manashan
New member
- Katılım
- 27 Eki 2007
- Mesajlar
- 164
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
TÜRK MEDENİYETİNE ÇİN İŞKENCESİ - 3
BİR IRK YOK EDİLMEK İSTENİYOR
DOĞU TÜRKİSTAN KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL BAŞKANI SEYİT TÜMTÜRK :
“MAYALAR VE KIZILDERİLİLER GİBİ ÇİN DE BİZİ YOK EDECEK”
“KADINLARIMIZ GAYRİAHLAKİ SEKTÖRLERDE ÇALIŞTIRILIYOR”
Doğu Türkistan’ın Çin altında yaşadığı baskı her geçen gün artıyor. Doğu Türkistan’da yaşanan Çin emperyalizminin, Çin’in güçlü ekonomik yapısı ve bu yapı sayesinde uluslar arası güç dengeleri üzerinde yarattığı etki nedeniyle dünyada bir çok ülke tarafından görülmek istenmediğini belirten Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Doğu Türkistan’da yaşananları tüm dünyaya belgeleriyle duyurmakta kararlı olduklarını ifade etti.
Bir medeniyeti yok ediyorlar
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da yaptıklarıyla sadece yönetimsel bir baskı ortaya koymadığını, bunun bir medeniyeti yok etme girişimi olduğunu belirten Tümtürk, bununla ilgili olarak şunları söyledi : “Doğu Türkistan sadece orada yaşayanları ifade eden bir olgu değil. Aynı zamanda bir medeniyetin adı. Bugün Türkçede kullanılan bir çok kelime bu medeniyet kökenlidir. Doğu Türkistan medeniyeti incelendiğinde ipek üretimi ve işlenmesi, kağıt kullanımı, tarım ve dokumacılık alanlarında bir çok medeniyetten çok daha önce bunları sosyal yaşantısının bir parçası haline getirmiştir. Bunların belgeleri mevcuttur. Doğu Türkistan medeniyeti yerin beş bin metre altından su çıkartarak bir vahayı sulamış, bu vahada bir medeniyet oluşturmuşlardır. Doğu Türkistan böyle bir medeniyetin temsilcisidir. Ancak bugün yaşananlar, Çin’in gerçekleştirdiği baskı böyle geniş ve tarihsel önemi ve derinliği olan bir medeniyeti ortadan kaldırmaya yönelik girişimdir.”
Tek yanlı enformasyon
Tarihte daha önce Mayaların, Azteklerin, Kızılderililerin de büyük medeniyetler kurduklarını ancak daha sonra sömürge zihniyetinin temsilcileri tarafından ortadan kaldırıldıklarına dikkat çeken Tümtürk, bugün Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri de böyle bir tehlikenin beklediğini vurguladı: Tümtürk şunları söyledi : “Çin yönetimi Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin üzerine acımasızca gelmekte ve Türklere insanlık dışı uygulamalarda bulunmaktadır. Doğu Türkistan’da olanlar bir vahşet, bir katliamdır. Bunları gerçekleştirenler bunların normal olduğunu söylemektedirler, çünkü Doğu Türkistan Türklerini radikal İslamcı terörist olarak lanse etmektedirler. Batının demokrasi söylemlerini dilinden düşünmeyen örgütleri ise bu konu da en ufak bir araştırma yapma gereği duymamaktadırlar. Çin yönetiminin tek yanlı enformasyonlarıyla yetinmekte, doğu Türkistan Türklerini dinleme ihtiyacı görmemektedirler. Bu Çin’in uluslar arası arenada önemli bir ekonomik güç olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bizler tarafından gayet iyi bilinmektedir. Ancak doğru olmadığını defalarca söylememize rağmen, en azından bir araştırma grubunun bölgeye gelip incelemelerde bulunmaması Türklere karşı uygulanan çifte standardın açıkça bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Biz buradan soruyoruz bu uygulama çifte standart değildir de nedir?”
