emrah1607
Banned
MHP'nin terörün ortadan kaldırılması için verdiği desteğe rağmen AKP fırsatı kullanamadı. Dolayısı ile de dağ fare doğurdu.
Sayın Başbakan 2002'den bugüne TBMM'de insan hakları ve demokrasi adına çıkarttığınız yasalar, bölücü terörün azgınlaşmasına katkı sağlamış mıdır? Hiç düşündünüz mü? Şehitlerin çığlıkları sizin yüreğinizi kanatmıyor mu?
AKP'nin yaptıklarını tarih affetmeyecek
EĞER bu fotoğraflar, bu çığlıklar yüreğinizi kanatıyorsa neredeyse sıfır noktasında teslim aldığınız terör neden böyle azgınlaştı? Kendinizi hiç sorumlu saymıyor musunuz? Belki, Meclis'te çıkarttığınız, Bakanlar Kurulu'nda onayladığınız, meydanlarda attığınız nutukları ben sıralayalım, siz de daha iyi hatırlarsınız. AKP iktidarı sürecinde bakın nelen yapıldı:
* AKP iktidara gelir gelmez Güneydoğuda olağanüstü hal kaldırıldı.
*BÖLÜCÜLERE göz açtırmayan Özel Harekât birlikleri bölgeden uzaklaştırıldı.
*BM Siyasal ve Medeni Haklar Sözleşmesi (İkiz Yasalar, halkların kendi geleceğini kendilerinin tayini) AKP'nin oylarıyla TBMM'de onaylandı.
*TERÖRLE Mücadele Yasası'nın 8. maddesi kaldırıldı ve "bölücü propaganda" serbest hale getirildi.
*EVE Dönüş yasası ile topluma kazandırma adı altında PKK'lılar affedildi ve dağa salındı.
* BÖLÜCÜ DEP milletvekillerinin cezaları kaldırıldı, sokağa salındı.
*BÖLÜCÜ milletvekilleri Abdullah Gül ve Bülent Arınç tarafından konutta ağırlandı.
*BAŞBAKAN'ın Diyarbakır'da 'alt üst kimlik' ve "Terör sorunu yok Kürt sorunu var" sözleri PKK'ya cesaret ve ümit verdi.
* 6. AB Uyum Paketinde İmar Yasası değiştirilerek apartman kiliselerinin yolu açıldı. Güneydoğu'da hızla çoğalan kiliselerin teröre destekleri yakından biliniyor.
* MEDYADA bölücü yayınların önü açıldı. Anadilde yayın başladı.
*TÜRK Ceza Kanunu değiştirilerek güvenlik kuvvetlerinin terör bölgesindeki etkin gücünün zaafa uğratılarak elinin kolunun bağlanması sağlandı.
*ŞİMDi buradan Başbakan'a sormak lazım: Mecliste bu yasalar senin talimatınla çıkmadı mı? Bunları neden engellemedin?
Sayın Başbakan "Tek Başına İş Başına" sloganı ile başladığınız iktidarınızın 5 yıl 11 ay 4 günü doldu.
Bu sürede 2. ve 3. AKP hükümetlerinde Başbakanlık yaptınız Anayasayı tek başınıza değiştirme imkânına sahip oldunuz, "Millet bizi seçti, biz her şeyi yaparız" mantığı ile ülkeyi yönettiniz.
Anayasal kurumları devletin birikimlerini hiçe saydınız, gerginlikler, çatışmalar üzerinden siyaset yaptınız ve bugünlere geldik.
Bugün gazetelere baktınız mı?
Ülkenin problemleri sırasında 1. konumda olan terör konusunda milletin nasıl öfkelendiğini, anaların yüreğine nasıl ateş düştüğünü, gördünüz mü? Keşke sizde oğlunuzu askere göndererek bu ateş düşen yüreklerin psikolojisini tadabilseydiniz. Belki böylece 1 milyon dolara devletin kesesinden araçlar alarak hediye etmek yerine sınır karakollarının imkân ve kabiliyetlerini iyileştirme konusunda harcardınız.
Çok değil, daha 04 Ocak 2008'de yine gazetelere bakarsanız, Merve kızımız dershaneden kendisini almaya gelirken terör kurbanı olan babası için adeta size haykırarak "ben sana geldim babam", "keşke ben ölseydim babam" diyerek, herkesin yüreğini kanatıyordu.
