ERKEKLERİN GÖZÜYLE İDEAL KADIN SORUNSALI!
ha
İlgili haberde, Amerikalı erkeklerin mi, yoksa Türk erkeklerinin mi gözleri baz istasyonu olarak alınmış bilemediğimden, ben ideal kadın hususunu tamamen yerli bakış açısıyla değerlendirmekteyim. Şimdi listeye geçiyoruz. Parantez içindeki ifadeler bana ait olup, parantez içine alınmakla, esasen benim tespit ve çamur atmalarım daha bi geçerlidir. İdeal bir kadının okuma alışkanlığı olmalı. Erkekler gazetelerin sadece ilk ve son sayfalarını okuyan ve gündemi takip etmeyen kadınları sohbet arkadaşı olarak görmüyorlar. (Efendim, tamamen saptırılmış bir konu. Ortalama Türk Erkeği, okuyan kadından zerre kadar hazzetmez. Kadının evdeki fonksiyonu çamaşır, bulaşık ve mutfak üçgeni içinde geçmelidir ki, okumaya fırsat bulmuş bir kadının, ev işlerinden kaytardığı karine olarak kabul edilir. Belirttiğimiz gibi, kıstasımız ortalama Türk Erkeğidir, yoksa evlilikleri veya ilişkileri panel ve sempozyum havasında geçen yurttaşlarımızı dikkate almamızı gerektirecek bir durum yoktur. Ortalama Türk Erkeğinin, herhangi bir kadının gazete okuyor olmasına katlanabilmesi için, o kadının eşi olmaması ve okurken frikik vermesi şarttır.) Telefonla gerektiği kadar konuşmalı. Kadınların telefon konuşmalarını saatlerce uzatmaları erkeklerin sinirlerini bozuyor. (İşte bir abuklama daha sevgili okurlar. Ortalama Türk Erkeği bilir ki, hiçbir kadına “gerektiği” kadar konuş denmez. Çünkü konuşmak için kadına “gereken” zaman, aklımızın alamayacağı kadar esnektir ve elbettedir ki, bir kadın için konuşmak ibadet gibidir, uzun olanı makbül ve farzdır. Ortalama Türk Erkeği, “gerektiği kadar” gibi anlamsız bir kota koymaz, konuşmaları ev telefonunda 5 dakikayla ve cep telefonunda da 5 saniye ile sınırlı tutar. Sınırlamaya uymayan kadının tel hattı kapatılır, servis dışı bırakılır.) Ağır makyaj yapmaktan, aşırı parfüm ve çok çarpıcı ojeler kullanmaktan kaçınmalı. Böyle görünen kadınlar daha çok ilgi çekse de erkeklerin tercihi doğal ve masum güzellikten yana oluyor. (Yıkılması gereken tabulardan biri daha değerli okurlar. Ortalama Türk Erkeğinin iddialı olmayan bir siyası partiye oy verdiği, iddialı olmayan bir futbol takımının taraftarı olduğu, iddialı olmayan bir arabayı satın aldığı görülmemiştir. Buradaki nüans şudur ki, kadın şeklen iddialı olacak ve fakat içerik olarak itaatkar olacaktır. Çalıkuşu Feride Öğretmenlerle evlilik yapan erkekler hiçbir şekilde Ortalama Türk Erkeğini bağlamaz.) Televizyon dizilerine bağımlı olmamalı. Yaşamını bu dizilere göre programlayan ve bu saatlerde dünyadan kopan kadınları anlayamayan erkekler, doğal olarak onlardan uzaklaşıyorlar. (Yuh artık diyorum sevgili okurlar. Ortalama Türk Erkeği, eşinin dizilere kendisini kaptırmasından gayet memnundur. Çünkü, Ortalama Türk Erkeği bilir ki, eşi kendisini tv dizisine kendisi kaptırırsa, kendisine kalan zaman içinde esmer, kumral ve sarışın dizilere kendini kaptırma konusunda geniş imkanlar elde eder. Bu imkanı kullanmayı reddeden bir Ortalama Türk Erkeği henüz dünyaya gelmiş değildir.) Lüks tutkunu olmamalı, alışveriş sırasında da mantığını