Erdoğan pek mutluydu. Astığı astık, kestiği kestikti.
Bütün bu işleri Fetullah çetesi ile birlikte yapmışlardı.
Ortalıkta güç gösterisi yapacak kimse kalmayınca birbirlerine düştüler.
Cemaat kendini Erdoğan’ın üzerinde görüyor; CİA’nın kucağında, FBI’nin korumasında oturan F Tipi Çete, Amerikan Derin Devletinin uzantısı olarak çalışıyordu. Erdoğan’ın kontrolünden çıkmışlardı. F tipi çete bütün kadroları kendine istiyordu. Bütün sınavlarda yapılan yolsuzluklar, soruların yandaşlara sızdırılması hep F tipi çete işiydi. Bu eylemleri pervasızca yapıyor, sınav yolsuzluklarını “reklamın iyisi-kötüsü olmaz” diyen kapitalist mantıkla ranta dönüştürüyor, sınavları kazanmak isteyenlere tek çare olarak F tipi dershaneleri, ışık evlerini gösteriyordu.
F tipi çete her yolsuzluğun kaymağını yerken, bütün fatura Erdoğan’a kesiliyordu.
Aslında F Tipi çetenin Erdoğan’ı kullanırken öldürmek isteyen bir karadul olduğunu ilk Ergenekon iddianamesini okurken fark etmiştik.
F tipi polis tarafından hazırlandığı anlaşılan iddianamede Erdoğan ile ilgili en ağır ithamlar yer aldığı halde, Gül ile ilgili bütün iddialar ayıklanmıştı. Gül pamuklara sarılmış geleceğe hazırlanırken, bütün işlenen cinayetleri tek bir kişinin, Erdoğan’ın boynuna dolamışlardı.
F tipi çete kontrolden çıkmıştı. F tipi çetenin istediği dışında memur bile alınamıyordu. AKP bu halkayı kırmak, kendi yandaşını getirebilmek için önce bol bol imam aldı. Sonra o imamları diğer kurumlara kaydırdı. Çünkü en az F tipi çete diyanet kadrosundadır. İmamlar ağırlıklı olarak milli görüşçü, geri kalanı da genelde ülkücüdür.
Erdoğan kendine dönen tehditi gördüğü için karşı savaş başlattı.
Askerler ile ilgili konuşmasında fikir yürütenlerin dikkatinden bir cümle kaçtı. Erdoğan; “ben aslında iki numarayım, bir numara Cumhurbaşkanı” diyerek hedefi Gül’e yöneltti.
Zahide UÇAR "Koalisyondan Kan Damlıyor" yazısından..
Anayasamızın 117’inci maddesine göre “ Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt savunmasına hazırlanmasından Meclis’e karşı Bakanlar Kurulu sorumludur. “ Başbakan ve Bakanlar Kurulu bu konuda tedbir almadığı gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu duruma düşmesinin önünü açmıştır.
Amaçları Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmek ve rejim değişikliği yapmaktır. Bu nedenle Türk Devrimlerine, Cumhuriyetimize, Atatürk’e ve askerimize düşmanlık yapılmaktadır.
Askere karşı yapılan düşmanlıklardan küçük bir örnek; Türk Hava Yolları’nda asker kökenli pilotların hemen hemen hepsi tasfiye edilmiş, yerlerine ise yabancılar ve Yunanlılar alınmıştır.
Kimdir bu Yunanlı pilotlar? 8 Ekim 1996’da Sakız adası açıklarında Türk F-16’sını arkadan kahpece vurarak pilotumuz Yüzbaşı Nail Erdoğan’ı şehit eden Mirage 2000’in Yunanlı pilotu Grivas’ın arkadaşları ve yurttaşlarıdır. Pilotumuzun Yunanlılar tarafından şehit edildiği gerçeği tam 7 yıl sonra AKP iktidarı döneminde ortaya çıkmış ama Hükümet kılını bile kıpırdatmamıştır. Askerimizin başına çuval geçirildiğinde de aynı şey yapılmıştır!
AKP iktidarında THY, kokpite ( pilotun bulunduğu uçuş kabini ) besmele ile giren asker kökenli pilotu işten atmak ve yerine istavroz çıkararak giren Ortodoks’u işe almayı istihdam politikalarının gereği saymıştır. Müslüman olduğunu iddia edenlere duyurulur!