06 Ekim 2008, yine gazetelerde Osmaniye'de şehit Selçuk Can'ın annesi Ayşe Can "Oğlum boylu posluydun, nasıl sığdın o tabuta yavrum" diyerek haykırıyordu.
Erzurum'da da Şehit Uzman Çavuş Nurettin Yıldırım'ın 8 yaşındaki kızı Senasu "Babamı bana geri verin" derken, Şehidin babası Cahit Yıldırım'da Sağlık Bakanınız Akdağ'a "Bu karakol kaçıncı kez basıldı, niye tedbir alınmıyor?" diyerek sanki edepten öfkesini gizleyerek mırıldanıyordu.
Sayın Başbakan şimdi bu fotoğraflar, bu çığlıklar sizin yüreğinizi kanatmıyor mu? Eğer bu fotoğraflar, bu çığlıklar yüreğinizi kanatıyorsa neredeyse sıfır noktasında teslim aldığınız terör neden böyle azgınlaştı? Kendinizi hiç sorumlu saymıyor musunuz?
2002'den bu güne TBMM'de insan hakları ve demokrasi adına çıkarttığınız yasalar, bölücü terörün azgınlaşmasına katkı sağlamış mıdır? Hiç düşündünüz mü?
Belki, mecliste çıkarttığınız, Bakanlar Kurulunda onayladığınız, meydanlarda attığınız nutukları ben sıralayayım, sizde daha iyi hatırlarsınız.
AKP İktidarı Sürecinde:
● Güneydoğuda olağanüstü hal kaldırıldı. (30.11.2002)
● Bölücülere göz açtırmayan özel harekât birlikleri bölgeden uzaklaştırıldı.
● Birleşmiş Milletler Sosyal, Siyasal ve Medeni Haklar Sözleşmesi (İkiz Yasalar, halkların kendi geleceğini kendilerinin tayini) TBMM'de onaylandı. (04.06.2003)
● Terörle mücadele yasasının 8. maddesi kaldırıldı ve "bölücü propaganda" serbest hale getirildi. (19.07.2003)
● Eve dönüş yasası ile topluma kazandırma adı altında PKK'lılar affedildi ve dağa salındı. (29.07.2003)
● Bölücü DEP milletvekillerinin cezaları kaldırıldı, sokağa salındı. (09.06.2004)
● Bölücü milletvekilleri Abdullah Gül ve Bülent Arınç tarafından konutta ağırlandı. (11.06.2004)
● Başbakanın Diyarbakır'da 'alt üst kimlik' ve "terör sorunu yok kürt sorunu var" sözleri PKK'ya cesaret ve ümit verdi. (12.08.2005)
● 6. AB Uyum Paketinde İmar Yasası değiştirilerek apartman kiliselerinin yolu açıldı. Güneydoğu'da hızla çoğalan kiliselerin teröre destekleri yakından biliniyor.
● Medyada bölücü yayınların önü açıldı. Anadilde yayın başladı. (23.03.2006)
● Başbakan Erdoğan, kendisine "Artık şehit cenazesi istemiyoruz" diye bağıran vatandaşlara "Askerlik yan gelip yatma yeri değil" diye yanıtladı. (04.09.2006 - Hürriyet)
● Eşkıyaya haddini bildirmek isteyen Türk Silahlı Kuvvetlerine "öfkeyle kalkan zararla oturur" denildi. (16.04.2007)
● AKP hükümeti döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölücü peşmerge bozuntuları tarafından tehdit edilen bir ülke haline geldi. (03.07.2007)
● Türk Ceza Kanunu değiştirilerek güvenlik kuvvetlerinin terör bölgesindeki etkin gücünün zaafa uğratılarak elinin kolunun bağlanması sağlandı.
● AİHM bir temyiz makamı gibi değerlendirildi ve AKP iktidarı bölücülerle ilgili bu kararlara dik bir duruş sergileyemedi.
● Bölgedeki Belediye Başkanlarının her fırsatta Türk Milletinin birliğine karşı eylem ve söylemlerde bulunmasına rağmen mevcut İçişleri Bakanı ve Başbakan bunlara göz yumdu.
● Belediye Başkanları teröristlere ve onların örgütüne doğrudan destek verdi (Ambulans, cenaze aracı, kürtçe dilin resmileştirilmesi kararları ve cenaze törenlerinin düzenlenmesi).
