Kiowa Apache
Ŧreedoʍ ŦoreveƦ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerdeki tartışmalara doğrudan girmeden sert mesajlar verdi; kendilerini kavgaya çekmek isteyenlere hadlerini bildireceklerini söyledi. İçki tartışmasına da değinen Erdoğan, içki içmeyenlere "mahalle baskısı" yapıldığını öne sürdü ve ilginç mesajlar verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kadıköy ilçe teşkilatı tarafından verilen iftar yemeğine katıldı. İftar yemeği sonrasında bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, "Bizim kavgayla, döğüşle, çatışmayla işimiz asla olmadı, bundan sonra da olmayacak" diye konuştu.
"Bizi çatışma minderine, kavga minderine çekmek isteyenler oldu. Bugün de var, yarın da olacak. Asla aldırmayacağız" diyen Erdoğan, "Ama hadlerini de bildireceğiz. Bunu da bilmeleri lazım. Öyle bir yana attım bir tokat, öbürünü çevir. Yok öyle bir şey. O bizim kültürümüzde yok. Akif diyor ya "Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat, çekmeye gelmez boynum."Gerçeği öğreteceğiz" diye konuştu.
İçki yasağı
Konuşmasında İstanbul'daki tarihi Moda iskelesinde uygulanan içki yasağına da değinen Başbakan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Moda'da bir yerlerden sipariş olan kişiler gelebilir. Biz bunlara alışığız. Bunlar hayatı o şişenin içerisinde görenler. Bizim hayatımız o kadar basit değil. Biz hizmet ediyoruz. Bu ülkede hizmeti verirken hedef saptırmayı yapanlara diyoruz ki, hedefi doğru tayin edin.
Orada Belediye güzel bir hizmet vermiş, şık bir hizmet vermiş içine girilemez hale gelmiş bir yeri gayet güzel bir restorasyondan sonra İstanbul'a, Kadıköy'e kazandırmış. Sen gelmiş bunu gölgelemeye çalışıyorsun. Ondan onra bununla ilgili kendine göre gösteriler yapıyorsun.
Meydan boş gösteri yapabilirsin. Bizim de bu gösterilere pek de aldırış edecek halimiz yok. Buyrun gösterişlere devam edin.
Kardeşim vatandaşın bir kısmı içiyor mu? Buyursun içsin. Ama bir kısmı da içmiyorsa bırak o da içmesin. O seni niye rahatsız ediyor? Mahalle baskısı deniliyor ya, asıl mahalle baskısı bu ülkede. Ben içmiyorum kardeşim. Sen buyur iç. Bu anlayışı sürdürenlere, bunlara yapılıyor asıl mahalle baskısı. Sıkıntı burada. Ben beyefendiye diyorum ki, yav kardeşim sen iç bırak da ben içmeyeyim. Aynı masada oturalım. Sen iç, bırak ben içmeyeyim. "Yok" diyor "Sen de bir kadeh tokuştur" diyor. Kafaya bak. Ben mecbur muyum sen tokuşturuyorsun diye tokuşturmaya ve beyefendi köşesinden bana akıl veriyor.
O kadar kıymetliyse bu aklın, sen kendine sakla onu. Sen yine devam et o işe. Ama bırak da biz de yolumuza devam edelim. Bizim yapacak çok işimiz var. Kaybedecek vaktimiz yok. Türkiye'nin değiştiğini, şehirlerin değiştiğini milletim görüyor."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kadıköy ilçe teşkilatı tarafından verilen iftar yemeğine katıldı. İftar yemeği sonrasında bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, "Bizim kavgayla, döğüşle, çatışmayla işimiz asla olmadı, bundan sonra da olmayacak" diye konuştu.
"Bizi çatışma minderine, kavga minderine çekmek isteyenler oldu. Bugün de var, yarın da olacak. Asla aldırmayacağız" diyen Erdoğan, "Ama hadlerini de bildireceğiz. Bunu da bilmeleri lazım. Öyle bir yana attım bir tokat, öbürünü çevir. Yok öyle bir şey. O bizim kültürümüzde yok. Akif diyor ya "Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat, çekmeye gelmez boynum."Gerçeği öğreteceğiz" diye konuştu.
İçki yasağı
Konuşmasında İstanbul'daki tarihi Moda iskelesinde uygulanan içki yasağına da değinen Başbakan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Moda'da bir yerlerden sipariş olan kişiler gelebilir. Biz bunlara alışığız. Bunlar hayatı o şişenin içerisinde görenler. Bizim hayatımız o kadar basit değil. Biz hizmet ediyoruz. Bu ülkede hizmeti verirken hedef saptırmayı yapanlara diyoruz ki, hedefi doğru tayin edin.
Orada Belediye güzel bir hizmet vermiş, şık bir hizmet vermiş içine girilemez hale gelmiş bir yeri gayet güzel bir restorasyondan sonra İstanbul'a, Kadıköy'e kazandırmış. Sen gelmiş bunu gölgelemeye çalışıyorsun. Ondan onra bununla ilgili kendine göre gösteriler yapıyorsun.
Meydan boş gösteri yapabilirsin. Bizim de bu gösterilere pek de aldırış edecek halimiz yok. Buyrun gösterişlere devam edin.
Kardeşim vatandaşın bir kısmı içiyor mu? Buyursun içsin. Ama bir kısmı da içmiyorsa bırak o da içmesin. O seni niye rahatsız ediyor? Mahalle baskısı deniliyor ya, asıl mahalle baskısı bu ülkede. Ben içmiyorum kardeşim. Sen buyur iç. Bu anlayışı sürdürenlere, bunlara yapılıyor asıl mahalle baskısı. Sıkıntı burada. Ben beyefendiye diyorum ki, yav kardeşim sen iç bırak da ben içmeyeyim. Aynı masada oturalım. Sen iç, bırak ben içmeyeyim. "Yok" diyor "Sen de bir kadeh tokuştur" diyor. Kafaya bak. Ben mecbur muyum sen tokuşturuyorsun diye tokuşturmaya ve beyefendi köşesinden bana akıl veriyor.
O kadar kıymetliyse bu aklın, sen kendine sakla onu. Sen yine devam et o işe. Ama bırak da biz de yolumuza devam edelim. Bizim yapacak çok işimiz var. Kaybedecek vaktimiz yok. Türkiye'nin değiştiğini, şehirlerin değiştiğini milletim görüyor."