koruyabilmeli. Taksit imkanı var diye eve gereksiz eşyalarla dolu paketler taşımamalı. (Saygıdeğer okuyucu, sanırsınız ki Ortalama Türk Erkeği Bill Gates’in damadı. Yok böyle bir şey efendim. Ortalama Türk Erkeğinin ortalama aylık geliri 600 YTL-1500 YTL arasındadır ki, hiçbir Ortalama Türk Kadını, bu parayla lüks tutkunu olunamayacağını bilir ve şansını zorlamaz. Böyle uyduruk liste hazırlayanları insafa davet ediyorum.) Alkol ve sigaradan uzak durmalı. Beğendikleri kadınları aynı zamanda birer anne adayı olarak gören erkekler kötü alışkanlıkları olan kadınlardan içgüdüsel olarak uzaklaşabiliyorlar. (Ortalama Türk Erkeği, eşinin alkol ve sigaradan uzak durmasını elbette ister, ancak bunun nedeni anne adayı olması değildir. Ortalama Türk Erkeği, öpüşüp koklaşırken, eşinin sigara ve alkol kokmasını istemez. Ortamda sigara ve alkol kokusu olacaksa, bu kokular kesinlikle erkekten çıkmalıdır.) Formuna dikkat etmeli. Ama her yemeğe ‘diyetteyim’ diye başlamamalı. Çünkü bu erkekleri en çok sıkan kelimelerden biri… (Ortalama Türk Erkeğinin ideal kadın kilo ölçüsü “bıngıl bıngıl” şeklinde özetlenebilir. “Ele avuca gelsin” şeklinde de özetlenebilecek bu ölçü, herhangi bir diyet gerektirmez, light besinler ihtiva etmez. Kadının her yemeğe “diyetteyim” diye başlaması, erkekte afrodizyak etkisi yapar ve “yerim ben senin diyetini” demekten kendini alamaz.) Evi ya da odasını oyuncaklarla doldurmamalı. Sadece görüntüsü güzel diye evi hiçbir işe yaramayan eşya kalabalığına boğmamalı. (Ortalama Türk Erkeği, hiçbir şekilde evin dizaynına karışmaz. Şişme adam ve vibratör olmadığı sürece oyuncak tercihlerine saygı gösterir. Bir kadının mutlu olabilmesi ve bu mutluluğunu erkeğine yansıtabilmesi, kadının evinde kendisini özgür hissetmesiyle mümkündür ki, Ortalama Türk Erkeği bu gerçeği bilir ve kutsar.) Türkçe’yi kötü kullanmamalı. Bol bol yani, filan, şey gibi kelimeler kullanan ve argo konuşan kadınlar yerine etkili ve tane tane bir konuşma her zaman daha çekici geliyor. (Ortalama Türk Erkeği bilir ki, en namlı yazarlar bile onlarca Türkçe yazım hatası yapar, ayrı yazılması gereken –de’nin nereye konacağını bilmez. Ortalama Türk Erkeği, kendisini bir editör veya redaktör kapasitesinde görmediği için de, kadınından böyle bir beklentisi olmaz. Tam aksine, ayol, hayatım, ben bilmem beyim bilir gibi naif sözcükler, Ortalama Türk Erkeğinin hoşuna gider günlük eğlence ihtiyacını karşılar.) Sadece kızlarla değil erkeklerle de arkadaş olabilen kadınlar, erkeklere daha çekici geliyor. Böyle kadınlarla daha kolay ve iyi iletişim kurabiliyorlar. (Ortalama Türk Erkeğinin ortalama inancı şudur ki, ateşle barut birarada duramaz. Bir erkek ve bir kadın asla arkadaş olamaz, arkadaş kalamaz. Böyle bir arkadaşlık başlasa da, işin mokunu çıkarma kıvamına eninde sonunda gelir. Ortalama Türk Erkeği, eşinin jinekoloğunun erkek olmasına bile tahammül edemez.) Çocuk taklidi yaparken itici olmamalı. Kadınların şirin olmak adına yaptıkları küçük çocuk taklitleri yerinde ve dozunda olmadığında erkeklerde ters tepki yaratabiliyor. (Yufunuz artık diyorum sevgili okurlar. Cümle kainat bilir