sabahci.06
New member
- Katılım
- 28 Ocak 2009
- Mesajlar
- 407
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
EDEBİYATIMIZDA DÜZYAZI TÜRLERİ
Duygu, düşünce, hayal ve eylemlerin söz ya da yazı ile dile getirilmesine “anlatım” denir. Biçim ve anlatım özellikleri bakımından iki türlü anlatım vardır:
a) Şiirle (Nazım) anlatım
b) Düzyazıyla (Nesir) anlatım
1) Şiir
- Hem kulağa hoş gelmesi hem de ahenk oluşturması açısından çok yaygındır.
- Şiir bilgi aktarmak amacıyla yazılmaz.
- Şiirlerde imgelerden, düşlerden, özlemlerden bir yaşam birikimi paylaşılır.
Konularına Göre Şiir Türleri
- Epik şiir (Kahramanlık, savaş, yiğitlik konuları işlenir)
- Lirik Şiir (Duygu ve düşüncelerin coşkulu bir dille anlatıldığı şiirlerdir. Fuzuli, Y.Emre, A.Haşim)
- Pastoral Şiir (Doğa güzelliklerini, çoban, köy, kır yaşamını dile getirir. A.Hamit Tarhan-Sahra)
- Didaktik Şiir (Bilgi ve öğüt verme amacıyla öğretici nitelikte yazılır. Y.Has Hacib, E.Ahmet)
- Dramatik Şiir (Acıklı ve üzüntülü olayları konu eder. N.Kemal, Faruk Nafiz)
- Satirik (Yergi) Şiir (Toplumdaki düzensizlikleri, çarpıklıkları eleştirir. Nef’i, Orhan Veli)
2) Roman
Yaşanmış veya yaşanabilecek olayları, gerçeğe uygun bir şekilde, yer, zaman ve şahıs göstererek anlatan, öyküden uzun yazılara roman denir.
- Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır.
- Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
- Şahıs kadrosu geniştir. Karakter çözümlemeleri yapılır.
- Zaman olarak geri dönüşler olur.
Roman Türleri
- Macera Romanı (Okuyucuyu şaşırtan, esrarlı olayları anlatır. Robinson Crusoe, Define Adası)
- Sosyal Roman (Toplumsal sorunları kuşak çatışması, esaret, yoksulluk işler.Kiralık Konak, Sergüzeşt)
- Tarihsel Roman (Yazar tarihi gerçekleri hayal gücüyle anlatır. Cezmi, Devlet Ana, Küçük Ağa)
- Psikolojik Roman (Roman kahramanlarının ruh çözümlemeleri yansıtılır. Eylül, Zehra)
3) Hikaye (Öykü)
İnsanların başından geçmiş ya da geçebilecek olayları yer ve zaman bağlayarak ilgi çekici bir biçimde anlatan kısa edebi yazılara denir.
- Hikayede olaylar, şahıslar ve hayatları uzun anlatılmaz.
- Hayatın belli bir kesiti verilir. Öncesi ve sonrası sezdirilir.
- Hikayede olayın ayrıntılarına yer verilmez, olay yüzeyseldir.
- Düşündürmekten çok duygulandırmak ve heyecanlandırmak esastır.
Hikaye Türleri
a) Olay Öyküsü (Maupassant Tarzı)
Yazar “çarpıcı” bir olayla okuyucunun ilgisini canlı tutmayı amaçlar. Olaylar adım adım gelişir. Okuyucunun kafasında birtakım sorular uyandırılır. Giriş, gelişme, sonuç basamaklarıyla olay sonlandırılır. Olay öyküsünün Dünya Edebiyatındaki öncüsü Fransız Gay de Maupassant’tır. Türk Edebiyatında ise başta Ömer Seyfettin olmak üzere Refik Halit ve Sabahattin Ali sayılabilir.
b) Durum/Kesit Öyküsü
Yazar, ya yaşamdan okuyucuya bir kesit sunar ya da insanlık durumunu belli bir ortam içinde aktarır. Durum öyküsünde “olay” ın yerini belli bir ortamdan kaynaklanan “izlenimler, çağrışımlar” alır. Rus sanatçı “Anton Çehov” tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere “Çehov tarzı öykü” de denilmektedir. Türk Edebiyatında Sait Faik, Memduh Şevket Esendal gibi sanatçılar bu türün başarılı örneklerini vermişlerdir.
4) Tiyatro
- Yaşananları ve insan yaşamının çeşitli yönlerini sahnede canlandırma sanatına tiyatro denir.
- Konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatıdır.
