PirAdam
Ayın Üyesi
iki yürek arasında akan bir nehir gibidir...gittiği yeri de temizler...geldiği yeri de...
Lisede okuduğum sıralarda edebiyat dersinde öğretmenimiz bizden dostlukla alakalı kompozisyon yazmamızı istemişti.
Herkes yazmaya başlamıştı tabi bizde âcizane o sıralar bilgimiz ve kültürümüz dâhilinde yazmıştık. Yazı lar bittikten sonra herkes yazısını hoca ya verdi. Hocamız o yazılardan birini yine bir edebiyat dersinde okumaya başladı hocamızın kompozisyon ların içerisinde çok hoşuna giden bu yazı sınıfımızda ve
Bende çok büyük etkisi olmuştu şu gün olmuş o yazılardaki satırlar hala aklımda ve dostluğu ben daima o satırlardaki gibi tarif ederim.
Bu satırlardaki dostluk tarifi şöyleydi;
DOST EKMEK VE SU GİBİDİR.
İşte bu iki kelime ekmek ve suyun önemi kadar bana dostluğun o kadar önemli olduğunu vurgulaması yetmişti ve ben o günden sonra bu yazıyı yazan arkadaşla dost oldum onun acısını ve sevincini hep paylaşmaya
Sıkıntılarında, maddi, manevi hep yanında oldum. Bana manen birçok şey kazandır dı bu kardeşimiz. Fakat madden, şimdiye kadar çok önemli olacak derecede bana maddi hiçbir faydası olmadı. Oysa ben onun yanında hep ekmek ve su gibiydim. Ya o benim yanımda! Ekmek ve su gibi ola bil di mi? Ben hep olmasını isterdim. Fakat nedense bir türlü olamadı.
Şimdi bana soracaksınız? Diyeceksiniz ki sen ona ekmek ve su gibiydin o sana neden öyle olamadı? Evet, ekmek oldu ama su olamadı
Su oldu ama ekmek olamadı? İşte mesele hepsi bu. Oysa ben ona ekmek ve su gibiydim. Neden bana kendisi olamadı. İşte dünya böyle sen ona her şeyini feda edersin o ise sana bir bakmışsın ki arşın kadar uzak mesafeli.
Bu dünya menfaat dünyası olmuş, çıkarı varsa yanında, menfaat varsa yanında, istediğin varsa bende yok o senden uzak sen ondan uzak.
Seni aramaz bile günler geçer haftalar geçer. Nerde bu diye sormaz. Hastamı, kazamı geçirdi diye aramaz. Arasa bile telefonla çağrı bırakır arasın beni, niye, kontörü biter. Dostluğu sadece dostunun iyi gününde arar. Hâlbuki böyle olmamalı dostluk. Dostluklar çıkar üzerine kurulmamalı yani ben sana mecburum onun için seninle dost oluyorum
Dememeli ve dedirtmemeli. Her şey Allah rızası için olmalı. Peygamber efendimiz (sav) her namazdan sonra cemaatine bakar kim gelmiş kim gelmemiş diye sorar gelmeyenleri hemen araştırır hastalığı varsa hastalığı için dua eder maddi sıkıntısı varsa sıkıntısını gidermeye çalışırdı. İşte o sahabelerine böyle dost olurdu.
Peygamberim (sav ) ekmek ve su gibi dost olurdu.
Selahattin ASLANTAŞ
Lisede okuduğum sıralarda edebiyat dersinde öğretmenimiz bizden dostlukla alakalı kompozisyon yazmamızı istemişti.
Herkes yazmaya başlamıştı tabi bizde âcizane o sıralar bilgimiz ve kültürümüz dâhilinde yazmıştık. Yazı lar bittikten sonra herkes yazısını hoca ya verdi. Hocamız o yazılardan birini yine bir edebiyat dersinde okumaya başladı hocamızın kompozisyon ların içerisinde çok hoşuna giden bu yazı sınıfımızda ve
Bende çok büyük etkisi olmuştu şu gün olmuş o yazılardaki satırlar hala aklımda ve dostluğu ben daima o satırlardaki gibi tarif ederim.
Bu satırlardaki dostluk tarifi şöyleydi;
DOST EKMEK VE SU GİBİDİR.
İşte bu iki kelime ekmek ve suyun önemi kadar bana dostluğun o kadar önemli olduğunu vurgulaması yetmişti ve ben o günden sonra bu yazıyı yazan arkadaşla dost oldum onun acısını ve sevincini hep paylaşmaya
Sıkıntılarında, maddi, manevi hep yanında oldum. Bana manen birçok şey kazandır dı bu kardeşimiz. Fakat madden, şimdiye kadar çok önemli olacak derecede bana maddi hiçbir faydası olmadı. Oysa ben onun yanında hep ekmek ve su gibiydim. Ya o benim yanımda! Ekmek ve su gibi ola bil di mi? Ben hep olmasını isterdim. Fakat nedense bir türlü olamadı.
Şimdi bana soracaksınız? Diyeceksiniz ki sen ona ekmek ve su gibiydin o sana neden öyle olamadı? Evet, ekmek oldu ama su olamadı
Su oldu ama ekmek olamadı? İşte mesele hepsi bu. Oysa ben ona ekmek ve su gibiydim. Neden bana kendisi olamadı. İşte dünya böyle sen ona her şeyini feda edersin o ise sana bir bakmışsın ki arşın kadar uzak mesafeli.
Bu dünya menfaat dünyası olmuş, çıkarı varsa yanında, menfaat varsa yanında, istediğin varsa bende yok o senden uzak sen ondan uzak.
Seni aramaz bile günler geçer haftalar geçer. Nerde bu diye sormaz. Hastamı, kazamı geçirdi diye aramaz. Arasa bile telefonla çağrı bırakır arasın beni, niye, kontörü biter. Dostluğu sadece dostunun iyi gününde arar. Hâlbuki böyle olmamalı dostluk. Dostluklar çıkar üzerine kurulmamalı yani ben sana mecburum onun için seninle dost oluyorum
Dememeli ve dedirtmemeli. Her şey Allah rızası için olmalı. Peygamber efendimiz (sav) her namazdan sonra cemaatine bakar kim gelmiş kim gelmemiş diye sorar gelmeyenleri hemen araştırır hastalığı varsa hastalığı için dua eder maddi sıkıntısı varsa sıkıntısını gidermeye çalışırdı. İşte o sahabelerine böyle dost olurdu.
Peygamberim (sav ) ekmek ve su gibi dost olurdu.
Selahattin ASLANTAŞ