MARCUSX
New member
DTP’liler... Kapatma kararına şaşırdınız mı?
Atatürk heykelleri bu ülkede bugüne kadar belki yüzlerce kez parçalandı...
Saldıranların ortak özellikleri “aşırı dinci” olmalarıydı...
Hilafeti ve saltanatı kaldırdığı için...
Medreselerin yerine üniversite...
Kadılığın yerine çağdaş mahkemeleri kurduğu için...
Latin harflerini benimseyip, kılık kıyafet devrimi yaptığı için...
Ve en önemlisi de...
Tarikatları, tekkeleri, zaviyeleri kapattığı için...
Atatürk’e düşmandılar...
***
Bugün yine Atatürk heykelleri parçalanıyor...
Ama parçalayanlar bu kez farklı!
Onlar, hilafeti ve saltanatı kaldırdığı için kızmıyorlar Atatürk’e...
Medreselerin yerine üniversite, kadılığın yerine mahkemeleri kurduğu için de değil tepkileri...
Hele hele; tarikatları, tekkeleri, zaviyeleri kapattığı için, hiç değil...
Çünkü bu kez saldırganlar, partileri dün Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DTP’liler.
Onların derdi aslında 71 yıl önce aramızdan ayrılan Cumhuriyetin Kurucusu ile değil; bizimle...
Ülkeyi bölmelerine, parçalamalarına itiraz ettiğimiz için kâh bize kızıp otobüs kundaklıyorlar ve masum insanları cayır cayır yakıyorlar, kâh dağda pusu atıp Mehmetçikleri şehit ediyorlar...
Ama yakın zamana kadar hiç Atatürk’ün heykellerini kıracak kadar alçalmamışlardı!
***
Dün DTP’nin Hakkari’de düzenlediği sözde “Barış ve Demokrasi Yürüyüşü”ne katılanlar, polisin müdahalesiyle kaçmak zorunda kalınca; yollarının üzerine çıkan ve “Türkiye Cumhuriyeti”ni simgeleyen her şeyi yakıp yıktılar...
Askeri lojmanları...
Öğretmenevini...
Dershaneleri...
Kamu binalarını...
Parti teşkilatlarını taş yağmuruna tuttular...
Yetmedi; Atatürk heykeline saldırdılar!
Böylece... İyice zavallılaştılar...
Kendilerine 86 yıl önce insanca bir hayat sağlayan bu ülkenin kurucusuna ihanet ettiler...
Mollalarla, yobazlarla, gericilerle aynı kalıba girmekte sakınca görmediler!
***
Dünkü gösterinin ismi, “Barış ve Demokrasi Yürüyüşü”ydü...
Bir kez daha anladım ki; bu ülkede kim ağzına hangi kavramı sakız ediyorsa, onu pisletmek için elinden geleni ardına koymuyor.
“Laikiz” diyorlar, laikliğin içini boşaltıp, yozlaştırıp, şeriatı diriltmeye çalışıyorlar...
“Demokratız” diyorlar, faşistlere taş çıkartıyorlar...
“Özgürlükçüyüz” diyorlar; ülkeyi tarihte görülmemiş bir baskı ortamıyla tanıştırıyorlar...
DTP’liler ve PKK’lılar da yıllardır “Barış”ı dillerinden düşürmeyip, ülkeşi savaş alanına çeviriyorlar...
***
Tamam; bizimle, bizim geleceğimizle oynamanıza alıştık da...
Atatürk’ün heykellerini parçalarken, hiç mi yüreğiniz sızlamadı?
Bu kadar mı arsızlaştınız?
Ve hâlâ “Partimiz neden kapatıldı” diye şaşırıyor musunuz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Günün en iddialı sorusu MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’dan En Büyük Devlet Büyüğü’ne:
ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığınız görüşmede, Lozan Barış Anlaşması’nın değiştirilmesini kabul ettiniz mi?
*****
YÖK Başkanı, yıktı geçti!
Katsayı konusundaki itirazı Danıştay tarafından reddedilen YÖK’ün Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, dün pot üstüne pot kırdı...
Danıştay’ın katsayı kararının ardından “B, C, D ve E’ye kadar planları olduğunu” belirterek, “Bu sonucu tahmin ettiğimiz için her şeye en baştan hazırlandık” dedi.
Yetmedi, “Gerekirse hukuku da dolanacağız” diyerek, tarihte görülmemiş bir skandala imza attı.
Sonra, Basın Müşaviri’nin uyarısıyla “Yasa dışına çıkmayacağız” diyerek, bunu düzeltmek zorunda kaldı. Yine yetmedi; YÖK’ün görev alanından çıktı, kendisini Milli Eğitim Bakanı zannetti... “İmam hatipleri düz liselere çevirmek”ten söz etti... Düz liselerdeki Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersi’ni, Din Dersi’ne çevirip, isteyen öğrencilere kendi dinlerinde eğitim verebileceklerini söyledi...
Ama bu önerisinin; hem YÖK’ün yetkisinin dışında olduğunun; hem de Anayasa’daki “laik eğitim ilkesi”yle uyuşmadığının farkına bile varmadı!
***
Bu açıklamalar bir kez daha gösterdi ki; YÖK Başkanı’nın derdi “meslek liseliler” falan değil, sadece “imam hatipliler...”
Yoksa; sadece imam hatiplerle sınırlı olarak değil de daha ‘genel’ saçmalaması gerekmez miydi?
***
Kısacası; YÖK’ü iki yıldır yöneten Başkan Bey’i izlerken içim sızladı!
