[me|2wi$]
H & M


Her yıl Amerika’da yaklaşık 19 milyon kişi depresyon anısı almaktadır. Bu kadar kişiden yalnızca onda bir oranında erkeğin depresyon tanısı alması da ilgi çekicidir. Bu nedenle, hormonlar ve adet öncesi sendromu bağlantısı dolayısıyla da depresyon daha önceleri bir “kadın rahatsızlığı” olarak bilinmekteydi. Depresyonun kadınlara ait bir durummuş gibi bilinmesi ise bir çok erkeğin kendilerinde ortaya çıkan depresyon belirtilerini tanımasına ve uygun tedavi yollarını aramasına engel olmaktadır.
Gerçekte depresyon her iki cinsiyeti de etkilemektedir. İlişkilere zarar verir, günlük aktiviteleri ve iş yaşamını olumsuz etkiler. Depresyon belirtileri kadın ve erkekler için aynıdır ancak ortaya konuş biçimleri farklı olabilmektedir. Depresyonun en sık rastlanan belirtileri düşük özgüven, intihar düşünceleri, önceden zevk veren aktivitelere karşı ilgi kaybı, tükenmişlik, iştah değişiklikleri, uyku bozuklukları, apati ve cinsel dürtülerde azalma gibi cinsel problemler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aşağıda, erkeklerdeki depresyonun tanınmasını güçleştiren etmenler sayılmaktadır:

Erkekler sorunları olduğunu kabul etmek istemezler çünkü onlar hep “güçlü” olmak zorundadırlar.
Kültürlere göre değişse de genel yargı, duyguların ifade edilmesinin kadınlara özgü bir davranış olduğu yönündedir. Bunun sonucu olarak da depresif erkekler genellikle depresyonun duygusal değil; fiziksel belirtilerinden bahsederler.
Depresyon cinsel istek ve performansı da etkilemektedir. Erkekler genellikle cinsel hayatlarıyla ilgili bir problemleri olduğunu kabul etmemektedirler. Çünkü bu durumun kendi erkekliklerine bir tehtid olabileceğini düşünmektedirler. Ancak bu oldukça yanlış bir tutumdur. Çünkü bu cinsel problemler, depresyon gibi tıbbi bir sorundan kaynaklanmaktadır.
Dışarıdan gözlemlenebilen depresyon belirtileri, erkeklerde kadınlardakinden daha zor anlaşılabilinmektedir. Erkekler, ağlamak, üzgünlük ya da intihar düşüncelerinin sözel olarak ifade edilmesi gibi tipik depresyon işaretlerini göstermezler. Bunun yerine erkekler duygularını içlerinde saklarlar ve bu durum da onları daha sinirli ve huzursuz bir hale getirir.
Tüm bu sebeplerden ötürü bir çok erkek, yaşadıkları sorunun depresyon olduğunu fark etmede başarısız olmaktadırlar. Bazı ruh sağlığı uzmanlarına göre, deresyon belirtilerinin arasına öfke, suçluluk, dışa vurum, alkol ve madde kötüye kullanımı da katılırsa, bir çok erkeğin daha depresyo ntanısı alması kolaylaşacaktır.
Peki erkeklerdeki depresyonun farklı olmasının sebebi nedir?

Yaşanılan kültür içinde erkeklerin nasıl yetiştiği ve nasıl davrandıklarının anlaşılması, depresyon tanısı koymak ve tedavisini başlatmak adına çok önemlidir. Erkek depresyonu genellikle toplumsal ve kültürel beklentilerle bağlantılandırılmaktadır. Erkekler başarılı olmalıdırlar. Duygularını dizginleyebilmek sorundadırlar. Kontrollerini kaybetmemelidirler. Bu türden kültürel yaptırımlar depresyonun birincil belirtilerinin maskelenmesine sebep olmakta, erkeklerde de agresyon ve öfke tepkilerinin ortaya çıkmasını tetiklemektedir.
Tüm bunlara ek olarak erkeklerin depresyona yönelik stigmayla baş etmeleri de zor bir durumdur. Yaşadıkları sıkıntıları agresif ve maço tavırlarla ya da alkol kullanımıyla kontrol etmeye çalışırlar. Tedaviye yönelmek yerine ise, erkekler genellikle aşırı alkol tüketimie ya da intihar girişimlerine baş vurmaktadırlar. Çünkü tedavi olmak depresyonu ve dolayısıyla duygusal olarak zayıf olduklarını kabul etmek demektir.
Erkekler aynı zamanda sevdikleri birinin kaybı ile de kadınlardan farklı baş etme yolları sergilerler. Bu durum da erkeklerin güçlü olma zorunluluğu ve duyguları yansıtmanın zayıflıkla bağdaştırılması ile bağlantılandırılmaktadır. Erkekler kayıpları ile ilgili olarak tam bir sorumluluk yüklenip, yaslarını arka plana iterler. Yapılan araştırmalara göre, bastırılan yas, agresiflik, şiddet eğilimi, madde kullanımı, ülser, yüksek kollesterol, yüksek tansiyon ve ağrı gibi sıkıntılara sebep olmaktadır.
Bir çok erkek, yas yaşadıkları sırada hislerini ifade edemedikleri için kendilerini bir çok aktiviteye yönlendirirler. Geç saatlere kadar çalışmak, uzun iş gezilerine çıkmak gibi.. Bu sayede kendilerini meşgul etmek isterler. Yanı sıra tehlikeli sporlar ya da aşırı cinsel faaliyet gibi riskli durumlara da kendilerini sokabilmektedirler. Bastırılan yas sonucu, bağımlılık yapan maddelerin kullanımında da artış olabilmektedir.
Erkeklerdeki depresyon tedavi edilebilir mi?
Hem erkek- hem kadınların %80’inden fazlası tedaviye olumlu yanıt vermektedir. Tedavi ise antidepresan ilaç kullanımı, psikoterapi ya da bu ikisinin uyumlu kombinasyonları ile kolaylıkla yapılabilmektedir.