Vtnsvr
New member
Egemenliğe Çuval Geçirmek
Neval Kavcar
Başbakan Erdoğan'ın Türban için "Siyasal simge olsa ne olur?" dediği andan
itibaren başlayan tartışmalar hız kesmeden devam ediyor.
Dikkat edilmesi gereken iki konu var bu gelişmede.
İlki başörtüsünü takmak isteyen kitlenin olup biteni heyecanla takibi.
Diğeri ise Türban tartışmaların oluşturduğu türbülans ile Türkiye'nin hava boşluğuna düşürülmesi.
İktidarda oldukları beş yıl ve 363 milletvekiline rağmen "Başörtüsü %1,5 un problemidir" diyen bu zihniyet, şimdi başörtüsünü çözer bir görüntü için yerel seçim öncesi atak başlatmıştır.
MHP bu konuda yardımcı olacağını belirtince, AKP nin muhtemeldir ki
"Çok uğraştık fakat karşı çıktılar"
türü kaçabilecek bir alanı kalmamıştır. MHP, AKP nin tüm hareket kabiliyetini kısıtlamış durumdadır.
Bu kısıtlamaya CHP de karşı durmayarak katılmalıdır.
Bu konuda dikkat çekmek istediğim yönler var.
*İslamiyet sadece kadınlarla mı ilgili bir inanç sistemi midir?
Müslüman olan Türk gençleri üniversitede okurken, Türk kızları örtüsünden dolayı bundan mahrum ediliyor?
Üstelik ortada kanuni olarak bir yasak yok iken.
80 Sonrası YÖK başkanlığının ortaya attığı bir düzenleme bugün, toplumsal bir çatışma ortamı oluşturmuştur.
Türk Milleti nelerle uğraştırılıyor ve asıl görmesi gereken konulardan nasıl uzak tutuluyor farkında mıdır herkes?
Kendilerine bu tarz giyimi seçmiş kişiler, devletin şerî hükümlerle yönetileceği anlamını mı taşımalıdır?
Başörtüsü Cumhuriyet için tehdit olsa idi, Atatürk yasaklardı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de Erdoğan ve Gül ailesinin türbanına karşı çıkanlar, asıl görmesi gereken mevzuları kaçırmadı mı?
ABD yi stratejik ortak kabul eden antlaşmayı imzalayan Gül - BOP eş başkanı Erdoğan konusu ve Türkiye'yi bekleyen tehlikeler tabana anlatılabildi mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimi vitrin Müslümanlarının istediği şekilde seyretti, sadece başörtüsüne hapsoldu.
*Türk Milletinin başörtülü fertleri 80 öncesi okul başta olmak üzere devletin her noktasına girerken, girmekten de öte memursa görevini yaparken bu ülkede korkulan konuda bir tehlike mi baş gösterdi
Kimse farkında değil mi?
Başörtüsü tartışmaları yapılırken Batıya verilen sözler yerine getiriliyor.
"Tüm bunlar gelişirken olup bitenin önüne "Türbandan paravan" konulduğu için görülemiyor. Devletin başbakanı ve Cumhurbaşkanının eşi başörtü takabiliyorsa, vatandaşı niçin takıp üniversiteye giremeyecek?
Çankaya köşküne giren başörtü, üniversiteye girince mi şeriat getiriyor?
Bu mantıksız yaklaşımdan bir an önce kurtularak ne olup bittiğine odaklanmak gerekir.
*Anlı şanlı partilerin vatandaşın kılık kıyafeti ile siyasi kariyer peşinde olmaları onların hedefsizliğinin de işareti olarak algılıyorum
*. AKP nin iç ve dış politikada yaptıklarını görmek, engelleyici projeler üretmek yerine, başörtüsüne hapsolmuş siyasetçiler bir an önce kendilerini bu yanlıştan kurtarmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasasına kadar değiştirerek küreselleşme önünde ki engellerin kaldırılma çalışmaları tam gaz gitmekte iken ana muhalefet, "laikliği de kaldırın" diyor.
