Erdoğan bu soruya cevap veremez

W

WoLF

Guest
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan RTE ticari markası için Türkiye Patent Enstitüsü’ne başvurduktan sonra, YAŞ’la ilgili ‘fetva’ verdi: “Biz TSK’yı teamüllerle yönetemeyiz. TSK’nın kanunu vardır ve YAŞ bir istişari kurumdur”.

Yasalara bu vurguyu yapan Başbakan Erdoğan aynı konuşmasında, hem de birkaç dakika sonra da, şöyle diyor: “Şimdi ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim, nasıl güvenebilirim? Çünkü açık, net, kalkıp da iktidarı eleştiriyorsa…” (gazetevatan.com, 12 Ağustos 2010)

Daha önce turban konusunu “ulemaya sorun” diyerek yasaya güvenini (!) ortaya koyan Erdoğan, “özel ordu”yu gündeme getirdiğinde de “özel birlikler, bölgeye şehit olacağını bilerek gidecek” diyerek ulema içinde “paralı asker şehit olur mu?” tartışmasına neden olmuştu.

Aynı Erdoğan ve partisi, -üstelik valilikleri seferber ederek- yazın bu sıcağında Anayasa’yı değiştirebilmek için millete kömür dağıtıyor.

Yetmiyor, bu kez sahne alan Erdoğan’ın belediye başkanı, kıydığı nikâhı bile Anayasa’yı değiştirmeye alet edip, “evlenmeyi kabul ediyor musun” sorusuna “evet” diyen gelinin yanıtını, 12 Eylül’de çıkacak sonuca vesile yapıyor!

Yetmiyor, Oruç Baba Türbesi’nde bir grup AKP’li, “Evet” yazılı tişört ve şapkalarla propaganda yapıyor.

Başbakan ve adamları, dini siyasete alet etmeyi sürdüredursun… Diyanet İşleri Başkanlığı ise 81 il müftülüğü, eğitim merkezi müdürlükleri, din hizmetleri müşavirlik ve ataşeliklerine bir genelge gönderiyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, genelgede, referandum boyunca vaazlarda hiçbir şekilde siyaset yapılmamasını, iç ve dış politika konularına girilmemesini, ima yoluyla da olsa herhangi bir siyasi parti, kişi ve zümrenin lehine ve aleyhine olabilecek konuşmalardan, yanlış anlama ve yorumlara sebep olacak davranışlardan sakınılmasını istiyor. (Hurriyet.com.tr, 12 Ağustos 2010)

İşte gelinen nokta: Memleketin dini kurumu, memleketi, din bezirgânlarına karşı savunmaya çalışıyor…

ERDOĞAN’IN KOLTUK DEĞNEKLERİ

Gelin başa dönelim ve Erdoğan’ın yasaları aşamasında ona koltuk değneği olanları anımsayalım…

3 Kasım 2002 seçimlerinde, siyasi yasaklı olmasına rağmen, seçim pusulasında Erdoğan’ın isminin yer almasına, seçimle ilgili hangi kurum göz yumdu?

Siyasi yasağı nedeniyle seçime bile giremeyecek Erdoğan’ı, seçimlerden sonra, sanki başbakan olmuş gibi kabul eden Cumhurbaşkanı kimdi? Ya Erdoğan’la, sanki başbakanmış protokolünde görüşen Genelkurmay Başkanı kimdi?

Seçimlerden üç ay sonra, AB komiseri Verheugen’in isteğiyle, yasayı delip, Siirt seçimleri üzerinden Erdoğan’a başbakanlık yolu açan, ana muhalefet partisi genel başkanı kimdi?

AKP’ye hem laiklik karşıtı odak olduğu hükmünü veren ama hem de “seni kapatmıyorum, memleketi yönetmeyi devam et” diyen yüce mahkeme hangisiydi?

ABD Dışişleri Bakanı Powell’la “2 sayfalık 9 maddelik” gizli bir anlaşma yaptığını itiraf eden Abdullah Gül’e hesap sormayan, -üstelik devletlerarası anlaşmaların gerçek sahibi olan- Meclis hangisi peki?

“İlk kez bir Müslüman, Cumhurbaşkanı olacak” nidalarıyla Çankaya’ya hazırlanan Abdullah Gül’e, cumhurbaşkanlığı yolunu hangi parti açtı?

Ya Erdoğan’la, devlet yönetme ciddiyetini bir kenara bırakarak, yaptığı baş başa görüşmeyi kayıt altına aldırmayarak, mezara götürmeyi planlayan Genelkurmay Başkanı kim?

Ya “Hukuka saygılıyız” diye diye teğmenden generale, her rütbede Silivri’ye esir veren hangi kurum?

Silivri demişken, Silivri’deki tek devlet lisesini, iki saate “İmam Hatip Lisesi yaptım gitti” diyen yetkiliye kim ya da kimler sessiz kaldı?

Eğitim yuvalarının kızlar ve erkekler şeklinde ikiye ayrılmasına destek veren “milli” Eğitim Bakanı karşısında hangi Cumhuriyet koruyucuları sessiz kaldı acaba?

Ya bu noktanın başlangıcı sayılan, Konya’da, kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı belediye otobüsüne binmesine hangi Cumhuriyet Savcıları sessiz kaldı?

ABD PROJESİ EŞBAŞKANI MI, TC BAŞBAKANI MI?

Soru çok…

Gelin son bir soruyla bitirelim bu yazıyı.

Tam 34 kez, başka bir ülkenin, ABD’nin, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olduğunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı koltuğunda oturmasına sessiz kalanlar kimler peki?

Ve sizce, Başbakan aslında ne kadar yasal?

