Mayhoş
mayhoş
Kadınların erkekleri sevmelerindeki birçok nedenden biri de erkeklerin kaybediyor olmaları...
Erkekler kadınların ilgisini çekebilmek veya daha da çok çekmek için kurslara giderler. Kitaplar okurlar pahalı arabalara binerler güzel kokular sürerler bronzlaşırlar kısacası uğraşır dururlar. Tüm bunlara rağmen kadın ve erkek arasında asıl önemli olan içgüdü tutku ve çekimdir çoğu zaman. Geçen yılların ardından elde edilen tecrübeler; ağızdan çıkan sihirli sözcüklerin giyim kuşama verilen önemin ve bir çocuk gibi davranmak yerine bir “erkek” gibi davranabiliyor olmanın kadınları etkileyebilmenin püf noktaları olduğunu söylüyor.
Erkekler çoğu zaman ilk çağlardan kalma içgüdülerini ve avcı yönlerini açığa çıkarıyorlar. Eve et getiren mağara adamı ile bankada milyon dolarları olan ve ailesine muhteşem bir hayat sunan adam arasında ortak bir nokta var ki o da erkeklerin hayranlık duyulmaya ve sadakata olan ihtiyaçları. Eve et getirip onu kadını ile paylaşan adam bunu korumacı ve sahiplenici bir içgüdü ile yapıyor gibi gözükse de aslında neslinin tükenmemesi içgüdüsü ile hareket ediyor.
Mağaradaki kadınla da sadece içgüdüsel bir mantık seviyesinde iletişim kuruyor ve çoğu zaman ne hissettiğine düşündüğüne önem vermiyor. Ne de olsa avlanan bir erkek pek duygusallık barındırmaz. Tavşanları seviyor diye avlamamazlık yapmaz. Kadınlarla arasındaki duygusal ilişki de aynen böyledir. Bir erkeğe göre mantık ve duygular ne zaman karşı karşıya gelse kazanan hep mantık olacaktır.
Erkekler bir şeylere sahiptir. Kadınlar erkeklerden bir şeyler alırlar. Kadınlar erkeklere sevgi ile karşılık verirler ve onları rahatlatmaya gayret gösterirler. Erkekler daha iyi avlanarak daha çok şeye sahip olduklarında daha fazla sevgi ve alaka bekliyor olurlar.
Oysaki kadınlar sevgi ve bağlılığı erkeklere bedelsiz sunarlar zaten. Ne kadar et o kadar sevgi gibi görmezler durumu. Erkekler sevgilerini gösterememenin verdiği etkiyle de daha fazla avlanıp karşılığında daha fazla sevgi sadakat görme içgüdüsü ile uğraşır dururlar bazen.
Duygusal kişiliklerinin odak noktalarına ulaşamadıklarından sevgilerini de rahatça sınırsız gösteremezler. Sevginin ödülünün yine aslında sevgi olduğunu anlamaları zordur. Kadınlar severler ve karşılığında yine sevgi beklerler.
Erkekler sevildiklerini anladıklarında sevgi ile karşılık vermek yerine daha fazla et barınak arayışı içine girerler.Gördüğünüz gibi bir kısır döngü söz konusudur erkeklerde. Erkekler duygusal açıdan kaybederler. Çünkü genelde kadınların onları sahip oldukları materyaller yüzünden sevdiğini düşünürler. Oysaki aşk ve sevgi pahalı şeylere ulaşmak için gösterilen bir fedakarlık değildir hiçbir zaman.
Evrim sürecine ve tarihe baktığımızda kadınların erkeklerin her yaptığını yapamadıklarını görürüz. Ama bu durum kadınların yapabileceklerine sınır koyabileceğimize ya da kadının kendi kendine yetemeyecek olduğu anlamına gelmez. Erkekler kaybeder çünkü kendi mantıksal süzgeçlerine göre kadınları anlamamayı sürdürürler de sürdürürler. Ünlü şarkıcı James Brown’un dediği gibi; “Bu dünya elektriği arabaları trenleri icat eden erkeklerin dünyası evet ama bir kız ya da bir kadın olmadan bir hiçlikten öte değil.
