Dinin şartı olmasa ne yazar?

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
5,674
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
forumda bu kadar HIYAR varken,ortalığın CACIĞA dön
Bazı laikçi köşe yazarları... Başı örtmenin İslam'ın gereği olup olmadığını tartışıyor. Surelerden alıntılar yapıyor... Kuran'ın çeşitli dillerdeki meallerini inceliyor... Bazı din bilginlerinden fikri yardım alıyorlar...
Kimi " Şart değil "... Kimi " Tamam şart ama bu biçimde olması gerekmiyor " diyor.
Böyle bir tartışma entelektüel açıdan yapılabilir elbette. Ancak şunu unutmamak şartıyla: Entelektüel " doğru " anlayışı ile toplumsal "yorum" arasında birebir ilişki yoktur.
Yani bir işin " doğrusunu " ya da " gerçeğini " ortaya koymak... İnananların düşünce ve davranış biçimlerini değiştirmez...
Mesela... Copernicus, Kepler ve Galileo gibi bilimcilerin çalışmaları; dünyanın, güneşin etrafında döndüğünü bundan dört yüzyıl önce net biçimde ortaya koydu.
Ancak bu buluş sağduyuya aykırıydı. Sıradan insanın gözlemleri tersini gösteriyor: " Güneş, dünyanın çevresinde döner! "
Sonuçta bilimsel ispatlara rağmen milyonlarca insan inancını korudu.
Öyle ki... Dünya'nın uzaydan fotoğrafları çekildiğinde... İnsanoğlu Ay' a ayak bastığında dahi dünyanın düz olduğuna ya da güneşin bizim çevremizde döndüğüne inananlar vardı.
Doğa bilimlerinde durum böyle. Somut verilerden ziyade yoruma dayanan toplumsal konularda ise durum çok daha belirsiz.
Bir an için İslam'da baş örtmenin olmadığını varsayın (" Velev ki "!) Farz edin ki böyle bir şartın bulunmadığını net olarak biliyoruz.
Ne yani... Bunu öğrenir öğrenmez türbanlı kızlar başörtülerini çıkaracak mı?
Toplumsal grupların değerleri gerçeğe değil yoruma dayanır. Milyonlarca Müslüman kadın, başını örtmesi gerektiğini düşünüyorsa... Kime, neyi ispatlayacaksınız?
Türbanlı bir kızın karşısına geçip... " Ben ince ince araştırdım, dibine kadar soruşturdum: Başını örtmen gerekmiyor " derseniz...
Son derece basit bir cevap alırsınız:
" Sana ne! "

Emre AKÖZ-Sabah
27.02.2008
 
Bazı laikçi köşe yazarları... Başı örtmenin İslam'ın gereği olup olmadığını tartışıyor. Surelerden alıntılar yapıyor... Kuran'ın çeşitli dillerdeki meallerini inceliyor... Bazı din bilginlerinden fikri yardım alıyorlar...
Kimi " Şart değil "... Kimi " Tamam şart ama bu biçimde olması gerekmiyor " diyor.
Böyle bir tartışma entelektüel açıdan yapılabilir elbette. Ancak şunu unutmamak şartıyla: Entelektüel " doğru " anlayışı ile toplumsal "yorum" arasında birebir ilişki yoktur.
Yani bir işin " doğrusunu " ya da " gerçeğini " ortaya koymak... İnananların düşünce ve davranış biçimlerini değiştirmez...
Mesela... Copernicus, Kepler ve Galileo gibi bilimcilerin çalışmaları; dünyanın, güneşin etrafında döndüğünü bundan dört yüzyıl önce net biçimde ortaya koydu.
Ancak bu buluş sağduyuya aykırıydı. Sıradan insanın gözlemleri tersini gösteriyor: " Güneş, dünyanın çevresinde döner! "
Sonuçta bilimsel ispatlara rağmen milyonlarca insan inancını korudu.
Öyle ki... Dünya'nın uzaydan fotoğrafları çekildiğinde... İnsanoğlu Ay' a ayak bastığında dahi dünyanın düz olduğuna ya da güneşin bizim çevremizde döndüğüne inananlar vardı.
Doğa bilimlerinde durum böyle. Somut verilerden ziyade yoruma dayanan toplumsal konularda ise durum çok daha belirsiz.
Bir an için İslam'da baş örtmenin olmadığını varsayın (" Velev ki "!) Farz edin ki böyle bir şartın bulunmadığını net olarak biliyoruz.
Ne yani... Bunu öğrenir öğrenmez türbanlı kızlar başörtülerini çıkaracak mı?
Toplumsal grupların değerleri gerçeğe değil yoruma dayanır. Milyonlarca Müslüman kadın, başını örtmesi gerektiğini düşünüyorsa... Kime, neyi ispatlayacaksınız?

Türbanlı bir kızın karşısına geçip... " Ben ince ince araştırdım, dibine kadar soruşturdum:

Başını örtmen gerekmiyor " derseniz...
Son derece basit bir cevap alırsınız:
" Sana ne! "

Emre AKÖZ-Sabah
27.02.2008

sabahın karanlık yazarıı emre aköz:
hiç kimse bu zamana kadar TÜRBANLI bir kızın ne karşına ne sağına ne soluna nede ARKASINA geçip başını örtmen gerekmiyor demedi...bu zamana kadar kimse böyle bişi demedi...bundan sonra söylenirsede gayet normal bir durum olur bunda şaşıracak bir durum yok...kimse bana böyle dediğim için SANA ne diyemezz ben kanunlara uyacam uymayanlara ses çıkarmıyacağım var mı öyle yağma burası muz cumhuriyetimi..
ben kanunlara uyuyorsam sende uyacaksın...yok uyum sağlayamıyorsan sana uygun olan yere gitt ...git ormana ister çıplak yaşa ister kendini mağaraya kapat ...ormanda daha özgür olursunuzz sizi en iyi ayılar çakkallar anlarrr orda

TEK ŞEY SÖYLENDİ
KILIK KIYAFET YÖNETMELİĞİNE UYARAK UYGULUYARAK SAYGILI OLUN
KURALLARA UYGUN KIYAFET GİYİN
eğer kurallara uyamıyorsanız orman lara dağlara yada mağaralara gidin burası medeni hakları medeni kanunları olan bir ülke ,burda ormandaki gibi özgür olamazsın

hadi ordan! bree yvş.......
 