*Dünya'da işsizlik sıralamasında ikinciliğe yerleşen Türkiye'de siyasilerin laik ve antilaik olarak kavgalarının arasında kaybolup gitmektedir. Petrol başta olmak üzere zenginliklerimiz ve topraklarımız üzerinde oynana oyunları bir kenara bırakıp, başörtüsünü tartışmak
toplumsal zekâmıza da hakaret olmuyor mu?
*
* *Türk Milleti olarak perişan halimize bakalım:
** *42 milyon seçmenle girilen seçimlerden altı ay sonra seçmen sayısının 48 milyon olduğunu öğreniyoruz? 22 Temmuzdan beri anlatmaktan yorulmadığım şaibe nasıl sırıtıyor artık görülebildi mi acaba?
*** Nüfusun yarısının borçlu olduğu, dış ve iç borcun Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa tavan yaptığı bir dönemi yaşıyoruz.
*** Vakıflar yasası ile batılı misyoner ve siyaset saptırıcıların istedikleri yerde vakıf şubesi kurarak faaliyet gösterebileceklerdir . Türk Devletinin AB istekleri ise zayıflatıldığı bu
dönemde, Türk Milletini gri propagandadan kim koruyacaktır?
*** Sivil Anayasa adı altında Türkiye'yi küresel düzenin uzantısı haline getirecek bir metin çalışması son hızla ilerlemektedir.
*** 74 milyon nüfusun % 20 si yeşil kartlıdır. İşsizlik % 15dir. Üniversite mezunu gençlerin büyük bölümü işsizdir.
*** Türkiye, BOP projesinde kobay olarak kullanılmaktadır. BOP eş başkanı olan bir başbakanımız vardır.
*** Nisan 2007 de çıkarılan yasa ile 74 milyon vatandaş batılı şirketlerin
kobayı olarak kullanılacaktır.
** *Ilımlı İslâm modeli ile Türkiye, Müslüman coğrafyada Truva atı olarak kullanılmaktadır. Son dönemde ki Dış ziyaretlerin tamamı bunun için gerçekleştirilmiştir.
* *** *Siyonist iş adamların toplantı mekânı DAVOS'ta Türkiye'nin rolü masaya yatırıldı. Kontrol altında tutulan Türkiye'nin," güçlü bir enerji koridoru" olduğu vurgulandı. Güvenlik ve eğitim alanında önemli reformların yapılması istendi.
** *Gaziantep'te El Kaide sorgusuna CIA katılırken, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir tüm general terör suçlaması ile cezaevine konuldu.
* *** *Enerjide tamamen dışa bağlanan Türkiye'nin siyasileri İran'ın doğal gaz vanasını açtığı zaman büyük bir diplomatik zafer olarak gösterildi.
** *DTP liler artık "kendilerini yönetme talebine" hazırlanıyor.
* *
* *** *PKK inişe geçerken, Kürdistan mı yükseliyor tehdidine karşı hiçbir siyasi parti bu konu hakkında fikir üretmiyor. Üretmek bir yana bölünmeye vesile olacak yeni proje ile Batı emperyalizmine destek sunuyorlar.
* **Beş yıl boyunca "Başörtüsü problemimiz yok" diyen Başbakan Erdoğan'ın bugün, "Başörtüsü kahramanlığına" kalkışmasının altında yatan ne olabilir diye kimse düşünüyor mu? Hayır, sadece onunla paslaşıyor ve asıl görülmesi gerekeni gözden kaçırıyorlar.
*
İşte bu sebepten Başörtüsü artık problem olmaktan çıkarılmalıdır.
Bugün en önemli problemimiz başörtüsü değil, egemenliktir
Egemenliğimize çuval giydirilmesine müsaade etmeyelim.
Hiç bir dini simgenin,laik bir ülkenin kamusunda(kamu deyince;devletin vergileri ateistende,başka din mensuplarından da topladıgı unutulmamalı.) olmaması gerektigi düşüncemi belirterek Nevval Kavçar'ın bu yazısını kopyaladım.
