Etkili Masal Anlatmanın Püf Noktaları

buse55

New member
Katılım
27 Haz 2011
Mesajlar
27
Reaction score
0
Puanları
0





Masal anlatırken ve okurken nelere dikkat edilmeli ?

* Anne ve babaya düşen en önemli görev masalı sabırla okumak ya da anlatmaktır Çocuğunuz aynı masalı beş kere istediyse beş kere okumak zorundasınız

* Şiddet içeren kitapları okumayın

* Kitaptaki resimler üzerine konuşun; ama ilk önce çocuğunuzun fikrini alın

* Mimiklerinizi canlı tutun Bir tiyatro sanatçısı gibi davranmanız gerekmiyor elbette; ama en azından el kol hareketleriyle canlılık kazandırabilirsiniz

* Masalı her gün okumayı alışkanlık haline getirin

* Masalı kapıyı açmak yemeğin altını . kapatmak için kestiğinizde ve sayfayı çevirirken çocuğunuzu “Ay! Bakalım neler olmuş?” şeklinde cümleler kurarak meraklandırın

* Masalı çocuğunuz oyun oynamaktan yorulduğu zamanlarda okumak daha iyi netice verir

* Çocuğunuzun okuduğunuz masal üzerinde düşünmesini sağlayın Sorularınıza cevap verirken ne demek istediğini tam olarak anlatamıyorsa bile sakın “ne dediğini hiç anlamadım” gibi bir cümle kurmayın Başınızla onu onaylayın ve masalın ana fikrini anlatın

* Çocuğunuzun bir kitabı okumasını istiyorsanız asla emretmeyin “Şöyle bir kitap okudum Çok güzeldi Senin de okumanı isterdim” deyip kitabı çocuğunuzun odasına bırakın ve çıkın Emin olun ki çocuğunuz o kitabı okuyacaktır

* Kitap okuma saatlerini kendiniz için de bir zevk haline getirin Yerlere minderler koyun meyve tabakları hazırlayın ve çocuklarla aynı hizada oturmaya dikkat edin

* Masal kahramanını tarif ederken “aynı senin gibi” ya da “teyzene çok benziyor” gibi cümleler kullanırsanız çocuğunuzun hayal . gücünü sınırlamış olursunuz

* Bütün enerjinizle orada olun Çocuklar sizin masalı sıkılarak anlattığınızı anında fark ederler Çocuğunuz uyumak üzereyse yumuşak hareketliyse canlı bir ses tonu kullanın Kelimeleri ne çok yayın ne de çok hızlı okuyun Çocuğunuzun algılama düzeyini kontrol edin.


Masal Nedir ?

“Hayal dünyamızı süsleyen bizi gerçek hayattan alarak rüyalar alemine götüren dertlerimizi sıkıntılarımızı bir an da olsa unutturan masalların mazisi oldukça eskidir. Masal derlemelerimiz sırasında hangi kaynak şahsımıza ‘Bu masalı kimden dinledin’ diye sorduysak hepsi de ‘büyüklerimizden annemdenbabamdan dedemden ninemden’ gibi cevaplar vermiştir.

Eğer büyükler/anneler/babalar … hayatta olsaydı herhalde onlar da aynı cevapları verecekti ve bu durum bir zincirleme şeklinde bilemediğimiz bir zamana doğru uzayıp gidecektir.

İşte geçmişi çok eskilere dayanan masallarla ilgili olarak başta sözlükler olmak üzere Türk ve yabancı araştırıcılar değişik tarifler yapmaktadır. Saim Sakaoğlu Gümüşhane Masalları Metin Toplama ve Tahlil adlı eserinde o zamana kadar yapılan en önemli masal tariflerini verdikten sonra kendisi de‘Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan olayları masal ülkesinde cereyan eden hayal mahsulü olduğu halde dinleyicileri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür’ der.

Pertev Naili Boratav ise masalı şu şekilde tarif etmektedir: ‘Nesirle söylenmiş dinlik ve büyülük inanışlarından ve törelerden . bağımsız tamamıyla hayal ürünü gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan kısa bir anlatı’.

Şükrü Elçin de Halk Edebiyatına Giriş adlı eserinde masallardan bahsederken ‘… İşte böyle bir zaman içinde köklü geleneğe bağlı kolektif karakter taşıyan ‘hayali-gerçek’ ‘mücerret (soyut b.n.)-müşahhas (teşhis edilmiş tanınmış b.n.)’ ‘maddi-manevi’ birtakım konu macera vak’a problem motif ve unsurlar nesir diliyle vakit geçirmek insanları eğlendirirken terbiye etmek düşüncesinden hareketle hususi bir üslupla anlatılır veya yazılır’ der.

Yine masal konusu üzerinde çalışmış olan bilge Seyidoğlu ise Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi için hazırlamış olduğu ‘masal’ maddesinde şöyle der: ‘Masal kelimesi ile halk arasında yüzyıllardan beri . anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin olağanüstü olayların bulunduğu ‘bir varmış bir yokmuş’ gibi klişe bir anlatımla başlayan belli bir uzunluğu olan sonunda ‘yedi içti muratlarına erdiler’ yahut ‘onlar erdi muratlarına biz çıkalım kerevetine gökten üç elma düştü biri anlatana biri dinleyene biri de bana’ gibi belirli sözlerle sona eren zaman ve yer kavramlarıyla kayıtlı olmayan bir sözlü anlatım türü kastedilmektedir’.

