BaturAlp_
Banned
- Katılım
- 7 Haz 2010
- Mesajlar
- 323
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Erdoğan bölücülük yapıyor
MHP Manisa milletvekilleri Ahmet Orhan, Mustafa Enöz, Erkan Akçay, önemli açıklamalar yapıp iktidara yüklendiler. Açıklamalarda 12 Eylül'de yapılacak referandumun, ülkemizin geleceği için son derece önemli olduğu vurgulandı. Orhan, "İmralı canisi bu hükümetin ve projesinin destekçisi durumundadır" derken, Akçay, " Başbakan Erdoğan bölücüdür, bölücülük yapıyor" diye konuştu. Enöz ise, "Ülkemizin birlik bütünlük noktasında kaygılarımız var" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Manisa Milletvekilleri Ahmet Orhan, Mustafa Enöz, Erkan Akçay, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Saruhanlı İlçe Teşkilat Başkanı Birol Teksin ve bölgedeki Milliyetçi Hareket Parti'li Belediye Başkanları ile Saruhanlının İshakçelebi Beldesinde düzenlenen sabah kahvaltıda bir araya geldiler.
MHP Manisa Milletvekilleri sabah kahvaltısı sonrasında gazetecilere yaptıkları önemli açıklamalarla iktidara yüklendiler. İlk olarak gazetecilere açıklamayı Manisa Milletvekili Mustafa Enöz yaptı. Enöz yaptığı açıklamasında, "12 Eylül tarihinde yapılacak olan referandum, ülkemizin geleceği için son derece önemli. Burada AKP'nin getirdiği anayasal değişiklikler, ülkemizin gerçek manada hiçbir soruna çözüm getirmeyen, işsizliğe, kamu çalışanına, çiftçiye, memura, esnaf ve sanatkarlarımıza hiçbir şekilde iyileştirme sağlamayan, yan toplumun sosyal kesimlerini iyiliğine veyahut ta faydasına yapılabilecek herhangi bir değişikliği içermeyen değişiklikler tam aksine ülkemizin köküne dinamit koyan veya koymaya heveslenenlere çanak tutan bir yapılanmanın getirildiğini Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylüyoruz. Ve bu yüzden de genel merkezimin de katılımıyla büyük çapta bir hayır kampanyası düzenlemiş bulunmaktayız.
ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMANIN GAYRETİ İÇERSİNDEYİZ
Bu konuda gerek 12 ayrı bölgeye dağılmış olan milletvekillerimiz, merkez yönetim kurulu üyelerimiz, başkanlık divanı üyelerimiz ve bunun haricinde genel başkanımızın yapmış olduğu mitinglerle halkımızı aydınlatmanın gayreti içersindeyiz. Bu bakımdan halkımız gerçekten ne yapacağını, tercihini ne yönde kullanacağını mutlak suretle bilmesi lazım, bilgilendirilmesi lazım o bakımdan biz Manisa milletvekilleri olarak kendi üzerimize düşeni yapmanın gayreti içersindeyiz.
ÜLKEMİZİN BİRLİK BÜTÜNLÜK NOKTASINDA KAYGILARIMIZ VAR
Bu anayasa değişikliğiyle Türk yargısı kuşatılmak istenmektedir. Türk yargısı AKP'nin emrine verilmek istenmektedir. Türk yargısı üzerinde birtakım oyunlar oynanıyor ve hukuk maalesef göz ardı ediliyor, ayaklar altına alınıyor. Bu anayasa değişikliliklerine " evet " çıktığı takdirde milletimiz geleceğinden emin olmayacaktır. Her şeyden önce şunun bilinmesinde fayda var, PKK açılımı denilen bu demokratik açılımın alt zeminini de böylelikle oluşturmuş olacaklar.