Terörist diyorlar
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’ı her fırsatta terörizme destek veren bir yönetim olarak lanse ettiğine dikkat çeken Tümtürk, aynı zamanda tüm Doğu Türkistanlı Türklerin de terörist ilan edilmek istendiğini söyledi. Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin kesinlikle terörizmle bir alakasının olmadığını, aksine kendilerine insanlık dışı baskıların uygulandığını anlatan Tümtürk, “11 Eylül olaylarının ardından global terörizmle mücadelenin başlamasının ardından bu fırsatı kullanmak isteyen Çin Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri de teröristmiş gibi göstermek istiyor. Türklerin yaptıkları her eylemi terör eylemi gibi göstermeye ve algılatmaya çalışıyorlar. Uluslararası camiada böyle bir algılama oluşturmak istiyorlar. Elbette ki bizim bunlarla yalnız başımıza mücadele etmemiz mümkün olmuyor. Biz sadece uluslar arası camianın Çin’in Doğu Türkistan üzerinde yapmış olduğu baskının farkında olmasını istiyoruz. Bununla ilgili olarak bizim elimizde belgeler var. Orada yaşayan insanlarımıza nasıl davrandıklarını biliyoruz. Bununla ilgili belgeleri uluslar arası kuruluşlara sunuyoruz. Çin güçlü olduğundan dolayı bu konuda ne kadar başarılı oluruz bilemiyorum ama çok ciddi bir baskı ile karşı karşıyayız ve bunu da tüm dünya kamuoyunun artık görmesini istiyoruz” dedi.
Milli hassasiyeti olan kayboluyor
Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri terörist olarak göstermesinin başlıca nedeninin burada olan milli mücadeleyi ortadan kaldırmak olduğunu belirten Tümtürk, mücadelenin kalkmayacağını, Çin yönetiminin gerçekleştirdiği bu uygulamalar sonucunda daha da çok şevk kazandığını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü : “Çin yönetimi bizim milli bilincimizi ve bu yönde ortaya koymuş olduğumuz mücadeleyi silebilmek için her türlü baskıyı deniyor, ifade ettiğim gibi bize terörist diyor. Uluslar arası gücünü kullanarak çeşitli ülkelere giden kardeşlerimizi oralardan getirterek kurşuna diziyor. Bunun en son örneğini geçtiğimiz günlerde yaşadık. Kanada pasaportu olan bir kardeşimizi uluslar arası gücünü kullanarak zorla ülkeye geri getirttiler ve kurşuna dizdiler. Bunun gibi daha bir çok örnek var. Yine geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayda terörist olarak ilan ettikleri kardeşimizi Çin halk mahkemesinde yargıladıktan sonra, suçu ne olduğu da tam saptanmamışken kurşuna dizdiler. Çin yönetiminin buradaki tek amacı Doğu Türkistan’daki Türklerin milli hassasiyetini ortadan kaldırmak. İslami ve milli hassasiyeti olan doğu Türkistanlı Türkler ortadan kayboluyor ve bir daha bulunamıyor. Bu nasıl izah edilebilir. Nasıl bir durumdur, anlaşılır gibi değil. Böyle olayların yaşandığı bir yerde biz de uluslar arası kuruluşları göreve çağırıyoruz. Gelin inceleme yapın diyoruz. Ancak yine de sesimizi duyuramıyoruz”.
Türk nüfusu olması gerekenden geride
Çin yönetiminin uyguladığı politikaların sadece bir baskı politikası olarak geçiştirilemeyeceğini de belirten Tümtürk, Çin’in bir ırkı yok etmeye yönelik politikalar uygulamak istediğini kaydetti. Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da uyguladığı nüfus sınırlama politikalarının insan hakları ile hiçbir şekilde bağdaşmadığını da ifade eden Tümtürk, “Çin yönetimi doğum politikaları uygulamakta ve bu politikalar ile Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere karşı ciddi olarak bir baskı oluşturmakta. Aslında bunun adına baskı da denemez. Bu bir ırkı yok etme politikasıdır. Doğum kontrolü için 2 çocuk sınırlaması getiriliyor. Çin’de gerçekleştirilen uygulamaya göre şehirlerde bir, kırsal kesimlerde ise iki çocuğa izin veriliyor. Ancak maddi durumu iyi olanlar elbette ki bu uygulamanın dışına çıkıp daha çok çocuk yapıyorlar. Doğu Türkistan’ın durumuna balkıdığına ise durum çok daha farklı. Doğu Türkistan bugün olması gereken nüfusunun çok çok gerisinde. Çin gerçekleştirdiği uygulamalarla bir ırkı yok etmek istercesine sosyal güvencelerimizi ortadan kaldırmak istiyor” diye konuştu.
