helly_zone
New member
- Katılım
- 5 Haz 2008
- Mesajlar
- 135
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
SAyfanin 2. konusunda derbederin arkadasimizin actigi konu kadar ilgi gorurmu bilmem :hhmanD bir de onun konusuna zit bi konu aciyorum ama buda duzenli bi yasam icin izlenilmesi gereken bi yol Neyse!!! Gelelim Konumuza
DÜZENLI VE VÜCUDA YARARLI UYUMAK IÇIN IZLENECEK BASAMAKLAR
Basariya ulasmak için izlenecek yollarin asilmasi için ve kalici olabilmesinin temel sartlarindan birisi, insanin iyi uyumus, dinlenmis ve zinde bir sekilde uyanmasidir. Bu anlamda uyku çok büyük önem kazanir. Uykudaki aksakliklar dalga dalga tüm benligimize ve çevremize yayilir. Önce uykumuzun nasil olmasi gerektigine karar vermeliyiz. Burada tespit etmemiz gereken nasil yatmali, ne kadar uyumali ve uykudaki temel yöntemin ne olacagi sorularinin cevaplaridir. Asagidaki yazili 6 maddede toplanmis tavsiyeleri uygulayin, göreceksiniz sabahlari dinlenmis olarak kalkacaksiniz. Yeni günü yeni heyecanla karsilayin. Bu maddelerin tamamini yerine getirin ve 1 ay boyunca bunu uygularsaniz eminim ki bir daha; bu tavsiyerin disina çikmayacaksiniz.
Tavsiyeler :
1. Uyku saatlerimizi degistirmeden günde 6-7 saatten fazla uyumamaliyiz.
2. Sabah erken kalkmali ve öglen vaktine kadar bir daha uyumamaliyiz.
3. Öglen yarim saat süreyle(11:00-13.30 arasinda) ve gece 23:00 - 05: 30 arasi (1 saatlik kayma olabilir) uyuyor olmaliyiz ve aksama yakin vakitte uyumamaliyiz.
4. Asla tok uyumamaliyiz. Yemegimizi uykudan en az 2.5- 3 saat önce yemeliyiz.
5. Uyku öncesinde vücut adalelerimizi gevsetmeliyiz.
6. Bizi rahatsiz edecek gürültülü, kötü kokulu, çok yumusak veya tümsekli zeminde uyumamaliyiz.
Uyku Gizli Güçtür
Uykunun kalitesi daima uyunan süreden daha önemlidir. Pek çok kisi uzun süre yatakta kalip, kendisi ile su veya bu sekilde oyunlar oynayarak, kendini ikna etmeye çalisarak süreyi uzatmaya çalisir. Bu tür uykular hem vücudu dinlendirmez, hem de müthis bir pismanlik uyandirir sonrasinda. Beyinsel bir agirlikla, uyku sersemi, kararsiz ve isteksiz kalkilir yataktan. Büyük bir suçluluk duygusuyla. Çünkü normal normlarda gün baslamistir dünyada. Ilahi bir güçle programlanmis gibi kalkmis, sevkle isine gücüne baslamis, konusunda yol almistir tüm insanlar. Ve biz türlü kandirmacalarla yatakta oyalanmis, herkesten geri kalmis gibi hissederiz kendimizi. Itiraf etmesek de, bilinçaltimiz rahatsizdir bu büyük ayiptan. Agzimizda ve beynimizde bu burukluk, güne rengini verir.
Dinler de uyku konusunda çesitli disiplinler getirmistir. Müslümanlarin yatis ve kalkislari günesin hareketine baglanmis, uyku öncesi ve sonrasi beden ve ruh egitimi çok incelikle belirtilmistir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz dinledigim bir sohbetinde basarisinin bir sirrinin da "uyuyorken günesin üzerine dogmamasi" olarak belirtiyor ve sabah günes dogmadan kalkmanin ona getirdigi nimetleri anlatiyordu. Hiristiyanlarda da degisik biçimlerde bu tür ibadetler söz konusudur. Ancak herkesin kaliteli uykuya ulasmak için kendine özgü bir yöntem bulmasi zorunludur güzel rüyalar için.
Uyku iyi çözümlerin dinamosudur. Ve genel basarimizin da temel tasi. Söyle bir düsünelim. Iyi uyuyamamissak aldigimiz kararlarin dogrulugundan ne kadar emin olabilir ve çalismalarimizdan nasil verim bekleyebiliriz? Yorgunken kitap okuma , dost sohbetindeki basarimizin derecesi nedir? Yedigimiz içtigimizden ne zevki alabiliriz?