Buda ülkemizin birliği, bütünlüğü açısından son derece tehlikeli ve zararlı bir gidişattır. Bu bakımdan yine " hayır " diyoruz, birçok sorunu çözmediği için " hayır " diyoruz, ülkemizin birlik bütünlük noktasında kaygılarımız var bu noktada yapmak istediklerini engelleme adına " hayır " diyoruz. Her vatanını sevenin de " hayır " demesini bekliyoruz." dedi.
BU BİR İŞARET FİŞEĞİDİR VE BİR UYARIDIR
Ardından Manisa Milletvekili Erkan Akçay'da yaptığı açıklamasında: "Türkiye bir yol ayrımına getirilmiştir. Evet, çıkması halinde ülkenin başına gelecek badireleri önceden gördüğümüz için " hayır " diyoruz. Ne gelecek? Ben bunu başbakanın sözleriyle izahat getirmek istiyorum. Başbakan ne dedi? " bu anayasa değişikliği bizim açılım politikamızın önemli bir adımıdır "dedi.
Efendim açılım politikası nedir? 19 Ekim 2009 tarihinde Habur sınır kapısında eli kanlı katil teröristlerin askerimizi, polisimizi, masum insanlarımızı katleden PKK'lı teröristlerin içişleri bakanlığı müsteşarı, hakimler, savcılar, valiler, vali yardımcıları, kaymakamlar ve devlet eliyle törenle karşılatılmasıdır. Ve bundan sonra ki yapacakları anayasal düzenlemeler çok daha vahim Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini, bekasını çok büyük tehlikelere, badirelere sürükleyecek düzenlemelerdir. Bu bir işaret fişeğidir ve bir uyarıdır. O nedenle biz buna " hayır " diyoruz.
TAYİP ERDOĞAN BÖLÜCÜDÜR, BÖLÜCÜLÜK YAPIYOR
Ayrıca anayasadan bunlar Türk milleti kavramını çıkartmak istiyorlar. Ülkeyi 36 etnik guruba ayırmak istiyorlar. Bu manada başbakan Tayip Erdoğan bölücüdür. Bölücülük yapıyor. Ve bu bölücülük düşüncesini anayasal ve hukuki düzene taşımak istiyor. Bununda ilk adımını, en önemli adımını, kaldı ki bu konuda daha öncede çeşitli adımlar attılar, bu adımları sayacak olursak, Türkçeden başka dillerde siyasi propaganda yapılmasına imkan tanıyan seçim kanununda değişiklik yaptılar bunlar. İleriki anayasa değişikliliklerinde daha rahat düzenlemeler yapmak için bunları yapıyorlar.
AKP MİLLETVEKİLLERİNİN İMZASI DAHİ SAHTE
O nedenle anayasa mahkemesini ve hakimler, savcılar yüksek kurulunun yapısını değiştirerek bunları ele geçirerek bunları tahakküm edecek şekilde bir düzenlemeyi imkan taşıyan bir anayasa değişikliğidir. Bir önemli nedeni de şuanda başta sayın başbakan olmak üzere bazı AKP'lilerle ilgili mecliste suç dosyaları vardır. Bu suç dosyaları nelerden oluşmaktadır? Bir kalpazanlık, dolandırıcılık, devlet malına zarar verme, görevi kötüye kullanma gibi ağır suçlarla yargılanmaları gerekmektedir.
Ancak dokunulmazlık zırhına büründükleri, saklandıkları için bunların yargılamaları yapılamamaktadır. İşte ileride iktidardan gittiklerinde de yargılanmalarının önüne geçmek ve istedikleri hakim ve savcılarla bir anayasa mahkemesi düzenlemek, anayasa mahkemesi biliyorsunuz yüce divandır aynı zamanda buradan aklanmak istiyorlar. Yani düp he düz o haklarındaki suçlardan kaçıyorlar. En önemli sebeplerinden biriside bu ve bir dayatma anayasası olarak getirilmiştir. Bu Tayip Erdoğan anayasasıdır. Buna AKP anayasası bile denmez çünkü meclise sunarken AKP milletvekillerinin imzası dahi sahte imzalarla sunuldu.
