Ekonomi kavramları nasıl saptırıldı

L@c!v€rT

New member
Üretim gerçektir!

2007 birinci çeyrek reel büyüme sayıları ilan edildi. Haziran enflasyonu da düşük çıktı. Ekonomi köşe yazarlarının bazıları havlu attı. Örneğin “yüksek faiz düşük kurcular”, iki yıldır resesyon bekleyenler ve sanayi üretimi öldü diyenler, Merkez Bankası saçmalıyor diyenler!

Ama başkaları da beğenmeme mecburiyetindeler ya onlar da ekonomi kavramlarını külliyen saptırdılar. İthalata dayalı büyüme, ithalat vergisine dayalı büyüme falan gibi saçmaları gündeme getirdiler. Bu tezler komik bile değil. Bunların gündeme getirilmesi sadece cehalet.

Ekonomi bir bilim dalı. Bilimde sonuç tektir. Ancak tercihler vardır. Ekonomide de tercihler sonucu değiştirebilir. Mesela Sovyetlerin yaptığı gibi sanayi üretimi yapacağım deyip, tarımı öldürür, sonra da halkı aç bırakıp, havu atabilirsiniz. Petrol cenneti İran’da petrolü bedava verip kıtlık yaratabilirsiniz. Ama sonucun ne olacağı önceden bellidir, bilinir.

Fakat bilimde de bazı bilinmeyenler vardır. Kim biliyor ki, ısı dalga mıdır, yoksa parça mıdır? Çeşitli teoriler vardır, ama bu ısı konusunda emin olamamak uzaya gitmeye engel değildir. Kaldı ki fizikte bile kuralllar bazen duruma göre değişebilir. Newton kuralları düşük hızlarda geçerlidir. Quantum fiziğinde geçerli değildirler. Orada farklı yaklaşımlar, mesela istatistik yardımınıza yetişir. Ekonomide de beklentiler bu tür farklılıklar yaratabilir. Bir politika seti kötü beklentiler olan ortamda, iyimser beklentiler olan ortama göre farklı sonuç verir. Bu nedenle ekonomide kötümserlik yaymak iyi değildir.

Ülkemizde gerçekleşen büyüme reeldir, gerçektir. Bazı sayılar verelim!

Ülke içine kapanmaktan artık kurtulmuştur. 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracat, beş yılda dolar ile 47, 63, 73, 85 diye yukarı fırlamıştır. Bu yıl ihracat 100 milyar doları geçecektir. 2001 yılından bu yana uygulanan politikalar iflas etmiş durumda olan devleti büyük ölçüde kurtarmıştır. Devletin sırtına yüklenmiş olan kamu faiz yükü borç yapısında düzelmeler sonucu 2002 yılında GSMH oranı olarak yüzde 19 civarında iken, % 16, % 13, % 9 diye azalarak 2006 yılında yüzde 8 düzeyine inmiştir.

Üretimde büyük artışlar olmuştur. Örneğin, 2002 yılında, 1.08 milyon buzdolabı üretilmiş iken, 2006 yılında 2.1 milyon buzdolabı üretilmiş bulunuyor. 2002 yılında 824 bin çamaşır makinesi üretilirken 2006 yılında 1.8 milyon çamaşır makinesi üretiliyor. 2002 yılında 282 bin bulaşık makinesi üretilirken 2006 yılında 839 bin üretilmiş. 2002 yılında 339 bin fırın üretilmişken 2006 yılında fırın üretimi 726 bin düzeyine çıkmış. 2002 yılında yapı ruhsatı alınan konut sayısı 162 bin iken 2006 yılında 569 bin. 2002 yılında üretilen otomobil sayısı 357 bin iken 1 milyonu aşmıştır. 2002 yılında ihraç edilen otomobil sayısı 262 bin adetten 706 bin adete zıplamıştır. 2002 yılında iş makinesi satışları 1768 adet iken 2006 yılında 10.500 adete çıkmıştır. Traktör satışları 2002 yılındaki 6322 adetten 2006 yılında 28.386 adete ulaşmış bulunuyor.

Hangi partiye rey verildiği, seçim, siyaset beni sadece vatandaş olarak, kişisel olarak ilgilendirir. İktisatçı olarak ben gerçek üretime bakarım. Yukarıdaki sayılara bakan hangi gafil bu ülkede üretim artmıyor, sanayi daralıyor, büyümüyoruz diyebilir ki?

Ekonomi kuralları Katolik de olsanız, Protestan da, Musevi de olsanız, Hindu da veya Alevi veya Şii veya Sünni de olsanız aynıdır! Arz ve talep sosyalist ülkelerde de geçerlidir, kapitalist ülkelerde de!

ABD, Irak, İran veya Rusya kavgası başlarsa, tabii ki dünya düzeni bozulur. Ama o zaman kim etkilenmez ki?


Deniz Gökçe
 

HTML

Üst