Uyku, hayatimizda her seyin düzene konuldugu, tamir ve tedavi edildigi son derece önemli bir süreç olarak yaratilmistir. Bir kaç hafta uykusuz kalmanin ölüme neden oldugu hayvanlar üzerinde yapilan deneylerle ispat edilmistir. Daha da ötesi insanin yetersiz uykusu ile zihinsel güç kaybi arasinda yakin bir iliski oldugu, uykusuz kalan insanlarin zihinsel çalismalarinin tamamen durdugu ve düsüncelerini hiçbir seyin üzerinde yogunlastiramadiklari ispat edilmistir. 48 saat uykusuz birakilan yüksek ögrenimli kisilerin, ilkokul çocuklarina ögretilen matematik islemleri yapamadiklari görülmüstür.(Hürriyet 26.5.1193) A.B.D.'de 1993 yilinda yapilan bir arastirma sadece düzensiz uykunun A.B.D. ekonomisine 1993 yili kurlariyla verdigi zarar 360 trilyon liradir.(Bozdag,1996,40)
Günde 8 veya 10 saat uyuyor olabilirsiniz. Ancak yine de bu uykunuz hiçbir ise yaramiyor olabilir. Çogumuzun sandiginin aksine uykusuzlugun hayatimizdaki engelleyiciligi tahmin ettigimizden de büyüktür. Oysa çogu zaman rahatsizliklarimizin uykusuzluktan kaynaklandigini bilemeyiz bile.
Uyku beynin dinlenme vakti sanilmamalidir. Tersine uyku beynin vücudun dinlenme ve tamir isiyle mesgul oldugu vakittir. Beynin elektriksel yapisi üzerinde yapilan arastirmalar zihnimizin uyku esnasinda en az uyanik dönemde oldugu kadar yogun çalistigini göstermistir. Aradaki tek fark gece ve gündüz yapilan islerin farkli olmasidir.
UYKU ÜZERINDEKI TESPITLER:
1.REM ve NREM uykusu:
Insan her uyku seansinda iki ayri uyku türünü paylasimli olarak ve ihtiyaca göre uyur. Uykumuz ya derindir ya da hafif olarak yüzeyde seyreder. Derin uyku NREM olarak adlandirilmistir. Bu donemde cisimsel beden üzerindeki hücre tamirlerinin düzenlenmesiyle ilgilenir. Gün boyunca alkol, sigara, kirli hava gibi etkiler, asiri yorulma, yaralanma, enfeksiyon gibi nedenler hücre ölümlerine yol açar. Ayrica bedende her gün normal olarak 10 milyar hücre ölümü gerçeklesir. Bedeni bir milyon katli bir gökdelen olarak düsünelim. Her gün on binlerce tuglasi birlikte çürüyüp düsmekte, gökdelenin çökmemesi için yerlerine yenilerinin yerlestirilmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir çalismanin saglikli gerçeklesmesi sifir hatali bir haberlesme ve analiz sistemini gerektirir.
Iste beynimiz NREM adi verilen derin uyku esnasinda vücudun maddi tamirinin gerçeklesmesi görevini yüklenir. Çok yoruldugumuzda asiri enerji tüketimi, hatta oksijen eksik oldugunda hücreler yakilarak enerji üretilmesi gibi nedenlerle hücre ölümü daha çoktur. Bu durumda derin uykuyu daha fazla uyuruz. Bu süreci süphesiz biz kurmadik ve biz yürütmüyoruz. Ancak yaptigimiz bazi hatalar bu süreci aksatmaktadir. Eger NREM uykusunu yeterince uyuyamazsak vücudumuz erken çöker, çöküsü cildimizdeki pörsümeden okuyabiliriz. Ayrica ardi arkasi kesilmeyen hastaliklar da savunma sisteminin tahrip olmasindan kaynaklanir. Bu sistem ise uykusuzluktan oldukça fazla etkilenir.
Yasadigimiz ikinci ve hafif uyku ise REM olarak adlandirilir. Rüya gördügümüz uyku bu uykudur. Gün boyu yasadigimiz çatisma ve tepkimelerin diger boyutu duygu, düsünce ve hayallerimizle iliskilidir. Sevinçlerimiz, öfkelerimiz, nefretlerimiz, heyecanlarimiz birer içsel algi olarak gün boyu yasanir. Duygu hayal ve düsünceler cisimsel algi girisleri vasitasiyla alinmazlar, içte yasanirlar. Ancak hissettigimiz her bir duygu aninda kanimiza u duyguyu temsil eden hormon enjekte edilir. Duygularimiz tamir olmadiginda bu defa psikolojik bozukluklarla karsilasiriz. Herhangi bir duyguda asiriya kaçtigimizda yorgun oldugumuzu hissederiz. Mutlaka bir çok defa asiri bir üzüntünün istirabindan kurtulabilmek için uyumussunuzdur. Uyandiginizda ise uyumadan önceki durumunuza çok daha rahat oldugunuzu tespit etmissinizdir. Eger REM uykusunu uyuyamamis olsaydik sadece duygularimizin biriken yükü kisa sürede bizi depresyona sokar zihinsel ve duygusal kimligimizi tamamen kaybederdik.
