Bilgi: Epiphanny Prince
ABD’nin en büyük şehirlerinden New York’ta 11 Ocak 1988 günü doğan Epiphanny Prince, lise kariyerini Murry Bergtraum High School’da geçirdi. Genç oyuncunun kariyeri adına en özel gelişmelerden biri de henüz lise yıllarında yaşandı. Murry Bergtraum Lady Blazers ile Brandeis Brancos karşısında 113 sayı üreten Prince, takımını galibiyete (137-32) taşımaktan daha fazlasını yapacaktı. Maç boyunca sadece bir serbest atış kullanan geleceğin WNBA oyuncusu, 54/60 şut isabetiyle ABD’nin gündemine oturuyordu.
“İlk çeyrekte 29 sayı atmışken bu konu hakkında pek fazla düşünmemiştim” diyordu Epiphanny Prince. “Devrede 58 sayıya ulaştıktan, özellikle de üçüncü çeyrekte 80’lere çıktıktan sonra, bu işi bitirmeye karar verdim. Asla kaçırmayacakmışım gibi geliyordu.” ESPN’in “Şuna bak, Kobe. New Yorklu Kız, Bir Lise Maçında 113 Sayı Attı” başlığıyla verdiği habere, “Bu inanılmaz bir şey” yorumunu yapan LeBron James, ekliyordu: “O’nun kim olduğunu bilmiyorum. Ama sanırım kendisini yakın zamanda WNBA’de, hatta kim bilir, belki de NBA’de izleyeceği.” Aynı sezon içinde bir önceki bireysel rekoru 51 sayı olan Prince, WNBA efsanelerinden Cheryl Miller’a ait 105 sayılık lise rekorunu da tarihe gömecekti. Miller, 1982’de Riverside Poly 105 sayı atarak unutulmaz arasına giriyordu.
Epiphanny Prince, lise kariyerini ülkenin en başarılı oyuncularından biri olarak bitirdikten sonra NCAA’de Rutgers Scarlet Knights forması giymeye başladı. Evinden uzak kalmayan Prince, New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nde ceza hukuku eğitimi alacaktı. Jersey’deki ilk senesinde 36 maça çıkan genç oyuncu, Big East Konferansı’nda şampiyonluk olarak NCAA Turnuvası’na katılan takımı adına maç başına ortalama 12,2 sayı üretti. Rutgers, Prince ile ikinci sezonunda NCAA Turnuvası’nda Elit Eight aşamasına kadar geldi. Ancak ülkenin en iyi takımı Connecticut Huskies tarafından safdışı bırakıldı. Epiphanny Prince, NCAA kariyerindeki üçüncü sezonda ise büyük aşama kaydetti. Maç başına ortalama 19,5 sayı, 2,8 asist ve 2,6 top çalmayla oynadı. Rutgers, Sweet Sixteen’de Purdue’ye elendi.
Epiphanny Prince, kolejdeki dördüncü senesini okumadan sürpriz bir karar alarak Avrupa tecrübesi yaşamak istediğini açıkladı. Rutgers Üniversitesi’ndeki eğitimini yarıda bırakan ABD’li oyuncu, 2009-10 sezonunda ülkemizin takımlarından Botaş forması giyecekti. Kolejdeki dördüncü senesini okumadan Avrupa’ya transfer olan ilk isimdi Prince. “Bunu yapan ilk insan olduğum için herhangi bir endişe duymuyorum” diyordu genç oyuncu. “Ailem için, benim için en doğru karar bu.” Prince, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’ndeki 12 maçlık kariyerini ise ortalama 19,1 sayıyla noktalıyordu.
Epiphanny’nin hızlı basketbol yaşantısındaki yeni durağı ise WNBA olacaktı. Galatasaray Medical Park’ta beraber oynayacağı çocukluk arkadaşı Tina Charles’ın bir numarada Connecticut Sun tarafından seçildiği 2010 WNBA Draftı’nda dört numaradan Chicago Sky’a giden Prince, burada da Galatasaray Medical Park’ın bir diğer büyük yıldızı Sylvia Fowles ile takım arkadaşı oluyordu. WNBA’deki ilk sezonunda ise maç başına 9,8 sayı, 2 ribaund ve 2,7 asist ortalamaları yakalayan yıldız oyuncu, 2010-11 sezonunu Rusya’nın dev takımlarından Sparta&K Moskova’da geçirecekti. Vidnoje temsilcisiyle Kadınlar Avrupa Ligi’nde finale yükselen Prince, Rus vatandaşı olarak Epifaniya Prints adını almıştı.
Sparta&K Moskova’da Avrupa vatandaşı olarak forma giyen Prince, Galatasaray Medical Park ile oynanan iki grup maçında takımına ortalama 18 sayı, 3,5 ribaund ve 1,5 asistlik katkıda bulundu. Yıldız oyuncu, çeyrek finaldeki Fenerbahçe serisinde ise İstanbul’da 19 sayı ve 4 asist üretti. Rusya’da da 19 dakikada 22 sayı, 4 asist ve 2 top çalmayla takımını Final Four’a taşıyan isimlerin başında geldi. Prince, Rusya kariyerinin ilk kısmında point-guard özellikleriyle fark yarattı. Spart&K Moskova’nın sezon içinde Sue Bird ile yeniden buluşmasının ardından iki numaralı pozisyona kayan oyuncu, hem bir hem iki numaralı pozisyonda Avrupa’nın en iyilerinden oldu. Prince, arka alandan sağladığı skor gücü ve saha görüşü sayesinde formasını giydiği takımlar için ciddi bir faktör hâline dönüşebiliyor.
