19 Mayıs 1919'da Samsun'da Başlayan Ulusal Kurtuluş Savaş'ı yolculuğu, 9 Eylül 1922'de İzmir'de sona erdi.
Bu gün İzmir'in Kurtuluş Günü; Emperyalizmin Anadolu topraklarından sürüldüğü, denize döküldüğü gün. Mustafa Kemal 'in önderliğindeki ulusal özgürlük ve kurtuluş savaşının kazanıldığı o büyük utkunun adıdır. 9 EYLÜL...
1 Eylül 1922, Mustafa Kemal , tarihi emrini verdi: ”Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri!..”
Bağımsızlık ateşi ile yanan Türk Birlikleri bir an önce İzmir,e girmek için yıldırım gibi ileri atıldılar. Yunan ordusu silahını, cephanesini ve malzemesini terk ederek kaçıyor, kaçarken de her yeri yakıp yıkıyordu. Binlerce ölü veren Yunanlıların toparlanmaları olanaksızdı. Tek hedefleri İzmir'e ulaşarak gemilerle kaçmaktı.
Türk birlikleri 1 Eylül'de Uşak ve Kütahya'ya, ertesi günü de Eskişehir'e girdiler.Batı Anadolu kentleri birbiri ardına geri alınıyordu. 4 Eylül'de Alaşehir, Buldan, Kula, Söğüt, 5 Eylül'de Bilecik, Bozöyük, Simav, Demirci, Ödemiş, Salihli; 6 Eylül'de Akhisar, Balıkesir,; 7 Eylül'de Aydın, 8 Eylül'de Kemalpaşa ve Manisa'ya Türk ordusu giriyordu.
Türk ordusunun üstün başarısı karşısında Yunanistan 2 Eylül'de İngiltere'ye başvurarak, Yunan ordusunun Küçük Asya'yı boşaltması için ateşkes sağlanmasını istedi. Lloyd George ve Lord Curzon ise Türklerin İzmir yakınlarında durdurulabilmeleri halinde daha iyi bir barış sağlanabileceği önerisinde bulundular.
Türk ordusu, İzmir önlerindeydi artık. ''3 yıl, 3 ay, 25 gün'' süren savaş sona eriyordu. İzmir'de ulusal isyanın ilk kurşununu sıkarak işgalci Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını Karataş'ta yere indiren gazeteci Hasan Tahsin 'in başlattığı mücadele, yine aynı kentte noktalanıyordu.
9 Eylül 1922, saat 11.00; Türk Süvarisi İzmir'e girmiş ve Konak'ı zaptetmiştir. Teğmen Ali Rıza ve bir erle hükümet konağının merdivenlerini yıldırım hızıyla adımlayan Yüzbaşı Şerafettin Bey , ikinci kattaki balkonda duran Yunan Bayrağı'nı indiriyor, yerine Türk Bayrağı'nı çekiyordu. Halk coşku içinde özgürlük türküleri söylüyor, ulusal kahramanını, Mustafa Kemal Atatürk 'ünü bekliyordu artık.
Mustafa Kemal şehre giriyor...
Atatürk, 10 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. Yer yer çatışmalar sürmekteydi. 3 bin kişilik Yunan kuvveti esir alınmıştı.
İzmir kurtarılmış, Ulusal Kurtuluş Savaşı ''büyük utku'' 'yla noktalanmıştı. Türk ordusu 4-5 ayda parçalanamaz denen Yunan cephesini birkaç günde yerle bir etti. 15 günde 600 kilometre yol aldı ve 150 bin kişilik düşman ordusunu yok etti.
Atatürk'ün 1 Eylül'de Dumlupınar'da verdiği ''Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri'' emri 9 Eylül 1922'de İzmir'de noktalanırken yalnızca Türkiye için değil dünyanın bütün ezilen ulusları için yeni bir çığır açılıyordu.
Hindistan lideri Mahatma Gandi, Kurtuluş Savaşı'nı ''Mustafa Kemallerin zaferi dünya için bir hürriyet ve istiklal çağının sancağıdır'' diyerek selamlarken, Pakistan lideri Cinnah emperyalistlere şöyle sesleniyordu: ''Bütün dünyaya sesleniyorum. Ne biz, ne de her kıtada yaşamakta olan esir ve mazlum milletleri bundan sonra tutamayacaksınız.''
Ve 9 Eylül 2008
Bugün içinde yaşadığımız sorunların tarihsel gelişimini izlediğimizde karşımıza Osmanlı kalıntısı Cumhuriyet karşıtları, 1950 DP iktidarı ve uzantıları tarafından ABD ile yapılan ikili anlaşmalar, ABD , AB ve İMF dayatmaları çıkmaktadır.
Bu dayatmalar sonunda Cumhuriyet'in kazanımları birer birer yok edilmekte, iş başındaki iktidar şeriat özlemcilerine ve ülkemizin tümlüğünü, bütünlüğünü bozmak isteyenlere hoşgörü ile bakmaktadır. Ve bugün ülkenin rejmi, Mustafa Kemal'i tartışır hale sokmuştur.