Milletvekilinin haberi yok kendi gıyabında daha önce kullandığı imzalar kullanılarak meclise sunulmuştu. Sonradan imzaları yenilemek durumunda kaldı. Bunun anlamı şudur, AKP'li milletvekillerinin dahi bu anayasadan haberi yok. O yüzden bu bir Tayip Erdoğan anayasasıdır, evet çıkması halinde Tayip Erdoğan bu ülkeye diktatör olmak istemektedir. Onun için biz Tayip Erdoğan'ın diktatörlüğüne de hayır diyoruz ve milletimizin hayır demesini bekliyoruz.
AKP'NİN KURUCU ÜYELERİNDEN BUNUN CEVABINI BEKLİYORUZ
Mutlaka buna da cevap vermek durumundadırlar. Adalet ve Kalkınma Partisi kurulduğunda 2001 Ağustosunda zannedersem kurulmuştu. Kuruluş aşamasında o tarihte Gata'da hasta yatmakta olan 12 Eylül'ün 5 konsey üyesinden birisi yani 12 Eylül darbesini yapan ve 12 Eylül anayasasının müsebbiplerinden biri olan Nurettin Ersin'i, hastanede Abdullah Gül, Tayip Erdoğan, Bülent Arınç ve bu kuruculardan kimler ziyaret etmiştir? Ve o ziyaret sonunda Nurettin Ersin tarafından kendilerine teşvikkar bir şekilde ALLAH yolunuzu açık etsin, başarılar dikliyorum temennisinde bulunulmuşmudur? AKP'lilerin yöneticilerinin, konuyla alakadar olmayan kişilerden değil, bizzat AKP'nin kurucu üyelerinden bunun cevabını bekliyoruz" diye konuştu.
MİLLETİN DİRENCİ KIRILMAK İSTENMEKTEDİR
Son olarak Manisa Milletvekili Ahmet Orhan ise yaptığı açıklamada: "Bu anayasa değişikliğinin neden yapıldığını doğru tespit etmek lazım. AKP anayasa değişikliğini, Amerika Birleşik Devletleri ve Uluslar arası projelerin büyük Ortadoğu projesinin eş başkanı olan başbakan körü körüne takip etmektedir. Bu projeleri hayata geçirebilmek için elinden gelenleri yapmak istemektedir.
Bir taraftan devlet kurumları ele geçirilerek milletin direnci kırılmak istenmektedir. Ordu pasifleştirilerek PKK karşısında etkisizleştirilmek istenmektedir. Son olarak ta açılım dolaysıyla kaybettikleri oyları anayasa tartışmalarıyla telafi etmek istemektedirler. AKP anayasa sorunu gündeme getirirken bu sebeplerle hareket etmiştir. Mevcut anayasa değişikliğini de iki bölüm halinde incelemek mümkündür. Bunlar birinci bölüm demokratik ve sosyal hakların iyileştirilmesi, ikinci bölüm hakim, savcılar yüksek kurulu ve anayasa mahkemesinin üye yapısının değiştirilmesine dair maddelerdir.
Demokratik haklar ve sosyal düzenlemeler anayasamızda mevcut haliyle de geniş olarak ele almaktır. Kadınların korunması, çocukların himaye edilmesi, kimsesizlerin himayesi önünde kanuni hiçbir engel yoktu. Ayrıca bu konuları anayasa değişikliğiyle yapılmasına da ihtiyaç yoktu. Burada gizli emellerini, gizli gündemlerini saklama gayretleriyle demokrasiyi kalkan yapma arzusunun olduğunu görüyoruz.
BUNLARIN 12 EYLÜL'LE HESAPLAŞMAK GİBİ BİR DERTLERİ YOKTUR
12 Eylül'le hesaplaşmaktan bahsetmektedirler bunun bu konuda samimiyetlerinin ölçüsünü en iyi Manisalılar bilmektedir. Bildiğiniz gibi başbakan yardımcısı ağlayan adam Bülent Arınç, Turgutlu da bir okul açılışında Kenan Evren'le beraber kurdele kesmişlerdir. Yine başbakan milli güvenlik kurulu konseyi üyesiyle beraber nikah şahitliği yapmıştır.
