Donumuza Kadar Türbana Battık!

Vtnsvr

New member
Donumuza Kadar Türbana Battık!

Yazan: Mustafa BALBAY on 08 Mart, 2008 11:45:00






Anayasa Mahkemesi, üniversitelerdeki türban kuralını ortadan kaldıran anayasa değişikliğine ilişkin başvuruyu görüşme kararı aldı.

14 Ocak'tan bu yana ayrıca alevlenen türbanın yargı yanı yüce mahkemede... Biz siyasal yanını sütuna yatıralım... Daha ilk günden şu değerlendirmeyi yapmıştık:

Anayasada yapılacak değişiklik, türbanı çözmez, düğümler... Sorunun sonu değil, başlangıcıdır!

Ne yazık ki süreç böyle işliyor.

AKP yönetimi türban kuralını eskisi gibi uygulayan rektörlere had-dini bildirme sorumluluğunu Dengir Mir Mehmet Fırat 'a vermiş olmalı... Rektörler bir araya geldi, konuyu mu konuştu; Fırat, başlıyor fırlatmaya... Her türlü sözü edip bir de "Biz onlar kadar ceberut olamayız" demiyor mu?

Güler misin ağlar mısın?

Çözer misin bağlar mısın?

Öyle anlaşılıyor ki, Fırat bugünlerde en çok psikiyatrları düşünüyor. Aklında fikrinde onlar olmalı... Amerika'dakilere sunduğu anayasa taslağına ilişkin tartışmaların arasında buna da değindi. Diyor ki:

"...Baş örterek rejim tehlikeye girmez... Bir doktora başvurarak korkularını yenebilirler. Ben inanıyorum ki bir psikiyatr kendilerine çok daha makul bir şekilde anlatır..."

Bu değerlendirmeyi yapan kişi, AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı! Kendisi bir süre önce de CHP Genel Sekreteri Önder Sav 'la "beyin fırtınasına" girişmişti!

***

Fırat'ın akışı yeterli gelmemiş olmalı ki Zapsu 'yu devreye soktular... AKP'deki tüm görevlerinden istifa eden Zapsu, sonunda başörtüsüne en anlamlı yakıştırmayı yaptı:

"Türban takanların sadece yüzde 50'si inancı yüzünden takıyor deseniz bile, bu yüzde 50'ye türban çıkar demek, sokaktaki bir kadına donunu çıkar demekten farksızdır..."

Bundan sonra akşamları evinde ailesiyle birlikte televizyon seyredenler ekranda Zapsu'yu gördü mü, hemen zap yapsın, yoksa devamı azap!

Bu tarifin neresinden tutabilirsiniz?

Laiklikte hassas bir kişi, bu yaklaşımla mantık üretse; AKP tayfası ne dinsizliğini bırakır, ne halka saygısızlığını!

Zapsu'ya bizim de "zap" lık yanıtlarımız olur, ama bize yakışmaz!

İhracattan sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de tartışmaya katıldı. İhraç fazlası kumaşı türbanda mı kullanacak nedir?.. AKP'nin tutumuna dikkat çeken Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Necla Pur 'a "Kendi işinize bakın" diye çıkıştı.

Siz, üniversiteyi karıştıracaksınız, rektörünü o işe karıştırmayacaksınız!

Olur; bu uyanıklığın patentini alın, ihraç edin!

***

Yukarıdaki tatsız tabloya eklenecek daha çok kişi var. Girişteki vurgumuzu bıkmadan usanmadan yinelemek gerekiyor:

Yapılan anayasa değişikliği türban sorununu çözmüyor, başlatıyor!

Önü alınmazsa, AKP'lilerin türbana buladıkları karışık kafaları, başka simgeleri de gündeme getirir...

Türbana don da bulaştıktan sonra ne diyelim?

Sözümüz bugünden dışarı, bakın yüzyıllar önce Mevlana ne demiş:

"Kör cehalet çirkefleştirir insanları

Suskunluğum asaletimdendir

Her lafa verecek bir cevabım var

Lakin bir lafa bakarım laf mı diye

Bir de söyleyene bakarım adam mı diye..."


[email protected]
 

Albayrak

Can Feda
Sözümüz bugünden dışarı, bakın yüzyıllar önce Mevlana ne demiş:

"Kör cehalet çirkefleştirir insanları

Suskunluğum asaletimdendir

Her lafa verecek bir cevabım var

Lakin bir lafa bakarım laf mı diye

Bir de söyleyene bakarım adam mı diye..."

