Emir bekliyorum(Büyükanıt'ın basın brifingi)

sedapinar

New member
Basına brifing veren Orgeneral Büyükanıt: Sınır ötesi harekat için ihtiyaç listemizi verdik. Şimdi hükümetten direktif bekliyoruz

Büyükanıt DTP ile ilgili soruları “Yaptıkları kabul edilemez. Toplumda oluşabilecek kutuplaşmada sorumlukları var” diye yanıtladı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, dün Genelkurmay’a akredite gazetelerin Ankara Temsilcileri ile düzenlediği sohbet toplantısında terörle mücadele ve sınırötesi operasyon konusundaki görüşlerini açıkladı.

Orgeneral Büyükanıt, sınırötesi operasyon için hükümetten gelecek direktifi beklediklerini belirterek, “Direktif bize geldikten sonra kısa süreli bir son hazırlıktan sonra operasyonu yapabiliriz” dedi.

Orgeneral Büyükanıt’ın değerlendirmeleri şöyle:

DİREKTİF BEKLİYORUZ: Tezkere ile ilgili TBMM kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı tarih 19 Ekim. 24 Ekim’de Başbakanlıkça Genelkurmay’a yapılacak olası harekatla ilgili tekliflerimizin ne olacağı resmen soruldu. Biz de Genelkurmay Başkanlığı olarak 1 Kasım’da görüşlerimizi Başbakanlığa ilettik. Başbakanlık ve Dışişleri bu teklifler üzerinde çalışıyor. Bu bir hükümet direktifine dönüşecek ve bize gelecek. Zaten biz asker olarak her türlü olasılığa karşı önceden planlama yaparız. Direktif verildikten sonra kısa süreli son bir hazırlığa müteakip operasyonu yapabiliriz. Geldiğimiz nokta bu. Hükümet arzu ederse bize direktifi verecek. Kurallar çerçevesinde onu kullanacağız. Yapıldığı takdirde konjonktür müsaitse başarılı olabilir sınır ötesi harekat diye düşünüyoruz.

TURŞU KURMAYACAĞIZ: Beyaz Saray’daki görüşme sonrasında ABD Başkanı’nın konuşması tamamen istihbarat üzerine kurulmuş. Tabii istihbarat önemli. İstihbaratı ne için istersiniz? Gider bu noktayı tahrip edersiniz. Eğer operasyon yapmayacaksak istihbaratı ne yapacağız? Afedersiniz yani turşu kurmayacağız alalım dolaba koyalım.

KIRMIZI TELEFON: Genelkurmay 2. başkanları ve Irak’taki koalisyon güçleri komutanı ile üçlü bir sistem kuruldu. 2. Başkanımız da söyledi, buna kırmızı telefon da diyebilirsiniz. Yani olası bir sınır harekatının gerek hazırlığı gerek icraa safhasında gerekli koordinasyon için belirlenmiş olup, operasyonal bir sistem. Sınırın ötesinde Amerikan uçakları uçuyor, devriye gezenler oluyor. Bunu koordine etmeden harekat yaparsak istemeden birbirimizle çatışırız. Bunu kimse istemez.

SINIRÖTESİ OPERASYON ÖRGÜTÜN ÜMİDİNİ YOK EDER: “Bundan önce 23 tane sınır ötesi operasyon yapıldı Sonuç alınamadı” denmişti. Bir kere 23’ten fazla operasyon yapıldı. Sayısını ben hatırlamıyorum. Farklı çaplı operasyonlardı bunlar. İkinci Körfez harekatına kadar ne zaman ihtiyaç duyduksak operasyon yapılmıştır. Bir operasyonla terör örgütü sona ermez. Askeri operasyonun gayesi terörü sıfıra indirmek değildir. Terör çok boyutlu bir oyladır. Diplomasi, ekonomi, pkisikoji, sosyoloji ve askeri yöntemlerin hepsinin terör olaylarıyla bağlantısı vardır. Ama başarılı bir sınır ötesi operasyonla örgüte darbe vurabilirsiniz. Ve daha önemlisi terörle mücadelede en büyük husus terör örgütünün umudunu kırmaktır. Sınırötesi operasyonlarda bu önemli bir avantajdır. Eğer diğer dalgalanmalar terör örgütüne umut verirse bu başarısızlık getirir. Dolayısıyla onun ümidini yok etmek gerekir. Bu hem yurtiçinde hem yurtdışında silahlı mücadeleyle başlar.