Milletçe bu hatayı ya “12 Eylül’de 12 Eylül’e HAYIR” diyerek düzelteceğiz, ya da cumhuriyetimizin ölümünü sessizce izlemeyi sürdüreceğiz…

Çünkü referandum bir “Cumhuriyet” yoklamasıdır!

Mehmet Ali Güller
Odatv.com

KaynaK
 
kardeşim yazın çok uzun bölüm bölüm okudum kusuruma bakma

ama bikaç bişey söylemek isterim
öncelikle cumhuriyetin biyere gittiği yok ha cumhuriyetin savunucusuyum oluşumuyla gelişimiyle arkasındayım diyosanda 1914 ten 1950 ye kadar ki süreyi bi arastır derim hatta 1980e kadar çık sözde demokrasi olduğunu anlarsın bence ozamanlara göre suanki halimiz çok çok iyi tabi bu benim görüşüm
 
doğru söze ne denir ki..............
 
Halkımıza halüsinasyonlar göstertilmek istercesine farazi polemikler uydurup , alakasız sorularla zihinleri bulandırmak çok kötü birşey. Keşke anayasada bir düzenleme daha yapılsaydı da bu kışkırtmacı , korkutucu pis siyaset yapanlarada yaptırım uygulanması gündeme alınsaydı. 2007 yılındaki salakça polemiklerin bir devamı olarak süregelen bu yalanlar Neyse ki; insanlarda infial oluşturmayı başaramıyor.

Milletin Aklı Başında Çok Şükür.
 
Bu tür Saçma ve belli amaca yönelik Uydurma Haberlere sanırım bu Halk Prim vermez . Halkımız artık o eskiden olduğu gibi yalan yanlış haberlerle istenildiği yöne koyun gibi sürülmez . Artık bilinçlendi ve kendi Analizini yapar hale geldi . Doğruyu Yanlışı çok iyi analiz ediyor ne kadar bu Halk bazı kesimlerce beğenilmese ve küçük görülsede bu Millet Kararını vermesini biliyor. Bu Tip Haberler hergün çıkıyor kimileri para karşılığı yapıyor bu işi kaldıki bir kaç tanesi ispatlandı ( Örnek Para karşılığı AKP aleyhine kitap yazan yazar parayı nerden ve niçin aldığını itiraf etti. ) BAzılarıda İnterndet üzerinden belli odaklarca servis ediliyuor bunlarda ispatlandı belli bir merkezden bir çok internet sitesi açıp bunların bazılarını AKP taraftarları gösterip burda kendilerinin yazdığı şeyleri tutup AKP aleyhine kullanmışlardır ve bunlar Kapatma davasında delil olarak kabul edilmişti. Komik olan bu internet sitelerinin çoğunun Muazzaf bir Albayın Kredi kartından çekilerek kurulmuş olması ve tesbitinin çok ama çok kolay olması yani Kapatma davasını açan savcı basit bir işlemle aslında Sitelerin kim tarafından kurulduğunu ve Haberlerin Hangi IP lerden gönderildiği kaynakları vs. çok rahat ulaşabilecekken bunları kasıtlı AKP üzerine yıkmış ve delillendirmiştir. Bu Taraf Tutmak değilmi Adaletin Terazisi böylemi Çalışır. Kısacası gördüğünüz her türlü habere doğru veya yanlış varsayımı ile yaklaşmayın Unutmayınki Bu halkı Kullanmaya çalışan bir sürü İllegal Grup var . Ama işin doğrusu Ülkemizde Bazı Şeylerin Doğruları Eskiden Yıllar sonra çıkardı Artık çok geçmiyor doğruların gün yüzüne çıkması . BU TV zaten belli bişe demeye gerek yok. Ha Son olarak AKP li değilim Oy da vermedim oy verme imkanımda olmadı ama yaşanan olayları gözlemledikçe bazı Çok kolay Yönlendirilen Gençleri gördükçe bunları yazmak içimden geldi . Tarih Herkesi birgün Yaptıkları ile Yargılayacak .

Herkese İyi Günler Dilerim.
 
bunlara iftira vs diyenler eğer referandumda evet çıkarsa üstüne bide bidaha bu parti seçilsin görüceksiniz

ozaman anyayı konyayı.ondan sonra hiç yok bu adamlar ülkenin içine etti falan diye de şikayet edemiceksiniz.

ha içlerinizde yobaz olanlar yinede akp dicektir ama diğerleri durumun farkına varacaklardır.

adamlar ssk da bile sizlere oyun oynadılar siz hala mışıl mışıl uyuyun.açık 26 katrilyon.

tayyip ssk nın verisine bile bakmadan kılıçdaroğlu yok batırdı yok şunu etti dedi.

sizlerde padişahınız öle diyo diye sizde hemen oyuna geldiniz =)

kendisi hiç açıp bakmamış ssk verilerine.bide gelmiş başbakan koltuğuna oturmuş bu adam =) şaka gibi.

tayyip in bi ayakta sallayıp uyutmadığı kaldı sizi =)

tayyip i öven şakşakçı taraf,vakit,zaman,haber vaktim yazsaydı inanırdınız zaten ona şüphe yok.

dediğim gibi olanlar ve olacaklar sizler gibi insanlar olduğu sürece bizlere müstehak.
 
“Şimdi ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim, nasıl güvenebilirim? Çünkü açık, net, kalkıp da iktidarı eleştiriyorsa…” Buradan bile ne kadar korktuğun anlaşılıyor Erdoğan. Yandaş medyanın TSK'yı karalama kampanyasındaki bütün haberleri asılsız çıktı. En son HERON olayı bile asılsız çıktı ki bunu doğrulayan Milli Savunma Bakanı'nın kendisidir.
 
Geri
Üst