● Teröre yataklık ve yardım etmek suç olmaktan çıkartıldı.
● Şehitlerimize kelle, bölücübaşına Sayın ifadesinin Başbakan tarafından kullanılmış olması,
● Türk halkının 36 etnik gruptan oluştuğunun Başbakan tarafından ifade edilmesi,
● Avrupa Birliğinin ilerleme ve Türkiye raporlarında etnik ve dini azınlık yaratma, kürtçenin resmi dil olması ve bölücülerin sokağa salınması gibi kararlarında AKP iktidarının zafiyet içinde davranması.
Hükümetin küresel güçlere yakın durması, ne pahasına olursa olsun, AB'ye gireceğiz yaklaşımı ve AB'nin baştan beri bölücü teröre açıkça destek vermesi, AKP iktidarının da adeta teşvik edercesine AB raporlarına teslimiyeti terörü bugünkü boyutlara taşımıştır.
Şimdi buradan Başbakana sormak lazım;
● Sayın Başbakan Mecliste bu yasalar senin talimatınla çıkmadı mı?
● Bunları neden engellemedin?
● Başbakan olarak terörü önlemek ana göreviniz değil mi?
● BOP Eşbaşkanı olarak, Irak'ta akan 1.000.000 insanın kanından sorumlu değil misiniz?
● Askerin elini kolunu bağlamadan, BM yasalarının verdiği meşru müdafaa hakkını kullanarak, terörün kökünü ne zaman kazıyacaksınız? "TBMM meşru zemininde alınan tezkere kararını" etkin bir şekilde ne zaman kullanacaksınız? Yoksa şimdi de Mahalli seçimler öncesi diyerek, oy kaygısı ile gündem değiştirerek yeniden suya yazı mı yazacaksınız?
Sayın Başbakan: Terörün baş sorumlusu olan Barzani, Talabani ve Bölücübaşı'nın söylem ve arzuları da seçimde AKP ile birlikte değil miydi?
http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?haber=eserinizle-ovunun&id=9411
terörün neden bu hale kadar tırmandığının gerekçeleri yukarda sıralanmış
akp eserinle övünmeye devam et . timsah gözyaşlarınla bakalım milleti daha ne kadar kandırabileceksin ?
Sayın Başbakan 2002'den bugüne TBMM'de insan hakları ve demokrasi adına çıkarttığınız yasalar, bölücü terörün azgınlaşmasına katkı sağlamış mıdır? Hiç düşündünüz mü? Şehitlerin çığlıkları sizin yüreğinizi kanatmıyor mu?
AKP'nin yaptıklarını tarih affetmeyecek
EĞER bu fotoğraflar, bu çığlıklar yüreğinizi kanatıyorsa neredeyse sıfır noktasında teslim aldığınız terör neden böyle azgınlaştı? Kendinizi hiç sorumlu saymıyor musunuz? Belki, Meclis'te çıkarttığınız, Bakanlar Kurulu'nda onayladığınız, meydanlarda attığınız nutukları ben sıralayalım, siz de daha iyi hatırlarsınız. AKP iktidarı sürecinde bakın nelen yapıldı:
* AKP iktidara gelir gelmez Güneydoğuda olağanüstü hal kaldırıldı.
*BÖLÜCÜLERE göz açtırmayan Özel Harekât birlikleri bölgeden uzaklaştırıldı.
*BM Siyasal ve Medeni Haklar Sözleşmesi (İkiz Yasalar, halkların kendi geleceğini kendilerinin tayini) AKP'nin oylarıyla TBMM'de onaylandı.
*TERÖRLE Mücadele Yasası'nın 8. maddesi kaldırıldı ve "bölücü propaganda" serbest hale getirildi.
*EVE Dönüş yasası ile topluma kazandırma adı altında PKK'lılar affedildi ve dağa salındı.
* BÖLÜCÜ DEP milletvekillerinin cezaları kaldırıldı, sokağa salındı.
*BÖLÜCÜ milletvekilleri Abdullah Gül ve Bülent Arınç tarafından konutta ağırlandı.
*BAŞBAKAN'ın Diyarbakır'da 'alt üst kimlik' ve "Terör sorunu yok Kürt sorunu var" sözleri PKK'ya cesaret ve ümit verdi.