2. Dogal uyku dönemleri:
Uyku üzerinde yapilan bir diger tespit insanlarin biyolojik ritmiyle iliskilidir. Insanlarin iki ayri uyku dalgasina göre programlandigi tespit edilmistir. Rodenburg Üniversitesinden Prof. Jurgen Zulley'in arastirmalarina göre bu iki dalgadan biri ögle arasinda 10-30 dakikalik bir süre içerir. Ögle vakti ve ögle yemegi öncesi uyunacak bu uyku, uykusuzlugun en önemli çözümlerinden biri olarak görülüyor. Digeri gece 12.00-04.00 arasi uyanacak uykudur. Bu iki vakti düzenli olarak uykuda geçiren kisiler uykusuzluk sorununu asacaktir.(Sabah 23.11.1993)
Görüldügü gibi uykusuzluk sorunu az uyumaktan degil vaktinde uyumamaktan, hatta gereginden fazla uyumaktan kaynaklanmaktadir. Günümüzde çogu üst düzey devlet adamlari öyle uykusunu mutlaka uyumaktadir. ABD Baskani Bill Clinton çalisma odasinda ergonomik koltugunu geriye yaslamakta ve üzerine bir battaniye alarak uyumaktadir. Uzak Dogunun süratle kalkinan dev sirketlerinde çalisan isçiler sistemli olarak ögle uykusu arasi vermekte ve böylece is veriminin zirvesine çikmaktadirlar.
Ilginç ve çarpici olan bir gerçek Peygamberimizin(asm) ögle uykusunu çok faydali bir uyku olarak ümmetine 14 asir önce tavsiye etmesidir. Bediuzzaman da ögleyin uyunacak 30 dakikalik uykunun sair vakitlerde uyunacak iki saat uykudan faydali oldugunu söylemistir.(28. Lem'a)
3. Erken kalkma faktörü:
Uykunun saglikli olabilmesi ve yeterince dinlenilebilmesi için mutlaka sabah erkenden kalkilmalidir. Arastirmalar sabah uyandiktan sonra tekrar uyuma yoluyla gece boyu yapilan tamiratin tekrar tahrip edildigini göstermistir. En büyük hatamiz uyku dalgasi geldiginde uyanik olmamiz, uyanikli dalgasi geldiginde uyuyor olmamizdir. Çünkü biz ne yaparsa yapalim beyin sadece yaratici tarafindan programlandigi dalgaya göre çalisir. Günesin ilk isiklarini alan vücut melatonin hormonu salgilar ve bu hormon biyolojik saatimizi belirler. Biyolojik saatimiz kendi kurallarina göre çalisir.
Sabah uyandiktan sonra tekrar uyuma istegi aliskanliktan ve tembellikten kaynaklanir. Bu aliskanligi yenen kisi en fazla 10 gün içinde büyük bir dinçlik gözlemleyecektir. Bunu kendi hayatinizda hemen deneyebilirsiniz. Bu gece saat 11.00'de uyuyunuz ve sabah 5.30'da kalkarak bütün uyuma isteginize direnerek çesitli mesguliyetler bularak bir daha uyumayiniz. Aliskanlik nedeniyle en fazla bir kaç saat kendinizi yorgun hissedeceksiniz. Ancak ardindan geç saatlere kadar kendinizi oldukça dinç ve güçlü hissedeceksiniz. Ertesi gün ayni saatte uyuyunuz. Uyanma isteginize ragmen saat 10.00'da yataginizdan kalkiniz. Bu defa aksama kadar kendinizi hafif sarhos gibi hissedeceksiniz. Zihninizi toplamak güçlesecek, maddi gücünüz bile azalacak hatta basiniz bile aksama dogru agriyabilecektir.
Kuslar gibi erken kalkan hayvanlardaki dinçlige, canliliga dikkat ediniz. Daha günes dogmadan uyanirlar ve civildasmaya baslarlar. Evinizde kedi besliyorsaniz çok erken uyanip miyavlamaya basladigini göreceksiniz. Insan da erken uyanmaya programlanmistir. Çocuk yetistirmisseniz küçük çocuklarin erken uyuduklarini, gece uyanarak tekrar uyuduklarini ancak sabah mutlaka çok erkenden uyandiklarini görürsünüz. Bebeklerin yetiskinlere göre daha fazla uyumalari vücutlarinda hücre yaratilmasinin çok hizli olmasindan ve sürekli artis göstermesindendir.