Vay bee..
 

64general1

New member
Ahmet HAKAN
[email protected]

Türbanlılar neden zevksiz


HENÜZ Mustafa Kemal ortada yokken...

Henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken...

Henüz "Kılık Kıyafet Devrimi" falan yapılmamışken...

Siz zannediyor musunuz ki...

"Osmanlı aristokrasisi"nde ya da Osmanlı üst sınıflarında bütün kadınlar türbanlıydı?

Siz zannediyor musunuz ki...

"Kaç-göç" falan söz konusuydu?

Hayır!

Osmanlı üst sınıfı, Cumhuriyet’ten çok önce Batılılaşmıştır...

Türban atılmıştır... "Kaç-göç" ortadan kalkmıştır... Kadınlı erkekli ev davetleri, Osmanlı üst sınıflarının en önemli sosyalleşme alanı olmuştur... Fransız mürebbiyeler eliyle çocuk yetiştirme modası Tanzimat’tan sonra hız kazanmıştır... Piyanolar gösterişli evlerin başköşelerinde yerini almıştır...

Böylece...

Türban takmak ya da "kaç-göç" gibi uygulamalar, kırsala terk edilmiştir...

Cumhuriyet devrimleri, işte böyle bir yapının üzerine gelmiş ve Osmanlı üst sınıfları bu nedenle Cumhuriyet’e kolaylıkla intibak etmiştir.

Ancak...

"Kırsala terk edilen dindarlık", zamanla kırsaldan çıktı...

Sosyal hareketliliklerin başlaması, toplumsal hayata katılım olanaklarının artması, demokratik sistemin işlemesi, siyasal alanda temsil olanağının elde edilmesi gibi nedenlerden dolayı, "kırlarda kalan dindarlık", şehirlerimizde görünmeye başladı...

Yani...

"Günümüzün türbanlıları", istisnasız kırsal bir kökenden gelmektedir.

* * *

Hal böyle iken...

İslamcı ve de Osmanlıcı yazarımız Mehmet Şevket Eygi, bulduğu her fırsatta şu şekilde yakınmaktadır:

"Müslümanlar da amma zevksiz yahu... Başörtüleri bir felaket... Deve hörgücü gibi başlarını bağlıyorlar... Estetikten nasiplerini almamışlar... Ah Osmanlı, vah Osmanlı."

İslamcı ve de Osmanlıcı yazarımız Mehmet Şevket Eygi, ne Osmanlı üst sınıflarının Osmanlı’nın son döneminde "türban"ı çoktan attığı bilgisini göz önünde bulundurmaktadır, ne de bugün estetik açıdan eleştirdiği insanların kırsal kökenden geldiğini hesaba katmaktadır...

Böyle olunca da bir "olmaz"ın peşine takılmış, kırık plak gibi tekrarlayıp duruyor:

"Türbanlılar felaket giyiniyor! Estetik yok!"

Tamamı kırsal kökenden gelen insanlardan, "İncelmiş bir burjuva zevki" ya da "damıtılmış bir aristokrat tavrı" bekleyerek, hem snopluk yapıyor, hem de haksızlık...

Oysa şöyle bir etrafına baksa...

Türban takan insanlar arasında, bırakın burjuvayı ya da aristokratı, dört kuşaktır şehirde oturanlara bile rastlayamayacak...

Ve birazcık düşünse:

Bu tür zevklerin, ancak çok uzun zamandan sonra oluştuğunu idrak edecek...

Bunları idrak ettikten sonra da, bu kadar dertlenip kederlenmeye gerek duymayacak...

İKİYÜZLÜLÜK

BİR AKP’li kadın milletvekilleri Cüneyd Zapsu’nun "Türbanlı kadınlara türbanını çıkar demek, sokaktaki kadına donunu çıkar demekten farksızdır" şeklindeki açıklaması üzerine "Bu onun kendi düşüncesidir" demişler... O buram buram üslupsuzluk kokan "don" açıklaması, "düşünce" imiş... Peki benzer bir üslupsuzluğu bir CHP’li yapsa idi? O zaman da "Bu onun kendi düşüncesidir" mi diyeceklerdi?