Birileri kalkıp nerdeyse kendisini halife ilan edecek hale gelmiştir.
Saygılarımla.
Lider Türk
Bu gün İzmir'in Kurtuluş Günü; Emperyalizmin Anadolu topraklarından sürüldüğü, denize döküldüğü gün. Mustafa Kemal 'in önderliğindeki ulusal özgürlük ve kurtuluş savaşının kazanıldığı o büyük utkunun adıdır. 9 EYLÜL...
1 Eylül 1922, Mustafa Kemal , tarihi emrini verdi: ”Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri!..”
Bağımsızlık ateşi ile yanan Türk Birlikleri bir an önce İzmir,e girmek için yıldırım gibi ileri atıldılar. Yunan ordusu silahını, cephanesini ve malzemesini terk ederek kaçıyor, kaçarken de her yeri yakıp yıkıyordu. Binlerce ölü veren Yunanlıların toparlanmaları olanaksızdı. Tek hedefleri İzmir'e ulaşarak gemilerle kaçmaktı.
Türk birlikleri 1 Eylül'de Uşak ve Kütahya'ya, ertesi günü de Eskişehir'e girdiler.Batı Anadolu kentleri birbiri ardına geri alınıyordu. 4 Eylül'de Alaşehir, Buldan, Kula, Söğüt, 5 Eylül'de Bilecik, Bozöyük, Simav, Demirci, Ödemiş, Salihli; 6 Eylül'de Akhisar, Balıkesir,; 7 Eylül'de Aydın, 8 Eylül'de Kemalpaşa ve Manisa'ya Türk ordusu giriyordu.
Türk ordusunun üstün başarısı karşısında Yunanistan 2 Eylül'de İngiltere'ye başvurarak, Yunan ordusunun Küçük Asya'yı boşaltması için ateşkes sağlanmasını istedi. Lloyd George ve Lord Curzon ise Türklerin İzmir yakınlarında durdurulabilmeleri halinde daha iyi bir barış sağlanabileceği önerisinde bulundular.
Türk ordusu, İzmir önlerindeydi artık. ''3 yıl, 3 ay, 25 gün'' süren savaş sona eriyordu. İzmir'de ulusal isyanın ilk kurşununu sıkarak işgalci Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını Karataş'ta yere indiren gazeteci Hasan Tahsin 'in başlattığı mücadele, yine aynı kentte noktalanıyordu.
9 Eylül 1922, saat 11.00; Türk Süvarisi İzmir'e girmiş ve Konak'ı zaptetmiştir. Teğmen Ali Rıza ve bir erle hükümet konağının merdivenlerini yıldırım hızıyla adımlayan Yüzbaşı Şerafettin Bey , ikinci kattaki balkonda duran Yunan Bayrağı'nı indiriyor, yerine Türk Bayrağı'nı çekiyordu. Halk coşku içinde özgürlük türküleri söylüyor, ulusal kahramanını, Mustafa Kemal Atatürk 'ünü bekliyordu artık.
Mustafa Kemal şehre giriyor...
Atatürk, 10 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. Yer yer çatışmalar sürmekteydi. 3 bin kişilik Yunan kuvveti esir alınmıştı.
İzmir kurtarılmış, Ulusal Kurtuluş Savaşı ''büyük utku'' 'yla noktalanmıştı. Türk ordusu 4-5 ayda parçalanamaz denen Yunan cephesini birkaç günde yerle bir etti. 15 günde 600 kilometre yol aldı ve 150 bin kişilik düşman ordusunu yok etti.
Atatürk'ün 1 Eylül'de Dumlupınar'da verdiği ''Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri'' emri 9 Eylül 1922'de İzmir'de noktalanırken yalnızca Türkiye için değil dünyanın bütün ezilen ulusları için yeni bir çığır açılıyordu.
Hindistan lideri Mahatma Gandi, Kurtuluş Savaşı'nı ''Mustafa Kemallerin zaferi dünya için bir hürriyet ve istiklal çağının sancağıdır'' diyerek selamlarken, Pakistan lideri Cinnah emperyalistlere şöyle sesleniyordu: ''Bütün dünyaya sesleniyorum. Ne biz, ne de her kıtada yaşamakta olan esir ve mazlum milletleri bundan sonra tutamayacaksınız.''
Ve 9 Eylül 2008
Bugün içinde yaşadığımız sorunların tarihsel gelişimini izlediğimizde karşımıza Osmanlı kalıntısı Cumhuriyet karşıtları, 1950 DP iktidarı ve uzantıları tarafından ABD ile yapılan ikili anlaşmalar, ABD , AB ve İMF dayatmaları çıkmaktadır.
Bu dayatmalar sonunda Cumhuriyet'in kazanımları birer birer yok edilmekte, iş başındaki iktidar şeriat özlemcilerine ve ülkemizin tümlüğünü, bütünlüğünü bozmak isteyenlere hoşgörü ile bakmaktadır. Ve bugün ülkenin rejmi, Mustafa Kemal'i tartışır hale sokmuştur.
Birileri kalkıp nerdeyse kendisini halife ilan edecek hale gelmiştir.
Saygılarımla.
Lider Türk