ki, her Ortalama Türk Erkeğinin liseli kız fantezisi vardır. Öyle olmasa bu memlekette Ümit Besen ve Ferdi Özbeğen, bugün bile hala şarkı söylüyor olamazdı. Öyle olmasa, bugün kırantalar lise önlerinde park etmezdi. Ortalama Türk Erkeğiyle dalga geçmeyiniz çok reca ederim.) Kıskanç olmamalı. Sevgilisini sürekli sorgulayan ve takip eden kadınlar, kendilerine güvenmedikleri mesajını vererek çekiciliklerini kaybedebilirler. (Muhterem okurlar, bu cümleyi okuduktan sonra, ciddi cidi anladım ki, bu listeyi hazırlayan kişi, Mars’ta yaşıyor ve kurban bayramından kurban bayramına Dünyamızı ziyaret ediyor. Efendim, kadının kıskançlığını bilerek ve kasten tetikleyen kişi zaten Ortalama Türk Erkeğidir. Eşinin hayatında başka biri olup olmadığının anlamanın en kestirme yolu, kadında kıskançlığa yol açacak bazı senaryolar uydurmaktır. Ortalama Türk Erkeği zaman zaman, kadını kıskançlık bakımından test eder ve aldığı sonuca göre hayatına devam eder veya eşinin hayatını sona erdirir.) Erkeğin her şeyiyle ilgilenmemeli. Bazen annesinden daha ileriye geçerek, erkeğin her işiyle ilgilenen kadınlar, aradaki büyünün bozulmasına ve erkeğin kaçmasına neden oluyorlar. (Yüce Rabbım, bu listeyi hazırlayan kişiyi bize sayıylan mı verdin?.. Nedir bu uyduruk iddialar?.. İdrak yolları tıkalı insanlara bunu şimdi nasıl anlatalım. Ortalama Türk Erkeği, ayaklarının yıkanması, sırtının keselenmesi, abdest suyunun hazırlanması, FB-GS maçına bilet tedarik edilmesi, çilingir sofrası hazırlanması gibi şeyler ilgilenilmekse, ilgilenilmekten ziyadesiyle hoşnuttur. Kadının ilgilenmemesi gereken iki şey vardır: erkeğin maaş miktarı ve ev dışındaki gönül maceraları. Bu anlamda kadın, erkeğin annesinden de, babaannesinden de ileriye geçebilir.) İç dünyasında huzurlu olabilmeli. Geçmişte yaşadığı psikolojik sorunları ve ailesel problemleri çözümleyememiş kadınların, erkeklerin gelecek planlarına girmeleri zorlaşıyor. (Efendim bir kadın daima huzursuz olmalıdır. Ortalama Türk Erkeğinin görüşü budur. Ortalama Türk Erkeği, zaten huzur manyağı olsaydı, elbette ki evlenmeyi tercih etmeyecekti. Kadının huzursuz olması, erkeği dış dünyaya hazırlayan bir nevi antreman ortamı gibidir. Huzurlu bir kadının yaşadığı evden çıkan erkek, dış dünyanın huzursuzluklarına adapte olamayacak ve başarısız olacaktır. Kadının ‘aldığın 3 kuruşla geçinemiyoruz işte’ şeklindeki huzur vermekten uzak demeçleri, erkeği daha fazla para kazanma kosunuda kamçılar.) Kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Hiçbir işlerini bir erkeğin yardımı olmadan yapamayacağını düşünen kadınlar, erkeklerde önceleri bir koruma duygusu yaratsa da bir süre sonra bu duygu sıkılmaya dönüşüyor. (Alınız bir efsane daha değerli okurlar. Velev ki bu iddia doğru olsaydı, Hülya Avşar eşinden boşanır boşanmaz, önünde uzuuuun bir müstakbel koca kuyruğu olması gerekirdi ki, böyle olmamıştır. Kadının kendi ayakları üzerinde duramaması esastır ve kadın her daim ‘erkeğimdir, evimin direğidir’ kıvamında olmalıdır. Kendi ayakları üzerine durabilen bir kadın, erkeğinin kıçına tekme atar. Ortalama Türk Erkeği, hassas bölgelerine tekme yemek istemez.)