- Olaylar yazarın ağzından değil, eserdeki kişiler tarafından doğrudan doğruya söylenir.
- Tiyatroda sözler ve davranışlar birbirini tamamlar.
Tiyatro Türleri
Tarihsel gelişimi içinde incelendiği zaman tiyatro üçe ayrılır: Tragedya, Komedya ve dram.
a) Tragedya (Trajedi)
Eski Yunan Edebiyatında önemli ve soylu kişilerin başından geçen trajik olayları konu edinerek yazılan ve kendine özgü katı kuralları olan bir oyun türüdür.
- Kahramanlar; krallar, kraliçeler, soylular, tanrılar ve tanrıçalar gibi yüksek tabakadan seçilir.
- Konular; Yunan ve Latin mitolojileri, Homeros Destanları gibi tarihten ya da mitolojiden alınır.
- Kusursuz, ağırbaşlı bir dil kullanılır. Kaba sözlere yer verilmez.
- Erdeme ve ahlaka önem verilir.
- Tragedyalar, “Üç birlik” kuralına uygun yazılır.( Yer, zaman, olay)
- Vurma, yaralama, öldürme gibi olaylara yer verilmez. Bu tür olaylar haber verilir.
- Önemli sanatçıları Sophokles, Euripides, Corneille ve Racine’dir.
b) Komedya (Komedi)
Yaşamın gülünç yanlarını ortaya koyan oyun çeşidine denir.
- Amaç bireysel ve toplumsal bozuklukların gülünç yanlarını göstererek seyircinin doğru düşünmesini sağlamaktır.
- Konular çağdaş toplumdan ve günlük hayattan alınır.
- Vurma, yaralama, öldürme gibi olaylara sahnede yer verilir.
- Üslupta soyluluk aranmaz; her türlü kaba söze, şakalara anlatımda yer verilir.
- “Üç birlik” kuralına uyulur.
- Önemli sanatçıları Moliere, Gogol, Aristophanes’tir.
c) Dram
Günlük yaşamdaki hem gülünç hem de acıklı olayları anlatan tiyatro türüdür.
- Olaylar günlük yaşamdan ya da tarihten alınabilir.
- Acıklı ve gülünç olaylar bir arada verilebilir.
- Kahramanlar her tabakadan seçilebilir.
- “Üç birlik” kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
- Önemli sanatçıları Shakespeare, Goethe, Hugo ve Schiller’dir.
5) Fabl
Hayvan, bitki ve eşya gibi canlı veya cansız varlıklara, insan kişiliği verip onları konuşturarak, başlarından geçen olayları ibret verecek tarzda anlatan kısa manzum hikayelere fabl denir. Ahlak dersi veren, didaktik (öğretici) kahramanları çoğunlukla hayvan olan eserlerdir.
Özellikleri
- Fabl türü aracılığıyla kişilerin ve toplumun aksayan tarafları düzeltilmeye çalışılır.
- Kahramanlar bitkiler, hayvanlar olmasına rağmen gerçekte anlatılan insandır.
- Fabllarda teşhis (kişileştirme) ve intak (konuşturma) sanatından yararlanılır.
- Abartma ve benzetmeden sıkça yararlanılır.
- Fabllar, masallardan, sonunda bir ahlak dersi vermesi yönüyle ayrılır.
- Önemli temsilcileri La Fontaine, Beydaba’dır. (Kelile ve Dimne)
6) Masal
Olağanüstü durum ve olayları, olağanüstü kahramanlara bağlayarak, yer ve zaman belirtmeden anlatan halk hikayelerine masal denir.
Özellikleri
- Masallarda genellikle iyilik-kötülük, doğruluk-haksızlık gibi zıt durumlar işlenir.
- Masallarda yer ve zaman kavramı belirsizdir.
- Genellikle geniş zaman veya miş’li geçmiş zaman kullanılır.
- Çocuklara hitap ettiği için anlaşılır, akıcı, sürükleyici bir üsluba sahiptir.
- Kişiler her tabakadan seçilir. Cinler, periler, devler rol alabilir.
- Masallar genellikle tekerleme ile başlar. “Bir varmış, bir yokmuş; Evvel zaman içinde…”
- Eğitme amacı vardır. Bu yönüyle didaktiktir.
7) Deneme
Bir yazarın herhangi bir konu üzerindeki kişisel duygu ve düşüncelerini kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür.
Özellikleri
- İnsanı ilgilendiren her şey denemenin konusu olabilir, konu sınırlaması yoktur.
- Denemeci yazısını konuşma havası içinde, kendisiyle konuşuyormuş gibi yazar.