Yıldırmak için AIDS’i kullanıyorlar
Tümtürk, Doğu Türkistan’da yaşanan en önemli sorunlardan bir tanesinin de Doğu Türkistan’lı Türk kadınların Çinliler tarafından ülkenin çeşitli bölgelerine götürülerek gayri ahlaki sektörlerde çalıştırılması. Bu konu ile ilgili olarak kendilerine çok şikayet ulaştığını ifade eden Tümtürk, uluslar arası kuruluşlara baş vurduklarını belirtti ve şunları anlattı : “Çin yönetimi özellikle kadınlarımız üzerinde baskı kurmak istiyor. Bu nedenle Doğu Türkistan’dan aldıkları genç kızlarımızı ve kadınlarımızı ülkenin çeşitli bölgelerine götürerek burada gayri ahlaki sektörlerde çalıştırıyorlar. Bunun için gerekli uluslar arası girişimleri yapıyoruz, ancak bunlardan yeterli sonuçları aldığımızı söyleyemeyiz. Bu nedenle Çin yönetimine bu konuda daha çok baskı yapılması gerekiyor. Öte yandan Doğu Türkistan’ın kanayan bir başka yarası da AIDS. Bu konuda da Doğu Türkistan’da yaşayanlar Çin yönetimine asla güvenmiyor. Doğu Türkistan Türk toplumu kendi İslami ve Türk geleneklerine bağlı olarak yaşayan bir toplum. Dolayısıyla AIDS gibi cinsel yollardan bulaşan bir hastalığın bölgemizde rastlanması mümkün değil. Durum böyle iken bu hastalık ülkemizde nasıl görülebilir merak ediyorum? Çin’de ilk AIDS vakası 1984 yılında görüldü. 1994 yılında yani tam 10 sene sonra bizim bölgemizde rastlanıyor. Bu nasıl oldu da bizim bölgemize geldi. Şunu açıkça anlamamız gerekiyor. Çin Doğu Türkistan’daki milli mücadeleyi ve bilinci ortadan kaldırabilmek için her türlü yolu deniyor.”
Doğu Türkistan’da yapılan nükleer denemelerden dolayı bugün hala kanser vakasının görüldüğünü belirten Seyit Tümtürk, tüberküloz, kolera, bulaşıcı sarılık gibi hastalıklardan dolayı ülkede hala ölümlerin gerçekleştiğini, bunun da ülkedeki sosyal güvencinin olmadığının açıkça bir göstergesi olduğunu kaydetti.
200 ayaklanma
Çin’in dışarıya kapalı bir ülke olmasından dolayı Doğu Türkistan Türklerinin verdikleri mücadelenin dünya kamuoyunda duyulmadığını da belirten Tümtürk, bu mücadeleyi şöyle dile getirdi: “Doğu Türkistan Türkleri olarak Çin emperyalizmine karşı büyük bir mücadele vermekteyiz. Bu mücadele halen de sürüyor. Çin’in köleleştirme siyasetine karşı sürekli mücadele ediyoruz. Ancak Çin kapalı bir yönetim olduğundan bu dışarıya duyulmuyor. 60-70 yıl içerisinde 200 ayaklanma gerçekleştirdik, bu ayaklanmalarda yüzlerce Türk öldürüldü. Ancak Çin bunların hiç birini dünya kamuoyuna duyurmadı. Çin yönetimi bizi köleleştirme siyasetine mahkum etmek istiyor, ancak bunda başarılı olamayacak, mücadelemiz sürecek.”