Geç uyanmanin zihin ve bedenimizde tahribata neden oldugu bilimsel arastirmalarla kesin olarak tespit edilmistir. Sevgili Peygamber de (asm) günün erken vaktindeki uykunun akli azalttigini, insani tembellestirdigini, rizkta bereketsizlige neden oldugunu söylemektedir.
4. Uykuyu etkileyen dis faktörler:
Uyku esnasinda göz disindaki algi girisleri açiktir. Uyuyan kisi çevresindeki sesleri duyar, teni dokunmalari hisseder, burnu kokuyu alir. Bu gerçek telkin ve beyin yikamada çok önemli bir vasita olarak görünüyor. Bir çok ciddi psikolojik hastalik uyuyan kisinin kulagina yapilan düzenli telkinlerle tedavi edilebilmektedir.
Dolaysiyla uyudugumuz mekan bizim için son derece önemlidir. Sokak gürültüleri duyulan bir ortamda uyuyorsak, evimizde bulunan televizyon veya bilgisayar gibi cihazlarin olusturdugu radyasyona muhatap oluyorsak, zihnimiz sadece bedenimizin içindeki dünya ile bas basa kalamaz. Disaridan alinan mesajlari da islemek, hem de tam teslimiyetle islemek zorunda kalir. Uyku esnasinda bilinçsizce yatagimizda döneriz. Bu gerçek, beynimizin dokunmayi hissedebilmesinden ve damar daralmalari varsa dönmek suretiyle bunu yok edebilme isteginden kaynaklanir. Uyurken anlimizda bir sinek dolassa farkinda olmadan onu kovariz.
Bütün bu gerçekler uyuma ortamimizda disardan gelen her türlü uyaricinin zihnimizi mesgul ettigini göstermektedir. Yattigimiz ortam orta-sert olmali, ortam temiz kokulu ve gürültüsüz düzenlenmelidir.
5. Gergin uyuma tehlikesi:
Yeterince uyudugumuz halde hala israrla dinlenemememizin bir nedeni zihnimizi çesitli sorunlarla bas basa birakmamizdir. Bu sorunlardan biri gergin uyumamiz, digeri tok halde iken uyumamizdir. Her iki durumda karabasanlar ve kötü rüyalar görmemiz mümkündür.
Bazi kisiler uykuya yattiginda kaslarini, omuzlarini, dizlerini iyice gererler. uyku mekanizmasi vücudu gevsetmeye çalisir. Bazen tam gevserken insan ani bosluga düser gibi irkilebilir. Bunu bir defa yasamissaniz derhal kendinizi kontrol etmelisiniz. Uyurken bütün adalelerimize "gevse, rahat ol, bosluga düsmüs gibi kendini birak" emrini vermeliyiz. Bu emri bir süre devamli verdigimizde uyku aninda alt suurumuz bu emirleri bilinçli olarak almasa bile otomatik olarak uygulamaya koyar ve her defasinda gevsemis olarak uyuruz. Aksi taktirde edinecegimiz gergin uyuma aliskanligi, beynimizin uyku boyunca kaslarimiza sürekli gerilme emri göndermesine yol açacaktir. Bu durum hem kaslari sürekli çalistirarak yoracak, tahrip edecektir; hem de beyni mesgul ederek yoracaktir. Böyle bir uykunun sonu yorulmus olarak uyanmaktir.
6. Tok uyuma tehlikesi:
Yorgun uyanmanin diger önemli nedeni tok karnina uyumaktir. Tok karnina uyudugumuzda beyin sürekli mide içerigini parçalamakla mesgul olacaktir. Dolasimdaki kanin önemli bir kismi sindirim bölgesinde odaklasacaktir. Uykunun durgunlugunda midenin peristaltik hareketi çok zor olacaktir. Mide duvarinin parçalanmasini istemiyorsak midemizde bekleyen içerigin bir an önce bosaltilmasina yardimci olmaliyiz. Beyin uykumuzda midemizi çürümekten kurtarmak için çirpinir, didinir. Uyandigimizda ise sanki hiç uyumadigimiz hissine kapiliriz. Kendimizi kendi ellerimizle tahrip ederiz. Hikmet ve ilmen açlikta gizli oldugunu buyuran sevgili Peygamberimiz(asm) "Aç olarak uyuyan kisinin etrafinda sabaha kadar huriler dolasir" demektedir. Almanya'da yapilmis olan bir arastirma saat 23.00'de uyuyan kisinin en geç 20.30'da aksam yemegini yemis olmasi gerektigini ortaya koymustur.