- Denemede içten, samimi bir üslup kullanılır.
- Öne sürülen düşünceler bir sonuca bağlanmaz.
- Önemli temsilcileri Montaigne, Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç’tır.
8) Makale
Bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak ve bilinçlendirme amacı güden bilimsel nitelikli gazete ya da dergi yazılarına makale denir.
Özellikleri
- Konu sınırlaması yoktur, her türlü konu işlenebilir.
- Makale yazmak uzmanlık ister, uzman olmayan kişilerden yazılması beklenemez.
- Ciddi bir üslubu vardır. Söz oyunları ve mecazlar bu türe uygun değildir.
- Makale yazarı, öne sürdüğü düşünceyi kanıtlamak zorundadır.
- Yazar, örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme, sayısal verilerden yararlanma gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanır.
- İlk makale örneğini Şinasi, Tercüman-ı Ahval gazetesinde “Mukaddime” başlığıyla yayımlamıştır. Bu türde yazan diğer kişiler Ziya Paşa, Fuat Köprülü, Ziya Gökalp sayılabilir.
9) Fıkra
Gazete ve dergilerde yayımlanan; güncel, siyasal, toplumsal sorunları kişisel görüşle ele alıp işleyen köşe yazısına fıkra denir.
Özellikleri
- Güncel (aktüel) olayları konu edinen kısa ömürlü, günübirlik gazete yazılarıdır.
- Yazar öznel bir tavır takınır, ayrıntıya girmez, kanıtlama ihtiyacı duymaz.
- Anlatım yalın ve doğaldır.
- Temsilcileri Ahmet Rasim, A.Haşim, Refik Halit ve Peyami Safa’dır.
10) Eleştiri
Bir sanat eserini veya sanatçıyı, ayrıntılı bir biçimde tanıtıp, onun olumlu ya da olumsuz yanlarını, somut verilere dayanarak yargılayıp değerlendiren, sanat değerini ortaya koyan yazı türüne eleştiri denir.
Eleştiri Türleri
a) İzlenimsel (Empresyonist) Eleştiri
Edebi eserin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden, izlenimlerden yola çıkılarak yapılan eleştirilere denir. Anatole France’ın ilkelerini belirlediği ve öznel yargıların ağırlıkta olduğu eleştiri türüdür.
b) Nesnel (Bilimsel) Eleştiri
Edebi eserin içerik, yapı ve üslup açısından somut verilerden yararlanılarak yapılan tarafsız eleştiriye denir.
Özellikleri
- Eleştiride sanat eseri olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınır.
- Eleştiride somut verilerden yararlanılmalıdır. İyi bir eleştiri öznellikten uzaktır.
- Eleştiride daha çok açıklama, tartışma, örnekleme, tanık gösterme gibi yöntem ve tekniklerden yararlanılır.
11) Röportaj
Bir gerçeğin araştırma, soruşturma ve soru-cevap yoluyla yansıtıldığı yazı türüne denir. Gazete ve dergilerde yayımlanan bilgilendirici özelliği fazla olan bir yazı türüdür.
Özellikleri
- Röportaj; bilgiyi, haberi, olayı ilgi çekici ve anlaşılır, sade bir dille yansıtır.
- Röportajda nesnellik ön plandadır.
- Röportaj bir tek yazı olabileceği gibi, yazı dizisi şeklinde de olabilir.
- Yazar konu ile ilgili film, fotoğraf ve grafiklerden yararlanarak eserini görselleştirerek zenginleştirebilir.
- Temsilcileri Fikret Otyam, Ruşen Eşref Ünaydın, Yaşar Kemal’dir.
12) Gezi Yazısı
Gezginlerin gezip gördükleri yerlerin ilgi çekici özelliklerini anlattıkları yazı türüdür.
Özellikleri
- Nesnel bir anlatıma sahiptir.
- Yalın ve anlaşılır bir dil temel özelliklerindendir.
- Gezi yazıları toplumların yaşayış, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi verir.
- Edebiyatımızda ilk gezi yazısı Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sidir.
- Gezi türünün önemli eserleri Hac Yolunda (Cenap), Anadolu Notları (R.N.Güntekin), Frankfurt Seyahatnamesi (A.Haşim)
13) Sohbet (Söyleşi)
Yazarın, herhangi bir konuda kendine özgü görüş ve düşüncelerini okuyucuyu sıkmadan, konuşma havası içinde karşısındakilerle konuşuyormuşçasına anlattığı yazı türüdür.
