Eurovision'u Sakın Kazanma

admiral

New member
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
12,510
Reaction score
0
Puanları
0


Eurovision Şarkı Yarışması’nda İspanya’yı temsil eden Pastora Soler, ülkesinin yaşadığı ekonomik krizden dolayı yarışmayı kazanmaması yönünde kendisine telkinde bulunulduğunu söyledi.

Soler, İspanya’da bir radyoya yaptığı açıklamada, ülkesindeki ekonomik krizin güncel hayata nasıl etki ettiğini bir kez daha ortaya koydu. İspanyol şarkıcı, "TVE, benden Eurovision’u kazanmamı istemedi çünkü gelecek yıl festivali organize edecek parası yok" dedi.

İspanya Devlet Radyo ve Televizyon Kurumu’ndan (RTVE) yetkililerin kendisiyle yaptıkları konuşmalarda "Lütfen kazanma. Önce krizden, şu zor dönemden çıkmamız gerek" dediklerini anlatan Soler, ekonomik yetersizlikten dolayı sahnedeki şovunun bile kısıtlandığını kaydetti. Soler, "Bir piroteknik bile olmayacak" diyerek, "Her türlü özel efekt çok para tutuyor. İspanya ve TVE de harcama yapacak durumda değil. TVE’nin, benim sahnedeki hareketlerim için de harcayacak parası yok. Sürpriz olmayacak, sadece ışıklandırmayı biraz iyileştireceğiz. Bütçe yok, ekonomik kriz hissediliyor" şeklinde konuştu.

Sevillalı şarkıcı, gerçekçi olmak gerektiğini ve Eurovision’da birinci olmasının çok zor olduğunu ifade ederek, ilk 5 veya 10’a girmenin bir başarı olacağını dile getirdi. Soler, kendisine göre Eurovision’un favorisinin Rusya ve İsveç olduğunu söyledi.
 

Ekli dosyalar

  • -eurovision-u-sakin-kazanma--2293064.jpg
    -eurovision-u-sakin-kazanma--2293064.jpg
    18.8 KB · Görüntüleme: 255
Eurovision müzik kanalıyla ülkelerin kendisini temsil ettiği ve yarıştığı bir organizasyon.

O nedenle bu organizasyona katılan ülkelerin de herşeyden önce temsili kendi diliyle olmalı. Hastalıklı veya özentili nesillerden oluşan toplumlarda sürekli eski değerlerin peşine düşme veya yaygın olan fakat kendisinin olmayan bir dille yarışmaya çalıştığı gözlenir. Bu elbetteki bir Sosyolojik vakaadır.

Türkiyenin böylesi yarışmalara Türkçe seslendirilen bir parçayla katılması en doğru olanıdır. Ne olduğu kesin olarak bilinmeyen veya günümüz itibariyle artık bir anlam taşımayan Selçukluca, Osmanlıca gibi uydurma bir dil tabiriyle yarışma hevesi de, yaygın diye fransızca, almanca, ingilizce bir parçayla katılmak da sağlıklı bir beynin veya düzgün bir kültürün davranış şekli olamaz.

Halıhazırda Türkiye fiili olarak avrupaya tek ve zarar gören yönde entegredir zaten. Yani pazarı açık, dışarıdan gelen mal ve teknoloji satın alınmasında sınırsız, kendi ürettiklerini avrupaya satma konusunda insafsız derecede kotalı. Yani fiili olarak evli, birlikte yaşıyor, resmi olarak nikahlı değil. Anlaşılmıştır umarım.

Ekonomik açıdan sıkıntılı ve bunun ileriye dönük devam edeceğini gören bir kişi neden böylesi bir yapılanmanın parçası olmak için can atar?

Çok yakınında ciddi sıkıntılar yaşanan bir ülkenin, rahat, müreffeh, ekonomik olarak şahlanmış olması bir gerçek midir, akılsızlara oynanan bir oyun mudur?

 
Geri
Üst