* 6. AB Uyum Paketinde İmar Yasası değiştirilerek apartman kiliselerinin yolu açıldı. Güneydoğu'da hızla çoğalan kiliselerin teröre destekleri yakından biliniyor.
* MEDYADA bölücü yayınların önü açıldı. Anadilde yayın başladı.
*TÜRK Ceza Kanunu değiştirilerek güvenlik kuvvetlerinin terör bölgesindeki etkin gücünün zaafa uğratılarak elinin kolunun bağlanması sağlandı.
*ŞİMDi buradan Başbakan'a sormak lazım: Mecliste bu yasalar senin talimatınla çıkmadı mı? Bunları neden engellemedin?
Sayın Başbakan "Tek Başına İş Başına" sloganı ile başladığınız iktidarınızın 5 yıl 11 ay 4 günü doldu.
Bu sürede 2. ve 3. AKP hükümetlerinde Başbakanlık yaptınız Anayasayı tek başınıza değiştirme imkânına sahip oldunuz, "Millet bizi seçti, biz her şeyi yaparız" mantığı ile ülkeyi yönettiniz.
Anayasal kurumları devletin birikimlerini hiçe saydınız, gerginlikler, çatışmalar üzerinden siyaset yaptınız ve bugünlere geldik.
Bugün gazetelere baktınız mı?
Ülkenin problemleri sırasında 1. konumda olan terör konusunda milletin nasıl öfkelendiğini, anaların yüreğine nasıl ateş düştüğünü, gördünüz mü? Keşke sizde oğlunuzu askere göndererek bu ateş düşen yüreklerin psikolojisini tadabilseydiniz. Belki böylece 1 milyon dolara devletin kesesinden araçlar alarak hediye etmek yerine sınır karakollarının imkân ve kabiliyetlerini iyileştirme konusunda harcardınız.
Çok değil, daha 04 Ocak 2008'de yine gazetelere bakarsanız, Merve kızımız dershaneden kendisini almaya gelirken terör kurbanı olan babası için adeta size haykırarak "ben sana geldim babam", "keşke ben ölseydim babam" diyerek, herkesin yüreğini kanatıyordu.
06 Ekim 2008, yine gazetelerde Osmaniye'de şehit Selçuk Can'ın annesi Ayşe Can "Oğlum boylu posluydun, nasıl sığdın o tabuta yavrum" diyerek haykırıyordu.
Erzurum'da da Şehit Uzman Çavuş Nurettin Yıldırım'ın 8 yaşındaki kızı Senasu "Babamı bana geri verin" derken, Şehidin babası Cahit Yıldırım'da Sağlık Bakanınız Akdağ'a "Bu karakol kaçıncı kez basıldı, niye tedbir alınmıyor?" diyerek sanki edepten öfkesini gizleyerek mırıldanıyordu.
Sayın Başbakan şimdi bu fotoğraflar, bu çığlıklar sizin yüreğinizi kanatmıyor mu? Eğer bu fotoğraflar, bu çığlıklar yüreğinizi kanatıyorsa neredeyse sıfır noktasında teslim aldığınız terör neden böyle azgınlaştı? Kendinizi hiç sorumlu saymıyor musunuz?
2002'den bu güne TBMM'de insan hakları ve demokrasi adına çıkarttığınız yasalar, bölücü terörün azgınlaşmasına katkı sağlamış mıdır? Hiç düşündünüz mü?
Belki, mecliste çıkarttığınız, Bakanlar Kurulunda onayladığınız, meydanlarda attığınız nutukları ben sıralayayım, sizde daha iyi hatırlarsınız.
AKP İktidarı Sürecinde:
● Güneydoğuda olağanüstü hal kaldırıldı. (30.11.2002)
● Bölücülere göz açtırmayan özel harekât birlikleri bölgeden uzaklaştırıldı.