Kenan Evren cumhurbaşkanlığı köşkünde ağırlanmıştır. Bunların 12 Eylül'le hesaplaşmak gibi bir dertleri yoktur, bunların hayatta olmalarının yegane sebebi bugün siyaset yapmalarının yegane sebebi 12 Eylüldür. Yaptıkları uygulamayla da 12 Eylül'den hesap sorulmasını imkansız hale getirilmek istemektedirler. 2 Ekim 2007 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisinin geçici 15. maddeyle ilgili korumaya alınan 12 Eylül sorumlularından hesap sorulmasına dair önergesi halen meclistedir.
TESCİLİ ANLAMINA GELMEKTEDİR
Yine anayasa değişikliklerinin ele alındığı dönemde 2 sefer Milliyetçi Hareket Partisi bunların 12 Eylül yönetiminde görev yapmış olanlara kanuni güvence kazanmamaları için önergeler vermiştir. AKP'liler oylarıyla bunu ret etmişler. 12 Eylül yönetimini sonsuza kadar yargılanamaz hale getirmişlerdir. Bu anayasa değişikliği referandumunda verilecek her " evet " oyu, 12 Eylül'e sebep olanlar, 12 Eylül'ü yapanların hesap sorulamayacağının tescili anlamına gelmektedir.
İMRALI CANİSİ BU HÜKÜMETİN VE PROJESİNİN DESTEKÇİSİ DURUMUNDADIR
Ayrıca bunların çok açık gizli bir gündemleri vardır. O gündem de bugünlerde Türkiye'de Türkiye'nin gündeminde yer almaktadır. 2 günden bu tarafa Diyarbakır'da demokratik özerklik projesi tartışılmakta projenin detayları şekillendirilmektedir. Demokratik özerklik konusunda bu hükümetin anlaştığına dair çeşitli işaretler vardır. İmralı canisi bu hükümetin ve projesinin destekçisi durumundadır. Bugün " hayır " diyenleri ruh üçüzü diye adlandırma saygısızlığını, terbiyesizliği gösterenler bu anayasa değişikliğinde " evet " diyenlere gözden geçirdiğimizde tablonun çok daha karanlık olduğunu göreceğiz.
MİLLETİN ÇOCUKLARI İŞSİZ GEZERKEN, KENDİ ÇOCUKLARINA " GEMİCİK " ALANLARA " HAYIR "
Bu anayasa değişikliğine kimler " evet " demektedir. Yolsuzluğa, hırsızlığa, yokluğa, işsizliğe, Türkiye'yi batıran AKP'liler, kendileriyle aynı bahçede yetişmiş siyasi yandaşları, bir kısım cemaatler, okyanus ötesi Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Talabani, Barzani ve İmralı canisi " evet " diyenlerin arasındadır. Bunları da kendini satmış bir kısım gerek sağ'da, gerek sol'da geçmişte yer almış olan psikolojisi bozuk insanlar. İşte " evet " diyenler kumpanyası da bunlardan ibarettir.
Türk milleti, Türkiye cumhuriyeti devletinin ilelebet yaşamasını istiyorsa, Türk millet varlığının muhafaza edilmesini istiyorsa, bu anayasa değişikliğine " hayır " demek zorundadır. Biz onun için milletimizi " hayır "da " hayır " var diyerek " hayır " vermeye davet ediyoruz. Biz yine milletimizden sonsuza kadar yaşaması için, milletin çocukları işsiz gezerken, kendi çocuklarına " gemicik " alanlara " hayır " demeye, yolsuzluğa, açlığa Türkiye'yi batıranlara " hayır " demeye netice olarak AKP'nin dayatma anayasası değişikliğine " hayır " demeye davet ediyoruz." diye konuştu.