ÇİFTE STANDART OLMAMALI: Terörizm bugün küresel sorun haline gelmiştir. Bu nedenle terörizmle küresel boyutta çifte standart uygulamadan mücadele etmek gerekir. Ama bu konuda maalesef Türkiye bu desteği tam olarak alamamıştır. Üzülerek söylüyorum, hatta bir kısım ülkeler, terör örgütüne destek olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Biz terörle tek başımıza savaşıyoruz.

İnsan düşünüyor BM Güvenlik Konseyi kararları bazı ülkeleri ilgilendiriyor, bazılarını ilgilendirmiyor mu? Önemli kişilerin bazı beyanları var terörle ilgili. O kişileri tenkit etmek için değil, o söylenenleri ben aynen kabul ediyorum. Ama şimdi Türkiye’nin önüne bazı şeyler çıkarması, insanı gücendiriyor. Bizim terörle mücadelede karşılaştığımız en büyük sıkıntı, bu çifte standarttır.

KUMUN İÇİNDE İĞNE ARIYORUZ: Oraya gitmeyenlerin orayı tahayyül etmesi mümkün değildir. Bir örnek vereyim. Gabar Dağı bizim en sıkıntılı olduğumuz yerlerden birisi. Genişliği yaklaşık 40 km, derinliği de 30 km’dir. Bunun yüzölçümü 1.200 km2’dir. Bu alanda yaklaşık 100 terörist var. Arazi öyle bir yapıda ki normalde 2 saatte gideceğiniz bir yere orada 6 saatte gidiyorsunuz. Hele bir de üzerinizde malzeme varsa bu daha da zorlaşır. Kumun içinde toplu iğne arıyorsunuz. O 100 kişi de küçük gruplar halinde istedikleri zaman eylem için bir araya geliyor. Tabii ki biz o zor arazinin bütün zorluklarına rağmen görevdeyiz.

- Kapsamlı bir operasyon değil, nokta operasyon olacak deniyor...

Sırf operasyon yapılmak için, iş olsun diye operasyon yapılmaz. Bunun askeri gerekçeleri olmalı. Hedefleri olmalı. Bizim kafamızdaki şey, ciddi bir hedefe yönelik operasyondur. Ben bunları Şubat ayında ABD ziyaretim sırasında orada söylemiştim.

- ABD’nin samimiyetine inanıyor musunuz?

Bu konuda yorum yapmam doğru olmaz. Düşüncelerim var ama bunu konumum itibariyle açıkça ifade etmeyi arzu etmem. Sizin yerinizde olsam ben de sorardım. Biz uluslar arası ilişkilerimizde düşman kazanmaya değil dost kazanmaya çalışırız. Toplumda nefgatif bir duygu ve düşünce var bu konuda. Bunu formüle etmek istemem. Hepimiz aynı Türkiye’de yaşıyoruz. Niye ABD’ye soruyoruz, diyenler oluyor. Irak’ta farklı bir durum var bugün. Orada sizin operasyon yapacağınız bölgede ABD uçakları var, devriyeleri var. Onun için operasyonel koordinasyon diyoruz zaten.

- Operasyonun çapı, genişliği ne olacak?

Hükümetten aldığımız direktifin çerçevesine bakacağız, gereken kararı vereceğiz.

- ABD’deki görüşmelerde daha çok istihbarat paylaşımının öne çıktığı görülüyor...

İstihbarat önemli ama “zamanlı istihbarat” çok önemli. İstihbaratın kullanılabilir olması çok önemli. Nokta operasyonu hakiki istihbarat, zamanlı istihbarat almadıysanız yapamazsınız.

- Operasyon konusunda geç mi kaldık?

Hiçbirşey çok geç kalmış değildir. Ne diplomasiyi bir kenara atabiliriz ne diğer yolları.

- Kerkük petrollerine kısmen ya da belli oranda sahip bir Kürt Federe Devleti’ni PKK gibi bir tehdit olarak görür müsünüz, askeri ve siyasi olarak?

