64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ergenekon Palavrasının Perde Arkası
(Merkezdeki 57 Fetullahçı Polis)
Hikmet Çiçek - Aydınlık Dergisi
(Açık İstihbarat : Fetullahçı suçlamasının en çok Fetullahçılar tarafından rakiplerini karalamak için kullanıldığının bilincinde olarak günümüzde her türlü "belgeye" tereddütle yaklaşılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Her halükarda; Türk Devleti'nin içindeki masonik ve cemaat yapıların deşifrasyonu, sağlıklı bir şüphecilikle desteklenmiş ve kurunun yanında yaşı da harcamayan bir anlayışla sürdürülmesi gerekir. Aksi takdirde bugün başlatılan "ulusalcı cadı avı"nı kurgulayanların gerçek vatanseverleri meczup ve karanlık isimlerle harmanlayan anlayışından bir farkımız kalmayacaktır. )
----------------------------------------------------------------------------------------------
Taraf: “Kızılelma hoşaf oldu”,
Referans: “Veli Küçük’e büyük operasyon”,
Yeni Şafak: “Hiç bu kadar derine inilmedi”,
Hürriyet: “Ergenekon’a şafak operasyonu”,
Bugün: “Küçük Paşa’ya büyük baskın”,
Vakit: “Derin gözaltı”,
Zaman: “Ergenekon operasyonu”,
Sabah: “Devlet, derin devlete karşı”,
Evrensel: “Derin operasyon”,
Birgün: “Ortalık güzel koktu”,
Radikal: “Darbecilere operasyon”,
Milliyet: “Ergenekon’da 35 gözaltı”,
Posta: “Ergenekon’a darbe”...
Medyanın Fethullahçı, İkinci Cumhuriyetçi, Şeriatçı ve neoliberal solcu takımı ile holding medyası 23 Ocak 2008 günü aynı manşette buluştular.
Aralarında Veli Küçük gibi emekli askerlerin de bulunduğu 35 kişi, “çete kurma” gerekçesiyle gözaltına alındı.
İstanbul Emniyeti, grubun suikast ve bombalı eylem hazırlığında olduğunu iddia ediyor.
Zanlılar, Danıştay saldırısından, Cumhuriyet gazetesine atılan bombaya; Necip Hablemitoğlu suikastından, iki kilise rahibine yapılan saldırı olaylarına kadar sorumlu tutuluyor.
Gazeteler, operasyonun İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah Ankara'ya gelerek Başbakan Erdoğan’la görüşmesinden sonra başlatıldığını yazdı.
Operasyon için 22 Ocak gecesi saat 03.00'te düğmeye basıldı. Polis, Bursa, Mersin, Düzce ve İstanbul'da 40 ayrı eve eşzamanlı operasyon düzenledi. Zanlıların 8 aydın izlendiği ve telefonlarının dinlendiği açıklandı.
Soruşturma, Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Zekeriya Öz tarafından Terörle Mücadele Şubesi'nde yürütülüyor.
Taraf gazetesi 24 Ocak günü, “Aranan savcı bulundu” manşetiyle çıktı, Öz’e övgüler düzdü.
“EN DERİN OPERASYON”MUŞ!
Zanlıların sorgulanmasına İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde devam ediliyor.
Zanlıların sorgu ve ifade aşamasına soruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz de katılıyor. Bu nedenle Emniyet Müdürlüğü savcıya özel bir oda tahsis etti. Gözaltındaki zanlılar Terörle Mücadele'de ayrı ayrı odalarda tutuluyor ve birbirleriyle görüştürülmüyorlar.
7 ay önce Ümraniye’de bulunan 27 el bombasıyla ilgili soruşturma çerçevesinde emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski Astsubay Oktay Yıldırım, İş Adamı Kuddisi Okkır ve Yazar Ergün Poyraz’ın da aralarında bulunduğu 15 kişi tutuklanmıştı.