Ahmet İLTER
Erdoğan bölücülük yapıyor | SİYASET Haberleri
MHP Manisa milletvekilleri Ahmet Orhan, Mustafa Enöz, Erkan Akçay, önemli açıklamalar yapıp iktidara yüklendiler. Açıklamalarda 12 Eylül'de yapılacak referandumun, ülkemizin geleceği için son derece önemli olduğu vurgulandı. Orhan, "İmralı canisi bu hükümetin ve projesinin destekçisi durumundadır" derken, Akçay, " Başbakan Erdoğan bölücüdür, bölücülük yapıyor" diye konuştu. Enöz ise, "Ülkemizin birlik bütünlük noktasında kaygılarımız var" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Manisa Milletvekilleri Ahmet Orhan, Mustafa Enöz, Erkan Akçay, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Saruhanlı İlçe Teşkilat Başkanı Birol Teksin ve bölgedeki Milliyetçi Hareket Parti'li Belediye Başkanları ile Saruhanlının İshakçelebi Beldesinde düzenlenen sabah kahvaltıda bir araya geldiler.
MHP Manisa Milletvekilleri sabah kahvaltısı sonrasında gazetecilere yaptıkları önemli açıklamalarla iktidara yüklendiler. İlk olarak gazetecilere açıklamayı Manisa Milletvekili Mustafa Enöz yaptı. Enöz yaptığı açıklamasında, "12 Eylül tarihinde yapılacak olan referandum, ülkemizin geleceği için son derece önemli. Burada AKP'nin getirdiği anayasal değişiklikler, ülkemizin gerçek manada hiçbir soruna çözüm getirmeyen, işsizliğe, kamu çalışanına, çiftçiye, memura, esnaf ve sanatkarlarımıza hiçbir şekilde iyileştirme sağlamayan, yan toplumun sosyal kesimlerini iyiliğine veyahut ta faydasına yapılabilecek herhangi bir değişikliği içermeyen değişiklikler tam aksine ülkemizin köküne dinamit koyan veya koymaya heveslenenlere çanak tutan bir yapılanmanın getirildiğini Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylüyoruz. Ve bu yüzden de genel merkezimin de katılımıyla büyük çapta bir hayır kampanyası düzenlemiş bulunmaktayız.
ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMANIN GAYRETİ İÇERSİNDEYİZ
Bu konuda gerek 12 ayrı bölgeye dağılmış olan milletvekillerimiz, merkez yönetim kurulu üyelerimiz, başkanlık divanı üyelerimiz ve bunun haricinde genel başkanımızın yapmış olduğu mitinglerle halkımızı aydınlatmanın gayreti içersindeyiz. Bu bakımdan halkımız gerçekten ne yapacağını, tercihini ne yönde kullanacağını mutlak suretle bilmesi lazım, bilgilendirilmesi lazım o bakımdan biz Manisa milletvekilleri olarak kendi üzerimize düşeni yapmanın gayreti içersindeyiz.
ÜLKEMİZİN BİRLİK BÜTÜNLÜK NOKTASINDA KAYGILARIMIZ VAR
Bu anayasa değişikliğiyle Türk yargısı kuşatılmak istenmektedir. Türk yargısı AKP'nin emrine verilmek istenmektedir. Türk yargısı üzerinde birtakım oyunlar oynanıyor ve hukuk maalesef göz ardı ediliyor, ayaklar altına alınıyor. Bu anayasa değişikliliklerine " evet " çıktığı takdirde milletimiz geleceğinden emin olmayacaktır. Her şeyden önce şunun bilinmesinde fayda var, PKK açılımı denilen bu demokratik açılımın alt zeminini de böylelikle oluşturmuş olacaklar.
Buda ülkemizin birliği, bütünlüğü açısından son derece tehlikeli ve zararlı bir gidişattır. Bu bakımdan yine " hayır " diyoruz, birçok sorunu çözmediği için " hayır " diyoruz, ülkemizin birlik bütünlük noktasında kaygılarımız var bu noktada yapmak istediklerini engelleme adına " hayır " diyoruz. Her vatanını sevenin de " hayır " demesini bekliyoruz." dedi.