KAYNAK
"Doğu Türkistan" Türk Medeniyetine Çin İşkencesi-1 için TIKLA
"Doğu Türkistan" Türk Medeniyetine Çin İşkencesi-2 için TIKLA
"Doğu Türkistan" Türk Medeniyetine Çin İşkencesi-4 için TIKLA
BİR IRK YOK EDİLMEK İSTENİYOR
DOĞU TÜRKİSTAN KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ GENEL BAŞKANI SEYİT TÜMTÜRK :
“MAYALAR VE KIZILDERİLİLER GİBİ ÇİN DE BİZİ YOK EDECEK”
“KADINLARIMIZ GAYRİAHLAKİ SEKTÖRLERDE ÇALIŞTIRILIYOR”

Doğu Türkistan’ın Çin altında yaşadığı baskı her geçen gün artıyor. Doğu Türkistan’da yaşanan Çin emperyalizminin, Çin’in güçlü ekonomik yapısı ve bu yapı sayesinde uluslar arası güç dengeleri üzerinde yarattığı etki nedeniyle dünyada bir çok ülke tarafından görülmek istenmediğini belirten Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Doğu Türkistan’da yaşananları tüm dünyaya belgeleriyle duyurmakta kararlı olduklarını ifade etti.
Bir medeniyeti yok ediyorlar
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da yaptıklarıyla sadece yönetimsel bir baskı ortaya koymadığını, bunun bir medeniyeti yok etme girişimi olduğunu belirten Tümtürk, bununla ilgili olarak şunları söyledi : “Doğu Türkistan sadece orada yaşayanları ifade eden bir olgu değil. Aynı zamanda bir medeniyetin adı. Bugün Türkçede kullanılan bir çok kelime bu medeniyet kökenlidir. Doğu Türkistan medeniyeti incelendiğinde ipek üretimi ve işlenmesi, kağıt kullanımı, tarım ve dokumacılık alanlarında bir çok medeniyetten çok daha önce bunları sosyal yaşantısının bir parçası haline getirmiştir. Bunların belgeleri mevcuttur. Doğu Türkistan medeniyeti yerin beş bin metre altından su çıkartarak bir vahayı sulamış, bu vahada bir medeniyet oluşturmuşlardır. Doğu Türkistan böyle bir medeniyetin temsilcisidir. Ancak bugün yaşananlar, Çin’in gerçekleştirdiği baskı böyle geniş ve tarihsel önemi ve derinliği olan bir medeniyeti ortadan kaldırmaya yönelik girişimdir.”
Tek yanlı enformasyon
Tarihte daha önce Mayaların, Azteklerin, Kızılderililerin de büyük medeniyetler kurduklarını ancak daha sonra sömürge zihniyetinin temsilcileri tarafından ortadan kaldırıldıklarına dikkat çeken Tümtürk, bugün Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri de böyle bir tehlikenin beklediğini vurguladı: Tümtürk şunları söyledi : “Çin yönetimi Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin üzerine acımasızca gelmekte ve Türklere insanlık dışı uygulamalarda bulunmaktadır. Doğu Türkistan’da olanlar bir vahşet, bir katliamdır. Bunları gerçekleştirenler bunların normal olduğunu söylemektedirler, çünkü Doğu Türkistan Türklerini radikal İslamcı terörist olarak lanse etmektedirler. Batının demokrasi söylemlerini dilinden düşünmeyen örgütleri ise bu konu da en ufak bir araştırma yapma gereği duymamaktadırlar. Çin yönetiminin tek yanlı enformasyonlarıyla yetinmekte, doğu Türkistan Türklerini dinleme ihtiyacı görmemektedirler. Bu Çin’in uluslar arası arenada önemli bir ekonomik güç olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bizler tarafından gayet iyi bilinmektedir. Ancak doğru olmadığını defalarca söylememize rağmen, en azından bir araştırma grubunun bölgeye gelip incelemelerde bulunmaması Türklere karşı uygulanan çifte standardın açıkça bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Biz buradan soruyoruz bu uygulama çifte standart değildir de nedir?”