haİlgili haberde, Amerikalı erkeklerin mi, yoksa Türk erkeklerinin mi gözleri baz istasyonu olarak alınmış bilemediğimden, ben ideal kadın hususunu tamamen yerli bakış açısıyla değerlendirmekteyim. Şimdi listeye geçiyoruz. Parantez içindeki ifadeler bana ait olup, parantez içine alınmakla, esasen benim tespit ve çamur atmalarım daha bi geçerlidir. İdeal bir kadının okuma alışkanlığı olmalı. Erkekler gazetelerin sadece ilk ve son sayfalarını okuyan ve gündemi takip etmeyen kadınları sohbet arkadaşı olarak görmüyorlar. (Efendim, tamamen saptırılmış bir konu. Ortalama Türk Erkeği, okuyan kadından zerre kadar hazzetmez. Kadının evdeki fonksiyonu çamaşır, bulaşık ve mutfak üçgeni içinde geçmelidir ki, okumaya fırsat bulmuş bir kadının, ev işlerinden kaytardığı karine olarak kabul edilir. Belirttiğimiz gibi, kıstasımız ortalama Türk Erkeğidir, yoksa evlilikleri veya ilişkileri panel ve sempozyum havasında geçen yurttaşlarımızı dikkate almamızı gerektirecek bir durum yoktur. Ortalama Türk Erkeğinin, herhangi bir kadının gazete okuyor olmasına katlanabilmesi için, o kadının eşi olmaması ve okurken frikik vermesi şarttır.) Telefonla gerektiği kadar konuşmalı. Kadınların telefon konuşmalarını saatlerce uzatmaları erkeklerin sinirlerini bozuyor. (İşte bir abuklama daha sevgili okurlar. Ortalama Türk Erkeği bilir ki, hiçbir kadına “gerektiği” kadar konuş denmez. Çünkü konuşmak için kadına “gereken” zaman, aklımızın alamayacağı kadar esnektir ve elbettedir ki, bir kadın için konuşmak ibadet gibidir, uzun olanı makbül ve farzdır. Ortalama Türk Erkeği, “gerektiği kadar” gibi anlamsız bir kota koymaz, konuşmaları ev telefonunda 5 dakikayla ve cep telefonunda da 5 saniye ile sınırlı tutar. Sınırlamaya uymayan kadının tel hattı kapatılır, servis dışı bırakılır.) Ağır makyaj yapmaktan, aşırı parfüm ve çok çarpıcı ojeler kullanmaktan kaçınmalı. Böyle görünen kadınlar daha çok ilgi çekse de erkeklerin tercihi doğal ve masum güzellikten yana oluyor. (Yıkılması gereken tabulardan biri daha değerli okurlar. Ortalama Türk Erkeğinin iddialı olmayan bir siyası partiye oy verdiği, iddialı olmayan bir futbol takımının taraftarı olduğu, iddialı olmayan bir arabayı satın aldığı görülmemiştir. Buradaki nüans şudur ki, kadın şeklen iddialı olacak ve fakat içerik olarak itaatkar olacaktır. Çalıkuşu Feride Öğretmenlerle evlilik yapan erkekler hiçbir şekilde Ortalama Türk Erkeğini bağlamaz.) Televizyon dizilerine bağımlı olmamalı. Yaşamını bu dizilere göre programlayan ve bu saatlerde dünyadan kopan kadınları anlayamayan erkekler, doğal olarak onlardan uzaklaşıyorlar. (Yuh artık diyorum sevgili okurlar. Ortalama Türk Erkeği, eşinin dizilere kendisini kaptırmasından gayet memnundur. Çünkü, Ortalama Türk Erkeği bilir ki, eşi kendisini tv dizisine kendisi kaptırırsa, kendisine kalan zaman içinde esmer, kumral ve sarışın dizilere kendini kaptırma konusunda geniş imkanlar elde eder. Bu imkanı kullanmayı reddeden bir Ortalama Türk Erkeği henüz dünyaya gelmiş değildir.) Lüks tutkunu olmamalı, alışveriş sırasında da mantığını koruyabilmeli. Taksit imkanı