BU BİR İŞARET FİŞEĞİDİR VE BİR UYARIDIR
Ardından Manisa Milletvekili Erkan Akçay'da yaptığı açıklamasında: "Türkiye bir yol ayrımına getirilmiştir. Evet, çıkması halinde ülkenin başına gelecek badireleri önceden gördüğümüz için " hayır " diyoruz. Ne gelecek? Ben bunu başbakanın sözleriyle izahat getirmek istiyorum. Başbakan ne dedi? " bu anayasa değişikliği bizim açılım politikamızın önemli bir adımıdır "dedi.
Efendim açılım politikası nedir? 19 Ekim 2009 tarihinde Habur sınır kapısında eli kanlı katil teröristlerin askerimizi, polisimizi, masum insanlarımızı katleden PKK'lı teröristlerin içişleri bakanlığı müsteşarı, hakimler, savcılar, valiler, vali yardımcıları, kaymakamlar ve devlet eliyle törenle karşılatılmasıdır. Ve bundan sonra ki yapacakları anayasal düzenlemeler çok daha vahim Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini, bekasını çok büyük tehlikelere, badirelere sürükleyecek düzenlemelerdir. Bu bir işaret fişeğidir ve bir uyarıdır. O nedenle biz buna " hayır " diyoruz.
TAYİP ERDOĞAN BÖLÜCÜDÜR, BÖLÜCÜLÜK YAPIYOR
Ayrıca anayasadan bunlar Türk milleti kavramını çıkartmak istiyorlar. Ülkeyi 36 etnik guruba ayırmak istiyorlar. Bu manada başbakan Tayip Erdoğan bölücüdür. Bölücülük yapıyor. Ve bu bölücülük düşüncesini anayasal ve hukuki düzene taşımak istiyor. Bununda ilk adımını, en önemli adımını, kaldı ki bu konuda daha öncede çeşitli adımlar attılar, bu adımları sayacak olursak, Türkçeden başka dillerde siyasi propaganda yapılmasına imkan tanıyan seçim kanununda değişiklik yaptılar bunlar. İleriki anayasa değişikliliklerinde daha rahat düzenlemeler yapmak için bunları yapıyorlar.
AKP MİLLETVEKİLLERİNİN İMZASI DAHİ SAHTE
O nedenle anayasa mahkemesini ve hakimler, savcılar yüksek kurulunun yapısını değiştirerek bunları ele geçirerek bunları tahakküm edecek şekilde bir düzenlemeyi imkan taşıyan bir anayasa değişikliğidir. Bir önemli nedeni de şuanda başta sayın başbakan olmak üzere bazı AKP'lilerle ilgili mecliste suç dosyaları vardır. Bu suç dosyaları nelerden oluşmaktadır? Bir kalpazanlık, dolandırıcılık, devlet malına zarar verme, görevi kötüye kullanma gibi ağır suçlarla yargılanmaları gerekmektedir.
Ancak dokunulmazlık zırhına büründükleri, saklandıkları için bunların yargılamaları yapılamamaktadır. İşte ileride iktidardan gittiklerinde de yargılanmalarının önüne geçmek ve istedikleri hakim ve savcılarla bir anayasa mahkemesi düzenlemek, anayasa mahkemesi biliyorsunuz yüce divandır aynı zamanda buradan aklanmak istiyorlar. Yani düp he düz o haklarındaki suçlardan kaçıyorlar. En önemli sebeplerinden biriside bu ve bir dayatma anayasası olarak getirilmiştir. Bu Tayip Erdoğan anayasasıdır. Buna AKP anayasası bile denmez çünkü meclise sunarken AKP milletvekillerinin imzası dahi sahte imzalarla sunuldu.