Emniyetten yapılan açıklamalarda şimdiki operasyon, Ümraniye’nin devamı olduğu belirtiliyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul’da gözaltına alınan kişilerin gözaltı ve soruşturma işlemlerinin özel yetkili 2 cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğünü bildirdi.
Başsavcı Engin, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye ilçesinde ele geçirilen el bombaları ile ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında ve ‘silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘bu örgüte üye olmak’, ‘askeri itaatsizliğe teşvik etmek’, ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek’, ‘sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri bulundurmak’ ve ‘patlayıcı madde bulundurmak’ suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında halen 13 kişinin tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Başsavcı Engin, soruşturma çerçevesinde daha önceden mahkemelerce ‘gizlilik kararı’ ve ‘yayın yapma yasağı kararı’ alındığını hatırlatarak,
“bu aşamada ayrıntılar hususunda başkaca açıklama yapmaya yasal imkan bulunmamaktadır”
dedi.
Dedi, ama medya kendisine servis edilen imalat haberleri çarşaf çarşaf yayımlamayı sürdürdü.
Zamanlama ilginç. Irak’ın kuzeyine yapılan sınır ötesi harekat, türban konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve ardından Danıştay Başkanlar Divanı açıklamalarına sanki yanıt veriliyor!
“Türkiye’nin en derin operasyonu” gerçekleşmiş.”Hiç bu kadar derine inilmemiş.”
Başbakan Erdoğan’a göre
“devlet görevini yapıyor, çalışıyor. Güvenlik güçleri ile yargının dayanışmasının güzel bir örneği veriliyor.”
Hangi eylemlilik halinde yakalanmışlar? Hangi eylemi gerçekleştirmişler?
Resmi açıklamalarda bu sorunun cevabı yok.
2 milyon YTL’ye tetikçi tutulacakmış, Orhan Pamuk öldürülecekmiş, DTP’lilere yönelik infaz listesine ulaşılmış. 'Ulusalcı' ideloji çevresinde yapılanmış bir örgütmüş ve adı da Ergenekon’muş!
BİR BELGE ELDEN ELE DOLAŞIYOR
“En derin operasyon” sürerken Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü çevrelerinde bir belge elden ele dolaşıyor, fotokopiyle çoğaltılıyor.
Daktilo ile yazılmış, dört sayfadan ibaret imzasız belge “Emniyetteki F Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları” başlığını taşıyor.
Belge, Aydınlık’a da ulaştı. İşçi Partisi de belgeyle ilgili olarak bir suç duyurusunda bulunacak.
İmzasız belgenin içeriği, Ergenekon operasyonuna ışık tutuyor. Operasyonun kimler tarafından kotarıldığını aydınlatıyor.
Belgeyi inceleyen üst düzey bir emniyet yetkilisi,
“Belgenin içeriden yazıldığı anlaşılıyor. Kullanılan terimler bunu gösteriyor. Emniyet içinde bu ekipten rahatsız kişi ya da kişiler tarafından hazırlandığı anlaşılıyor”
yorumunu yapıyor Aynı yetkili, belgede söz edilen bazı isimlerin, Emniyet içindeki Fethullahçı örgütlenmeye ilişkin daha önce hazırlanan resmi raporlarda da adlarının geçtiğine dikkat çekiyor.
Belgede 4 daire başkanı, 11 başkan yardımcısı, 32 şube müdürü, 3 başkomiser ve 3 öğretim üyesinin adları geçiyor.
İSTİHBARAT’IN YÜZDE 90’I
Belgenin başında, Başkanlığını Ramazan Akyürek’in yaptığı İstihbarat Dairesi geliyor.
İstihbarat Dairesi’nin yüzde 90’ının bu cemaatin egemenliği altında olduğu belirtiliyor.
Daire Başkan Yardımcılığı’nın, Değerlendirme, Eğitim, Organize, Teknik, Personel, A, B, C, Tekop, İdari ve Mali İşler, Bilgi İşlem, Ankara İstihbarat, İstanbul İstihbarat ve İzmir İstihbarat şube müdürlüklerinin cemaatin kontrolü altında olduğu ifade ediliyor ve isimler veriliyor.