Bazı laikçi köşe yazarları... Başı örtmenin İslam'ın gereği olup olmadığını tartışıyor. Surelerden alıntılar yapıyor... Kuran'ın çeşitli dillerdeki meallerini inceliyor... Bazı din bilginlerinden fikri yardım alıyorlar...
Kimi " Şart değil "... Kimi " Tamam şart ama bu biçimde olması gerekmiyor " diyor.
Böyle bir tartışma entelektüel açıdan yapılabilir elbette. Ancak şunu unutmamak şartıyla: Entelektüel " doğru " anlayışı ile toplumsal "yorum" arasında birebir ilişki yoktur.
Yani bir işin " doğrusunu " ya da " gerçeğini " ortaya koymak... İnananların düşünce ve davranış biçimlerini değiştirmez...
Mesela... Copernicus, Kepler ve Galileo gibi bilimcilerin çalışmaları; dünyanın, güneşin etrafında döndüğünü bundan dört yüzyıl önce net biçimde ortaya koydu.
Ancak bu buluş sağduyuya aykırıydı. Sıradan insanın gözlemleri tersini gösteriyor: " Güneş, dünyanın çevresinde döner! "
Sonuçta bilimsel ispatlara rağmen milyonlarca insan inancını korudu.
Öyle ki... Dünya'nın uzaydan fotoğrafları çekildiğinde... İnsanoğlu Ay' a ayak bastığında dahi dünyanın düz olduğuna ya da güneşin bizim çevremizde döndüğüne inananlar vardı.
Doğa bilimlerinde durum böyle. Somut verilerden ziyade yoruma dayanan toplumsal konularda ise durum çok daha belirsiz.
Bir an için İslam'da baş örtmenin olmadığını varsayın (" Velev ki "!) Farz edin ki böyle bir şartın bulunmadığını net olarak biliyoruz.
Ne yani... Bunu öğrenir öğrenmez türbanlı kızlar başörtülerini çıkaracak mı?
Toplumsal grupların değerleri gerçeğe değil yoruma dayanır. Milyonlarca Müslüman kadın, başını örtmesi gerektiğini düşünüyorsa... Kime, neyi ispatlayacaksınız?
Türbanlı bir kızın karşısına geçip... " Ben ince ince araştırdım, dibine kadar soruşturdum: Başını örtmen gerekmiyor " derseniz...
Son derece basit bir cevap alırsınız:
" Sana ne! "

Emre AKÖZ-Sabah
27.02.2008

siz şuna kendi cinsel arzularınızı dizginleyemiyorsunuz diyin de kurtulalım.
nice tecavüze uğramış kadınlar var, sımsıkı giyindiği (davetkar olmayan bir biçimde) halde.
ayıp yahu, ayıp.
 
siz şuna kendi cinsel arzularınızı dizginleyemiyorsunuz diyin de kurtulalım.
nice tecavüze uğramış kadınlar var, sımsıkı giyindiği (davetkar olmayan bir biçimde) halde.
ayıp yahu, ayıp.

bunlara ancak vahşi doğaya uyum sağlıyabilirr bunların hakkından ayılar gelir
bunlar medeni kanunlara uyamaz...bunlar medeniyeti çıplak olmak sanıyorr
oysa medeniyet herkesin uyduğu kanunlara uyarak uygulayarak saygı göstermektir çağın gerektirdiği gibi yaşamaktır.........
bunlar kesinlikle medeni dünya insanı değil bunları ormana bırakın orda hayvanlarla yaşasınlar
burda insanlarla yaşamak kanunlara uyarak yaşamak çok zor onlar için
 
Emre AKÖZ'den haz etmem. Ama doğru söylemiş. Şimdi bir adam çıksa ben mehdiyim dese, ben peygamberim dese linç ederler adamı. Tıpkı Hz Peygamberi linç etmeye kalktıkları gibi. Tıpkı kendi inandıkları doğruların aksini söyleyen birine karşı cahil toplumların göstereceği tepki gibi. Allah bazı arapların islam dinini saptırdığını, teröre, şiddete alet ettiği için uyarma gereği duysa. Ve rastgele birine peygamberlik gönderse bu cahilleri doğru yola çağır dese. Bugün ben peygamberim diyeni öldürürler bile. Siz ne kadar doğru bir şey söylerseniz söyleyin işe yaramaz. Siz gerçekten allah yoluna uyan bir şekilde fıkıh yürütmeniz, cahiller topluluğunu doğru yola sokmaz. Onlar kendilerine öğretilen, sorgulamadan, düşünmeden şartsız koşulsuz inandıkları hurafeyi uygulamaya devam ederler. Ama bu genelde yaygın olan hareket doğrudur demek değildir. Normal olan davranış yanlış, daha yaygın görülen seçimler hata olabilir. Türkiye'nin %90'ı sigara içer. Bu doğru mudur?
 
Geri
Üst