Öyle bir federe devlet olmaz. Öngörülen yapı, güvenlik düzenlemelerine bakınca her an kopmaya hazır gevşek bir konfederasyon gibi görünüyor. Konfederatif yapıların hiçbiri kalıcı olmamıştır. Dolayısıyla bizim bildiğimiz pek çok federe devlet gibi bir olmayacağını düşünüyorum. Kuzeye çok özel bir statü verildi. Böyle bir federe yapı olmaz. Irak’ın geleceğini görebilmek çok zor...

- ABD’den istihbarat gelmeye başladı mı?

Hayır. Henüz gelmiş değil.

DTP’nin adını bile duymak istemiyorum

- DTP’nin kongresinde yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

O siyasi partinin adını ağzıma almak istemiyorum. Bir ayağım frende konuşuyorum. Ayağımı frenden çekmiyorum. PKK ile mücadele çok boyutlu hal aldı. Bazıları çok uluslu hale getirmeye başladı. Bunların yaptığı gerçekten kabul edilemez. Böyle devam ederse toplumda bir kutuplaşma ve çatışma ortamı ortaya çıkabilir. Herkesin bu konuda sorumluluğu var. Buna uygun davranmak lazım. Halkı ve teröristi birbirinden ayırdık. Hiçbir zaman halkı potansiyel terörist olarak görmedik. Halkla teröristi birbirine karıştırırsak bu mücadeleyi bırakmak lazım.

8 eri suçlu ilan etmek yanlış

Diğer taraftan 8 erimiz kayboldu, sonra terör örgütünde olduğu ortaya çıktı. Şimdi, şu anda, irtibat kesilen erler bünyemize katıldıktan sonra, idari soruşturma yapılıyor. Soruşturma yalnız bu 8 erle yapılmıyor, orada görev yapan ve saldırıya uğrayan bütün personel ile görüşülüyor. Çok ayrıntılı bir idari soruşturma yürütülüyor. İdari soruşturmadan sonra ortaya bir resim çıkacak, ona göre hukuki süreç devam eder. 8 eri hemen suçlu ilan etmek kadar yanlış birşey olamaz. Davranışlarında kusur var ise, bunu ben de bilmiyorum daha sonuçlanmadı, tabii ki o kusura göre kusurlu görülen kişi ya da kişiler hakkında yasal işlem yapılır.

ESİR ASKER LAFI HATA: Maalesef bazı basın organları bu çocuklar için, esir lafını kullandı. Bundan daha büyük bir hata olamaz. Türkiye’nin de taraf olduğu 1949 tarihli 3 no.lu Cenevre Sözleşmesi’ne göresavaş esiri kavramı, savaşan iki tarafla ilgili olarak tarif ediyor. Teröristlerin bu statüde olmadığı çok açık şekilde ifade edilmiştir.

Barzani de babası gibi düşünüyor

- Barzani bağımsız Kürt devleti sözünü çeşitli kereler söyledi. Irak’ta bir üniter devletten söz edebilir miyiz?

Babasından itiraben aynı düşünceye sahipler. Ama konjonktürel durum uygun olursa o bizim hakkımız, diye ifade ettiler. Baktığımızda Irak’ı şu anda üniter göremiyorum. Fiilen bölünmüş durumda, üç parça. Parlamento’dan geçiremedikleri bir Petrol Kanunu var. Kuzeydeki grup kendi Petrol Kanunu’nu çıkardı. Hatta bazı şirketlerle de anlaşmalar yaptı. En önemlisi de anlaşma yapan şirket bir Amerikan şirketi.

Kahramanca SAVAŞTI!

21 Ekim gece yarısı, oradaki birliğimiz 3 koldan saldırıldı. Çatışma aralıklarla 36 saat sürdü. Maalesef 12 erimizi kaybettik, 8 personelimizle de irtibat kesildi. Saldırıya uğrayan birlik, piyade taburu ama saldırı tabura değil. Hududa yakın yerde taburun emniyetini sağlayan unsur olarak görev yapan ufak bir birlik. Bu birliğin de ayrı bir unsuru var. Oraya saldırdı. O unsurun başında bir asteğmen var ve çok müthiş bir mücadele oldu ve tek kişi de zaiyat vermediler. O küçük unsurun başındaki asteğmen çatışmanın ilk anında yaralandı, bırakmadı mücadeleyi. Bir sıhhiye onbaşısı yardım etti. Çocuk o haliyle mücadeleye devam etmiş. Çok ciddi şeyler oldu.

