Erdoğan : 'Biz üLkemize hizmetten başka birşey yapmadık'

cw_attack

New member
Başbakan Erdoğan, KKTC'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamanın basın mensuplarının sorularını cevapladı.





MÜGE TUTCALI


ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklediklerini kaydederek, 'Bizler ülkemize hizmet etmekten başka bir şey yapmış değiliz. Ne söylediysek onu yapan zihniyet içinde olduk. Biz yolumuza devam edeceğiz. Yolumuz Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma yoludur' dedi.


Başbakan Erdoğan, KKTC'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamanın basın mensuplarının sorularını cevapladı. Türkiye'ye ziyarette bulunan ABD ve İran'lı yetkililerle görüşmelerle ilgili değerlendirme yapması istenmesi üzerine Başbakan Erdoğan, 'Görüşmelerimiz tek başlıklı değil. Öncelikle ikili temaslar diyebilirim' diye cevap verdi.


ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ile Türk-Amerikan stratejik işbirliği konusunu geniş biçimde ele aldıklarını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye arabuluculuğundaki Suriye-İsrail dolaylı görüşmeleri, Lübnan konusu ve Irak'a gerçekleştirdiği ziyareti geniş bir şekilde görüştüklerini vurguladı. İran'ın nükleer programıyla ilgili Cenevre'de yarın yapılacak İran-AB müzakerelerini de Hadley ile ele aldıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, 'Olumlu, yapıcı bir yaklaşım sürecine girildiğini görüyoruz. Bu yapıcı yaklaşım süreci doğrusu bizleri memnun etmiş vaziyette. Sabırla geleceği takip etmemiz lazım' dedi. Erdoğan, görüşmede ABD'nin gözlemci bulundurmasının ve ABD'nin İran'da ofis açma teşebbüslerinin süreci olumlu etkileyeceğini belirterek, 'Bu konuda sanıyorum bize de bu süreçte görevler düşecek. Bizler de her zaman olduğu gibi bu sürece elimizden gelen katkıyı vereceğiz' şeklinde konuştu.


Başbakan Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile yaptığı görüşmede Türkiye-İran ilişkilerindeki hedefleri konuştuklarını vurgulayarak bu hedeflerin askeri, siyasi, güvenlik ve ekonomik hedefleri içerdiğini anlattı. Dış ticarette Türkiye ile İran arasında 2011'de 20 milyar dolarlık bir hedef belirlediklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, bu yılki hedefin 10 milyar doları yakalayacağını belirterek şöyle dedi:


'5 yıl önce 1 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmi şimdi bu konumda. Türkiye'nin İran'a satmakta olduğu mal kalemlerini artırmak da önemli hedefimiz olacak.'


Terörle mücadelede İran ile Türkiye arasında ciddi bir dayanışma söz konusu olduğuna da dikkati çeken Erdoğan, Gerek PJAK gerek PKK noktasında İran'ın tavrının çok çok olumlu olduğuna dikkat çekerek, 'İstihbarat örgütlerimizin birbirleriyle dayanışması çok olumlu. Şu anda şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Türkiye-Amerika-Irak nasıl PKK'yı ortak düşman ilan ettiyse, aynı şekilde PJAK ve PKK'ya karşı da böyle bir tavır Türkiye ile İran arasında söz konusudur. Bütün yapılan hava harekatlarında da bu dayanışmayı gördük' diye konuştu.


İran'ın nükleer programı konusunda Türkiye'nin 'görev tanımının adının arabuluculuk olup olmadığı' yönündeki bir gazetecinin sorusuna Başbakan Erdoğan şöyle cevap verdi:


'Bunu tabii ben şimdi bu kadar ileri düzeyde söylemeyeyim. Çünkü bir şey belirlenmeden, adı konmadan bizim tarafımızdan açıklanırsa bu yanlış olur. Fakat tarafların bu noktada sanıyorum geleceğe yönelik bizlerden, bundan önce de olduğu gibi, yine beklentileri olabilir. Sıkıntılı durumlarda Türkiye'nin devreye girmesi istenebilir. Çünkü, her iki tarafa da bu noktada zannediyorum ki rahat görüşmeler tesis edebilecek ülke Türkiye'dir".