MUSTAFA MUTLU
Atatürk heykelleri bu ülkede bugüne kadar belki yüzlerce kez parçalandı...
Saldıranların ortak özellikleri “aşırı dinci” olmalarıydı...
Hilafeti ve saltanatı kaldırdığı için...
Medreselerin yerine üniversite...
Kadılığın yerine çağdaş mahkemeleri kurduğu için...
Latin harflerini benimseyip, kılık kıyafet devrimi yaptığı için...
Ve en önemlisi de...
Tarikatları, tekkeleri, zaviyeleri kapattığı için...
Atatürk’e düşmandılar...
***
Bugün yine Atatürk heykelleri parçalanıyor...
Ama parçalayanlar bu kez farklı!
Onlar, hilafeti ve saltanatı kaldırdığı için kızmıyorlar Atatürk’e...
Medreselerin yerine üniversite, kadılığın yerine mahkemeleri kurduğu için de değil tepkileri...
Hele hele; tarikatları, tekkeleri, zaviyeleri kapattığı için, hiç değil...
Çünkü bu kez saldırganlar, partileri dün Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DTP’liler.
Onların derdi aslında 71 yıl önce aramızdan ayrılan Cumhuriyetin Kurucusu ile değil; bizimle...
Ülkeyi bölmelerine, parçalamalarına itiraz ettiğimiz için kâh bize kızıp otobüs kundaklıyorlar ve masum insanları cayır cayır yakıyorlar, kâh dağda pusu atıp Mehmetçikleri şehit ediyorlar...
Ama yakın zamana kadar hiç Atatürk’ün heykellerini kıracak kadar alçalmamışlardı!
***
Dün DTP’nin Hakkari’de düzenlediği sözde “Barış ve Demokrasi Yürüyüşü”ne katılanlar, polisin müdahalesiyle kaçmak zorunda kalınca; yollarının üzerine çıkan ve “Türkiye Cumhuriyeti”ni simgeleyen her şeyi yakıp yıktılar...
Askeri lojmanları...
Öğretmenevini...
Dershaneleri...
Kamu binalarını...
Parti teşkilatlarını taş yağmuruna tuttular...
Yetmedi; Atatürk heykeline saldırdılar!
Böylece... İyice zavallılaştılar...
Kendilerine 86 yıl önce insanca bir hayat sağlayan bu ülkenin kurucusuna ihanet ettiler...
Mollalarla, yobazlarla, gericilerle aynı kalıba girmekte sakınca görmediler!
***
Dünkü gösterinin ismi, “Barış ve Demokrasi Yürüyüşü”ydü...
Bir kez daha anladım ki; bu ülkede kim ağzına hangi kavramı sakız ediyorsa, onu pisletmek için elinden geleni ardına koymuyor.
“Laikiz” diyorlar, laikliğin içini boşaltıp, yozlaştırıp, şeriatı diriltmeye çalışıyorlar...
“Demokratız” diyorlar, faşistlere taş çıkartıyorlar...
“Özgürlükçüyüz” diyorlar; ülkeyi tarihte görülmemiş bir baskı ortamıyla tanıştırıyorlar...
DTP’liler ve PKK’lılar da yıllardır “Barış”ı dillerinden düşürmeyip, ülkeşi savaş alanına çeviriyorlar...
***
Tamam; bizimle, bizim geleceğimizle oynamanıza alıştık da...
Atatürk’ün heykellerini parçalarken, hiç mi yüreğiniz sızlamadı?
Bu kadar mı arsızlaştınız?
Ve hâlâ “Partimiz neden kapatıldı” diye şaşırıyor musunuz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Günün en iddialı sorusu MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’dan En Büyük Devlet Büyüğü’ne:
ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığınız görüşmede, Lozan Barış Anlaşması’nın değiştirilmesini kabul ettiniz mi?
*****
YÖK Başkanı, yıktı geçti!
Katsayı konusundaki itirazı Danıştay tarafından reddedilen YÖK’ün Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, dün pot üstüne pot kırdı...
Danıştay’ın katsayı kararının ardından “B, C, D ve E’ye kadar planları olduğunu” belirterek, “Bu sonucu tahmin ettiğimiz için her şeye en baştan hazırlandık” dedi.
Yetmedi, “Gerekirse hukuku da dolanacağız” diyerek, tarihte görülmemiş bir skandala imza attı.
Sonra, Basın Müşaviri’nin uyarısıyla “Yasa dışına çıkmayacağız” diyerek, bunu düzeltmek zorunda kaldı. Yine yetmedi; YÖK’ün görev alanından çıktı, kendisini Milli Eğitim Bakanı zannetti... “İmam hatipleri düz liselere çevirmek”ten söz etti... Düz liselerdeki Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersi’ni, Din Dersi’ne çevirip, isteyen öğrencilere kendi dinlerinde eğitim verebileceklerini söyledi...
Ama bu önerisinin; hem YÖK’ün yetkisinin dışında olduğunun; hem de Anayasa’daki “laik eğitim ilkesi”yle uyuşmadığının farkına bile varmadı!
***
Bu açıklamalar bir kez daha gösterdi ki; YÖK Başkanı’nın derdi “meslek liseliler” falan değil, sadece “imam hatipliler...”
Yoksa; sadece imam hatiplerle sınırlı olarak değil de daha ‘genel’ saçmalaması gerekmez miydi?
***
Kısacası; YÖK’ü iki yıldır yöneten Başkan Bey’i izlerken içim sızladı!
MUSTAFA MUTLU