Milletvekilinin haberi yok kendi gıyabında daha önce kullandığı imzalar kullanılarak meclise sunulmuştu. Sonradan imzaları yenilemek durumunda kaldı. Bunun anlamı şudur, AKP'li milletvekillerinin dahi bu anayasadan haberi yok. O yüzden bu bir Tayip Erdoğan anayasasıdır, evet çıkması halinde Tayip Erdoğan bu ülkeye diktatör olmak istemektedir. Onun için biz Tayip Erdoğan'ın diktatörlüğüne de hayır diyoruz ve milletimizin hayır demesini bekliyoruz.
AKP'NİN KURUCU ÜYELERİNDEN BUNUN CEVABINI BEKLİYORUZ
Mutlaka buna da cevap vermek durumundadırlar. Adalet ve Kalkınma Partisi kurulduğunda 2001 Ağustosunda zannedersem kurulmuştu. Kuruluş aşamasında o tarihte Gata'da hasta yatmakta olan 12 Eylül'ün 5 konsey üyesinden birisi yani 12 Eylül darbesini yapan ve 12 Eylül anayasasının müsebbiplerinden biri olan Nurettin Ersin'i, hastanede Abdullah Gül, Tayip Erdoğan, Bülent Arınç ve bu kuruculardan kimler ziyaret etmiştir? Ve o ziyaret sonunda Nurettin Ersin tarafından kendilerine teşvikkar bir şekilde ALLAH yolunuzu açık etsin, başarılar dikliyorum temennisinde bulunulmuşmudur? AKP'lilerin yöneticilerinin, konuyla alakadar olmayan kişilerden değil, bizzat AKP'nin kurucu üyelerinden bunun cevabını bekliyoruz" diye konuştu.
MİLLETİN DİRENCİ KIRILMAK İSTENMEKTEDİR
Son olarak Manisa Milletvekili Ahmet Orhan ise yaptığı açıklamada: "Bu anayasa değişikliğinin neden yapıldığını doğru tespit etmek lazım. AKP anayasa değişikliğini, Amerika Birleşik Devletleri ve Uluslar arası projelerin büyük Ortadoğu projesinin eş başkanı olan başbakan körü körüne takip etmektedir. Bu projeleri hayata geçirebilmek için elinden gelenleri yapmak istemektedir.
Bir taraftan devlet kurumları ele geçirilerek milletin direnci kırılmak istenmektedir. Ordu pasifleştirilerek PKK karşısında etkisizleştirilmek istenmektedir. Son olarak ta açılım dolaysıyla kaybettikleri oyları anayasa tartışmalarıyla telafi etmek istemektedirler. AKP anayasa sorunu gündeme getirirken bu sebeplerle hareket etmiştir. Mevcut anayasa değişikliğini de iki bölüm halinde incelemek mümkündür. Bunlar birinci bölüm demokratik ve sosyal hakların iyileştirilmesi, ikinci bölüm hakim, savcılar yüksek kurulu ve anayasa mahkemesinin üye yapısının değiştirilmesine dair maddelerdir.
Demokratik haklar ve sosyal düzenlemeler anayasamızda mevcut haliyle de geniş olarak ele almaktır. Kadınların korunması, çocukların himaye edilmesi, kimsesizlerin himayesi önünde kanuni hiçbir engel yoktu. Ayrıca bu konuları anayasa değişikliğiyle yapılmasına da ihtiyaç yoktu. Burada gizli emellerini, gizli gündemlerini saklama gayretleriyle demokrasiyi kalkan yapma arzusunun olduğunu görüyoruz.
BUNLARIN 12 EYLÜL'LE HESAPLAŞMAK GİBİ BİR DERTLERİ YOKTUR
12 Eylül'le hesaplaşmaktan bahsetmektedirler bunun bu konuda samimiyetlerinin ölçüsünü en iyi Manisalılar bilmektedir. Bildiğiniz gibi başbakan yardımcısı ağlayan adam Bülent Arınç, Turgutlu da bir okul açılışında Kenan Evren'le beraber kurdele kesmişlerdir. Yine başbakan milli güvenlik kurulu konseyi üyesiyle beraber nikah şahitliği yapmıştır.
