- Katılım
- 10 Mar 2006
- Mesajlar
- 5,705
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Elmas'ın Fiyatı ve Şükür
Hiç düşündünüz mü, elmas gibi pek az faydası bulunan bir şeyin fiyatı çok yüksek iken, su veya ekmek gibi hayatın sürdürülmesi için zarurî olan bazı şeylerin fiyatları çok düşüktür. Acaba bunun sebebi nedir?
Bu soruyu iktisat teorisi şöyle cevaplar: İnsanlar tüketimleri sonucunda fayda elde ederler ve bu faydayı gözeterek tüketim yaparlar. Bu fayda, bir ihtiyacın giderilmesi, bir mecburiyetin îfası veya zevk alınması olabilir. Alışverişin asıl gayesi fayda sağlamak olduğuna göre, piyasada geçerli olan fiyatları belirleyen temel unsur fayda olmalıdır. Bir malın sağladığı faydayı incelerken toplam fayda ve marjinal fayda olmak üzere iki kavram kullanırız: Marjinal fayda terimiyle, tükettiğimiz her birim maldan elde ettiğimiz faydayı kastederiz. Meselâ, yediğimiz her tabak yemeğin bize verdiği doygunluk hissi. Misalimize göre toplam fayda yediğimiz bütün yemeklerin verdiği doygunluk hissi olur. Marjinal faydayı1 "her birim tüketimden sonra toplam faydada meydana gelen değişme" olarak da tanımlayabiliriz.
Bu kavramların en önemli özelliği, tüketim miktarımız arttıkça marjinal faydanın azalmasıdır. Misalimize dönersek, sofraya oturduğumuz zaman yediğimiz ilk tabak yemeğin verdiği doygunluk hissi (yani marjinal faydası), yediğimiz ikinci tabağın verdiği doygunluk hissinden daha fazladır. Tabiî üçüncü tabağın marjinal faydası da ikinci tabağın marjinal faydasından daha az olacaktır. Bu böylece devam eder. Özellikle oruçlu iken iftar edildiğinde bahsettiğimiz özellik açıkça müşahede edilir.
Bu arada, tüketim miktarının artışıyla beraber marjinal fayda azalırken, toplam fayda artmaya devam eder. Misalimiz için konuşursak, elbette üç tabak yemek yedikten sonraki tokluğumuz (yani yemekten elde ettiğimiz toplam fayda), iki tabak yedikten sonraki tokluğumuzdan daha fazladır. Ama üçüncü tabağın tokluğumuzda meydana getirdiği artış (marjinal fayda) ikinci tabağın tokluğumuzda meydana getirdiği artıştan azdır.
İktisat bilimi bize göstermektedir ki; bir maldan ne kadar tüketileceği kararı işte bu marjinal faydaya göre verilir. Bir malın makul (rational) fiyatı, o malın marjinal faydasına eşittir. Yani insanlar marjinal fayda kadar fiyat ödemek eğilimindedirler. Gelin bunu "ödenen fiyat = marjinal fayda" olarak ifade edelim.2 Miktar arttıkça marjinal fayda azalır, demiştik. Elmas gibi miktarı az olan maddelerin marjinal faydası büyük olduğu için onların fiyatı; su gibi bol miktarda bulunan, yani marjinal faydası küçük olan malların fiyatından çok daha yüksek olmaktadır. Eğer suyun miktarı da az olsaydı, onun için ödenecek fiyat da daha yüksek olacaktı. Çölde kaybolmuş bir insanın birkaç bardak su için verebileceği parayı bir düşünün!
İktisat bilimi, bu analizi yapıncaya kadar fiyatların oluşmasını mantıklı bir biçimde açıklayamıyordu. İnsanlarda varolan bu marjinal değerlendirme özelliğinin farkedilmesiyle, iktisadî düşünce çağ atladı diyebiliriz.