Neval Kavcar
Başbakan Erdoğan'ın Türban için "Siyasal simge olsa ne olur?" dediği andan
itibaren başlayan tartışmalar hız kesmeden devam ediyor.
Dikkat edilmesi gereken iki konu var bu gelişmede.
İlki başörtüsünü takmak isteyen kitlenin olup biteni heyecanla takibi.
Diğeri ise Türban tartışmaların oluşturduğu türbülans ile Türkiye'nin hava boşluğuna düşürülmesi.
İktidarda oldukları beş yıl ve 363 milletvekiline rağmen "Başörtüsü %1,5 un problemidir" diyen bu zihniyet, şimdi başörtüsünü çözer bir görüntü için yerel seçim öncesi atak başlatmıştır.
MHP bu konuda yardımcı olacağını belirtince, AKP nin muhtemeldir ki
"Çok uğraştık fakat karşı çıktılar"
türü kaçabilecek bir alanı kalmamıştır. MHP, AKP nin tüm hareket kabiliyetini kısıtlamış durumdadır.
Bu kısıtlamaya CHP de karşı durmayarak katılmalıdır.
Bu konuda dikkat çekmek istediğim yönler var.
*İslamiyet sadece kadınlarla mı ilgili bir inanç sistemi midir?
Müslüman olan Türk gençleri üniversitede okurken, Türk kızları örtüsünden dolayı bundan mahrum ediliyor?
Üstelik ortada kanuni olarak bir yasak yok iken.
80 Sonrası YÖK başkanlığının ortaya attığı bir düzenleme bugün, toplumsal bir çatışma ortamı oluşturmuştur.
Türk Milleti nelerle uğraştırılıyor ve asıl görmesi gereken konulardan nasıl uzak tutuluyor farkında mıdır herkes?
Kendilerine bu tarz giyimi seçmiş kişiler, devletin şerî hükümlerle yönetileceği anlamını mı taşımalıdır?
Başörtüsü Cumhuriyet için tehdit olsa idi, Atatürk yasaklardı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de Erdoğan ve Gül ailesinin türbanına karşı çıkanlar, asıl görmesi gereken mevzuları kaçırmadı mı?
ABD yi stratejik ortak kabul eden antlaşmayı imzalayan Gül - BOP eş başkanı Erdoğan konusu ve Türkiye'yi bekleyen tehlikeler tabana anlatılabildi mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimi vitrin Müslümanlarının istediği şekilde seyretti, sadece başörtüsüne hapsoldu.
*Türk Milletinin başörtülü fertleri 80 öncesi okul başta olmak üzere devletin her noktasına girerken, girmekten de öte memursa görevini yaparken bu ülkede korkulan konuda bir tehlike mi baş gösterdi
Kimse farkında değil mi?
Başörtüsü tartışmaları yapılırken Batıya verilen sözler yerine getiriliyor.
"Tüm bunlar gelişirken olup bitenin önüne "Türbandan paravan" konulduğu için görülemiyor. Devletin başbakanı ve Cumhurbaşkanının eşi başörtü takabiliyorsa, vatandaşı niçin takıp üniversiteye giremeyecek?
Çankaya köşküne giren başörtü, üniversiteye girince mi şeriat getiriyor?
Bu mantıksız yaklaşımdan bir an önce kurtularak ne olup bittiğine odaklanmak gerekir.
*Anlı şanlı partilerin vatandaşın kılık kıyafeti ile siyasi kariyer peşinde olmaları onların hedefsizliğinin de işareti olarak algılıyorum
*. AKP nin iç ve dış politikada yaptıklarını görmek, engelleyici projeler üretmek yerine, başörtüsüne hapsolmuş siyasetçiler bir an önce kendilerini bu yanlıştan kurtarmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasasına kadar değiştirerek küreselleşme önünde ki engellerin kaldırılma çalışmaları tam gaz gitmekte iken ana muhalefet, "laikliği de kaldırın" diyor.
