
Dalyan, hareketli ve yorucu tatil beldelerinin aksine, doğal ve çevreci alternatifler sunan bir yerleşim beldesidir.
Akdeniz sahillerimizde ilk akla gelen yerlerden biri olan Dalyan düșünülenin aksine deniz veya göl kenarında değil, Köyceğiz gölünü Akdenize bağlayan Dalyan kanalının kıyısında. Bölge belki de dünyanın en sıra dıșı coğrafyalarından biri. Nasıl bir yerde olduğunuzu anlayabilmenin en kestirme yolu, yüksek bir yere çıkmanız. Dalyanda bunu yapabilmenin iki yolu var. Biri Radar Tepesine çıkıp manzarayı izlemek, diğeri de microlight ile uçmak. Her ikisinde de göreceğiniz șey heyecan verici: sıradağlar, ovaya ulașan ormanlar, masmavi Köyceğiz Gölü, gölden denize doğru, sazlıkların arasından kıvrılan kanallardan olușmuș, 1700 hektarlık bir delta, tatlı suyun tuzlu su ile buluștuğu İztuzu sahili, kanalın yanı bașında yükselen Kaunos kenti harabeleri ve karșısında Dalyan beldesi.

Dalyan birçok turizm merkezine yakın olmasına rağmen günümüze kadar oldukça korunarak gelmiș.Burada yașayanlar Dalyana hayat veren kanalların ve çevrenin korunması gerektiğinin bilincinde. Öyle ki doğaya zarar vermesin diye kanal civarında sivrisinekler bile ilaçlanmıyor. Kıyıdan 10 kilometre içeride bulunan Köyceğiz Gölü binlerce yıl önce Akdenizin koylarından biriymiș. Daha sonra Dalaman Çayının getirdiği alüvyonlar koyu tıkayarak göl olușmasını sağlamıș.
Deltadaki sazlıklar, suyu süzerek temizleme özellikleri ile eșsiz bir ekosistem yaratmıșlar. Bu sazlıklar ve diğer bitki örtüsü, çok ender bulunan canlı türlerine ev sahipliği yapıyor Sabah erken saatlerinde Dalyandan kalkan tekne dolmușlarla istediğiniz yere ulașabilirsiniz.
Tekne turları aslında Dalyanın en güzel özelliklerini görmemizi sağlaması açısından oldukça önemli. Tekneye biner binmez, Dalyana karșıdan bakan kaya mezarlarının önünden geçiyorsunuz. Kaunos antik kentine ait olan ve M.Ö. 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu mezarlar, birbirine yakın iki ayrı gruptan olușuyor. Bunlardan soldakine yürüyerek ulașmak mümkün. Geceleri aydınlatılan mezarlar, Dalyanın her tarafından görülebiliyor. Özellikle akșam yemeği için kanal kenarlarındaki restoranları tercih ederseniz yemek masanızın hemen karșısındaki bu eșsiz manzaranın sudaki yansımasının büyüleyici bir atmosfer yarattığına tanık olacaksınız.

Teknelerin ikinci durağı Sultaniye kaplıcaları ve çamur banyosu. Buradaki çamuru vücudunuza sürdükten sonra cildiniz geriliyor ve kırıșıklıklar bir nebze azalıyor. Ardından 39 derecelik kaplıca sularında çamurdan arınıyorsunuz. Bu suyun radyoaktif karıșımı, özellikle kıș döneminde șifa arayan birçok insanı kendisine çekiyor.
Özellikle kaya mezarları ve kaplıca arasındaki bölgede, sadece Nil Nehrinde ve Dalyandaki sularda yașayan Nil kaplumbağalarına sık sık rastlıyorsunuz. Yumușak kabuklu bu türün yetișkinlerinin boyu 1 metreyi buluyor. Ancak bu kaplumbağalar, turistlerin kendilerini ekmek ve tavuk gibi, doğal ortamlarında bulunmayan yiyecekler ile beslemeleri sonucu tehlike altındalar.