A F, R G, S A, S D, İ D, C Ç, F S, N Y, A F Y, Y Y, B A, H Ç, M D, A İ G, H A O gibi isimlere yer veriliyor.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi, cemaatin etkin olduğu ikinci daire konumunda.
Belgede Tadoc, Mali Şube, Yüksek Teknik , Organize, Narkotik, İnsan Kaynakları şubelerinde gene Fethullahçıların ağırlığının bulunduğu kaydediliyor ve Ö A, C B, O B, Ö T, M A K, M Ç, gibi isimler veriliyor.
Belgede Terörle Mücadele ve Güvenlik dairelerindeki cemaatin etkin isimleri de sıralanıyor. C K, Z B, S A E, A Z G, M Ç gibi isimlere yer veriliyor.
RÜTBESİ KÜÇÜK AMA
Baş Komiser M Ç’nin Emniyet içinde çok etkin ve “Baş koordinatör” konumunda olduğu,
“Cemaatin tüm işleri ile aktif sorumlu durumunda”
bulunduğu, psikolojik savaşa yönelik operasyonlar düzenlediği belirtiliyor.
Baş Komiser M Ç ile yardımcısı Komiser S A E’nin “Atabeyler” operasyonunda Genelkurmay önünde gazetecilere dağıtılan “sarı zarf” olayının da tertipçileri olduğu ifade ediliyor.
Aydınlık’ın konuştuğu askeri kaynaklar da bu isimleri doğruluyor.
M Ç’nin aynı zamanda vali, kaymakam ve emniyet müdürü atamalarında çok etkin olduğu kaydediliyor.
Belgede, Abdülkadir Aksu’nun İçişleri Bakanı olduğu dönemde bakan danışmanı olan Özgür Aytaç’ın,
“Amerika ve diğer ülkelere gönderilecek master ve doktora öğrencisi cemaat mensuplarını bu konulara bakan Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Recep Gültekin ile koordineli olarak yürütmekte”
oldukları öne sürülüyor.
Yurtdışında eğitim gören cemaate mensup master ve doktora öğrencilerinin, gelecekte
“Türkiye’yi yönetecek ve Amerika ile direk ilişki içinde olabilecek elit bir hizmet ekibi”
olarak yetiştirildikleri ifade ediliyor. Bu master ve doktora grubu içinde Gültekin’in kızı ve damadının da bulunduğu belirtiliyor.
Belgede, Aksu döneminde İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Şerafettin Harput, Gültekin ile “en önemli bilgi paylaştığı kişilerden biri” olarak tanıtılıyor.
Gültekin ve Harput’un, Hukuk Müşavirliği, Polis Koleji Müdürlüğü, KOM ve Eğitim daireleri ve Polis Akademisi’ne yapılan tayin ve atamalarla bizzat ilgilendiklerine dikkat çekiliyor.
Belgeye göre cemaat üyesi olmayan müdürler Ankara’dan taşraya sürülüyor.
Hedef, Genel Müdürlük’te “tulum çıkarmak” olarak açıklanıyor.
Cemaatin himayesinde olan bazı elemanların, “yıllarca hiç Doğu görevi yapmadan” Ankara’da kalabildikleri ifade ediliyor.
Belgede, Aydınlık okurlarının yakından tanıdığı Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç’ın da adı geçiyor.
Aytaç için, “cemaatin özellikle medyatik konularında uzman olarak lanse ettiği biridir ve çok faaldir” deniliyor.
Önder Aytaç, İkinci Cumhuriyetçilerin çıkardığı Taraf’ın sürekli yazarları arasında yer alıyor.
Belge, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Personel, Kriminal, Asayiş, Eğitim ve Bilgi İşlem dairelerindeki cemaat mensubu emniyetçilerin isimleriyle sona eriyor.
Burada M B, M Ç, O Ş, M A, O K, Ö Z, N Ö, M Ç, İ B, E O ve Y A gibi isimlere yer veriliyor.