Türker ERTÜRK "100 yıl önce 100 yıl sonra" yazısından
Ne diyor parti sözcüsü Hüseyin Çelik? Amerikan Büyükelçisi Ricciardone’nin sözlerine gösterdiği “Haddini bilsin” şeklindeki tepkiye ilişkin bir soru üzerine, “Biz öyle ilk aklımıza geleni söyleyen bir hükümet, iktidar, parti değiliz. Netice itibarıyla parti sözcüsüyüm. Ben parti adına böyle bir açıklama yaptığım zaman kimlerle neyi konuşmuş olabileceğimi herhalde tahmin etmeniz lazım. Onun için burada herhangi bir tereddüt yok” diyor.
Demek istiyor ki, “Ben açıklama yapmadan önce Tayyip Erdoğan ile konuştum, benden Amerikan Büyükelçisi’ne sert tepki göstermemi istedi..”
İyi ama, Amerikan Büyükelçisi’nin muhatabı parti sözcüsü değil ki? Büyükelçi’nin muhatabı, Dışişleri Bakanı, dolayısıyla hükümettir..
Bari açıklamayı Ahmet Davutoğlu’na yaptırsaydı Tayyip Bey.. Her konuda parti sözcüsü konuşamaz ki!
Arslan BULUT "Teröristbaşı ile kucaklaşmak yol haritası mı?" yazısından
“Türk Milleti” kaldırılıyor!..
AKP’nin Türkiye’ye dayatacağı “ampul anayasasının” yargı bölümünde, Mahkeme kararlarındaki “Türk Milleti” ifadesi kaldırılırken, “Başkan” ifadesi şimdiden yer alıyor!..
Böylece anayasadaki “Türk”, “Türklük” yok edilip, yerine PKK ve Kürt ırkçılarını mutlu edecek başka kavramlar yaratılacağı belli oluyor!..
AKP anayasasında Yargıtay ve Danıştay da kaldırılıp yerine Temyiz Mahkemesi kurulması öngörülüyor!..
* * *
Kendin pişir kendin ye anayasasına göre, Temyiz Mahkemesi’nin üyelerinin dörtte biri Başkan tarafından seçilecek!..
Anayasa Mahkemesi’nin 8 üyesini Başkan atayacak!..
HSYK’nın 7 üyesini seçmek Başkan’a ait olacak!..
Tabii Başkan da Tayyip Bey olacak!..
Kendin pişir kendin ye anayasası, vatana ve millete şimdiden hayırlı uğurlu olsun!..
Mehmet TÜRKER "ABD Elçisinden dikta manzarası!" yazısından
Bütün bu işleri Fetullah çetesi ile birlikte yapmışlardı.
Ortalıkta güç gösterisi yapacak kimse kalmayınca birbirlerine düştüler.
Cemaat kendini Erdoğan’ın üzerinde görüyor; CİA’nın kucağında, FBI’nin korumasında oturan F Tipi Çete, Amerikan Derin Devletinin uzantısı olarak çalışıyordu. Erdoğan’ın kontrolünden çıkmışlardı. F tipi çete bütün kadroları kendine istiyordu. Bütün sınavlarda yapılan yolsuzluklar, soruların yandaşlara sızdırılması hep F tipi çete işiydi. Bu eylemleri pervasızca yapıyor, sınav yolsuzluklarını “reklamın iyisi-kötüsü olmaz” diyen kapitalist mantıkla ranta dönüştürüyor, sınavları kazanmak isteyenlere tek çare olarak F tipi dershaneleri, ışık evlerini gösteriyordu.
F tipi çete her yolsuzluğun kaymağını yerken, bütün fatura Erdoğan’a kesiliyordu.
Aslında F Tipi çetenin Erdoğan’ı kullanırken öldürmek isteyen bir karadul olduğunu ilk Ergenekon iddianamesini okurken fark etmiştik.
F tipi polis tarafından hazırlandığı anlaşılan iddianamede Erdoğan ile ilgili en ağır ithamlar yer aldığı halde, Gül ile ilgili bütün iddialar ayıklanmıştı. Gül pamuklara sarılmış geleceğe hazırlanırken, bütün işlenen cinayetleri tek bir kişinin, Erdoğan’ın boynuna dolamışlardı.
F tipi çete kontrolden çıkmıştı. F tipi çetenin istediği dışında memur bile alınamıyordu. AKP bu halkayı kırmak, kendi yandaşını getirebilmek için önce bol bol imam aldı. Sonra o imamları diğer kurumlara kaydırdı. Çünkü en az F tipi çete diyanet kadrosundadır. İmamlar ağırlıklı olarak milli görüşçü, geri kalanı da genelde ülkücüdür.
Erdoğan kendine dönen tehditi gördüğü için karşı savaş başlattı.