Özellikleri
- Karşılıklı konuşma havası taşır.
- Güncel konular tercih edilir.
- İçtenlik, yalınlık, duruluk esastır.
- Bir görüşü kanıtlama ihtiyacı duymaz.
- Öznel bir bakış açısı hakimdir.
- Temsilcileri Ahmet Rasim, M.C.Anday, Suut Kemal Yetkin’dir.
14) Anı (Hatıra)
Yazarın başından geçen ya da toplumu ilgilendiren önemli olay ve olguları kişisel bilgi ve izlenimlerine dayanarak sanatsal bir üslupla anlattıkları yazılara anı denir.
Özellikleri
- Anı yazısında nesnellik esastır.
- Anı yazısı, bir döneme ayna tutmak ve onu aydınlatma amacı taşır.
- Anı geçmişi anlatır. Olayların sonradan yazılmasıyla günlükten ayrılır.
- Temsilcileri A.Rasim-Şehir Mektupları, H.Ziya-Kırk Yıl, F.Rıfkı Atay-Çankaya’dır.
15) Günlük (Günce)
Bir kimsenin düzenli olarak günlük yaşamında edindiği izlenimleri, duygu ve düşünceleri tarih belirterek günü gününe anlattığı yazılara denir.
Özellikleri
- Anlatımlar öznel bir yaklaşımla verilir.
- İç konuşma tekniğinden yararlanılır.
- Edebiyatımızda “günlük” terimini ilk kez Falih Rıfkı Atay kullanmıştır.
- Günlük günü gününe yazılırken; anılarda yaşananlar bellekte kalan biçimiyle oluşturulur.
- Temsilcileri Günce-N.Ataç, Geçmişin Kuşları-Oktay Akbal, Günlük-Salah Birsel’dir.
16) Biyografi (Yaşam Öyküsü)
Herhangi bir alandaki başarılarıyla haklı bir ün kazanmış, sanata ve kültüre hizmet etmiş, örnek kişilerin yaşamını, başarılarını, eserlerini bütün yönleriyle inceleyerek okuyucuya bilgi vermeyi amaçlayan yazılara biyografi denir.
Özellikleri
- Tanınmış, topluma katkısı olmuş, başarılı kişiler konu edilir.
- Anlatılanların belgelere dayanması, kanıtlara dayanması gerekir.
- Anlatılanlar kronolojik bir düzen içinde verilir.
- Divan edebiyatındaki karşılığı “tezkire” dir.
- Ş.Süreyya Aydemir (Tek Adam), Mehmet Kaplan (Tevfik Fikret), A.H.Tanpınar (Yahya Kemal) adlı eseri biyografi türünde yazılmıştır.
17) Otobiyografi (Özyaşam Öyküsü)
Kişilerin kendi yaşamlarıyla ilgili dönemleri, ilginç yönleri ayrıntılı yazmasıyla ortaya çıkan eserlere otobiyografi denir.
Özellikleri
- Biyografide nesnellik, otobiyografide öznellik ağır basar.
- Biyografide dolaylı, otobiyografide doğrudan anlatım vardır.
- Biyografi tanıtılan kişiyi çevresiyle ele alır, otobiyografi ise anlatılanları kendisiyle sınırlar.
- Biyografi kişinin dış dünyasına, otobiyografi iç dünyasına yöneliktir.
- Biyografide belgeler, otobiyografide bellek önem kazanır.
- Türk edebiyatında Aziz Nesin’in “Böyle Gelmiş Böyle Gitmez”i, Hasan Ali Yücel’in “Hayatım” adlı yapıtı bu türe örnek gösterilebilir.
18) Mektup
Birbirinden ayrı ve uzak yerlerde bulunan kişi ya da kurumların gördüklerini, duygu ve düşüncelerini uzaktaki kişilerle paylaşmak amacıyla yazdığı resmi veya özel yazılara mektup denir.
Özellikleri
- Edebiyatımızdaki en ünlü mektup Fuzuli’nin “Şikayetname” sidir.
- Dostların, arkadaşların senli-benli, içten bir dille yazdıkları mektuplara özel mektup;
- Resmi kurumların birbiri arasındaki yazışmalara resmi mektup;
- Bir sanatçının yazdığı ve edebi değeri olan mektuplara yazınsal (edebi) mektup;
- Bir kişinin yazdığı, ancak herkesin okuması için gazete ve dergilerde yayımladığı mektuplara da açık mektup denir.
- Mektup türüyle yazılmış önemli eserler arasında Vadideki Zambak (Balzac), Ziya’ya Mektuplar (C.Sıtkı), Bir Kadın Düşmanı (Reşat Nuri) sayılabilir.