Terörist diyorlar
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’ı her fırsatta terörizme destek veren bir yönetim olarak lanse ettiğine dikkat çeken Tümtürk, aynı zamanda tüm Doğu Türkistanlı Türklerin de terörist ilan edilmek istendiğini söyledi. Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin kesinlikle terörizmle bir alakasının olmadığını, aksine kendilerine insanlık dışı baskıların uygulandığını anlatan Tümtürk, “11 Eylül olaylarının ardından global terörizmle mücadelenin başlamasının ardından bu fırsatı kullanmak isteyen Çin Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri de teröristmiş gibi göstermek istiyor. Türklerin yaptıkları her eylemi terör eylemi gibi göstermeye ve algılatmaya çalışıyorlar. Uluslararası camiada böyle bir algılama oluşturmak istiyorlar. Elbette ki bizim bunlarla yalnız başımıza mücadele etmemiz mümkün olmuyor. Biz sadece uluslar arası camianın Çin’in Doğu Türkistan üzerinde yapmış olduğu baskının farkında olmasını istiyoruz. Bununla ilgili olarak bizim elimizde belgeler var. Orada yaşayan insanlarımıza nasıl davrandıklarını biliyoruz. Bununla ilgili belgeleri uluslar arası kuruluşlara sunuyoruz. Çin güçlü olduğundan dolayı bu konuda ne kadar başarılı oluruz bilemiyorum ama çok ciddi bir baskı ile karşı karşıyayız ve bunu da tüm dünya kamuoyunun artık görmesini istiyoruz” dedi.
Milli hassasiyeti olan kayboluyor
Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri terörist olarak göstermesinin başlıca nedeninin burada olan milli mücadeleyi ortadan kaldırmak olduğunu belirten Tümtürk, mücadelenin kalkmayacağını, Çin yönetiminin gerçekleştirdiği bu uygulamalar sonucunda daha da çok şevk kazandığını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü : “Çin yönetimi bizim milli bilincimizi ve bu yönde ortaya koymuş olduğumuz mücadeleyi silebilmek için her türlü baskıyı deniyor, ifade ettiğim gibi bize terörist diyor. Uluslar arası gücünü kullanarak çeşitli ülkelere giden kardeşlerimizi oralardan getirterek kurşuna diziyor. Bunun en son örneğini geçtiğimiz günlerde yaşadık. Kanada pasaportu olan bir kardeşimizi uluslar arası gücünü kullanarak zorla ülkeye geri getirttiler ve kurşuna dizdiler. Bunun gibi daha bir çok örnek var. Yine geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayda terörist olarak ilan ettikleri kardeşimizi Çin halk mahkemesinde yargıladıktan sonra, suçu ne olduğu da tam saptanmamışken kurşuna dizdiler. Çin yönetiminin buradaki tek amacı Doğu Türkistan’daki Türklerin milli hassasiyetini ortadan kaldırmak. İslami ve milli hassasiyeti olan doğu Türkistanlı Türkler ortadan kayboluyor ve bir daha bulunamıyor. Bu nasıl izah edilebilir. Nasıl bir durumdur, anlaşılır gibi değil. Böyle olayların yaşandığı bir yerde biz de uluslar arası kuruluşları göreve çağırıyoruz. Gelin inceleme yapın diyoruz. Ancak yine de sesimizi duyuramıyoruz”.
Türk nüfusu olması gerekenden geride
Çin yönetiminin uyguladığı politikaların sadece bir baskı politikası olarak geçiştirilemeyeceğini de belirten Tümtürk, Çin’in bir ırkı yok etmeye yönelik politikalar uygulamak istediğini kaydetti. Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da uyguladığı nüfus sınırlama politikalarının insan hakları ile hiçbir şekilde bağdaşmadığını da ifade eden Tümtürk, “Çin yönetimi doğum politikaları uygulamakta ve bu politikalar ile Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere karşı ciddi olarak bir baskı oluşturmakta. Aslında bunun adına baskı da denemez. Bu bir ırkı yok etme politikasıdır. Doğum kontrolü için 2 çocuk sınırlaması getiriliyor. Çin’de gerçekleştirilen uygulamaya göre şehirlerde bir, kırsal kesimlerde ise iki çocuğa izin veriliyor. Ancak maddi durumu iyi olanlar elbette ki bu uygulamanın dışına çıkıp daha çok çocuk yapıyorlar. Doğu Türkistan’ın durumuna balkıdığına ise durum çok daha farklı. Doğu Türkistan bugün olması gereken nüfusunun çok çok gerisinde. Çin gerçekleştirdiği uygulamalarla bir ırkı yok etmek istercesine sosyal güvencelerimizi ortadan kaldırmak istiyor” diye konuştu.
