icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yeni gelen futbolcunun şöhreti eğer zayıf kalmışsa yani pek fazla tanınmıyorsa taraftarla tanıştıracak sorular sormak adettendir. Erhan Güven de bu tarz futbolculardan bir tanesi. Futbolu yakından takip edenler bilir, ancak mesafeli duranlar çıkartamazlar kim olduğunu. Erhan, futbola Saran Keskinsporda başlayıp yükselişe geçmiş, sırasıyla Kırıkkalespor, Gençlerbirliği ve Ankarasporda görev yapmış bir futbolcu. İstikrarlı oyunu ve kart görmeyen yapısı ile bundan sonra Beşiktaş formasıyla futbol hayatına devam edecek.
Öncelikle transferinin perde arkasına göz atalım.
Erhan Güven: Beşiktaşa gelmek benim adıma çok gurur verici bir olay. Hiç beklemediğim bir anda menajerim Beşiktaşın beni istediğini söyledi. Ben de düşünmeden kabul ettim ve imzayı attım. Büyük bir mutluluk yaşıyorum şu anda.
Erhan Güven, genellikle sağ bekte oynuyor ama ihtiyaç olduğunda stoperde de görev yapabiliyor. Futbolcunun çok yönlü olanı makbuldür; Erhan da elinden geldiği kadarıyla kendisini geliştirmeye çalışıyor.
Erhan Güven: Her iki tarafta da iyi olduğumu düşünüyorum. Benim için sorun olmuyor. Stoperde daha az efor harcıyorsunuz ama dörtlü sistemde bek oynadığınız zaman önünüzdeki koridor size emanet. Yani sahanın sağ tarafında defalarca gidip gelmeniz gerekiyor. Kafa toplarında ve markajda iyi olduğumu düşündüğüm için stoperde de etkiliyim.
İbrahim Üzülmez yıllardır sol bekin değişmeyen ismi. Bir sürü teknik adam, bir sürü transfer geldi ama yılların tecrübesi Üzülmezi kimse oynadığı mevkiden edemedi. Sol kanat yıllardır bu istikrarla ilerlerken sağ bölgede kimse tutunamadı, İbrahim Üzülmez gibi birisi gelmedi sağ kanata. Erhan da bunun farkında ve bu yaraya ilaç olmak istiyor.
Erhan Güven: Öncelikle İbrahim Abi çok önemli bir isim. Gençlerin ondan öğrenmesi gereken çok şey olduğunu düşünüyorum. Bu yaşında bile inanılmaz bir özveri gösteriyor. Yıllardır oynadığı pozisyonu korudu, yerini kimseye kaptırmadı. Umarım ben de onun gibi kalıcı bir isim olurum. Benden çok şey beklendiğinin farkındayım. Buraya sorumluluklarımın bilincinde geldiğim için üzerimde herhangi bir baskı yok diyebilirim.
Geçen yılın en iyi çıkış yapan oyuncularından Ekrem Dağ ile büyük bir rekabete gireceksiniz sağ bek için.
Erhan Güven: Ekrem geçen yıl kazanılan şampiyonlukta çok büyük emeği olan bir futbolcu. Aramızda rekabet olacağı bir gerçek ama rekabet her zaman başarıyı ve kaliteyi getirir. Burada kazançlı çıkacak olan taraf Beşiktaş olacak. Biz ikimiz de formayı hak etmek için gücümüz yettiği kadar dostane bir şekilde mücadele edeceğiz. Zaten hocamız da iyi olana, formda olana formayı verecektir.
Futbolda adaptasyon süreci denilen bir şey var. Eğer bir futbolcu bu süreyi çabuk atlatıyorsa işleri rayına oturtuyor. Yok eğer bir türlü istenileni veremezse en güçlü sığınak yine adaptasyon oluyor. Yeni bir ortama giren herkesin başına gelen normal bir hadise aslında. Futbolcunun duygusal yönüyle alakalı. Erhan, İstanbula gelirken en çok bundan korkuyormuş. Takım arkadaşlarım beni kabullenir mi, uyum sağlayabilir miyim diye geçirmiş aklından. Ama sezon hazırlıkları başlayınca hiçbir şey tahmin ettiği gibi olmamış.
Erhan Güven: [/COLOR]Aslında gelene kadar biraz çekingendim. Çünkü yeni bir ortama, şampiyon bir takımın kadrosuna dahil olacaktım. Ama buraya geldikten sonra gördüklerim sayesinde bu çekingenliğimi kısa sürede üzerimden attım. İbrahim abi, Rüştü abi, Yusuf abi ve diğer takım arkadaşlarım gerek saha içinde gerek saha dışında benimle çok ilgilendiler. Bu sayede havaya ve atmosfere de hemen uyum sağladım. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Zaten buraya gelince şunu çok iyi anladım ki, kazanılan şampiyonlukta en önemli faktör takım içindeki arkadaşlıkmış.
Takım arkadaşların nasıl karşıladı seni?
Erhan Güven: Burada çok iyi karşılandığımı söyleyebilirim. Zaten arkadaşlarımın birçoğuyla karşılıklı oynamıştık. Bir samimiyetimiz olmasa da birbirimizi biliyorduk. Dediğim gibi herkes çok yardımsever. Herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor burada.
Erhanın daha önce oynadığı iki takımın da en büyük sorunu tribünlerin boş kalması. Bir futbolcunun asla istemeyeceği şey, boş tribünlere karşı futbol oynamaktır herhalde. Ankaraspor ve Gençlerbirliği serüvenini taraftarsız tamamlayan Erhan Güven, bundan böyle dünyanın en büyük taraftar topluluğunun karşısında ter dökecek. Destekse destek, coşkuysa coşku... Erhana göre taraftarın ne kadar önemli bir güç olduğunu sessiz bir sahada oynadığınızda daha iyi anlıyormuşsunuz. Anadolu takımlarının en büyük sorunu da boş tribünler diye tespit ediyor genç futbolcumuz.