Duygu, düşünce, hayal ve eylemlerin söz ya da yazı ile dile getirilmesine “anlatım” denir. Biçim ve anlatım özellikleri bakımından iki türlü anlatım vardır:
a) Şiirle (Nazım) anlatım
b) Düzyazıyla (Nesir) anlatım
1) Şiir
- Hem kulağa hoş gelmesi hem de ahenk oluşturması açısından çok yaygındır.
- Şiir bilgi aktarmak amacıyla yazılmaz.
- Şiirlerde imgelerden, düşlerden, özlemlerden bir yaşam birikimi paylaşılır.
Konularına Göre Şiir Türleri
- Epik şiir (Kahramanlık, savaş, yiğitlik konuları işlenir)
- Lirik Şiir (Duygu ve düşüncelerin coşkulu bir dille anlatıldığı şiirlerdir. Fuzuli, Y.Emre, A.Haşim)
- Pastoral Şiir (Doğa güzelliklerini, çoban, köy, kır yaşamını dile getirir. A.Hamit Tarhan-Sahra)
- Didaktik Şiir (Bilgi ve öğüt verme amacıyla öğretici nitelikte yazılır. Y.Has Hacib, E.Ahmet)
- Dramatik Şiir (Acıklı ve üzüntülü olayları konu eder. N.Kemal, Faruk Nafiz)
- Satirik (Yergi) Şiir (Toplumdaki düzensizlikleri, çarpıklıkları eleştirir. Nef’i, Orhan Veli)
2) Roman
Yaşanmış veya yaşanabilecek olayları, gerçeğe uygun bir şekilde, yer, zaman ve şahıs göstererek anlatan, öyküden uzun yazılara roman denir.
- Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır.
- Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
- Şahıs kadrosu geniştir. Karakter çözümlemeleri yapılır.
- Zaman olarak geri dönüşler olur.
Roman Türleri
- Macera Romanı (Okuyucuyu şaşırtan, esrarlı olayları anlatır. Robinson Crusoe, Define Adası)
- Sosyal Roman (Toplumsal sorunları kuşak çatışması, esaret, yoksulluk işler.Kiralık Konak, Sergüzeşt)
- Tarihsel Roman (Yazar tarihi gerçekleri hayal gücüyle anlatır. Cezmi, Devlet Ana, Küçük Ağa)
- Psikolojik Roman (Roman kahramanlarının ruh çözümlemeleri yansıtılır. Eylül, Zehra)
3) Hikaye (Öykü)
İnsanların başından geçmiş ya da geçebilecek olayları yer ve zaman bağlayarak ilgi çekici bir biçimde anlatan kısa edebi yazılara denir.
- Hikayede olaylar, şahıslar ve hayatları uzun anlatılmaz.
- Hayatın belli bir kesiti verilir. Öncesi ve sonrası sezdirilir.
- Hikayede olayın ayrıntılarına yer verilmez, olay yüzeyseldir.
- Düşündürmekten çok duygulandırmak ve heyecanlandırmak esastır.
Hikaye Türleri
a) Olay Öyküsü (Maupassant Tarzı)
Yazar “çarpıcı” bir olayla okuyucunun ilgisini canlı tutmayı amaçlar. Olaylar adım adım gelişir. Okuyucunun kafasında birtakım sorular uyandırılır. Giriş, gelişme, sonuç basamaklarıyla olay sonlandırılır. Olay öyküsünün Dünya Edebiyatındaki öncüsü Fransız Gay de Maupassant’tır. Türk Edebiyatında ise başta Ömer Seyfettin olmak üzere Refik Halit ve Sabahattin Ali sayılabilir.
b) Durum/Kesit Öyküsü
Yazar, ya yaşamdan okuyucuya bir kesit sunar ya da insanlık durumunu belli bir ortam içinde aktarır. Durum öyküsünde “olay” ın yerini belli bir ortamdan kaynaklanan “izlenimler, çağrışımlar” alır. Rus sanatçı “Anton Çehov” tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere “Çehov tarzı öykü” de denilmektedir. Türk Edebiyatında Sait Faik, Memduh Şevket Esendal gibi sanatçılar bu türün başarılı örneklerini vermişlerdir.
4) Tiyatro
- Yaşananları ve insan yaşamının çeşitli yönlerini sahnede canlandırma sanatına tiyatro denir.
- Konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatıdır.
- Olaylar yazarın ağzından değil, eserdeki kişiler tarafından doğrudan doğruya söylenir.