var diye eve gereksiz eşyalarla dolu paketler taşımamalı. (Saygıdeğer okuyucu, sanırsınız ki Ortalama Türk Erkeği Bill Gates’in damadı. Yok böyle bir şey efendim. Ortalama Türk Erkeğinin ortalama aylık geliri 600 YTL-1500 YTL arasındadır ki, hiçbir Ortalama Türk Kadını, bu parayla lüks tutkunu olunamayacağını bilir ve şansını zorlamaz. Böyle uyduruk liste hazırlayanları insafa davet ediyorum.) Alkol ve sigaradan uzak durmalı. Beğendikleri kadınları aynı zamanda birer anne adayı olarak gören erkekler kötü alışkanlıkları olan kadınlardan içgüdüsel olarak uzaklaşabiliyorlar. (Ortalama Türk Erkeği, eşinin alkol ve sigaradan uzak durmasını elbette ister, ancak bunun nedeni anne adayı olması değildir. Ortalama Türk Erkeği, öpüşüp koklaşırken, eşinin sigara ve alkol kokmasını istemez. Ortamda sigara ve alkol kokusu olacaksa, bu kokular kesinlikle erkekten çıkmalıdır.) Formuna dikkat etmeli. Ama her yemeğe ‘diyetteyim’ diye başlamamalı. Çünkü bu erkekleri en çok sıkan kelimelerden biri… (Ortalama Türk Erkeğinin ideal kadın kilo ölçüsü “bıngıl bıngıl” şeklinde özetlenebilir. “Ele avuca gelsin” şeklinde de özetlenebilecek bu ölçü, herhangi bir diyet gerektirmez, light besinler ihtiva etmez. Kadının her yemeğe “diyetteyim” diye başlaması, erkekte afrodizyak etkisi yapar ve “yerim ben senin diyetini” demekten kendini alamaz.) Evi ya da odasını oyuncaklarla doldurmamalı. Sadece görüntüsü güzel diye evi hiçbir işe yaramayan eşya kalabalığına boğmamalı. (Ortalama Türk Erkeği, hiçbir şekilde evin dizaynına karışmaz. Şişme adam ve vibratör olmadığı sürece oyuncak tercihlerine saygı gösterir. Bir kadının mutlu olabilmesi ve bu mutluluğunu erkeğine yansıtabilmesi, kadının evinde kendisini özgür hissetmesiyle mümkündür ki, Ortalama Türk Erkeği bu gerçeği bilir ve kutsar.) Türkçe’yi kötü kullanmamalı. Bol bol yani, filan, şey gibi kelimeler kullanan ve argo konuşan kadınlar yerine etkili ve tane tane bir konuşma her zaman daha çekici geliyor. (Ortalama Türk Erkeği bilir ki, en namlı yazarlar bile onlarca Türkçe yazım hatası yapar, ayrı yazılması gereken –de’nin nereye konacağını bilmez. Ortalama Türk Erkeği, kendisini bir editör veya redaktör kapasitesinde görmediği için de, kadınından böyle bir beklentisi olmaz. Tam aksine, ayol, hayatım, ben bilmem beyim bilir gibi naif sözcükler, Ortalama Türk Erkeğinin hoşuna gider günlük eğlence ihtiyacını karşılar.) Sadece kızlarla değil erkeklerle de arkadaş olabilen kadınlar, erkeklere daha çekici geliyor. Böyle kadınlarla daha kolay ve iyi iletişim kurabiliyorlar. (Ortalama Türk Erkeğinin ortalama inancı şudur ki, ateşle barut birarada duramaz. Bir erkek ve bir kadın asla arkadaş olamaz, arkadaş kalamaz. Böyle bir arkadaşlık başlasa da, işin mokunu çıkarma kıvamına eninde sonunda gelir. Ortalama Türk Erkeği, eşinin jinekoloğunun erkek olmasına bile tahammül edemez.) Çocuk taklidi yaparken itici olmamalı. Kadınların şirin olmak adına yaptıkları küçük çocuk taklitleri yerinde ve dozunda olmadığında erkeklerde ters tepki yaratabiliyor. (Yufunuz artık diyorum sevgili okurlar. Cümle kainat bilir ki, her Ortalama Türk