İKİ CHP’li Mustafa Özyürek, Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’nin "Türban yanlısı" demecini ele almış... Diyor ki Özyürek: "Yunan Bakan, bizim iç sorunumuzda taraf olmuştur. Bu uluslararası teamüllere ve kurallara aykırıdır"... Merak ediyorum: Yunan Bakan, Türkiye’de, "Türban geriliğin simgesidir... Kadınların özgür, Türkiye’nin çağdaş olması için türban atılmalıdır" deseydi... Özyürek, "Bu bizim iç işimizdir... Sen ne karışıyorsun?" diyecek miydi?
 

Vtnsvr

New member
Hasan PulurOlaylar ve İnsanlar
[email protected]öyle danışman dost başına...

ÜNLÜ İngiliz devlet adamı Churchill, “Söz hürriyetinin olduğu yerlerde çok fazla aptalca laflar işitilecektir!” demiş...
Churchill’in bunca zaman önce söylediği bu sözün, günümüze kadar geçerli olduğunu, sabah gazeteleri açınca ya da akşam televizyonları seyredince anlıyorsunuz.
Tabii her hoşumuza gitmeyen, beğenmediğimiz lafa “aptalca” demek mümkün değil...
Lakin, “Kadının başından başörtüsünü çıkarmak, onun kıçından donunu çekip almak gibidir” lafı söyler misiniz, çok akıllı bir laf mıdır?
Hadi ‘aptalca’ demeyelim ama, ‘akıllıca bir laf’ diyebilir misiniz?
* * *
KİM söylüyor bunu?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın akıl danışmanlarından Cüneyd Zapsu... Eğer hafızamız bizi yanıltmıyorsa Cüneyd Zapsu, yıllar önce öldürülen, cinayete kurban giden, eski dostumuz Musa Anter’in yeğeniymiş... Musa Anter, 1960’lı yıllarda Milliyet’in Cağaloğlu Mollafenari Sokağı’ndaki binasına sık sık gelirdi; Kürttü, lakin bizim Türk olmamızdan gocunmazdı, biz de onun Kürtlüğünden...
* * *
DİYECEĞİMİZ şu, insanın Cüneyd Zapsu gibi danışmanı olmasın...
Herhalde Tayyip Erdoğan da dostunun kırdığı bu potlardan rahatsız olmuştur.
Daha önce de dostunu delikten süpürülüp ayrılacak kirli suya benzetmiş, Amerikalılara öğüt vermişti:
“Bence onu pissu deliğinden göndermeye çalışacağınıza kullanın. Hem siz hem de Avrupa onun varlığından faydalanabilirsiniz!”
Laf mı bu?
Laf ola beri gele!
Hani, “Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler” diye bir deyim vardır, tam ona uygun...
Peki, bir soru; sizin böyle bir dostunuz olsa onu kabul eder misiniz?
Valla biz etmezdik, lakin demek politikacının sindirim yeteneği çok gelişmiş...
* * *
LAFA Churchill’le başladık, bari onunla bitirelim gitsin.
Avam Kamarası’nda, yani Meclis’te kavgalı bir oturumdan sonra İşçi Partisi’nin dünyalar çirkini kadın milletvekili ona meydan okudu; çık dışarı konuşalım dedi ve ekledi:
“Sen bir sarhoşsun!”
Güldü:
“Evet sarhoşum, ama yarın ayılacağım, sen hayatın boyunca böyle çirkin kalacaksın!”
*********************
Ece TemelkuranKıyıdan
[email protected]onsuzlar!

Bugün 8 Mart 2008! AKP iyi günler diler! AKP, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yine bir şeref tablosuyla kutluyor. Gidinin fındıkçısı fıstıkçısı, kabuklu yemiş üstadı Cüneyd Zapsu, bu bayramın arifesinde buyurdu ki, “Türbanını çıkar demek, donunu çıkar demektir”.
Kadınların başıyla ve kalçasıyla bu kadar yakından meşgul olan bir politikacının bu yılki Dünya Kadınlar Günü’nde Türkiye kadınlarına armağan ettiği bu zarif özdeyiş için ne kadar teşekkür etsek azdır. Sonsuza kadar kalbimizin en mutena köşesinde saklayacağız. Fevkalade müteessir olduk! Sağ olasın, var olasın Cüneyd Zapsu. Dillerin dert görmesin.
Şahsen ben minnettarlığımı bu yazı ile göstermekten alamıyorum desem yeridir.

