ALIEN_07
Türk Genci

MİT eski İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş, ASALA operasyonunu kendi ekibinin yaptığını ve Çatlı’nın kullanıldığını söyledi. Çakıcı’nın ise kendiliğinden olaya müdahil olduğunu söylerek, ekledi: Kendisi bizi izliyorsa yanaklarından öperim
08.02.2007
Hrant Dink cinayetiyle alevlenen ’Devrin Devlet’tartışması, önceki gün NTV’de yayınlanan “Neden” programında masaya yatırıldı. Gazeteci Can Dündar’ın hazırladığı programa Prof. Dr. Mithat Sancar, eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Prof. Ahmet İnsel, gazeteci Ömer Lütfi Mete, eski Kültür Bakanı, eski TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar ve eski MİT İstanbul Bölge Başkan Nuri Gündeş katıldı. Gündeş’in ASALA operasyonuyla ilgili yaptığı açıklamalar, bir dönemin karanlıkta kalan noktalarına açıklık getirdi. İşte programda yaşanan diyaloglar:
‘Savaşa girer’
Dündar: Olayların içinde devletin ya da çetelerin varolmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gündeş: Devlet ulaşamadığı zamanlarda kendine özgü bazı yasal düzenlemeler getirerek savaşın içine girebilir. Asala operasyonu devletin polisiyle, jandarmasıyla ulaşamayacağı menzillerde yapılmıştır. Bu menzillerde savaş veren insanlar olarak bizler oralara gittik. Ben değil, ekibim gitti. Bunu derin devlet olarak izah etmek mümkün mü?
Dündar: Asala operasyonunda devletin bu işle görevlendirdiği insanlar kanun kaçakları ve suçlulardı. Bu normal midir?
Gündeş: Görevlendirdiğimiz insanlar başka.
Dündar: Ama suçlulardı.
Gündeş: Hayır onlar suçlu değildi.
Dündar: Yani Abdullah Çatlı’yı görevlendirdiniz.
Gündeş: Yangına iki kova da ben su atayım diyemezsiniz onu, orada o işi yapıyor.
Dündar: Samast’ın çevresinin Çatlı olmak istedikleri söyleniyor. Siz o dönem yani Çatlı görevlendirdiniz. Bir suçluyu devletin görevlendirmesi, daha sonra bir kahraman haline getirilmesi, bugünlere örnek olması yanlış bir şey değil mi?
Gündeş: Bir yerde bulunan kişiler yangın varken 4 kova da ben su atayım derse, atma mı diyeceğiz? Hatta belki dinliyordur. Bir mecmuada Alaattin Çakıcı’yı sordular, ben de devlete böyle sonradan sıkıntı olacak kişilerle pek iş yapmadım. Bana mektup yazdı hapishaneden. Şimdi dinliyorsa beni yanaklarından öperim, eğer devlete hizmeti varsa. Yani ben onu kasıtla söylemedim. Benim yüzümden devlet şu veya bu şekilde dedikoduya uğrayacaksa benim için de aynı şey söylense sesimi çıkarmam.
Sağlar: İnterpol tarafından aranan, 7 TİP’linin katliam sanığı olarak görülen bir insanın üzerinde devletin vermiş olduğu hüviyetle dolaşmasından daha büyük bir suç olamaz.
Gündeş: Benimle ilgisi yok.
Dündar: Ama bunu suç olarak kabul ediyor musunuz siz de?
Gündeş: Kabul ediyorum. (...) Onu da şey olarak kabul etmiyorum.
Sancar: Gündeş’i dinlerken doğrusunu isterseniz hani nerede durabileceğimi pek kestiremedim. Mesela Çatlı’dan söz ederken Abdullah diye söz ediyor.
Gündeş: Abdullah’tan bahsetmedim. Bir memleket eğer savaş halindeyse; yabancı ülke gizli servisleri hapishaneyi boşaltıp onlarla, hapishaneden adam çıkartıp İsrail servisi ...
Sancar: Böyle bir şey olamaz. İsrail bize örnek olamaz. Eğer İsrail gibi bir devlet olmayı içinize sindirirseniz savunursunuz.
Gündeş: İngiltere de yapıyor, Amerika da yapıyor ama biz yaptık demiyoruz yanlış anlamayın.
Dündar: Türkiye’de de yapılmıştır ve komisyon raporlarına da geçmiştir.
Sancar: Bu tür şeylerin olabileceğini ima eden bir hava başka ülkeleri örnek gösteren bir yaklaşım meşruiyet temeli olamaz.
Gündeş: Yanlış. Devletin elinin eremeyeceği, yurtdışında 41 tane hariciyemizi öldürmüş kişilere karşı yapılan mücadeleden bahsettim, siz Türkiye’den bahsediyorsunuz.
‘Türklük şuuru’
Sancar: ABD Afganistan’da bu mücadele için El-Kaide’yi yarattı, bunu biliyoruz. Peki İsrail ne yaptı? El Fetih ile mücadele için Hamas’ı kurdu. Şimdi? Peki Türkiye Hizbullah kurdu.
Gündeş: Savunma hakkı verin, siz yanlış anladınız. Bakın benim elemanım değil. Eleman olarak kullanmadık.
Dündar: Ne olarak kullanıldı?
Gündeş: Kendiliğinden yapmış diyorum bakın.
Sancar: Şimdi siz böyle diyorsunuz ...
Dündar: Kendiliğinden yapmış?
Gündeş: Kendiliğinden yapmışlar. Böyle yapan var mesela. Türklük şuuru
Dündar: Pasaport verenler belli, silah kullanma izni verenler belli.
Gündeş: Bizim onunla hiçbir ilgimiz yok. Ben yurtdışında yapılan bir operasyonu meşruiyetini kendi açımdan söyledim, elemanım demedim.
Sancar: Devletin belgeleriyle elemanı olarak kullanıldığı ortaya çıktı.
Gündeş: Devletin kayıtlı elemanı değildir, devletin paralı elemanı değildir.
Sancar: Devletin verdiği kırmızı pasaportla çıkmıştır.
Gündeş: Efendim bize ne, onu kim verdiyse. Parayla da alıyorlar pasaport
KaYNaK !