NOT:Alintidir
DÜZENLI VE VÜCUDA YARARLI UYUMAK IÇIN IZLENECEK BASAMAKLAR
Basariya ulasmak için izlenecek yollarin asilmasi için ve kalici olabilmesinin temel sartlarindan birisi, insanin iyi uyumus, dinlenmis ve zinde bir sekilde uyanmasidir. Bu anlamda uyku çok büyük önem kazanir. Uykudaki aksakliklar dalga dalga tüm benligimize ve çevremize yayilir. Önce uykumuzun nasil olmasi gerektigine karar vermeliyiz. Burada tespit etmemiz gereken nasil yatmali, ne kadar uyumali ve uykudaki temel yöntemin ne olacagi sorularinin cevaplaridir. Asagidaki yazili 6 maddede toplanmis tavsiyeleri uygulayin, göreceksiniz sabahlari dinlenmis olarak kalkacaksiniz. Yeni günü yeni heyecanla karsilayin. Bu maddelerin tamamini yerine getirin ve 1 ay boyunca bunu uygularsaniz eminim ki bir daha; bu tavsiyerin disina çikmayacaksiniz.
Tavsiyeler :
1. Uyku saatlerimizi degistirmeden günde 6-7 saatten fazla uyumamaliyiz.
2. Sabah erken kalkmali ve öglen vaktine kadar bir daha uyumamaliyiz.
3. Öglen yarim saat süreyle(11:00-13.30 arasinda) ve gece 23:00 - 05: 30 arasi (1 saatlik kayma olabilir) uyuyor olmaliyiz ve aksama yakin vakitte uyumamaliyiz.
4. Asla tok uyumamaliyiz. Yemegimizi uykudan en az 2.5- 3 saat önce yemeliyiz.
5. Uyku öncesinde vücut adalelerimizi gevsetmeliyiz.
6. Bizi rahatsiz edecek gürültülü, kötü kokulu, çok yumusak veya tümsekli zeminde uyumamaliyiz.
Uyku Gizli Güçtür
Uykunun kalitesi daima uyunan süreden daha önemlidir. Pek çok kisi uzun süre yatakta kalip, kendisi ile su veya bu sekilde oyunlar oynayarak, kendini ikna etmeye çalisarak süreyi uzatmaya çalisir. Bu tür uykular hem vücudu dinlendirmez, hem de müthis bir pismanlik uyandirir sonrasinda. Beyinsel bir agirlikla, uyku sersemi, kararsiz ve isteksiz kalkilir yataktan. Büyük bir suçluluk duygusuyla. Çünkü normal normlarda gün baslamistir dünyada. Ilahi bir güçle programlanmis gibi kalkmis, sevkle isine gücüne baslamis, konusunda yol almistir tüm insanlar. Ve biz türlü kandirmacalarla yatakta oyalanmis, herkesten geri kalmis gibi hissederiz kendimizi. Itiraf etmesek de, bilinçaltimiz rahatsizdir bu büyük ayiptan. Agzimizda ve beynimizde bu burukluk, güne rengini verir.
Dinler de uyku konusunda çesitli disiplinler getirmistir. Müslümanlarin yatis ve kalkislari günesin hareketine baglanmis, uyku öncesi ve sonrasi beden ve ruh egitimi çok incelikle belirtilmistir. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz dinledigim bir sohbetinde basarisinin bir sirrinin da "uyuyorken günesin üzerine dogmamasi" olarak belirtiyor ve sabah günes dogmadan kalkmanin ona getirdigi nimetleri anlatiyordu. Hiristiyanlarda da degisik biçimlerde bu tür ibadetler söz konusudur. Ancak herkesin kaliteli uykuya ulasmak için kendine özgü bir yöntem bulmasi zorunludur güzel rüyalar için.
Uyku iyi çözümlerin dinamosudur. Ve genel basarimizin da temel tasi. Söyle bir düsünelim. Iyi uyuyamamissak aldigimiz kararlarin dogrulugundan ne kadar emin olabilir ve çalismalarimizdan nasil verim bekleyebiliriz? Yorgunken kitap okuma , dost sohbetindeki basarimizin derecesi nedir? Yedigimiz içtigimizden ne zevki alabiliriz?
