Enerji Kavşağında Paylaşılamayan Ülke: Türkiye

COLOR="Blue"]Enerji kavşağında paylaşılamayan ülke: Türkiye[/COLOR]

FARUK AKKAN MOSKOVA
Sayı: 766/ Tarih : 10-08-20098





Putin’in Ankara’da gündemi enerjiydi. Enerji kavşağının paylaşılamayan ülkesi Türkiye, Rusya’nın Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projesine destek vermesi karşılığında Güney Akım’a yeşil ışık yaktı.

Avrupa ülkelerinin Rus doğalgazına bağımlılığını azaltacak Nabucco projesine imza konulmasının hemen ardından, Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Ankara’ya tarihî bir ziyaret gerçekleştirdi. Sovyetler’in dağılmasının ardından Rusya’nın yeniden ayakları üzerine doğrulmasını sağlayan lider olarak tanımlanan Putin, 2004’te beş asırdan sonra bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’ye gelmişti. Putin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2004’ten bu yana dokuz kez görüştü. İki ülke ekonomik, ticari, kültürel ve bölgesel politikalarda önemli gelişmeler sağladı. Rus-Osmanlı harpleri, iki ayrı kutupta yer aldığımız soğuk savaş dönemleri artık gerilerde kaldı. İki başbakan, geçtiğimiz perşembe günü tüm dünya kamuoyu önünde 20 anlaşma imzaladı. Enerjiden ticarete, gümrükten bilime, teknolojiden uzaya kadar birçok alanda imzalanan anlaşmalar Ankara’nın kuzey komşusuna verdiği güvenin ürünü.

Önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şubat ayında Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in davetlisi olarak Moskova’ya geldi. İlk kez bir Türk cumhurbaşkanı burada devlet töreni ile karşılandı. İki ülke devlet başkanları, ilişkilerin derinleşmesini ve gelişmesini öngören ‘Ortak Deklerasyon’ imzaladı. Putin, Gül’le görüşmesinde ‘stratejik ortak’ ifadesini kullandı. Sonrasında Başbakan Erdoğan, TBMM eski Başkanı Köksal Toptan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya’ya ayrı ayrı ziyaretler gerçekleştirdi. Rusya Başbakan Yardımcısı İgor Seçin ve Enerji Bakanı Sergey Şımatko da Ankara’nın konuğu oldu. Putin’in ardından Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in de ziyareti bekleniyor. Altı aydır, başkentler arasında mekik dokunuyor.

RUSYA VE TÜRKİYE BİRBİRİNE MECBUR

Türkiye’nin diğer komşuları ile ilişkilerine feda etmediği Rusya-Türkiye ilişkileri, bölgesel ortaklığın oluşumunda tarihî bir sürece girmiş bulunuyor. Geçen yıl gerçekleşen Kafkas Savaşı’nda, NATO gemilerinin Karadeniz’e girişinde Ankara’nın Montro’yü uygulaması Moskova’nın not ettiği bir konu. Türkiye’nin ‘bağımsız’ ve ‘sıfır problemli’ dış politika anlayışını Rusya dikkatle izliyor. ABD’nin Irak operasyonunda Ankara’nın kuzeyden girişe izin vermemesi, Kremlin koridorlarında yankılanmaya devam ediyor. Rusya, Karadeniz ve Kafkaslar’da uyum içinde çalıştığı Türkiye’nin artan öneminin farkında. Eski Sovyet ülkeleriyle ilişkilerde eski blok anlayışı yerine karşılıklı menfaatin öne çıkmaya başlaması da Moskova’yı Türkiye’ye yakınlaştıran önemli bir etken. Ekonomik krizden çıkmak için üretmekten başka çare olmadığını iki ülke yönetimleri de iyi biliyor.

Tüm bu arka planla Ankara’ya gelen Putin’in ana gündemi enerjiydi. Türkiye, Rusya’nın Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projesine destek vermesi karşılığında Güney Akım’a yeşil ışık yaktı. İmzalanan protokol çerçevesinde Rusya transit ülkeleri aşarak doğrudan Avrupa’ya ulaşım sağlayacak hatla ilgili Türk karasularında sismik çalışmalara başlıyor. Yıllık 63 milyar metreküp doğalgazın sevk edileceği hatla ilgili Türkiye’nin endişesi bulunmuyor. Ankara, Balkanlar’ın ve Avrupa’nın artan enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için hem Nabucco hem de Güney Akım’ın verimli bir şekilde kullanılabileceğini düşünüyor. Rusya Başbakanı, Ankara temaslarında ilk kez iki projenin birbirinin rakibi olmadığını söyledi. Türkiye’yi boydan boya geçecek Nabucco’nun yanı sıra şimdi, Karadeniz karasularımızdan Güney Akım, kuzeyden güneye ‘Samsun-Ceyhan’ petrol boru hattı, ve genişletilerek Akdeniz’e indirilecek Mavi Akım-1’in yanına ikinci Mavi Akım inşa edilecek. Türkiye 5-10 yıl içinde tam bir enerji kavşağına dönüşecek. Yüz binlerce insan bu projelerde istihdam imkânı bulurken, Türkiye’ye onlarca milyar dolar yatırım gelecek.