TERÖR VE BASIN

TSK ve tüm kurumlar gibi eleştirileri normal karşılar. Ancak eleştiri doğru bilgiye dayandığı ve önyargılı olmadığı sürece biz buna saygı duyarız. Hatta bu eleştirilerden de yararlanırız. Geri beslemesi olmayan kurumlar, canlılar ayakta kalamaz. Uygun eleştiriler bizim için bir geri beslemedir. Bu eleştiriler önyargılı olarak yapılıyorsa ondan faydalanmak mümkün değildir. Basın terörle mücadelede en büyük dayanağımızdır. Tanktan toptan daha önemlidir. Aklımın köşesinden güdümlü bir basın yaratarak bizi methetmelerini sağlamayı kastetmiyor.

ŞEHİT CENAZELERİ

ŞEHİT cenazelerinin yayınlanmasının tesiri ters yönde oluyor. Acılı aile çocukları o kadar çok tekrar ediliyor ki izleyenleri derinden sarsıyor. Tabii bir haber değeri vardır. Ama bunları veriş şekli önemlidir. Kimsenin kasıtlı olarak bunları yaptığını düşünmüyorum. İyi niyetle yapılan şeyin etkisi bazen toplum psikolojisine ters yönde oluyor. Gerek yazılı gerek görsel medyada acılı aileler o kadar çok tekrar edilerek gösteriliyor ki bu izleyenleri derinden sarsıyor. Bunlar ben de dahil derin bir hüzne sevkediyor. Başka bir ifadeyle, kişisel dramların ön plana çıkması, bu tür yayınlarda faydadan çok mahzur olduğu kanaatindeyim.

KİM BU GAZETECİ?

ORGENERAL Orgeneral Büyükanıt, basın toplantısında Dağlıca olayından sonra yaşanan bir olaydan söz etti. Büyükanıt, “Bir gazeteci kendisini ’tümgeneral Yılmaz’ olarak tanıtıyor ve subayla irtibat kuruyor. Bunu tesbit ettik. Aranan numaradan yayın kuruluşunu bulduk ve genel yayın yönetmeniyle konuştuk. Bu etik olmayan yöntemler çok yanlış” dedi. Ancak Genelkurmay Başkanı Büyükanıt söz konusu gazetecinin ve gazetenin ismini vermedi.


Haber: Bilal Çetin
 

T

Banned
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce pekte emir bekler bi hali yoktu paşanın şimdimi aklı başına geldi yoksa ...
Kuzey ıraktaki sorumluluğun kendisinde olmadığınımı ima ediyor bu emir bekliyorum tavırlarıyla
 

yehovan

Banned
Paşam daha çok bekler...

Erdoğan kurulan kumpası kabul etti. Ne harekat olur ne ekonomik ambargo... kürdistan ile pkk ile kardeşce yaşarız. Sınırın öte yanına dağa milletvekili gönderir kürdistanın pkk nın yazdığı tutanağa T.C milletvekilleri olarak imza atarız...

Paşam bu gidişle olmayan istihbaratında turşusunu kurarsın...

Eskiden bu şekilde olsa. Ordu hemen Tank toplarını önce Cumhurbaşkanının ve başbakanın evlerine namlularını çevirir sonra düşmana çevirirdi... Şimdi pek bir demokrat oldu Ordum...


Şimdi bir ekonomik kriz bekliyorum abd tarafından yapılacak. Yoksa bu sınırötesi harekat sözü unutulmaz. Unutmak unutturmak için bu yakınlarda bir ekonomik kriz patlak verir....


Hadi bakalım 5 kasımda geçti 2007 de geçer.... böyle devran devam eder...


Yaşasın Demokrasi Yaşasın Kardeşlik :p
 

yoldas

New member
paşa başbakandan bekler , başbakan paşadan bekler...

halka oynanan orta oyunu sürer gider... ;)

(şiirsel oldu be )
 

HTML

Üst