Uyku, hayatimizda her seyin düzene konuldugu, tamir ve tedavi edildigi son derece önemli bir süreç olarak yaratilmistir. Bir kaç hafta uykusuz kalmanin ölüme neden oldugu hayvanlar üzerinde yapilan deneylerle ispat edilmistir. Daha da ötesi insanin yetersiz uykusu ile zihinsel güç kaybi arasinda yakin bir iliski oldugu, uykusuz kalan insanlarin zihinsel çalismalarinin tamamen durdugu ve düsüncelerini hiçbir seyin üzerinde yogunlastiramadiklari ispat edilmistir. 48 saat uykusuz birakilan yüksek ögrenimli kisilerin, ilkokul çocuklarina ögretilen matematik islemleri yapamadiklari görülmüstür.(Hürriyet 26.5.1193) A.B.D.'de 1993 yilinda yapilan bir arastirma sadece düzensiz uykunun A.B.D. ekonomisine 1993 yili kurlariyla verdigi zarar 360 trilyon liradir.(Bozdag,1996,40)
Günde 8 veya 10 saat uyuyor olabilirsiniz. Ancak yine de bu uykunuz hiçbir ise yaramiyor olabilir. Çogumuzun sandiginin aksine uykusuzlugun hayatimizdaki engelleyiciligi tahmin ettigimizden de büyüktür. Oysa çogu zaman rahatsizliklarimizin uykusuzluktan kaynaklandigini bilemeyiz bile.
Uyku beynin dinlenme vakti sanilmamalidir. Tersine uyku beynin vücudun dinlenme ve tamir isiyle mesgul oldugu vakittir. Beynin elektriksel yapisi üzerinde yapilan arastirmalar zihnimizin uyku esnasinda en az uyanik dönemde oldugu kadar yogun çalistigini göstermistir. Aradaki tek fark gece ve gündüz yapilan islerin farkli olmasidir.
UYKU ÜZERINDEKI TESPITLER:
1.REM ve NREM uykusu:
Insan her uyku seansinda iki ayri uyku türünü paylasimli olarak ve ihtiyaca göre uyur. Uykumuz ya derindir ya da hafif olarak yüzeyde seyreder. Derin uyku NREM olarak adlandirilmistir. Bu donemde cisimsel beden üzerindeki hücre tamirlerinin düzenlenmesiyle ilgilenir. Gün boyunca alkol, sigara, kirli hava gibi etkiler, asiri yorulma, yaralanma, enfeksiyon gibi nedenler hücre ölümlerine yol açar. Ayrica bedende her gün normal olarak 10 milyar hücre ölümü gerçeklesir. Bedeni bir milyon katli bir gökdelen olarak düsünelim. Her gün on binlerce tuglasi birlikte çürüyüp düsmekte, gökdelenin çökmemesi için yerlerine yenilerinin yerlestirilmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir çalismanin saglikli gerçeklesmesi sifir hatali bir haberlesme ve analiz sistemini gerektirir.
Iste beynimiz NREM adi verilen derin uyku esnasinda vücudun maddi tamirinin gerçeklesmesi görevini yüklenir. Çok yoruldugumuzda asiri enerji tüketimi, hatta oksijen eksik oldugunda hücreler yakilarak enerji üretilmesi gibi nedenlerle hücre ölümü daha çoktur. Bu durumda derin uykuyu daha fazla uyuruz. Bu süreci süphesiz biz kurmadik ve biz yürütmüyoruz. Ancak yaptigimiz bazi hatalar bu süreci aksatmaktadir. Eger NREM uykusunu yeterince uyuyamazsak vücudumuz erken çöker, çöküsü cildimizdeki pörsümeden okuyabiliriz. Ayrica ardi arkasi kesilmeyen hastaliklar da savunma sisteminin tahrip olmasindan kaynaklanir. Bu sistem ise uykusuzluktan oldukça fazla etkilenir.
Yasadigimiz ikinci ve hafif uyku ise REM olarak adlandirilir. Rüya gördügümüz uyku bu uykudur. Gün boyu yasadigimiz çatisma ve tepkimelerin diger boyutu duygu, düsünce ve hayallerimizle iliskilidir. Sevinçlerimiz, öfkelerimiz, nefretlerimiz, heyecanlarimiz birer içsel algi olarak gün boyu yasanir. Duygu hayal ve düsünceler cisimsel algi girisleri vasitasiyla alinmazlar, içte yasanirlar. Ancak hissettigimiz her bir duygu aninda kanimiza u duyguyu temsil eden hormon enjekte edilir. Duygularimiz tamir olmadiginda bu defa psikolojik bozukluklarla karsilasiriz. Herhangi bir duyguda asiriya kaçtigimizda yorgun oldugumuzu hissederiz. Mutlaka bir çok defa asiri bir üzüntünün istirabindan kurtulabilmek için uyumussunuzdur. Uyandiginizda ise uyumadan önceki durumunuza çok daha rahat oldugunuzu tespit etmissinizdir. Eger REM uykusunu uyuyamamis olsaydik sadece duygularimizin biriken yükü kisa sürede bizi depresyona sokar zihinsel ve duygusal kimligimizi tamamen kaybederdik.