(Merkezdeki 57 Fetullahçı Polis)
Hikmet Çiçek - Aydınlık Dergisi
(Açık İstihbarat : Fetullahçı suçlamasının en çok Fetullahçılar tarafından rakiplerini karalamak için kullanıldığının bilincinde olarak günümüzde her türlü "belgeye" tereddütle yaklaşılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Her halükarda; Türk Devleti'nin içindeki masonik ve cemaat yapıların deşifrasyonu, sağlıklı bir şüphecilikle desteklenmiş ve kurunun yanında yaşı da harcamayan bir anlayışla sürdürülmesi gerekir. Aksi takdirde bugün başlatılan "ulusalcı cadı avı"nı kurgulayanların gerçek vatanseverleri meczup ve karanlık isimlerle harmanlayan anlayışından bir farkımız kalmayacaktır. )
----------------------------------------------------------------------------------------------
Taraf: “Kızılelma hoşaf oldu”,
Referans: “Veli Küçük’e büyük operasyon”,
Yeni Şafak: “Hiç bu kadar derine inilmedi”,
Hürriyet: “Ergenekon’a şafak operasyonu”,
Bugün: “Küçük Paşa’ya büyük baskın”,
Vakit: “Derin gözaltı”,
Zaman: “Ergenekon operasyonu”,
Sabah: “Devlet, derin devlete karşı”,
Evrensel: “Derin operasyon”,
Birgün: “Ortalık güzel koktu”,
Radikal: “Darbecilere operasyon”,
Milliyet: “Ergenekon’da 35 gözaltı”,
Posta: “Ergenekon’a darbe”...
Medyanın Fethullahçı, İkinci Cumhuriyetçi, Şeriatçı ve neoliberal solcu takımı ile holding medyası 23 Ocak 2008 günü aynı manşette buluştular.
Aralarında Veli Küçük gibi emekli askerlerin de bulunduğu 35 kişi, “çete kurma” gerekçesiyle gözaltına alındı.
İstanbul Emniyeti, grubun suikast ve bombalı eylem hazırlığında olduğunu iddia ediyor.
Zanlılar, Danıştay saldırısından, Cumhuriyet gazetesine atılan bombaya; Necip Hablemitoğlu suikastından, iki kilise rahibine yapılan saldırı olaylarına kadar sorumlu tutuluyor.
Gazeteler, operasyonun İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah Ankara'ya gelerek Başbakan Erdoğan’la görüşmesinden sonra başlatıldığını yazdı.
Operasyon için 22 Ocak gecesi saat 03.00'te düğmeye basıldı. Polis, Bursa, Mersin, Düzce ve İstanbul'da 40 ayrı eve eşzamanlı operasyon düzenledi. Zanlıların 8 aydın izlendiği ve telefonlarının dinlendiği açıklandı.
Soruşturma, Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Zekeriya Öz tarafından Terörle Mücadele Şubesi'nde yürütülüyor.
Taraf gazetesi 24 Ocak günü, “Aranan savcı bulundu” manşetiyle çıktı, Öz’e övgüler düzdü.
“EN DERİN OPERASYON”MUŞ!
Zanlıların sorgulanmasına İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde devam ediliyor.
Zanlıların sorgu ve ifade aşamasına soruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz de katılıyor. Bu nedenle Emniyet Müdürlüğü savcıya özel bir oda tahsis etti. Gözaltındaki zanlılar Terörle Mücadele'de ayrı ayrı odalarda tutuluyor ve birbirleriyle görüştürülmüyorlar.
7 ay önce Ümraniye’de bulunan 27 el bombasıyla ilgili soruşturma çerçevesinde emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski Astsubay Oktay Yıldırım, İş Adamı Kuddisi Okkır ve Yazar Ergün Poyraz’ın da aralarında bulunduğu 15 kişi tutuklanmıştı.
