Ekranlardan Türk milletine dayatılan yeni insan modeli

bondcemil

Baron
Milletleri dönüştürerek, ‘milli hedeflerinden’ uzaklaştırmak isteyen egemen güçler, küresel planda, ‘semboller’ üzerinde yürüttükleri ‘dejenerasyon’ stratejileri ile ‘kendine yabancı’, ‘kimliksiz’, ‘kişiliksiz’ yeni bir ‘insan tipi’ yaratmaya çalışıyorlar!..
Küresel güçlere hizmet eden ‘toplum mühendisleri’, önce küresel sömürüye karşı koyabilecek ‘milli karaktere’ sahip topluluklar içerisinde, istedikleri gibi yönlendirebilecekleri, istedikleri şekli verebilecekleri ‘modeller’ oluşturuyorlar!..
‘Para’ ve ‘şöhret’ ile desteklenerek ‘akılları çelinen’ bu modeller, etkin ‘beyin yıkama’ kampanyaları ile içinden çıktıkları topluluklara ‘örnek alınması gereken’ bireyler olarak lanse ediliyor!..
Bu modeller vasıtası ile, milli hafızalarda genel kabul gören ve ‘kutsal’ olarak algılanan bütün değerler, ‘sistemli’ bir şekilde yokediliyor!..
‘Milli kimlik’ yerine, önce ‘çokkimlilik’, ardından ‘etnik kimlik’ dayatılıyor!..
‘Model’ karakterlerin peşinden sürüklenen ve ‘tüketim toplumu’nun başıbozuk bireyleri olarak tanımlanan insan yığınlarında belirgin olarak görülen ‘ortak’ iki benzerlik oldukça dikkat çekici:
Birincisi, çevrelerinde olup bitenlere karşı tamamen ‘tepkisiz’ kalıyorlar!..
İkincisi, her türlü gücün karşısında kayıtsız şartsız ‘itaatkâr’ oluyorlar!..
‘Tepkisizlik’ ve ‘kör itaatkârlık’ kavramları, ‘Yeni Dünya Düzeni’ adı altında temelleri atılan ‘Yeryüzü İmparatorluğu’nun iki önemli değeri olarak karşımıza çıkıyor!..

***

İnsanları ‘milli değerlerinden’ koparmak için önce ‘gerçek dünyadan’ koparmak gerekiyor!..
Çünkü gerçek dünyadan kopan insanları ‘devşirmek’, ‘değiştirmek’, ‘dönüştürmek’, ‘kendine yabancılaştırmak’ çok daha kolaydır!..
Peki, insanlar gerçek dünyadan nasıl koparılabilir?..
Ancak, ‘gerçek’ dünya yerine ikame edilebilecek ‘sanal’ bir dünya ile!..
Masa başında, ‘akıl’ ve ‘mantık’ ötesi bütün sınırlar zorlanarak, insanları günlük hayatın sıkıntılarından uzaklaştıracak, ‘sürekli’ acıları ‘geçici’ mutluluğa çevirecek ‘sanal’bir dünya kurgulanıyor!..
Görkemli efektler ile süslenen bu ‘yalancı dünya’, yazılı ve görsel medya vasıtasıyla, ‘olmazsa olmaz’ tek seçenek olarak insanlara dayatılıyor!..
Gazeteler, ‘gerçekleri’ çarpıtan birer ‘yalan makinasına’ dönüşüyor!..
Televizyonlar, tedavüle soktukları ‘dizi filmler’, ‘reality showlar’, ‘eğlence’, ‘magazin’ ve ‘yarışma’ programları ile ‘bilinçaltlarını’ bombardımana tutuyor!..
‘Gazete kültürü’ ile beslenip ‘beyaz ekran’ karşısına hapsolan insanlar, ‘gerçek dünyadan’ tamamen soyutlanarak ‘bambaşka bir âlemin’ ortasında buluyorlar kendilerini!..
Zaman içinde önce ‘davranışları’, sonra ‘düşünceleri’ değişmeye başlıyor!..
Nihayet, ‘kişisel zevklerinin’ dışında ‘toplumsal hedefleri’ bulunmayan, ‘tüketim toplumunun’ başıboş bireyleri haline geliyorlar!..

***

Küresel güçlerin, ‘dönüştürme’ operasyonu ‘en katı olarak’ uygulamaya soktukları bölgelerden birisi de Türkiye!..
‘Türk kimliğini’ ortadan kaldırmaya yönelik, Osmanlı İmparatorluğu’nun son 200 yılını kapsayan ve Cumhuriyet ile birlikte devam eden operasyon, nihayet etkisini göstermeye başladı!..
Turgut Özal ile başlayıp, Tayyip Erdoğan ile devam eden ‘liberal’ süreç ile birlikte ‘kimliksizliğin’ ilk basamağı olan ‘değişim’ ve ‘dönüşüm’ adeta moda haline geldi!..
‘Değiştiklerini’, ‘dönüştüklerini’ zanneden, ancak gerçekte ‘sanal’ dünyanın figuranları haline gelen insanların sayısı hızla çoğalıyor!..
Türk milletine ‘yabancılaşan’ figüranlar, ‘aynı paralelde’ Türk milletine ait değerlere de kendi kafalarına göre ‘yeni anlamlar’ yüklemeye başlıyorlar!..
Formatları ‘Yahudilere’ ait olan programlar ile ‘aile mahremiyetleri’ ayak altında çiğnenen medya şarlatanları, ‘yozlaşmanın’ önünde sarsılmaz bir kale gibi duran ‘vatan’, ‘bayrak’, ‘ezan’, ‘kurban’, ‘şehitlik’, ‘kahramanlık’ gibi sembolleri ‘sıradanlaştırmaya’ çalışıyorlar!..
Ne yazık ki kendilerini ‘Türk milletinin direnç mekanizması’ olarak görenler bile, ekranlardan ‘kendilerine dayatılan’ roller çerçevesinde ‘istikamet’ tayin ediyorlar!..
Ortaya çıkan ‘iç karartıcı’ manzaralar, küresel aktörlerin ‘yerli’ hizmetkârlarının, Türk milletini nasıl ‘içi boşaltılmış’ bir ‘tüketim toplumu’ haline getirmek üzere olduklarının acı bir göstergesidir!..

***

Eğer ‘dejenerasyon’ süreci bu hızla işlemeye devam ederse, 10 yıl içerisinde Türkiye, bir ‘kimliksizler ülkesi’ olarak anılmaya başlayacak!..
50 yıl sonra Türkiye’de ‘Türk kimliğine’ uygun hareket eden bir tek insan dahi kalmayacak!..
 
öncelikle yazdığın şeyleri takdir ediyor ve bu yozlaşmayı endişeyle izliyoruım...
 

osiris_cemo

New member
ilginç ve isabetli bir yazı gerçekleri yansıtıyor toplumdaki her farklı kesimi bir şekilde uyuşturup kimliksizleştirmeye çalışıyorlar vahim bir durum.
 

HTML

Üst