Gözün kör olsun aşk!
Erkekler kadınların ilgisini çekebilmek veya daha da çok çekmek için kurslara giderler. Kitaplar okurlar pahalı arabalara binerler güzel kokular sürerler bronzlaşırlar kısacası uğraşır dururlar. Tüm bunlara rağmen kadın ve erkek arasında asıl önemli olan içgüdü tutku ve çekimdir çoğu zaman. Geçen yılların ardından elde edilen tecrübeler; ağızdan çıkan sihirli sözcüklerin giyim kuşama verilen önemin ve bir çocuk gibi davranmak yerine bir “erkek” gibi davranabiliyor olmanın kadınları etkileyebilmenin püf noktaları olduğunu söylüyor.
Erkekler çoğu zaman ilk çağlardan kalma içgüdülerini ve avcı yönlerini açığa çıkarıyorlar. Eve et getiren mağara adamı ile bankada milyon dolarları olan ve ailesine muhteşem bir hayat sunan adam arasında ortak bir nokta var ki o da erkeklerin hayranlık duyulmaya ve sadakata olan ihtiyaçları. Eve et getirip onu kadını ile paylaşan adam bunu korumacı ve sahiplenici bir içgüdü ile yapıyor gibi gözükse de aslında neslinin tükenmemesi içgüdüsü ile hareket ediyor.
Mağaradaki kadınla da sadece içgüdüsel bir mantık seviyesinde iletişim kuruyor ve çoğu zaman ne hissettiğine düşündüğüne önem vermiyor. Ne de olsa avlanan bir erkek pek duygusallık barındırmaz. Tavşanları seviyor diye avlamamazlık yapmaz. Kadınlarla arasındaki duygusal ilişki de aynen böyledir. Bir erkeğe göre mantık ve duygular ne zaman karşı karşıya gelse kazanan hep mantık olacaktır.
Erkekler bir şeylere sahiptir. Kadınlar erkeklerden bir şeyler alırlar. Kadınlar erkeklere sevgi ile karşılık verirler ve onları rahatlatmaya gayret gösterirler. Erkekler daha iyi avlanarak daha çok şeye sahip olduklarında daha fazla sevgi ve alaka bekliyor olurlar.
Oysaki kadınlar sevgi ve bağlılığı erkeklere bedelsiz sunarlar zaten. Ne kadar et o kadar sevgi gibi görmezler durumu. Erkekler sevgilerini gösterememenin verdiği etkiyle de daha fazla avlanıp karşılığında daha fazla sevgi sadakat görme içgüdüsü ile uğraşır dururlar bazen.
Duygusal kişiliklerinin odak noktalarına ulaşamadıklarından sevgilerini de rahatça sınırsız gösteremezler. Sevginin ödülünün yine aslında sevgi olduğunu anlamaları zordur. Kadınlar severler ve karşılığında yine sevgi beklerler.
Erkekler sevildiklerini anladıklarında sevgi ile karşılık vermek yerine daha fazla et barınak arayışı içine girerler.Gördüğünüz gibi bir kısır döngü söz konusudur erkeklerde. Erkekler duygusal açıdan kaybederler. Çünkü genelde kadınların onları sahip oldukları materyaller yüzünden sevdiğini düşünürler. Oysaki aşk ve sevgi pahalı şeylere ulaşmak için gösterilen bir fedakarlık değildir hiçbir zaman.
Evrim sürecine ve tarihe baktığımızda kadınların erkeklerin her yaptığını yapamadıklarını görürüz. Ama bu durum kadınların yapabileceklerine sınır koyabileceğimize ya da kadının kendi kendine yetemeyecek olduğu anlamına gelmez. Erkekler kaybeder çünkü kendi mantıksal süzgeçlerine göre kadınları anlamamayı sürdürürler de sürdürürler. Ünlü şarkıcı James Brown’un dediği gibi; “Bu dünya elektriği arabaları trenleri icat eden erkeklerin dünyası evet ama bir kız ya da bir kadın olmadan bir hiçlikten öte değil.
Gözün kör olsun aşk!