● Birleşmiş Milletler Sosyal, Siyasal ve Medeni Haklar Sözleşmesi (İkiz Yasalar, halkların kendi geleceğini kendilerinin tayini) TBMM'de onaylandı. (04.06.2003)
● Terörle mücadele yasasının 8. maddesi kaldırıldı ve "bölücü propaganda" serbest hale getirildi. (19.07.2003)
● Eve dönüş yasası ile topluma kazandırma adı altında PKK'lılar affedildi ve dağa salındı. (29.07.2003)
● Bölücü DEP milletvekillerinin cezaları kaldırıldı, sokağa salındı. (09.06.2004)
● Bölücü milletvekilleri Abdullah Gül ve Bülent Arınç tarafından konutta ağırlandı. (11.06.2004)
● Başbakanın Diyarbakır'da 'alt üst kimlik' ve "terör sorunu yok kürt sorunu var" sözleri PKK'ya cesaret ve ümit verdi. (12.08.2005)
● 6. AB Uyum Paketinde İmar Yasası değiştirilerek apartman kiliselerinin yolu açıldı. Güneydoğu'da hızla çoğalan kiliselerin teröre destekleri yakından biliniyor.
● Medyada bölücü yayınların önü açıldı. Anadilde yayın başladı. (23.03.2006)
● Başbakan Erdoğan, kendisine "Artık şehit cenazesi istemiyoruz" diye bağıran vatandaşlara "Askerlik yan gelip yatma yeri değil" diye yanıtladı. (04.09.2006 - Hürriyet)
● Eşkıyaya haddini bildirmek isteyen Türk Silahlı Kuvvetlerine "öfkeyle kalkan zararla oturur" denildi. (16.04.2007)
● AKP hükümeti döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölücü peşmerge bozuntuları tarafından tehdit edilen bir ülke haline geldi. (03.07.2007)
● Türk Ceza Kanunu değiştirilerek güvenlik kuvvetlerinin terör bölgesindeki etkin gücünün zaafa uğratılarak elinin kolunun bağlanması sağlandı.
● AİHM bir temyiz makamı gibi değerlendirildi ve AKP iktidarı bölücülerle ilgili bu kararlara dik bir duruş sergileyemedi.
● Bölgedeki Belediye Başkanlarının her fırsatta Türk Milletinin birliğine karşı eylem ve söylemlerde bulunmasına rağmen mevcut İçişleri Bakanı ve Başbakan bunlara göz yumdu.
● Belediye Başkanları teröristlere ve onların örgütüne doğrudan destek verdi (Ambulans, cenaze aracı, kürtçe dilin resmileştirilmesi kararları ve cenaze törenlerinin düzenlenmesi).
● Teröre yataklık ve yardım etmek suç olmaktan çıkartıldı.
● Şehitlerimize kelle, bölücübaşına Sayın ifadesinin Başbakan tarafından kullanılmış olması,
● Türk halkının 36 etnik gruptan oluştuğunun Başbakan tarafından ifade edilmesi,
● Avrupa Birliğinin ilerleme ve Türkiye raporlarında etnik ve dini azınlık yaratma, kürtçenin resmi dil olması ve bölücülerin sokağa salınması gibi kararlarında AKP iktidarının zafiyet içinde davranması.
Hükümetin küresel güçlere yakın durması, ne pahasına olursa olsun, AB'ye gireceğiz yaklaşımı ve AB'nin baştan beri bölücü teröre açıkça destek vermesi, AKP iktidarının da adeta teşvik edercesine AB raporlarına teslimiyeti terörü bugünkü boyutlara taşımıştır.
Şimdi buradan Başbakana sormak lazım;
● Sayın Başbakan Mecliste bu yasalar senin talimatınla çıkmadı mı?
● Bunları neden engellemedin?
● Başbakan olarak terörü önlemek ana göreviniz değil mi?
● BOP Eşbaşkanı olarak, Irak'ta akan 1.000.000 insanın kanından sorumlu değil misiniz?
● Askerin elini kolunu bağlamadan, BM yasalarının verdiği meşru müdafaa hakkını kullanarak, terörün kökünü ne zaman kazıyacaksınız? "TBMM meşru zemininde alınan tezkere kararını" etkin bir şekilde ne zaman kullanacaksınız? Yoksa şimdi de Mahalli seçimler öncesi diyerek, oy kaygısı ile gündem değiştirerek yeniden suya yazı mı yazacaksınız?
Sayın Başbakan: Terörün baş sorumlusu olan Barzani, Talabani ve Bölücübaşı'nın söylem ve arzuları da seçimde AKP ile birlikte değil miydi?
http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?haber=eserinizle-ovunun&id=9411
terörün neden bu hale kadar tırmandığının gerekçeleri yukarda sıralanmış
akp eserinle övünmeye devam et . timsah gözyaşlarınla bakalım milleti daha ne kadar kandırabileceksin ?