Kenan Evren cumhurbaşkanlığı köşkünde ağırlanmıştır. Bunların 12 Eylül'le hesaplaşmak gibi bir dertleri yoktur, bunların hayatta olmalarının yegane sebebi bugün siyaset yapmalarının yegane sebebi 12 Eylüldür. Yaptıkları uygulamayla da 12 Eylül'den hesap sorulmasını imkansız hale getirilmek istemektedirler. 2 Ekim 2007 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisinin geçici 15. maddeyle ilgili korumaya alınan 12 Eylül sorumlularından hesap sorulmasına dair önergesi halen meclistedir.
TESCİLİ ANLAMINA GELMEKTEDİR
Yine anayasa değişikliklerinin ele alındığı dönemde 2 sefer Milliyetçi Hareket Partisi bunların 12 Eylül yönetiminde görev yapmış olanlara kanuni güvence kazanmamaları için önergeler vermiştir. AKP'liler oylarıyla bunu ret etmişler. 12 Eylül yönetimini sonsuza kadar yargılanamaz hale getirmişlerdir. Bu anayasa değişikliği referandumunda verilecek her " evet " oyu, 12 Eylül'e sebep olanlar, 12 Eylül'ü yapanların hesap sorulamayacağının tescili anlamına gelmektedir.
İMRALI CANİSİ BU HÜKÜMETİN VE PROJESİNİN DESTEKÇİSİ DURUMUNDADIR
Ayrıca bunların çok açık gizli bir gündemleri vardır. O gündem de bugünlerde Türkiye'de Türkiye'nin gündeminde yer almaktadır. 2 günden bu tarafa Diyarbakır'da demokratik özerklik projesi tartışılmakta projenin detayları şekillendirilmektedir. Demokratik özerklik konusunda bu hükümetin anlaştığına dair çeşitli işaretler vardır. İmralı canisi bu hükümetin ve projesinin destekçisi durumundadır. Bugün " hayır " diyenleri ruh üçüzü diye adlandırma saygısızlığını, terbiyesizliği gösterenler bu anayasa değişikliğinde " evet " diyenlere gözden geçirdiğimizde tablonun çok daha karanlık olduğunu göreceğiz.
MİLLETİN ÇOCUKLARI İŞSİZ GEZERKEN, KENDİ ÇOCUKLARINA " GEMİCİK " ALANLARA " HAYIR "
Bu anayasa değişikliğine kimler " evet " demektedir. Yolsuzluğa, hırsızlığa, yokluğa, işsizliğe, Türkiye'yi batıran AKP'liler, kendileriyle aynı bahçede yetişmiş siyasi yandaşları, bir kısım cemaatler, okyanus ötesi Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Talabani, Barzani ve İmralı canisi " evet " diyenlerin arasındadır. Bunları da kendini satmış bir kısım gerek sağ'da, gerek sol'da geçmişte yer almış olan psikolojisi bozuk insanlar. İşte " evet " diyenler kumpanyası da bunlardan ibarettir.
Türk milleti, Türkiye cumhuriyeti devletinin ilelebet yaşamasını istiyorsa, Türk millet varlığının muhafaza edilmesini istiyorsa, bu anayasa değişikliğine " hayır " demek zorundadır. Biz onun için milletimizi " hayır "da " hayır " var diyerek " hayır " vermeye davet ediyoruz. Biz yine milletimizden sonsuza kadar yaşaması için, milletin çocukları işsiz gezerken, kendi çocuklarına " gemicik " alanlara " hayır " demeye, yolsuzluğa, açlığa Türkiye'yi batıranlara " hayır " demeye netice olarak AKP'nin dayatma anayasası değişikliğine " hayır " demeye davet ediyoruz." diye konuştu.
Ahmet İLTER
Erdoğan bölücülük yapıyor | SİYASET Haberleri