Erhan Güven, geçtiğimiz yıl Ankarasporda sadece 1 maçta sakatlandığı için takımını yalnız bırakmış. Onun dışında bütün maçlarda oynamış bir futbolcu. Artık modern futbol bek pozisyonunda görev yapan futbolculara ofansif sorumluluklar da yüklüyor. Bir bek sadece rakip atakları savunmakla yükümlü değil; önündeki koridor kendisine emanet. Zaman zaman ileri çıkıp yaptığı ortalarla gol pozisyonları hazırlamaları gerekiyor. Erhan Güvenin istatistiklerine baktığımızda üç başlık dikkat çekiyor. Bunlardan bir tanesi oynadığı maç sayısı, bir diğeri gördüğü kart sayısı, öbürü ise asist konusundaki kısırlığı. Erhan her maçta görev almasına rağmen hiç asist yapamadan bitirmiş 2008-2009 sezonunu. Dikkatimizi çeken bu konuya Erhan açıklık getiriyor.
Erhan Güven: Ankarasporda oynarken oyun yapımız gereği ileri çıkmamam gerekiyordu. Maç öncesinde aldığımız talimatlar bu yöndeydi. Takım ileri çıktığında bekler stoperlere yakın oynayarak defansı daha güçlü hale getirmeye çalışıyorduk. Sonuçta Ankaraspor kontraatak oynayan bir takım. Bunun semeresini de ilk yarının sonunda aldık zaten. Sizden hücuma katılmamanız istendiğinde siz de verilen görevi yapmaya çalışıyorsunuz. Aslında bakarsanız hücuma katılmayı kendime daha uygun görüyorum. Burada bu fırsatı yakalayacağımı biliyorum, o zaman daha farklı bir Erhan izleyeceksiniz. Umarım hazırladığım gollerle kazanacağımız galibiyetlerde pay sahibi olurum.
Bu istikrarlı halin dikkat çekici. Biraz açabilir miyiz bunu?
Erhan Güven: Futbolun benim mesleğim olduğunun farkındayım. Bu işi ne kadar iyi yaparsam mesleğimin gereğini o denli yerine getiririm diye düşünüyorum. Profesyonelce bir hayat sürmeye çalışıyorum. Uyku saatlerime, yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Bunlar sağlığımı ve formumu korumama neden oluyor. Zaten sağlığınızı koruyabilirseniz oynamanızı engelleyecek sakatlıklardan kurtulmuş oluyorsunuz. Bu da devamlılığınız için önemli bir faktör. Uykunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Defansta oynamana rağmen ligde ve kupada toplam 3 sarı kart görmüşsün. Bu çok ilginç bir durum.
Erhan Güven: Kart görmemek için dikkatli oynamaya çalışıyorum. Aslında sert bir oyuncuyum ama bunu futbolun izin verdiği ölçüde uygulamak için çabalıyorum. İkili mücadelelerde ayakta kalmaya çalışıyorum. Hakeme itirazın bir şey değiştirmeyeceğinin de farkındayım. Durum böyle olunca kart görmeniz de zor oluyor.
Beşiktaşa geldikten sonra dikkatini çeken, şaşkınlık yaşamana sebep olan bir şey var mı?
Erhan Güven: Az önce de söylediğim gibi böyle bir dayanışma beklemiyordum. Takım arkadaşlarım arasında çok sıkı bir bağ var. Herkes birbiriyle ilgileniyor, kenetlenmiş bir topluluğun arasına geldim. Böyle bir şey beklemiyordum, bu beni çok şaşırttı. Tesis personelinden takım kaptanına kadar herkes birbirine çok saygılı davranıyor, tam bir sevgi ortamı yani.
Bundan sonra Şampiyonlar Liginde mücadele edecek bir futbolcu Erhan Güven. Avrupanın en büyük kulüpleri, en büyük futbolcularıyla aynı havayı teneffüs edecek. Bu durum şimdiden heyecanlandırıyormuş yetenekli futbolcuyu. Beşiktaşa gelerek hedeflerinin büyük bir kısmını gerçekleştirmiş. Bundan sonraki hedefi ise Beşiktaştan Milli Takıma yükselmekmiş.
Tesislerde nasıl vakit geçiriyorsun?
Erhan Güven: Tesisler gördüğüm en iyi yerlerden bir tanesi. Tam bir futbol ortamı var. Ormanın içinde ve son derece modern bir yerde kalıyoruz. Tesislerde kalmayı kendim tercih ettim, belki ileride eve çıkarım. Şu anda hayatımdan çok memnunum. Zaten günde iki idman yapıyoruz. Yapacak çok fazla bir şey de yok aslında. Dışarıya da fazla çıkmıyorum. Bir kere İsmail Köybaşı ile dışarıya yemeğe gittik hepsi o. Burada güzel vakit geçiriyorum. Tesislerde kalmaktan memnunum.
İstanbul hayatı bir çok futbolcunun sonunu hazırladı. Seni korkuttu mu peki?
Erhan Güven: Açıkçası çok fazla dışarıda olan birisi değilim. İdman ve ev arasında bir hayat sürüyorum genellikle. Ara sıra izinli olduğumuzda belki dışarı çıkarım ama sezon içerisinde beni neredeyse hiçbir zaman dışarıda göremezsiniz. Ben işimi yapmaya çalışıyorum. Zaten dinlenip, vakit geçirebileceğimiz zamanlarda var.
Alıntı:bjk.com.tr
Röportaj: Hüseyin Eroğlu