Yıldırmak için AIDS’i kullanıyorlar
Tümtürk, Doğu Türkistan’da yaşanan en önemli sorunlardan bir tanesinin de Doğu Türkistan’lı Türk kadınların Çinliler tarafından ülkenin çeşitli bölgelerine götürülerek gayri ahlaki sektörlerde çalıştırılması. Bu konu ile ilgili olarak kendilerine çok şikayet ulaştığını ifade eden Tümtürk, uluslar arası kuruluşlara baş vurduklarını belirtti ve şunları anlattı : “Çin yönetimi özellikle kadınlarımız üzerinde baskı kurmak istiyor. Bu nedenle Doğu Türkistan’dan aldıkları genç kızlarımızı ve kadınlarımızı ülkenin çeşitli bölgelerine götürerek burada gayri ahlaki sektörlerde çalıştırıyorlar. Bunun için gerekli uluslar arası girişimleri yapıyoruz, ancak bunlardan yeterli sonuçları aldığımızı söyleyemeyiz. Bu nedenle Çin yönetimine bu konuda daha çok baskı yapılması gerekiyor. Öte yandan Doğu Türkistan’ın kanayan bir başka yarası da AIDS. Bu konuda da Doğu Türkistan’da yaşayanlar Çin yönetimine asla güvenmiyor. Doğu Türkistan Türk toplumu kendi İslami ve Türk geleneklerine bağlı olarak yaşayan bir toplum. Dolayısıyla AIDS gibi cinsel yollardan bulaşan bir hastalığın bölgemizde rastlanması mümkün değil. Durum böyle iken bu hastalık ülkemizde nasıl görülebilir merak ediyorum? Çin’de ilk AIDS vakası 1984 yılında görüldü. 1994 yılında yani tam 10 sene sonra bizim bölgemizde rastlanıyor. Bu nasıl oldu da bizim bölgemize geldi. Şunu açıkça anlamamız gerekiyor. Çin Doğu Türkistan’daki milli mücadeleyi ve bilinci ortadan kaldırabilmek için her türlü yolu deniyor.”
Doğu Türkistan’da yapılan nükleer denemelerden dolayı bugün hala kanser vakasının görüldüğünü belirten Seyit Tümtürk, tüberküloz, kolera, bulaşıcı sarılık gibi hastalıklardan dolayı ülkede hala ölümlerin gerçekleştiğini, bunun da ülkedeki sosyal güvencinin olmadığının açıkça bir göstergesi olduğunu kaydetti.
200 ayaklanma
Çin’in dışarıya kapalı bir ülke olmasından dolayı Doğu Türkistan Türklerinin verdikleri mücadelenin dünya kamuoyunda duyulmadığını da belirten Tümtürk, bu mücadeleyi şöyle dile getirdi: “Doğu Türkistan Türkleri olarak Çin emperyalizmine karşı büyük bir mücadele vermekteyiz. Bu mücadele halen de sürüyor. Çin’in köleleştirme siyasetine karşı sürekli mücadele ediyoruz. Ancak Çin kapalı bir yönetim olduğundan bu dışarıya duyulmuyor. 60-70 yıl içerisinde 200 ayaklanma gerçekleştirdik, bu ayaklanmalarda yüzlerce Türk öldürüldü. Ancak Çin bunların hiç birini dünya kamuoyuna duyurmadı. Çin yönetimi bizi köleleştirme siyasetine mahkum etmek istiyor, ancak bunda başarılı olamayacak, mücadelemiz sürecek.”

KAYNAK
"Doğu Türkistan" Türk Medeniyetine Çin İşkencesi-1 için TIKLA
"Doğu Türkistan" Türk Medeniyetine Çin İşkencesi-2 için TIKLA
"Doğu Türkistan" Türk Medeniyetine Çin İşkencesi-4 için TIKLA