*Dünya'da işsizlik sıralamasında ikinciliğe yerleşen Türkiye'de siyasilerin laik ve antilaik olarak kavgalarının arasında kaybolup gitmektedir. Petrol başta olmak üzere zenginliklerimiz ve topraklarımız üzerinde oynana oyunları bir kenara bırakıp, başörtüsünü tartışmak
toplumsal zekâmıza da hakaret olmuyor mu?
*
* *Türk Milleti olarak perişan halimize bakalım:
** *42 milyon seçmenle girilen seçimlerden altı ay sonra seçmen sayısının 48 milyon olduğunu öğreniyoruz? 22 Temmuzdan beri anlatmaktan yorulmadığım şaibe nasıl sırıtıyor artık görülebildi mi acaba?
*** Nüfusun yarısının borçlu olduğu, dış ve iç borcun Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa tavan yaptığı bir dönemi yaşıyoruz.
*** Vakıflar yasası ile batılı misyoner ve siyaset saptırıcıların istedikleri yerde vakıf şubesi kurarak faaliyet gösterebileceklerdir . Türk Devletinin AB istekleri ise zayıflatıldığı bu
dönemde, Türk Milletini gri propagandadan kim koruyacaktır?
*** Sivil Anayasa adı altında Türkiye'yi küresel düzenin uzantısı haline getirecek bir metin çalışması son hızla ilerlemektedir.
*** 74 milyon nüfusun % 20 si yeşil kartlıdır. İşsizlik % 15dir. Üniversite mezunu gençlerin büyük bölümü işsizdir.
*** Türkiye, BOP projesinde kobay olarak kullanılmaktadır. BOP eş başkanı olan bir başbakanımız vardır.
*** Nisan 2007 de çıkarılan yasa ile 74 milyon vatandaş batılı şirketlerin
kobayı olarak kullanılacaktır.
** *Ilımlı İslâm modeli ile Türkiye, Müslüman coğrafyada Truva atı olarak kullanılmaktadır. Son dönemde ki Dış ziyaretlerin tamamı bunun için gerçekleştirilmiştir.
* *** *Siyonist iş adamların toplantı mekânı DAVOS'ta Türkiye'nin rolü masaya yatırıldı. Kontrol altında tutulan Türkiye'nin," güçlü bir enerji koridoru" olduğu vurgulandı. Güvenlik ve eğitim alanında önemli reformların yapılması istendi.
** *Gaziantep'te El Kaide sorgusuna CIA katılırken, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir tüm general terör suçlaması ile cezaevine konuldu.
* *** *Enerjide tamamen dışa bağlanan Türkiye'nin siyasileri İran'ın doğal gaz vanasını açtığı zaman büyük bir diplomatik zafer olarak gösterildi.
** *DTP liler artık "kendilerini yönetme talebine" hazırlanıyor.
* *
* *** *PKK inişe geçerken, Kürdistan mı yükseliyor tehdidine karşı hiçbir siyasi parti bu konu hakkında fikir üretmiyor. Üretmek bir yana bölünmeye vesile olacak yeni proje ile Batı emperyalizmine destek sunuyorlar.
* **Beş yıl boyunca "Başörtüsü problemimiz yok" diyen Başbakan Erdoğan'ın bugün, "Başörtüsü kahramanlığına" kalkışmasının altında yatan ne olabilir diye kimse düşünüyor mu? Hayır, sadece onunla paslaşıyor ve asıl görülmesi gerekeni gözden kaçırıyorlar.
*
İşte bu sebepten Başörtüsü artık problem olmaktan çıkarılmalıdır.
Bugün en önemli problemimiz başörtüsü değil, egemenliktir
Egemenliğimize çuval giydirilmesine müsaade etmeyelim.
Hiç bir dini simgenin,laik bir ülkenin kamusunda(kamu deyince;devletin vergileri ateistende,başka din mensuplarından da topladıgı unutulmamalı.) olmaması gerektigi düşüncemi belirterek Nevval Kavçar'ın bu yazısını kopyaladım.