Esma-i erbab-ı irfan...

atn42

New member
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
2,052
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
PROMETHEUS'UN yanından
Esma-i erbab-ı irfan...

Türk siyasetinde nasıl bir yol yanlışlığı yaşadığımızı görüyor musunuz?
İktidar Partisi başkanı olarak Tayyip Beyin konuşmalarını yazanlar, son kongrede bir isim listesi ilan ettiler.
Kendi entelektüel tercihlerini, siyasi ekol tasnifi olarak Tayyip Beyin ağzından sıraladılar. Yani Ak Partinin irfan zeminini tarif ettiler.
Muhtemeldir ki kendi adlarına konuşsalardı, bir zemin tesiri yaratmayacaktı. Bu “esma-ı erbab-ı irfan” listesi, bir siyasi kongrede hele, hele Tayyip Bey gibi yetişkin bir siyasi karizma tarafından söylenince siyaset sahnesinin perdesi yıkıldı ve hane viran oldu…
“Esma-i erbab-ı irfan”, bilgi ve kültür sahibi ustaların isimleri anlamına gelir. Bu anlayış ile konuyu siyasetin gündemine getiren Tayyip Bey oldu. 14 kişinin adını saydı.
Kültür ve düşünce dünyamızın, siyasi maceramızın ve dini konuların öne çıkmış isimlerini sayarak “Kürt Açılımını”, “milli birlik” arayışında değerlendirmek istemişti.

*

Türkiye’de siyaset denince akla “mukabilini misliyle beyan etmek sanatı” gelir. Bu sadece muhalefetin üslubu değildir. Buna “laf yetiştirme” denir.
Siyasetçiler bu fırsatı hiç kaçırmazlar. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu Tayyip Bey listesinin karşısına, CHP’nin referanslar listesini ilan ediverdi. Bu listenin amacı, “Kürt Açılımına“ bir CHP kadrosu yaratmaktı.
Tayyip Beyle, Kılıçdaroğlu’nun 14 kişilik karşı listesinde sadece iki isim ortak. Demek ki CHP ile AK Partinin Kürt Açılımı’nda yüzde 15 düzeyin yaklaşım ayniliği var…

*

Tayyip Beyin listesiyle, Kılıçdaroğlu’nun ilim, irfan sahibi listesini karşılaştırın; göreceksiniz ki, CHP ile AKP’nin bu açılımda uzlaşmalarına imkân yoktur…
Tayyip Bey Said-i Bitlisi’nden, yaygın bilinen ismiyle Said-i Nursi’den söz ediyor. “Nur” sisteminin erbabına alkış tutturuyor. Büyük alkış alıyor.
Ertesi gün Kılıçdaroğlu İdris-i Bitlisi’nden bahis açıyor. Bu açıklama gazete haberi olduğu için alkış alma katsayısı bilinmiyor.

*

İki Bitlislinin ikisi de Kürt kökenli… İkisinin de itikat zemininde İslami idrakin hükmü görülüyor… İkisi de Osmanlı devlet yönetiminin İslam esaslı olmasında sağlam destek veren üslubun sahibi. Biri düşünmeyi (tefekkürü) diğeri imanı öne çıkarıyor…
Ama iki Bitlisli arasında yaklaşık 420 yıllık yaş farkı var… Dönemler çok farklı, yönetim çok farklı… Bitlisli İdris, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yıl doğmuş. Bitlisli Said, meşrutiyetin ilan edildiği yılda…
Osmanlının yükselme döneminden, çöküş dönemine doğru gidişin kademelerindeki isimler… Bu isimlere sığınıp bugünün sorunlarını tartışıyoruz…
Bütün mesele halka oluyor…

*

Heyhat! Farkında mısınız; her ikisinin de 14 kişilik listelerinde Atatürk’e dayandırılmış tek referans yok.
Ne ayıp! Her ikisi de adını zikredecek tenezzülü bile göstermemişler...



kaynak
 
Geri
Üst