2. Dogal uyku dönemleri:
Uyku üzerinde yapilan bir diger tespit insanlarin biyolojik ritmiyle iliskilidir. Insanlarin iki ayri uyku dalgasina göre programlandigi tespit edilmistir. Rodenburg Üniversitesinden Prof. Jurgen Zulley'in arastirmalarina göre bu iki dalgadan biri ögle arasinda 10-30 dakikalik bir süre içerir. Ögle vakti ve ögle yemegi öncesi uyunacak bu uyku, uykusuzlugun en önemli çözümlerinden biri olarak görülüyor. Digeri gece 12.00-04.00 arasi uyanacak uykudur. Bu iki vakti düzenli olarak uykuda geçiren kisiler uykusuzluk sorununu asacaktir.(Sabah 23.11.1993)
Görüldügü gibi uykusuzluk sorunu az uyumaktan degil vaktinde uyumamaktan, hatta gereginden fazla uyumaktan kaynaklanmaktadir. Günümüzde çogu üst düzey devlet adamlari öyle uykusunu mutlaka uyumaktadir. ABD Baskani Bill Clinton çalisma odasinda ergonomik koltugunu geriye yaslamakta ve üzerine bir battaniye alarak uyumaktadir. Uzak Dogunun süratle kalkinan dev sirketlerinde çalisan isçiler sistemli olarak ögle uykusu arasi vermekte ve böylece is veriminin zirvesine çikmaktadirlar.
Ilginç ve çarpici olan bir gerçek Peygamberimizin(asm) ögle uykusunu çok faydali bir uyku olarak ümmetine 14 asir önce tavsiye etmesidir. Bediuzzaman da ögleyin uyunacak 30 dakikalik uykunun sair vakitlerde uyunacak iki saat uykudan faydali oldugunu söylemistir.(28. Lem'a)
3. Erken kalkma faktörü:
Uykunun saglikli olabilmesi ve yeterince dinlenilebilmesi için mutlaka sabah erkenden kalkilmalidir. Arastirmalar sabah uyandiktan sonra tekrar uyuma yoluyla gece boyu yapilan tamiratin tekrar tahrip edildigini göstermistir. En büyük hatamiz uyku dalgasi geldiginde uyanik olmamiz, uyanikli dalgasi geldiginde uyuyor olmamizdir. Çünkü biz ne yaparsa yapalim beyin sadece yaratici tarafindan programlandigi dalgaya göre çalisir. Günesin ilk isiklarini alan vücut melatonin hormonu salgilar ve bu hormon biyolojik saatimizi belirler. Biyolojik saatimiz kendi kurallarina göre çalisir.
Sabah uyandiktan sonra tekrar uyuma istegi aliskanliktan ve tembellikten kaynaklanir. Bu aliskanligi yenen kisi en fazla 10 gün içinde büyük bir dinçlik gözlemleyecektir. Bunu kendi hayatinizda hemen deneyebilirsiniz. Bu gece saat 11.00'de uyuyunuz ve sabah 5.30'da kalkarak bütün uyuma isteginize direnerek çesitli mesguliyetler bularak bir daha uyumayiniz. Aliskanlik nedeniyle en fazla bir kaç saat kendinizi yorgun hissedeceksiniz. Ancak ardindan geç saatlere kadar kendinizi oldukça dinç ve güçlü hissedeceksiniz. Ertesi gün ayni saatte uyuyunuz. Uyanma isteginize ragmen saat 10.00'da yataginizdan kalkiniz. Bu defa aksama kadar kendinizi hafif sarhos gibi hissedeceksiniz. Zihninizi toplamak güçlesecek, maddi gücünüz bile azalacak hatta basiniz bile aksama dogru agriyabilecektir.
Kuslar gibi erken kalkan hayvanlardaki dinçlige, canliliga dikkat ediniz. Daha günes dogmadan uyanirlar ve civildasmaya baslarlar. Evinizde kedi besliyorsaniz çok erken uyanip miyavlamaya basladigini göreceksiniz. Insan da erken uyanmaya programlanmistir. Çocuk yetistirmisseniz küçük çocuklarin erken uyuduklarini, gece uyanarak tekrar uyuduklarini ancak sabah mutlaka çok erkenden uyandiklarini görürsünüz. Bebeklerin yetiskinlere göre daha fazla uyumalari vücutlarinda hücre yaratilmasinin çok hizli olmasindan ve sürekli artis göstermesindendir.