Erkeğinin liseli kız fantezisi vardır. Öyle olmasa bu memlekette Ümit Besen ve Ferdi Özbeğen, bugün bile hala şarkı söylüyor olamazdı. Öyle olmasa, bugün kırantalar lise önlerinde park etmezdi. Ortalama Türk Erkeğiyle dalga geçmeyiniz çok reca ederim.) Kıskanç olmamalı. Sevgilisini sürekli sorgulayan ve takip eden kadınlar, kendilerine güvenmedikleri mesajını vererek çekiciliklerini kaybedebilirler. (Muhterem okurlar, bu cümleyi okuduktan sonra, ciddi cidi anladım ki, bu listeyi hazırlayan kişi, Mars’ta yaşıyor ve kurban bayramından kurban bayramına Dünyamızı ziyaret ediyor. Efendim, kadının kıskançlığını bilerek ve kasten tetikleyen kişi zaten Ortalama Türk Erkeğidir. Eşinin hayatında başka biri olup olmadığının anlamanın en kestirme yolu, kadında kıskançlığa yol açacak bazı senaryolar uydurmaktır. Ortalama Türk Erkeği zaman zaman, kadını kıskançlık bakımından test eder ve aldığı sonuca göre hayatına devam eder veya eşinin hayatını sona erdirir.) Erkeğin her şeyiyle ilgilenmemeli. Bazen annesinden daha ileriye geçerek, erkeğin her işiyle ilgilenen kadınlar, aradaki büyünün bozulmasına ve erkeğin kaçmasına neden oluyorlar. (Yüce Rabbım, bu listeyi hazırlayan kişiyi bize sayıylan mı verdin?.. Nedir bu uyduruk iddialar?.. İdrak yolları tıkalı insanlara bunu şimdi nasıl anlatalım. Ortalama Türk Erkeği, ayaklarının yıkanması, sırtının keselenmesi, abdest suyunun hazırlanması, FB-GS maçına bilet tedarik edilmesi, çilingir sofrası hazırlanması gibi şeyler ilgilenilmekse, ilgilenilmekten ziyadesiyle hoşnuttur. Kadının ilgilenmemesi gereken iki şey vardır: erkeğin maaş miktarı ve ev dışındaki gönül maceraları. Bu anlamda kadın, erkeğin annesinden de, babaannesinden de ileriye geçebilir.) İç dünyasında huzurlu olabilmeli. Geçmişte yaşadığı psikolojik sorunları ve ailesel problemleri çözümleyememiş kadınların, erkeklerin gelecek planlarına girmeleri zorlaşıyor. (Efendim bir kadın daima huzursuz olmalıdır. Ortalama Türk Erkeğinin görüşü budur. Ortalama Türk Erkeği, zaten huzur manyağı olsaydı, elbette ki evlenmeyi tercih etmeyecekti. Kadının huzursuz olması, erkeği dış dünyaya hazırlayan bir nevi antreman ortamı gibidir. Huzurlu bir kadının yaşadığı evden çıkan erkek, dış dünyanın huzursuzluklarına adapte olamayacak ve başarısız olacaktır. Kadının ‘aldığın 3 kuruşla geçinemiyoruz işte’ şeklindeki huzur vermekten uzak demeçleri, erkeği daha fazla para kazanma kosunuda kamçılar.) Kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Hiçbir işlerini bir erkeğin yardımı olmadan yapamayacağını düşünen kadınlar, erkeklerde önceleri bir koruma duygusu yaratsa da bir süre sonra bu duygu sıkılmaya dönüşüyor. (Alınız bir efsane daha değerli okurlar. Velev ki bu iddia doğru olsaydı, Hülya Avşar eşinden boşanır boşanmaz, önünde uzuuuun bir müstakbel koca kuyruğu olması gerekirdi ki, böyle olmamıştır. Kadının kendi ayakları üzerinde duramaması esastır ve kadın her daim ‘erkeğimdir, evimin direğidir’ kıvamında olmalıdır. Kendi ayakları üzerine durabilen bir kadın, erkeğinin kıçına tekme atar. Ortalama Türk Erkeği, hassas bölgelerine tekme yemek istemez.)