- Tiyatroda sözler ve davranışlar birbirini tamamlar.
Tiyatro Türleri
Tarihsel gelişimi içinde incelendiği zaman tiyatro üçe ayrılır: Tragedya, Komedya ve dram.
a) Tragedya (Trajedi)
Eski Yunan Edebiyatında önemli ve soylu kişilerin başından geçen trajik olayları konu edinerek yazılan ve kendine özgü katı kuralları olan bir oyun türüdür.
- Kahramanlar; krallar, kraliçeler, soylular, tanrılar ve tanrıçalar gibi yüksek tabakadan seçilir.
- Konular; Yunan ve Latin mitolojileri, Homeros Destanları gibi tarihten ya da mitolojiden alınır.
- Kusursuz, ağırbaşlı bir dil kullanılır. Kaba sözlere yer verilmez.
- Erdeme ve ahlaka önem verilir.
- Tragedyalar, “Üç birlik” kuralına uygun yazılır.( Yer, zaman, olay)
- Vurma, yaralama, öldürme gibi olaylara yer verilmez. Bu tür olaylar haber verilir.
- Önemli sanatçıları Sophokles, Euripides, Corneille ve Racine’dir.
b) Komedya (Komedi)
Yaşamın gülünç yanlarını ortaya koyan oyun çeşidine denir.
- Amaç bireysel ve toplumsal bozuklukların gülünç yanlarını göstererek seyircinin doğru düşünmesini sağlamaktır.
- Konular çağdaş toplumdan ve günlük hayattan alınır.
- Vurma, yaralama, öldürme gibi olaylara sahnede yer verilir.
- Üslupta soyluluk aranmaz; her türlü kaba söze, şakalara anlatımda yer verilir.
- “Üç birlik” kuralına uyulur.
- Önemli sanatçıları Moliere, Gogol, Aristophanes’tir.
c) Dram
Günlük yaşamdaki hem gülünç hem de acıklı olayları anlatan tiyatro türüdür.
- Olaylar günlük yaşamdan ya da tarihten alınabilir.
- Acıklı ve gülünç olaylar bir arada verilebilir.
- Kahramanlar her tabakadan seçilebilir.
- “Üç birlik” kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
- Önemli sanatçıları Shakespeare, Goethe, Hugo ve Schiller’dir.
5) Fabl
Hayvan, bitki ve eşya gibi canlı veya cansız varlıklara, insan kişiliği verip onları konuşturarak, başlarından geçen olayları ibret verecek tarzda anlatan kısa manzum hikayelere fabl denir. Ahlak dersi veren, didaktik (öğretici) kahramanları çoğunlukla hayvan olan eserlerdir.
Özellikleri
- Fabl türü aracılığıyla kişilerin ve toplumun aksayan tarafları düzeltilmeye çalışılır.
- Kahramanlar bitkiler, hayvanlar olmasına rağmen gerçekte anlatılan insandır.
- Fabllarda teşhis (kişileştirme) ve intak (konuşturma) sanatından yararlanılır.
- Abartma ve benzetmeden sıkça yararlanılır.
- Fabllar, masallardan, sonunda bir ahlak dersi vermesi yönüyle ayrılır.
- Önemli temsilcileri La Fontaine, Beydaba’dır. (Kelile ve Dimne)
6) Masal
Olağanüstü durum ve olayları, olağanüstü kahramanlara bağlayarak, yer ve zaman belirtmeden anlatan halk hikayelerine masal denir.
Özellikleri
- Masallarda genellikle iyilik-kötülük, doğruluk-haksızlık gibi zıt durumlar işlenir.
- Masallarda yer ve zaman kavramı belirsizdir.
- Genellikle geniş zaman veya miş’li geçmiş zaman kullanılır.
- Çocuklara hitap ettiği için anlaşılır, akıcı, sürükleyici bir üsluba sahiptir.
- Kişiler her tabakadan seçilir. Cinler, periler, devler rol alabilir.
- Masallar genellikle tekerleme ile başlar. “Bir varmış, bir yokmuş; Evvel zaman içinde…”
- Eğitme amacı vardır. Bu yönüyle didaktiktir.
7) Deneme
Bir yazarın herhangi bir konu üzerindeki kişisel duygu ve düşüncelerini kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür.
Özellikleri
- İnsanı ilgilendiren her şey denemenin konusu olabilir, konu sınırlaması yoktur.
- Denemeci yazısını konuşma havası içinde, kendisiyle konuşuyormuş gibi yazar.
- Denemede içten, samimi bir üslup kullanılır.