50 YILLIK HAYAL GERÇEK OLUYOR

Türkiye’nin 50 yıldır hayalini kurduğu nükleer santralde de sona yaklaşılıyor. İki ülke arasında nükleer enerji alanında ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla, ‘nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımı için işbirliği’ ve ‘nükleer kazaların erken bildirimine ve nükleer tesislere dair bilgi değişimi’ başlıklı iki ayrı anlaşma imzalandı. Hatırlanacağı gibi, Mersin-Akkuyu nükleer santral ihalesine tek teklif Rus Atomstroyexport ile Türk Park-Teknik ortak girişim grubundan gelmişti. Fiyat konusundaki görüş ayrılığı bir kez daha Ankara’da masaya yatırıldı. Sürdürülen çalışmalar, Putin’in Erdoğan için ‘sıkı pazarlıkçı’ esprisi yapmasına neden oldu. Moskova’nın fiyatı, Türk hükûmetinin de projeye yüzde 25 oranında katılması karşılığında 13,95 sente düşürebileceği konuşuluyor.

Rus tarafının diğer teklifi ise projenin inşaat ve montajının Ankara’nın vereceği kredi ile Türk şirketlerine yaptırılması karşılığında fiyatın 12,35 sente düşürülmesi. Ankara nükleer santralde elektrik üretiminin KWH başına en fazla 7 sent olduğunu belirterek Rusya’nın fiyat indirmesini bekliyor. Nitekim Putin, önerilen fiyatların neredeyse hidroelektrik rakamlarına yakın olduğunu, inşaat ile ilgili rakamların da dünya fiyatlarının yarısı olduğunu savundu. Ancak talepler konusunda rakamları bir kez daha değerlendireceklerini ifade etti.

Başbakan Putin’in yardımcısı İgor Seçin, ulaşılan işbirliğinde Rusya tarafının mimarı. Rusya Türkiye Hükûmetler Arası Karma Ekonomik Komisyonu’nun (KEK) Rusya eş başkanlığına Seçin’in getirilmesinin ardından ikili ilişkilerde yoğun bir trafik başladı. Seçin, 1999’dan bu yana Putin’in kadrosunda yer alıyor. Rusya’nın dev petrol şirketi Rosneft’in de başkanlığını yapan Seçin, ünlü Rus oligark Hodorkovski’yi bitiren adam olarak da biliniyor.

KEK Türkiye eş başkanlığına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın getirilmesi ile birlikte beklemede olan projeler masaya kondu. Geçen ay Yıldız’ın Moskova’ya gerçekleştirdiği ziyarette bir düzineyi aşan projenin müzakere edildiği ifade edilmişti. Seçin ve Yıldız’ın başkanlığında Rusya Başbakanlığı ‘Beyaz Ev’de gerçekleşen ve dört saati aşkın görüşmeler, yoğun bir bekleyişi beraberinde getirmişti. Konular müzakere ediliyor, projeler masaya yatırılıyor ve ilk kez ikili ilişkilerde bu denli bir yoğunluk yaşanıyordu. Seçin, olgunlaşan projeleri, Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirerek Erdoğan’la bir kez daha müzakere etti.

ERMENİSTAN, İLİŞKİLERDEN RAHATSIZ

Seçin’in Türkiye’yi ‘Güney Akım’a davet etmesi, hem de Nabucco’nun imza sürecinin hemen öncesinde bu teklifi yapması, şaşkınlıkla karşılandı. Yıldız da davetin olumlu karşılandığını, Türkiye’nin çıkarına olan her türlü projede yer alabileceklerini kaydetmişti. Seçin ve Yıldız’ın yoğun çalışmaları meyvesini verdi. Şimdi iki ülke imzalanan anlaşmalar çerçevesinde dört yıl sonrası için 100 milyar doları hedefliyor. 2000’den 2008’e sekiz kat artan toplam ticaret hacmi 38 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın, küresel ekonomik kriz nedeni ile 2009 sonunda kırılma yaşasa da, çözülen gümrük sorununun ardından dikey olarak yükselmesi kaçınılmaz.

Türkiye ile Rusya arasında gelişen diyalog, Türkiye’nin ilişkilerde normalleşme sürecine girmek istediği Ermenistan’ı endişelendiriyor. Aslında, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Türkiye’ye maç izlemeye gelmek için sınırın açılmasını şart koşmasını iyi okumak gerekiyor. Azerbaycan-Moskova yakınlaşmasının sonunda, Yukarı Karabağ sorununun Ermenistan aleyhine çözülmesinden endişe eden Ermenistan, şimdi Ankara-Moskova ittifakından da rahatsız. Ermenistan Atlantik Birliği Başkanı Tevan Pogosyan, bu rahatsızlığı açıkça ifade etti: “Rusya ve Türkiye’nin ortak çıkarları oluştuğu zaman, Erivan kaybediyor.”

Novosti-Armenii ajansına konuşan Pogosyan, Moskova’nın Ermenistan siyasetini eleştirerek şöyle dedi: “Artık Ermenistan’ın şunu anlaması lazım: Sürekli dost yoktur, sürekli çıkar vardır... Ne zaman ki Rusya ve Türkiye arasında ortak çıkarlar oluşuyor, Ermenistan kaybediyor. Çok dikkatli olmamız gerekiyor.”


Kaynak
 

HTML

Üst