Askerler ile ilgili konuşmasında fikir yürütenlerin dikkatinden bir cümle kaçtı. Erdoğan; “ben aslında iki numarayım, bir numara Cumhurbaşkanı” diyerek hedefi Gül’e yöneltti.
Zahide UÇAR "Koalisyondan Kan Damlıyor" yazısından..
Anayasamızın 117’inci maddesine göre “ Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt savunmasına hazırlanmasından Meclis’e karşı Bakanlar Kurulu sorumludur. “ Başbakan ve Bakanlar Kurulu bu konuda tedbir almadığı gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu duruma düşmesinin önünü açmıştır.
Amaçları Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmek ve rejim değişikliği yapmaktır. Bu nedenle Türk Devrimlerine, Cumhuriyetimize, Atatürk’e ve askerimize düşmanlık yapılmaktadır.
Askere karşı yapılan düşmanlıklardan küçük bir örnek; Türk Hava Yolları’nda asker kökenli pilotların hemen hemen hepsi tasfiye edilmiş, yerlerine ise yabancılar ve Yunanlılar alınmıştır.
Kimdir bu Yunanlı pilotlar? 8 Ekim 1996’da Sakız adası açıklarında Türk F-16’sını arkadan kahpece vurarak pilotumuz Yüzbaşı Nail Erdoğan’ı şehit eden Mirage 2000’in Yunanlı pilotu Grivas’ın arkadaşları ve yurttaşlarıdır. Pilotumuzun Yunanlılar tarafından şehit edildiği gerçeği tam 7 yıl sonra AKP iktidarı döneminde ortaya çıkmış ama Hükümet kılını bile kıpırdatmamıştır. Askerimizin başına çuval geçirildiğinde de aynı şey yapılmıştır!
AKP iktidarında THY, kokpite ( pilotun bulunduğu uçuş kabini ) besmele ile giren asker kökenli pilotu işten atmak ve yerine istavroz çıkararak giren Ortodoks’u işe almayı istihdam politikalarının gereği saymıştır. Müslüman olduğunu iddia edenlere duyurulur!
Türker ERTÜRK "100 yıl önce 100 yıl sonra" yazısından
Ne diyor parti sözcüsü Hüseyin Çelik? Amerikan Büyükelçisi Ricciardone’nin sözlerine gösterdiği “Haddini bilsin” şeklindeki tepkiye ilişkin bir soru üzerine, “Biz öyle ilk aklımıza geleni söyleyen bir hükümet, iktidar, parti değiliz. Netice itibarıyla parti sözcüsüyüm. Ben parti adına böyle bir açıklama yaptığım zaman kimlerle neyi konuşmuş olabileceğimi herhalde tahmin etmeniz lazım. Onun için burada herhangi bir tereddüt yok” diyor.
Demek istiyor ki, “Ben açıklama yapmadan önce Tayyip Erdoğan ile konuştum, benden Amerikan Büyükelçisi’ne sert tepki göstermemi istedi..”
İyi ama, Amerikan Büyükelçisi’nin muhatabı parti sözcüsü değil ki? Büyükelçi’nin muhatabı, Dışişleri Bakanı, dolayısıyla hükümettir..
Bari açıklamayı Ahmet Davutoğlu’na yaptırsaydı Tayyip Bey.. Her konuda parti sözcüsü konuşamaz ki!
Arslan BULUT "Teröristbaşı ile kucaklaşmak yol haritası mı?" yazısından
“Türk Milleti” kaldırılıyor!..
AKP’nin Türkiye’ye dayatacağı “ampul anayasasının” yargı bölümünde, Mahkeme kararlarındaki “Türk Milleti” ifadesi kaldırılırken, “Başkan” ifadesi şimdiden yer alıyor!..
Böylece anayasadaki “Türk”, “Türklük” yok edilip, yerine PKK ve Kürt ırkçılarını mutlu edecek başka kavramlar yaratılacağı belli oluyor!..
AKP anayasasında Yargıtay ve Danıştay da kaldırılıp yerine Temyiz Mahkemesi kurulması öngörülüyor!..
* * *
Kendin pişir kendin ye anayasasına göre, Temyiz Mahkemesi’nin üyelerinin dörtte biri Başkan tarafından seçilecek!..
Anayasa Mahkemesi’nin 8 üyesini Başkan atayacak!..
HSYK’nın 7 üyesini seçmek Başkan’a ait olacak!..
Tabii Başkan da Tayyip Bey olacak!..
Kendin pişir kendin ye anayasası, vatana ve millete şimdiden hayırlı uğurlu olsun!..
Mehmet TÜRKER "ABD Elçisinden dikta manzarası!" yazısından