Maalesef ekonomik hayatın verimli işlemesini sağlayan bu eğilim, hayatın diğer alanlarına da taşınınca problemler ortaya çıkmaya başlar. Meselâ, Allah'ın verdiği nimetler için ödediğimiz fiyat olarak düşünülebilecek şükür, eğer küllî bir tefekkür ve şuur sonucu değilse, genellikle marjinal fayda esasına göre yapılmaktadır. Sözgelimi aylık 200 milyon lira geliri olan bir kimse, alıştığı ve adiyattan gördüğü bu nimet için şükretmeyi pek düşünmez. Çünkü toplam nimet değişmiyorsa marjinal nimet sıfır demektir, dolayısıyla şükür de sıfır gibi görünür. Aynı kişinin geliri, diyelim ki 250 milyon liraya çıksa, bir süre için olsun şükredecek, namazlardan sonraki hamdlerini farklı bir neşveyle söyleyecektir. Halbuki sonradan eklenen 50 milyon, ilk durumdaki 200 milyondan daha azdır. Aynı kişinin geliri artmak yerine 150 milyona düşse, ihtimal "Rabbim beni terketti" diye düşünmeye başlayabilecektir. Halbuki insanın bu durumda da elinde bulunan miktar, kaybettiğine göre daha azdır ama marjinal olarak zarar gördüğünden azaba uğradığı vehmine kapılabilmektedir.
Yine toplam faydası hesap edilemeyecek kadar yüksek olsa da bol bulunduğu için marjinal faydası düşük olan hava, su, toprağın bizim için türlü ürünler yetiştirmesi, güneşin bizim için lâmbalık ve kaloriferlik yapması gibi nimetlere karşı şükür çoğunlukla akla gelmezken; nispeten nâdir bulunduğundan marjinal faydası yüksek olan bazı meyve ve tatlılara karşı "elhamdülillah" kelimesi dilimizde yeşeriverir. Nimetin bolluğu ve umumiliği nispetinde şükretmek gerekirken, o bolluğun sonucu nimeti farkedememek ne büyük körlüktür. Halbuki şükür toplam nimete göre olmalıdır, marjinal nimete göre değil. Nimet-i İlâhiye'yi de marjinal kıstasına göre değerlendirmek apaçık bir nankörlüktür. Bu beşerî eğilim dikkate alınmalı ve dünyanın hayhuyu içinde bazen karşımıza marjinal zarar olarak çıkan Allah'ın takdirine karşı toplam faydaya göre, yani mazhar olduğumuz nimetlerin bütünü gözönüne alınarak, şükredilmelidir.
Tabiî, bütün meyillerimizi olduğu gibi bu meylimizi de hayra kanalize edebilir ve hayır ufkunda dolaşabiliriz. Madem nimetin büyüklüğünü ancak marjinal faydası büyük olduğunda hissedebiliyoruz ve nimetin azlığı nispetinde marjinal fayda çoğalıyor; o zaman, eğer iradî olarak bazı nimetleri bir süre için terkedersek, o nimetlerin kıymetini çok daha iyi anlayabilir ve lâyığınca şükre muvaffak olabiliriz. Ramazan ayında bir dilim ekmek ve bir bardak suyun kıymetini çok iyi anladığımız gibi; hayırlı maksatlar için yolculuklar yaparak veya gurbette kalarak, evimizin ve ailemizin ne büyük nimet olduğunu anlayabilir; birkaç gün sert bir zeminde yatarak yatağımızın kıymetini daha iyi farkedebilir; yürürken gözlerimizi beş-on saniye kapatıp ne büyük zorluk ve sıkıntı içinde kaldığımızı anlayıp gözlerimizin kıymetini idrak edebiliriz. Arabamızın kontağını bir hafta olsun kapatıp otobüs ve dolmuşun çilesini çekerek veya otobüse binmeyip yürüyerek söz konusu nimetlerin kadrini çok daha iyi hissedebilir ve "ne kadar da az şükrediyorsunuz!" itâb-ı ilâhisine maruz kalmaktan kurtulabiliriz.

M. Nur SARAÇ
Dipnotlar
1- Burada marjinal faydanın, toplam faydanın tüketim miktarına göre türevi, toplam faydanın ise marjinal fayda eğrisinin altında kalan alanın toplamı (integrali) olduğunu belirtelim.
2- Aslında bu eşitlik tam olarak doğru değildir. Doğrusu; "her malın marjinal faydasının fiyatına oranı, eşittir" olacaktır. Ama anlaşılabilirlik açısından böyle ifade etmeyi uygun bulduk.