Taşeli Platosu Masallarında Motif ve Tip Araştırması adlı bir doktora tezi hazırlayan Ali Berat Alptekin de çalışmasının önsözünde masalı şöyle tarif eder: ‘Masal nesirle söylenmiş ve dinleyicileri inandırmak gibi bir iddiası olmayan tamamı ile hayal ürünü olan mensur bir türdür’.

Hiç şüphesiz yukarıdaki tariflerin hepsinde doğru olan taraflar olduğu gibi eksik kalan yönler de vardır. Biz bu açıklamaları da göz önüne alarak masalları şu şekilde tarif etmeyi uygun bulduk: ‘Genellikle özel kişiler tarafından kendisine mahsus (olağanüstü) zaman mekan ve şahıs kadrosu içinde yaşanılan hayatla hayal edilen hayatın . sistemli bir şekilde ifade edildiği klişe sözlerle başlayıp yine klişe sözlerle biten hayal ürünü sözlü anlatım türüdür’ ”.


Masal özellikleri

1. Olağanüstü konular vardır.
2. Kahramanlar GERÇEK üstü özelliklere sahip olabilir.
3. Yer ve zaman belirsizdir.
4. Her masaldan bir öğüt bir ders çıkarılabilir.
5. Masallarda kalıplaşmış bir tekerleme ile başlar.
6. Masallarda olağanüstü varlıklar (cin peri melek) bulunabilir.
7. Masallar kalıplaşmış tekerlemelerle biter ve sonunda mutlaka gökten üç elma düşer.
8. Masallar hep mutlusonla biterler.
9. Niteliği ne olursa olsun her şeyiyle hayal ürünüdürler.
10. Olaya dayalı sanatsal kurmaca metinlerdir.
11. yazılı edebiyat ürünüdür.


Masal çeşitleri

Halk masalları 4 temel grupta toplanır:

1-Hayvan masalları
2-Olağan üstü ve gerçekçi masallar
3-Güldürücü masallar
4-Zincirlemeli masallar.

Hayvan masalları genellikle kısa masallardır. La fontaine masalları bu türün en güzel örnekleridir. Şeyhi’nin Har-name adlı eseri de Divan edebiyatındaki hayvan masalları türüne örnek gösterilebilir.

Olağanüstü masallarda olağan varlıkların yanı sıra cin peri dev ejderha gibi olağanüstü varlıklara da yer verilir. Gerçekçi masalların başlıca kahramanları ise padişahlar vezirler prens ve prensesler zenginler hırsızlar ya da haydutlar gibi gerçek hayattaki kişilerdir.

Güldürücü masallar okuyan ve dinleyeni eğlendirmeyi amaçlayan masallardır.

Zincirleme masallarda sıkı bir mantık bağıyla birbirine bağlanan küçük ve önemsiz bir dizi olay art arda sıralanır.


Masalların Bölümleri

Türk masalında üç bölüm vardır.

1-Tekerleme (masal başı).
2-Asıl bölüm (masalın kendisi).
3-Masal sonu (üç elma).

Tekerleme örneği ;

`Evvel zaman içinde kalbur saman içinde!` dedikleri bir günde memleketin birinde insanın kıt olduğu bir yerde; develer tellâl iken pireler berber iken ben evimizin ortacığına oturmuş bir anamın bir de babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken anam kaptı maşayı babam kaptı dolmayı. Baktım maşa yakacakdolma da saçmalayacak korktum kaçtım. Kaçtım kaçmasına ya bir de baktım ki ancak bir arpa boyu yol gitmişim. İşte o zaman önüme üç dükkân çıktı. Birinin çatısı birinin kapısı birinin de duvarı yok. Hiç durmadım çatısı olmayan dükkâna girdim. Duvarda asılı üç tüfek gördüm. Birinin mermisi yok biri kırık biri sağlam. Hemen mermisi olmayanını aldım dışarı çıktım. Az gittim uz gittim. Yol üstünde üç tavşan gördüm: Birinin canı yok birinin bacağı kırık birinin canı var. Son ikisine kıyamadım . gittim ölü tavşanı vurdum. Onu aldım heybeme koydum. Hiç durmadım az gittim uz gittim. Yol üstünde üç dere gördüm. Birinin suyu yok birisi kupkuru biri de yamyaş. Suyu olmayanında tavşanı yüzdüm ayıkladım temizledim bir güzelce de yıkadım. Orada durmadım gittim. Yol üstünde önüme üç tencere geldi. Birinin dibi yok birinin dibi delik biri de eh şöyle böyle sağlam. Dibi olmayan tencerede tavşanımı pişirdim. Tabak sıyırmacasına yedim yedim. Karnım doydu doymasına ama gözüm aç. Yaladım yuladım. Dipsiz tencereye yeniden büyük bir iştahla saldırdım. Saldırdım yadudaklarımda hâlâ bir lokmacığın izi yok. Orada da durmadım. Az gittim uz gittim. Dere tepe düz gittim. Yol üstünde üç adam gördüm: Biri görür ama topal. Biri görmez ama sağlam. Birinde ise ne göz kalmış ne ayak.

Üç elma örneği ;

Ben de bu sözlerimde yalan varsa; anlatanın yalancısıyım. Anlatıcı da böyle demiş masalcı da böyle söylemiş derleyici de böyle derlemiş. Sonunda mavi gökten yere üç altın elma düşmüş. Biri anlatana biri masalcıya birisi de derleyiciye. Derken gökten üç elma düşmüş. Biri meleğe biri şehzadeye biri de görüp duyduklarını anlatana.






 
Geri
Üst