münhasır bir sinemacı. Bu sebeple de stüdyoların içinde komedi alanında daldan dala atlayan Levy’den daha derin noktalara gidiyor ister istemez, her ikisinin de çıkış noktasındaki hedefleri aynı olsa da... Buradan da ‘bağımsız kaynaklar’ın daha sert mesajların izini sürerek dramatik anlamda dikkat çekici noktalara açıldığı sonucunu çıkarabiliriz.

Romantik-komedide beklenmedik söylemler

Bunun yanında romantik-komedi beklediğimizden farklı söylemler de depolayabiliyor zaman zaman. Örneğin Nancy Meyers imzalı “İlişki Durumu: Karmaşık” (“It’s Complicated”, 2009) gibi kaliteli bir romantik-komedi; eski karı-kocanın seks arkadaşlığı yapmasını ele alarak ‘Evlilik dışı ilişki yürür’ söyleminde bulunabiliyor. Yine aynı türdeki “Kazara Koca” (“The Accidental Husband”, 2008) ise monoton giden seviyeli ilişkiden ziyade heyecanın evliliğe dönüşebileceği gerçeğine parmak basabiliyor.

Yani her romantik-komedi tutucu bitmiyor. Türün alışık olduğumuz konsepti, bunlar gibi o kurumu hicvedici sonuçlara da gebe olabiliyor istenildiğinde.

Evliliğin ‘göstermelik’ olduğunu ispatlamak herhalde en sert çıkışlardan biri

Tabii evlilik alanında Amerikan banliyö yaşamı üzerinden de çokça şey söyleniyor son yıllarda. En son “Örnek Aile” (“The Joneses”, 2009) de bu tanıma uyan “Amerikan Güzeli” (“American Beauty”, 1999) ile “1984”ün (1984) mantığını iç içe geçiren bir eser. Göstermelik evlilik üzerinden bütün toplumun yaşayışını topa tutarken, o yapaylıktan da tek düzgün ilişkiyi çıkarıyor ilginç bir şekilde Derrick Borte’nin bu ilk filmi.



Bunun yanında da Demi Moore ile David Duchovny’nin oluşturduğu yapay çiftin ‘evli ve mutlu’yu oynamasının yanında; ilginçtir “Kazara Koca”da ‘Colin Firth-Uma Thurman’ veya “İlişki Durumu: Karmaşık”ta ‘Meryl Streep-Alec Baldwin’ gibi kaliteli oyuncuların oluşturduğu ikililerden de kusursuz ilişki çıkamadığı olabiliyor yeri geldiğinde. Bu da birazcık mükemmel çift kavramına olan karşıtlığından kaynaklanıyor sözünü ettiğimiz filmlerin.

Korkuda bile evliliği taşlamak mümkün

İşin daha da ilginci, evlilik korku filminin alt türleri üzerinden de ele alınabiliyor. Öyle ki “Deney” (“Splice”, 2010) gibi frankenstein filmi alanında faaliyet gösterirken, araya giren ‘canavar’ yoluyla iletişimsizliği, sadakati ve şehveti ele almayı amaçlayan sinema temsilleri de var o temanın. Zaten bu alt türün kaynağında da baba-oğul ilişkisi üzerinden yürüyen kıskançlık kavramı mevcuttur. Burada ise bunun üçlü ilişki konseptine kaydığına tanıklık ediyoruz.

Öyle ki Vincenzo Natali imzalı filmin araya bu ‘canavarlaşacak’ ya da ‘frankensteinlaşacak’ karakteri sokup Adrien Brody-Sarah Polley ikilisinin arasında sevginin tükendiğine gönderme yapmayı amaçladığı görülebiliyor. Buna ulaşırken iş hayatının kalıplaştırdığı yaşam tarzlarının üzerine gidiyor ve zaman zaman ‘ilişki filmi’ne kayıyor “Deney”.

“Örnek Aile”, “Deney” ve “Çılgın Bir Gece” en çarpıcıları

Yani bütün romantik-komedilerdeki ya da ilişki karşıtı absürd bağımsız komedilerdeki söylemleri, farklı bir yere yerleştiriyor Natali’nin filmi. Zaten sözünü ettiğimiz filmlerin arasında en doğru mesajlıları ve en özgün noktaya gidenleri de “Örnek Aile” ve “Deney”. En eğlencelileri ise “Çılgın Bir Gece”.

Evlilikte iletişimsizlik ve monoton hayat vurgusu üzerine kendi alanlarında bir hayli başarılı bu sözünü ettiğimiz örnekler. Diğerlerinin ise mizahı öne çıkarıp mesajı biraz arka plana attıkları söylenebilir rahatlıkla...

Terry Gilliam’ın kariyerinin en iyilerinden!

Terry Gilliam’ın harikalar kumpanyası olarak anılabilecek “Doktor Parnassus” (“The Imaginarium of Dr. Parnassus”, 2009), masal filmleriyle bilinen ayrıksı İngiliz sinemacının son eseri. Heath Ledger, Colin Farrell, Jude Law, Johnny Depp gibi oyuncuları aynı karakterin altında buluşturan film için ‘masal diyarlarında serbest bir yolculuk’ yorumunu yapmak mümkün.

Öyle ki Doktor Parnassus’un insanları aynanın içine somut olarak soktuğu kumpanyasının varlığıyla hayal-gerçek arasında gidip gelen bu eser, “Baron Munchausen’in Maceraları”ndan (“The Adventures of Baron Munchausen”, 1988) beri Gilliam’ın sinemasını en rahat çözümleyebileceğimiz film.

Onun bu olgun gözüken ama ne yaptığını kestiremeyeceğiniz dünyasında dolandırıcılık da var, balık gözü objektifi de var, kara film estetiği de var, Monthy Python karakterleri de var. Belki peri masalı filmi alanında şu ana kadar üretilmiş en önemli ve garip eserlerden biri diyebiliriz. Gilliam filmografisinin de üstlerini zorluyor “Doktor Parnassus”.



15 DVD:

1-Doctor Parnassus (Imaginarium of Dr. Parnassus)
2-Örnek Aile (The Joneses)
3-Uzayda Dehşet (Pandorum)
4-Savaş Sırasında Yaşam (Life During Wartime)
5-İnadım İnat (Please Give)
6-Yaşamaya Değer (Le Hérisson)
7-Jindabyne
8-Çılgın Bir Gece (Date Night)
9-Deney (Splice)
10-İlişki Durumu: Karmaşık (It’s Complicated)
11-Greenberg
12-Özgür Woodstock (Taking Woodstock)
13-Diriliş (After.Life)
14-Çok Filim Hareketler Bunlar
15-Kıyamet Melekleri (Legion)





 
Geri
Üst