Geç uyanmanin zihin ve bedenimizde tahribata neden oldugu bilimsel arastirmalarla kesin olarak tespit edilmistir. Sevgili Peygamber de (asm) günün erken vaktindeki uykunun akli azalttigini, insani tembellestirdigini, rizkta bereketsizlige neden oldugunu söylemektedir.
4. Uykuyu etkileyen dis faktörler:
Uyku esnasinda göz disindaki algi girisleri açiktir. Uyuyan kisi çevresindeki sesleri duyar, teni dokunmalari hisseder, burnu kokuyu alir. Bu gerçek telkin ve beyin yikamada çok önemli bir vasita olarak görünüyor. Bir çok ciddi psikolojik hastalik uyuyan kisinin kulagina yapilan düzenli telkinlerle tedavi edilebilmektedir.
Dolaysiyla uyudugumuz mekan bizim için son derece önemlidir. Sokak gürültüleri duyulan bir ortamda uyuyorsak, evimizde bulunan televizyon veya bilgisayar gibi cihazlarin olusturdugu radyasyona muhatap oluyorsak, zihnimiz sadece bedenimizin içindeki dünya ile bas basa kalamaz. Disaridan alinan mesajlari da islemek, hem de tam teslimiyetle islemek zorunda kalir. Uyku esnasinda bilinçsizce yatagimizda döneriz. Bu gerçek, beynimizin dokunmayi hissedebilmesinden ve damar daralmalari varsa dönmek suretiyle bunu yok edebilme isteginden kaynaklanir. Uyurken anlimizda bir sinek dolassa farkinda olmadan onu kovariz.
Bütün bu gerçekler uyuma ortamimizda disardan gelen her türlü uyaricinin zihnimizi mesgul ettigini göstermektedir. Yattigimiz ortam orta-sert olmali, ortam temiz kokulu ve gürültüsüz düzenlenmelidir.
5. Gergin uyuma tehlikesi:
Yeterince uyudugumuz halde hala israrla dinlenemememizin bir nedeni zihnimizi çesitli sorunlarla bas basa birakmamizdir. Bu sorunlardan biri gergin uyumamiz, digeri tok halde iken uyumamizdir. Her iki durumda karabasanlar ve kötü rüyalar görmemiz mümkündür.
Bazi kisiler uykuya yattiginda kaslarini, omuzlarini, dizlerini iyice gererler. uyku mekanizmasi vücudu gevsetmeye çalisir. Bazen tam gevserken insan ani bosluga düser gibi irkilebilir. Bunu bir defa yasamissaniz derhal kendinizi kontrol etmelisiniz. Uyurken bütün adalelerimize "gevse, rahat ol, bosluga düsmüs gibi kendini birak" emrini vermeliyiz. Bu emri bir süre devamli verdigimizde uyku aninda alt suurumuz bu emirleri bilinçli olarak almasa bile otomatik olarak uygulamaya koyar ve her defasinda gevsemis olarak uyuruz. Aksi taktirde edinecegimiz gergin uyuma aliskanligi, beynimizin uyku boyunca kaslarimiza sürekli gerilme emri göndermesine yol açacaktir. Bu durum hem kaslari sürekli çalistirarak yoracak, tahrip edecektir; hem de beyni mesgul ederek yoracaktir. Böyle bir uykunun sonu yorulmus olarak uyanmaktir.
6. Tok uyuma tehlikesi:
Yorgun uyanmanin diger önemli nedeni tok karnina uyumaktir. Tok karnina uyudugumuzda beyin sürekli mide içerigini parçalamakla mesgul olacaktir. Dolasimdaki kanin önemli bir kismi sindirim bölgesinde odaklasacaktir. Uykunun durgunlugunda midenin peristaltik hareketi çok zor olacaktir. Mide duvarinin parçalanmasini istemiyorsak midemizde bekleyen içerigin bir an önce bosaltilmasina yardimci olmaliyiz. Beyin uykumuzda midemizi çürümekten kurtarmak için çirpinir, didinir. Uyandigimizda ise sanki hiç uyumadigimiz hissine kapiliriz. Kendimizi kendi ellerimizle tahrip ederiz. Hikmet ve ilmen açlikta gizli oldugunu buyuran sevgili Peygamberimiz(asm) "Aç olarak uyuyan kisinin etrafinda sabaha kadar huriler dolasir" demektedir. Almanya'da yapilmis olan bir arastirma saat 23.00'de uyuyan kisinin en geç 20.30'da aksam yemegini yemis olmasi gerektigini ortaya koymustur.
NOT:Alintidir