Emniyetten yapılan açıklamalarda şimdiki operasyon, Ümraniye’nin devamı olduğu belirtiliyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul’da gözaltına alınan kişilerin gözaltı ve soruşturma işlemlerinin özel yetkili 2 cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğünü bildirdi.
Başsavcı Engin, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye ilçesinde ele geçirilen el bombaları ile ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında ve ‘silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘bu örgüte üye olmak’, ‘askeri itaatsizliğe teşvik etmek’, ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek’, ‘sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri bulundurmak’ ve ‘patlayıcı madde bulundurmak’ suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında halen 13 kişinin tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Başsavcı Engin, soruşturma çerçevesinde daha önceden mahkemelerce ‘gizlilik kararı’ ve ‘yayın yapma yasağı kararı’ alındığını hatırlatarak,
“bu aşamada ayrıntılar hususunda başkaca açıklama yapmaya yasal imkan bulunmamaktadır”
dedi.
Dedi, ama medya kendisine servis edilen imalat haberleri çarşaf çarşaf yayımlamayı sürdürdü.
Zamanlama ilginç. Irak’ın kuzeyine yapılan sınır ötesi harekat, türban konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve ardından Danıştay Başkanlar Divanı açıklamalarına sanki yanıt veriliyor!
“Türkiye’nin en derin operasyonu” gerçekleşmiş.”Hiç bu kadar derine inilmemiş.”
Başbakan Erdoğan’a göre
“devlet görevini yapıyor, çalışıyor. Güvenlik güçleri ile yargının dayanışmasının güzel bir örneği veriliyor.”
Hangi eylemlilik halinde yakalanmışlar? Hangi eylemi gerçekleştirmişler?
Resmi açıklamalarda bu sorunun cevabı yok.
2 milyon YTL’ye tetikçi tutulacakmış, Orhan Pamuk öldürülecekmiş, DTP’lilere yönelik infaz listesine ulaşılmış. 'Ulusalcı' ideloji çevresinde yapılanmış bir örgütmüş ve adı da Ergenekon’muş!
BİR BELGE ELDEN ELE DOLAŞIYOR
“En derin operasyon” sürerken Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü çevrelerinde bir belge elden ele dolaşıyor, fotokopiyle çoğaltılıyor.
Daktilo ile yazılmış, dört sayfadan ibaret imzasız belge “Emniyetteki F Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları” başlığını taşıyor.
Belge, Aydınlık’a da ulaştı. İşçi Partisi de belgeyle ilgili olarak bir suç duyurusunda bulunacak.
İmzasız belgenin içeriği, Ergenekon operasyonuna ışık tutuyor. Operasyonun kimler tarafından kotarıldığını aydınlatıyor.
Belgeyi inceleyen üst düzey bir emniyet yetkilisi,
“Belgenin içeriden yazıldığı anlaşılıyor. Kullanılan terimler bunu gösteriyor. Emniyet içinde bu ekipten rahatsız kişi ya da kişiler tarafından hazırlandığı anlaşılıyor”
yorumunu yapıyor Aynı yetkili, belgede söz edilen bazı isimlerin, Emniyet içindeki Fethullahçı örgütlenmeye ilişkin daha önce hazırlanan resmi raporlarda da adlarının geçtiğine dikkat çekiyor.
Belgede 4 daire başkanı, 11 başkan yardımcısı, 32 şube müdürü, 3 başkomiser ve 3 öğretim üyesinin adları geçiyor.
İSTİHBARAT’IN YÜZDE 90’I
Belgenin başında, Başkanlığını Ramazan Akyürek’in yaptığı İstihbarat Dairesi geliyor.
İstihbarat Dairesi’nin yüzde 90’ının bu cemaatin egemenliği altında olduğu belirtiliyor.
Daire Başkan Yardımcılığı’nın, Değerlendirme, Eğitim, Organize, Teknik, Personel, A, B, C, Tekop, İdari ve Mali İşler, Bilgi İşlem, Ankara İstihbarat, İstanbul İstihbarat ve İzmir İstihbarat şube müdürlüklerinin cemaatin kontrolü altında olduğu ifade ediliyor ve isimler veriliyor.