'Muttaki ile görüşmenizde programın iptal edileceği yönünde izleniminiz oldu mu?' şeklindeki bir başka soru üzerine Başbakan Erdoğan, yarınki görüşmede takvimle ilgili konuların yer alacağını belirterek 'Kendileri arasında mutabakat nasıl olur bilemiyorum. Takvim nasıl çalışır bilemiyoruz. Biz bu konuyla ilgili bize ciddi manada görev tevdi edilirse o zaman taraflarla görüşmeye biz başlarız, ama şu anda böyle bir görev bizde olmadığına göre, 'şöyle olsun, böyle olsun' dememiz tabii ki yanlış olacaktır. Bizim buradaki tek yaklaşımımız, insani amaçlı olan bu tür çalışmalara nükleer enerji noktasında sıcak bakıyoruz. Çünkü aynı şeyi yarın biz yapacağız, ama kitle imha silahına hiç bir zaman sıcak bakmadık, bundan sonra da bakmamız söz konusu olamaz' dedi.


'Kıbrıs'ta iki kurucu devletin eşit statüde tanınmasının ileride Türkleri azınlığa düşüreceği endişesiyle ilgili görüşünüz nedir?' şeklindeki soru üzerine ise Başbakan Erdoğan, böyle bir endişeyi paylaşmadığını belirterek şöyle dedi:


'5.5 yıllık iktidarımız döneminde KKTC veya Kıbrıslı Türkler dünyada azınlık muamelesi değil, her geçen gün adeta devlet ciddiyetiyle karşılanmaya başlandı.'


Erdoğan, bunlardan en önemlisinin İKÖ'de daha önce bir topluluk olarak ağırlanan KKTC'nin, şu anda Kıbrıs Türk Devleti ve Gözlemci Üye sıfatıyla bulunması olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:


'Bu çok önemli bir adım, ama bunu ne yazık ki görmezlikten geliyorlar. 53 tane ülke olacak ve bunlar sizi gözlemci üye sıfatıyla kabul edecekler ve adınız da Kıbrıs Türk Devleti olacak. Öyle bir noktaya gelmişiz. Bakınız dün Sayın Talat Almanya'da Ban Ki-Moon ile görüşme yaptı. Değişik ülkelerde Amerika da dahil olmak üzere birçok davetler, Avrupa'da parlamentoda konuşturmalar ve saire. Bütün bunların hepsi bu dönemlerde gerçekleşti. Ve artık Kuzey Kıbrıs'a çeşitli ülkelerden siyasiler, çeşitli ticari


heyetler gelip gitmeye başladı, ama bundan önce böyle bir şey yoktu. Suriye Kuzey Kıbrıs arasında ticari yolcu seferleri başladı. Bizim iktidarımıza kadar bu ülkede iktidarda olanlar, KKTC'ye acaba böyle bir itibar kazandırdı mı?


Şu anda bu itibarı kazandıran Anavatan İktidarı, bilesiniz ki bundan sonra daha fazlasını elde etmedikçe asla geri adım atmaz. Bu ilerisi de nedir? Kıbrıs Türk Devleti'nin kabulüdür. Bu da nedir? Kurucu eşit devlet. Bu olacak. Bu başarılmadığı sürece bizler garantör ülke sıfatıyla hiçbir zaman kalkıp da 'azınlık hukukuna tabi ol, bilmem ne yap' böyle bir şeyin içerisinde asla yer alamayız. Bunu da herkes böyle bilsin.'


Bir başka gazetecinin 'Ergenekon'da subayların sorgulanması söz konusu. MİT tarafından bir rapor iletildiği söyleniyor. Sizin böyle bir rapordan haberiniz var mı?' şeklindeki sorusunu cevaplandıran Başbakan Erdoğan, 'Benim masamdan geçmeyen, yahut benim imzam bulunmayan, görmediğim, bilmediğim bir yazı, belge hakkında konuşmak haddime değildir. Böyle bir şeyi ben bilmiyorum. İçişleri Bakanı bilmiyor. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı olarak Cemil Bey de burada. Böyle bir şey yok. Bizim bilgimiz


dışında yargıya böyle bir şey intikal ettiyse onu da bilemiyoruz' dedi.


Erdoğan, AK Parti'nin kapatılması ile ilgili davada raportörün raporunu nasıl değerlendirdiği yönündeki bir soru üzerine ise, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in AK Parti'nin savunmasını yaptığını ve ondan önce de Anayasa Mahkemesine sundukları metinler olduğunu kaydederek, 'Artık her şey bitmiştir. Şu anda Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekliyoruz. Ne söylediysek orada. Bizler ülkemize hizmet etmekten başka bir şey yapmış değiliz. Ne söylediysek onu yapan zihniyet içinde olduk. Biz


yolumuza devam edeceğiz. Yolumuz Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma yoludur. Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye'yi dünyada ilk 10 ülke arasına sokma yoludur' dedi.





Kaynak
 

HTML

Üst