imza
New member
- Katılım
- 9 Ara 2006
- Mesajlar
- 254
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
1993'te PKK’ya affın gündeme geldiği MGK toplantısının ardından Bingöl'de 33 Mehmetçik şehit düştü. Olay yerine ilk giden dönemin subayı, şimdinin Ergenekon sanığı Karadağ oldu...
Silahsız 33 erin 1993 yılında, Bingöl'de Şemdin Sakık liderliğindeki yolu kesen PKK'lılarca şehit edilmesi tüm Türkiye'yi acıya boğdu. Silahsız ve savunmasız bir şekilde yola çıkarılan 33 er adeta ölüme gönderilmişti. PKK'nın ateşkes ilan ettiği ve genel afla terörün bitirilmek üzere olduğu bir anda yaşanan bu olayın acısı yüreklerdeki tazeliğini korurken, Ergenekon operasyonuyla birlikte geçmişteki karanlık ilişkiler ağı bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Ergenekon Savcılarının Ergenekon tutuklusu emekli askerlerin ne zaman, nerede ve hangi görevlerini sorduğu Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen cevap, emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın 33 erin şehit edildiği 24 Mayıs 1993'te, Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma (İKK) Şube Müdürlüğü'nde görevli olduğu belirtildi.
Ergenekon-PKK ilişkisi
Ayrıca olayı araştıran dönemin Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcısı Hakim Binbaşı İnayet Taş'ın tespitleriyle "ölüme gönderilen" 33 erin şehit edilmesi olayının gerçekleştiği noktaya ilk ulaşan subayın da Mehmet Fikri Karadağ olduğu belirtiliyor. 1993 yılında PKK'nın ateşkes ilan ettiği ve genel afla terörün bitirilmek üzere olduğu bir anda meydana gelen Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi olayı, Ergenekon-PKK ilişkisindeki en önemli kanıt olarak gösteriliyor. Yazar Ümit Fırat, 33 erin şehit edilmesi olayını, çözüm istemeyen derin devletin PKK'ya istihbarat vererek yaptırdığını söylemişti.
Öcalan’la pazarlık yapılıyordu
Taraf gazetesine verdiği mülakatta Fırat, şu görüşleri dile getirmişti: “Bir barış ortamı doğabilecekti. Öcalan’la pazarlıklar yapılıyordu. Ama olmadı. Aynı gün Bingöl’de 33 er kurşuna dizildi. Çünkü PKK’lı bir time bir takım istihbaratlar verildi. Dezenformasyon yapıldı. Gittiler, o askerleri öldürdüler ve o günden sonra bir daha öyle bir af projesi bakanlar kurulunun gündemine gelmedi.”
ESKORTSUZ YOLA ÇIKTILAR
Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcısı Hakim Binbaşı İnayet Taş'ın, 33 erin şehit edilmesiyle ilgili hazırladığı iddianamede ihmaller zincirinin Malatya'da başladığı vurgulanıyordu. Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'nın Bingöl ve Elazığ İl Jandarma komutanlıklarına gönderdiği, "8 Eylül 1992 gün ve PER: 71/30- 15-92/1183" sayılı mesajında her türlü güvenlik önleminin alınarak askerlerin sevkinin istenmesine rağmen, o gün, Malatya İl Jandarma Komutanlığı'ndan toplam 582 jandarma eri Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'na konvoy meydana getirilmeden, eskort nezaretinde olmaksızın ve araçların içine silahlı askerler bindirilmeksizin sevk edildi.
Savcı Taş, iddianamede 33 erin şehit edildiği PKK eylemi için "Böyle bir olayın yaşanacağını herkes biliyor" tespitini yapmıştı. PKK'nın Elazığ-Bingöl karayolunu keseceğine dair olaydan 4 gün önce gönderilen birinci dereceden teyitli istihbarat raporu sonradan ortaya çıkmıştı. Bingöl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi, 93/123 sayılı istihbaratı İl Jandarma Komutanlığı'na, bildirilmişti. Savcı Taş'ın hazırladığı iddianame sorumluları cezalandırmaya yetmedi. Birkaç yıl süren mahkeme sürecinde yargılanan askeri yetkililer tek tek beraat etti.
Yeminle tanındı
Türkiye Albay Fikri Karadağ'ı Mersin'de yaptırdığı 'ölme-öldürme' yeminiyle tanıdı. Danıştay saldırısıyla tanınan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneği (VKGB)'nden ayrılan Karadağ, ardından Kuvayı Milliye Derneğini kurdu. Dernek üyelerine silah ve Kur'an üzerine yaptırdığı 'ölme-öldürme' yemininin görüntüleri tüm Türkiye'yi şoke etti. Çocukların da hazır bulunduğu törende derneğin yeni üyelerine insanı dehşete düşüren şu konuşmaları yaptı: "Sevgili arkadaşlar! Bu uğurda ölmek var; öldürülmek var!.. Öldürmek var! Bu işe girdiğine bin kere pişman olup 'nereden bu işe başladım' demek var!"
Dayak tehdidi
Hain saldırıdan kurtulan er Erdal Özdemir, o günü şöyle anlattı: 24 Mayıs günü Malatya'ya indim. Sabahtı. Garajda inzabatlar benim gibi oraya gelen erleri alıp Malatya İl Jandarma Alayı'na götürdü. Hemen yola çıkacağımız söylendi, geceyi orada geçirmek isteyenler olunca, 'sabaha kadar dayak yersiniz, herkes şimdi gidecek' talimatı verildi. Kiralanan midibüslere bindik. Koruma olarak hiçbir eskortun olmadığını kısa sürede anladık. Yani ne araba dışında güvenlik vardı ne araba içinde silahlı bir asker."
http://www.turktime.com/default.asp?page=haber&id=42001