A F, R G, S A, S D, İ D, C Ç, F S, N Y, A F Y, Y Y, B A, H Ç, M D, A İ G, H A O gibi isimlere yer veriliyor.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi, cemaatin etkin olduğu ikinci daire konumunda.
Belgede Tadoc, Mali Şube, Yüksek Teknik , Organize, Narkotik, İnsan Kaynakları şubelerinde gene Fethullahçıların ağırlığının bulunduğu kaydediliyor ve Ö A, C B, O B, Ö T, M A K, M Ç, gibi isimler veriliyor.
Belgede Terörle Mücadele ve Güvenlik dairelerindeki cemaatin etkin isimleri de sıralanıyor. C K, Z B, S A E, A Z G, M Ç gibi isimlere yer veriliyor.
RÜTBESİ KÜÇÜK AMA
Baş Komiser M Ç’nin Emniyet içinde çok etkin ve “Baş koordinatör” konumunda olduğu,
“Cemaatin tüm işleri ile aktif sorumlu durumunda”
bulunduğu, psikolojik savaşa yönelik operasyonlar düzenlediği belirtiliyor.
Baş Komiser M Ç ile yardımcısı Komiser S A E’nin “Atabeyler” operasyonunda Genelkurmay önünde gazetecilere dağıtılan “sarı zarf” olayının da tertipçileri olduğu ifade ediliyor.
Aydınlık’ın konuştuğu askeri kaynaklar da bu isimleri doğruluyor.
M Ç’nin aynı zamanda vali, kaymakam ve emniyet müdürü atamalarında çok etkin olduğu kaydediliyor.
Belgede, Abdülkadir Aksu’nun İçişleri Bakanı olduğu dönemde bakan danışmanı olan Özgür Aytaç’ın,
“Amerika ve diğer ülkelere gönderilecek master ve doktora öğrencisi cemaat mensuplarını bu konulara bakan Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Recep Gültekin ile koordineli olarak yürütmekte”
oldukları öne sürülüyor.
Yurtdışında eğitim gören cemaate mensup master ve doktora öğrencilerinin, gelecekte
“Türkiye’yi yönetecek ve Amerika ile direk ilişki içinde olabilecek elit bir hizmet ekibi”
olarak yetiştirildikleri ifade ediliyor. Bu master ve doktora grubu içinde Gültekin’in kızı ve damadının da bulunduğu belirtiliyor.
Belgede, Aksu döneminde İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Şerafettin Harput, Gültekin ile “en önemli bilgi paylaştığı kişilerden biri” olarak tanıtılıyor.
Gültekin ve Harput’un, Hukuk Müşavirliği, Polis Koleji Müdürlüğü, KOM ve Eğitim daireleri ve Polis Akademisi’ne yapılan tayin ve atamalarla bizzat ilgilendiklerine dikkat çekiliyor.
Belgeye göre cemaat üyesi olmayan müdürler Ankara’dan taşraya sürülüyor.
Hedef, Genel Müdürlük’te “tulum çıkarmak” olarak açıklanıyor.
Cemaatin himayesinde olan bazı elemanların, “yıllarca hiç Doğu görevi yapmadan” Ankara’da kalabildikleri ifade ediliyor.
Belgede, Aydınlık okurlarının yakından tanıdığı Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç’ın da adı geçiyor.
Aytaç için, “cemaatin özellikle medyatik konularında uzman olarak lanse ettiği biridir ve çok faaldir” deniliyor.
Önder Aytaç, İkinci Cumhuriyetçilerin çıkardığı Taraf’ın sürekli yazarları arasında yer alıyor.
Belge, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Personel, Kriminal, Asayiş, Eğitim ve Bilgi İşlem dairelerindeki cemaat mensubu emniyetçilerin isimleriyle sona eriyor.
Burada M B, M Ç, O Ş, M A, O K, Ö Z, N Ö, M Ç, İ B, E O ve Y A gibi isimlere yer veriliyor.