Tam zamanında bir açıklama

Sayın kabuklu yemiş komisyoncusu Cüneyd Bey, Türkiye kadınlarının donuna karşı zatınızın duyduğu istisnai ilgi beni çok duygulandırdı. Başı açık kadınların “donsuzluğuna” dikkat çekmeniz memleketin içinde bulunduğu ahval ve şerait içinde çok derece isabetli olmuştur, sizi ve ekibinizi tebrik ederim.
Sizin elbette hepimizden iyi bildiğiniz üzere Kuzey Irak operasyonuyla ilgili tartışmalar, ordu ile AKP arasındaki taze ahbaplık, CHP ile MHP’nin aniden “yeni hainler” ilan edilmesi, yaklaşan ekonomik kriz memleketimizin kadınlarının don meselesi yanında nedir ki! Tam da bugünlerde bu konunun reddedilemez önemini fark edip hepimizin dikkatine getirdiğiniz için nasıl etsek de size takdirlerimizi belli etsek.

Birkaç husus...

Fakat şu da var Cüneyt Beyciğim, mazur görünüz, müsaadenizle ben de birkaç hususu dikkatinize arz etmek isterim. Bazı hainlerin size söyleyebileceklerini duyar gibiyim. Donsuzluk meselesinin o güzel kıvırcık başınıza dert açabileceği bazı noktaları hatırlatmak don meselesini katiyetle ciddiye alan bir Türk hanımı olarak benim görevimdir.
Şöyle ki Cüneyt Beyciğim, biliyorsunuz muhakkak, Fransız Devrimi sırasında devrimi yapmış bulunan insanlar (Allah günahlarını affetsin!) “sansculottes” yani, affınıza sığınarak arz ederim, “donsuzlar” olarak anılırlardı. Bu zevat vaktiyle din adamlarının ve padişahların birlikte yürüttüğü, bizce de pek tatsız olan zalim yönetimi bir kalkışma neticesinde devirmiş ve kralı çok affedersiniz, giyotine yollamış idiler. Ondan sonra başıbozuk bir yönetim almış yürümüştür, lise bilgilerinden hatırlayacaksınız.
Bu donsuz zevat, başlarında ekseriyetle solcu şahıslar bulunmak kaydıyla geçmiş yönetimi yargılayıp ortadan kaldırmıştır.
Bu olay neticesinde o caaanım iktidar yerle bir edilmiş, o güzelim sefahat âlemi sona erdirilmiştir.
Şimdi efendim, bu donsuzlar, kadın olsun erkek olsun, inatçı olurlar. Gün gelir canları sıkılır, fındık kabuğundan gemiler yaparak, çok affedersiniz, gelip kapınıza dayanabilirler. Siz dondu, donsuzdu diyerek daldığınız bu ciddi tefekkür âlemindeyken, gelip kırılan fındıkların, cevizlerin ve dahi türlü kabuklu yemişin hesabını sormaya kalkarlar. Kadın donuyla ilgili yaptığınız bu ciddi çalışmanın derinliğini anlamadıkları gibi “Sana ne kardeşim donumuzdan” diyecekleri tutar. Bu sebepten Cüneyt Beyciğim uyarmak istedim.
Bu vesileyle mübarek 8 Mart’ınızı kutlarım.
Not: Fındıklar nasıl Cüneyt Beyciğim? Hepsini benim tarafımdan öpmenizi rica ederim.
 

kaptan61ts

New member
Halk Din simsarlarının da dersini verecek.Onlarında dünya nimetleri için kendi cıkarları için çaba harcadığını anlayacak , Bu Ülke kuruldu kurulalı hep aynı düşün yakamızdan ...
 

ikRa

Banned

Yakında yoLLarı sokakLarı da kamuya açık aLan ortak kuLLanım aLanı oLduğundan
KamusaL aLan iLan edecek baş örtüsünü orda da yasakLamaya çaLışacaksınız
Her çakaL bir şekiLde kendi ormanını koruyacak tabiki de

Donuna kadar nereye battığınızı bırakın
Boğazınıza kadar Lağımın içindesiniz
HaLa baş örtüsüyLe kapanacak yer arıyorsunuz kendinize..
 

yunusd

New member
Arkadaşlar bu konuyu tartışmaya bile gerek yok..Bir an önce gereği yağpılmalı.Türkiyenin konusu Türban olmamalı.

Emeğine sağlık
 

regal85

New member
alıp vermedikleri var mı ne sürekli eski konuları acıp duruyorlar. belli ki dokunmuş, hem de çok ...
 

HTML

Üst