Deltadaki sazlıklar, suyu süzerek temizleme özellikleri sayesinde eșsiz bir ekosistem yaratmıș.
Sazlıklar arasında yolculuğumuza devam ederken etrafta uçușan bir sürü kuș ve suda sıçrayan balıklar bize eșlik ediyor. 180 çeșit kușun yașadığı sazlıklarda görülen uzun gagalı ve rengârenk yalıçapkınları, Dalyandaki en önemli kuș türü. Sırf yalıçapkınlarını gözlemek için dünyanın her yerinden kuș gözlemcileri buraya geliyor.
Tekneyle kanallarda ilerlerken görevlilerin açtığı bir kanal kapısından geçiyorsunuz. Normalde bu kapı, balıkları kanalda tutmak için kapalı tutuluyor. Aslında Dalyan, bu kanallarda kurulan bu kapı mekanizması ile balıkların içeride tutulmasını ve daha sonra da avlanmalarını sağlayan sistemin adı. Buradaki dalyanlarda ağırlıklı olarak kefal, çipura ve levreğe rastlamak mümkün

Sağ taraftaki dik kayalara doğru ilerlerken, önemli duraklarımızdan biri olan Kaunos antik kentinin, tüm heybetleriyle yükselen surlarını görüyoruz. M.Ö. 3000 yıllarında kurulduğu tahmin edilen kentin kurucusu, Miletosun oğlu Kaunos. Kaunos, kız kardeși Byblisin așkına karșılık vermemek için bu topraklara gelip yeni bir șehir kurar. Kaunos döneminin en güçlü ve önemli liman șehirlerinden biridir, ancak denizin zamanla dolması sonucu gemilerin bu limana yanașamaması nedeniyle ve sıtmanın da etkisiyle terk edilir.

İztuzu plajı, Dalyan Nehrinin tatlı su deltası ile Akdeniz arasında doğal bir bariyer olușturan bir kara parçası. Plajın tatlı su tarafındaki Sülüngür Gölünde sıralanmıș kayıklardaki balıkçılar, Dalyanın meșhur mavi yengecini avlıyorlar. Bu kayıklara tekne ile yanașıyor ve yengeç sipariș ediyorsunuz. Taze taze tutulan yengeçleri, hemen kayıkta pișirip servis ediyorlar. Dünyanın en güzel iki doğal plajından bir olan İztuzu Plajı, yaklașık 6 kilometre uzunluğundaki altın kumsalı ile delta ve Akdeniz arasında uzanıyor. İztuzu 1998 den beri Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamında korunuyor. Bunun nedeni ise, yumurtlamak için buraya gelen Caretta Carettalara ev sahipliği yapması. Carettalar 23 yılda bir yumurtluyorlar. Yumurtlama öncesinde, Mart ve Nisan aylarında delta içlerinde çiftleșiyor ve daha sonra da, Mayıs -Temmuz arasında İztuzuna çıkarak, kazdıkları çukurlara 100150 arası yumurta bırakıyorlar. Yumurtaların tilkilerden ve denize ulașan yavruların da balıklardan kurtulup hayatta kalması çok zor ama her yetișkin Carettanın 13 adedi yașayabilirse Carettaların soyunun devamı mümkün olur.

Turizmin çok önemli bir gelir kaynağı olduğu Dalyanda son yıllarda bildik narenciye ürünlerinin yanı sıra; güneși, suyu, hafif tuzlu toprağı, deniz üzerinden gelen iyotlu rüzgarı çok seven ve vitamin değeri en yüksek 10 bitki arasında yer alan Hicaz cinsi nar yetiștiriciliği çok ciddi bir ivme kazanmıștır. 2010 yılında Dalyan Ovasından Almanya, Hollanda, Finlandiya, İsviçre, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelere 12,000 ton civarında nar ihraç edilmiștir.
Gece hayatı ise, daha çok buraya yerleșmiș İngiliz ve Almanlar için açılmıș publardan ibaret ve oldukça sakin. Zaten Dalyanı diğer Akdeniz beldelerinden ayıran en önemli özelliği de bu. Dalyan sakin, doğa ile baș bașa vakit geçirmek isteyenlerin tercih ettiği ve șehirlilere, her șeyi bırakıp buraya yerleșsem mi acaba diye düșündüren yerlerden biri.