- Öne sürülen düşünceler bir sonuca bağlanmaz.
- Önemli temsilcileri Montaigne, Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç’tır.
8) Makale
Bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak ve bilinçlendirme amacı güden bilimsel nitelikli gazete ya da dergi yazılarına makale denir.
Özellikleri
- Konu sınırlaması yoktur, her türlü konu işlenebilir.
- Makale yazmak uzmanlık ister, uzman olmayan kişilerden yazılması beklenemez.
- Ciddi bir üslubu vardır. Söz oyunları ve mecazlar bu türe uygun değildir.
- Makale yazarı, öne sürdüğü düşünceyi kanıtlamak zorundadır.
- Yazar, örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme, sayısal verilerden yararlanma gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanır.
- İlk makale örneğini Şinasi, Tercüman-ı Ahval gazetesinde “Mukaddime” başlığıyla yayımlamıştır. Bu türde yazan diğer kişiler Ziya Paşa, Fuat Köprülü, Ziya Gökalp sayılabilir.
9) Fıkra
Gazete ve dergilerde yayımlanan; güncel, siyasal, toplumsal sorunları kişisel görüşle ele alıp işleyen köşe yazısına fıkra denir.
Özellikleri
- Güncel (aktüel) olayları konu edinen kısa ömürlü, günübirlik gazete yazılarıdır.
- Yazar öznel bir tavır takınır, ayrıntıya girmez, kanıtlama ihtiyacı duymaz.
- Anlatım yalın ve doğaldır.
- Temsilcileri Ahmet Rasim, A.Haşim, Refik Halit ve Peyami Safa’dır.
10) Eleştiri
Bir sanat eserini veya sanatçıyı, ayrıntılı bir biçimde tanıtıp, onun olumlu ya da olumsuz yanlarını, somut verilere dayanarak yargılayıp değerlendiren, sanat değerini ortaya koyan yazı türüne eleştiri denir.
Eleştiri Türleri
a) İzlenimsel (Empresyonist) Eleştiri
Edebi eserin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden, izlenimlerden yola çıkılarak yapılan eleştirilere denir. Anatole France’ın ilkelerini belirlediği ve öznel yargıların ağırlıkta olduğu eleştiri türüdür.
b) Nesnel (Bilimsel) Eleştiri
Edebi eserin içerik, yapı ve üslup açısından somut verilerden yararlanılarak yapılan tarafsız eleştiriye denir.
Özellikleri
- Eleştiride sanat eseri olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınır.
- Eleştiride somut verilerden yararlanılmalıdır. İyi bir eleştiri öznellikten uzaktır.
- Eleştiride daha çok açıklama, tartışma, örnekleme, tanık gösterme gibi yöntem ve tekniklerden yararlanılır.
11) Röportaj
Bir gerçeğin araştırma, soruşturma ve soru-cevap yoluyla yansıtıldığı yazı türüne denir. Gazete ve dergilerde yayımlanan bilgilendirici özelliği fazla olan bir yazı türüdür.
Özellikleri
- Röportaj; bilgiyi, haberi, olayı ilgi çekici ve anlaşılır, sade bir dille yansıtır.
- Röportajda nesnellik ön plandadır.
- Röportaj bir tek yazı olabileceği gibi, yazı dizisi şeklinde de olabilir.
- Yazar konu ile ilgili film, fotoğraf ve grafiklerden yararlanarak eserini görselleştirerek zenginleştirebilir.
- Temsilcileri Fikret Otyam, Ruşen Eşref Ünaydın, Yaşar Kemal’dir.
12) Gezi Yazısı
Gezginlerin gezip gördükleri yerlerin ilgi çekici özelliklerini anlattıkları yazı türüdür.
Özellikleri
- Nesnel bir anlatıma sahiptir.
- Yalın ve anlaşılır bir dil temel özelliklerindendir.
- Gezi yazıları toplumların yaşayış, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi verir.
- Edebiyatımızda ilk gezi yazısı Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sidir.
- Gezi türünün önemli eserleri Hac Yolunda (Cenap), Anadolu Notları (R.N.Güntekin), Frankfurt Seyahatnamesi (A.Haşim)
13) Sohbet (Söyleşi)
Yazarın, herhangi bir konuda kendine özgü görüş ve düşüncelerini okuyucuyu sıkmadan, konuşma havası içinde karşısındakilerle konuşuyormuşçasına anlattığı yazı türüdür.
Özellikleri
- Karşılıklı konuşma havası taşır.
- Güncel konular tercih edilir.
- İçtenlik, yalınlık, duruluk esastır.
- Bir görüşü kanıtlama ihtiyacı duymaz.
- Öznel bir bakış açısı hakimdir.
- Temsilcileri Ahmet Rasim, M.C.Anday, Suut Kemal Yetkin’dir.
14) Anı (Hatıra)
Yazarın başından geçen ya da toplumu ilgilendiren önemli olay ve olguları kişisel bilgi ve izlenimlerine dayanarak sanatsal bir üslupla anlattıkları yazılara anı denir.
Özellikleri
- Anı yazısında nesnellik esastır.
- Anı yazısı, bir döneme ayna tutmak ve onu aydınlatma amacı taşır.
- Anı geçmişi anlatır. Olayların sonradan yazılmasıyla günlükten ayrılır.
- Temsilcileri A.Rasim-Şehir Mektupları, H.Ziya-Kırk Yıl, F.Rıfkı Atay-Çankaya’dır.
15) Günlük (Günce)
Bir kimsenin düzenli olarak günlük yaşamında edindiği izlenimleri, duygu ve düşünceleri tarih belirterek günü gününe anlattığı yazılara denir.
Özellikleri
- Anlatımlar öznel bir yaklaşımla verilir.
- İç konuşma tekniğinden yararlanılır.
- Edebiyatımızda “günlük” terimini ilk kez Falih Rıfkı Atay kullanmıştır.
- Günlük günü gününe yazılırken; anılarda yaşananlar bellekte kalan biçimiyle oluşturulur.
- Temsilcileri Günce-N.Ataç, Geçmişin Kuşları-Oktay Akbal, Günlük-Salah Birsel’dir.
16) Biyografi (Yaşam Öyküsü)
Herhangi bir alandaki başarılarıyla haklı bir ün kazanmış, sanata ve kültüre hizmet etmiş, örnek kişilerin yaşamını, başarılarını, eserlerini bütün yönleriyle inceleyerek okuyucuya bilgi vermeyi amaçlayan yazılara biyografi denir.
Özellikleri
- Tanınmış, topluma katkısı olmuş, başarılı kişiler konu edilir.
- Anlatılanların belgelere dayanması, kanıtlara dayanması gerekir.
- Anlatılanlar kronolojik bir düzen içinde verilir.
- Divan edebiyatındaki karşılığı “tezkire” dir.
- Ş.Süreyya Aydemir (Tek Adam), Mehmet Kaplan (Tevfik Fikret), A.H.Tanpınar (Yahya Kemal) adlı eseri biyografi türünde yazılmıştır.
17) Otobiyografi (Özyaşam Öyküsü)
Kişilerin kendi yaşamlarıyla ilgili dönemleri, ilginç yönleri ayrıntılı yazmasıyla ortaya çıkan eserlere otobiyografi denir.
Özellikleri
- Biyografide nesnellik, otobiyografide öznellik ağır basar.
- Biyografide dolaylı, otobiyografide doğrudan anlatım vardır.
- Biyografi tanıtılan kişiyi çevresiyle ele alır, otobiyografi ise anlatılanları kendisiyle sınırlar.
- Biyografi kişinin dış dünyasına, otobiyografi iç dünyasına yöneliktir.
- Biyografide belgeler, otobiyografide bellek önem kazanır.
- Türk edebiyatında Aziz Nesin’in “Böyle Gelmiş Böyle Gitmez”i, Hasan Ali Yücel’in “Hayatım” adlı yapıtı bu türe örnek gösterilebilir.
18) Mektup
Birbirinden ayrı ve uzak yerlerde bulunan kişi ya da kurumların gördüklerini, duygu ve düşüncelerini uzaktaki kişilerle paylaşmak amacıyla yazdığı resmi veya özel yazılara mektup denir.
Özellikleri
- Edebiyatımızdaki en ünlü mektup Fuzuli’nin “Şikayetname” sidir.
- Dostların, arkadaşların senli-benli, içten bir dille yazdıkları mektuplara özel mektup;
- Resmi kurumların birbiri arasındaki yazışmalara resmi mektup;
- Bir sanatçının yazdığı ve edebi değeri olan mektuplara yazınsal (edebi) mektup;
- Bir kişinin yazdığı, ancak herkesin okuması için gazete ve dergilerde yayımladığı mektuplara da açık mektup denir.
- Mektup türüyle yazılmış önemli eserler arasında Vadideki Zambak (Balzac), Ziya’ya Mektuplar (C.Sıtkı), Bir Kadın Düşmanı (Reşat Nuri) sayılabilir.