AĞAÇ yıkılınca gölge de kalmaz... Laiklik bir şemsiyedir, yok olursa demokrasi de gider... "Velev ki türban siyasi simge olsa ne olur?" diye durup dururken ortalığı karıştıran, ülkedeki insanları ikiye bölen bir Başbakan’a başarılı denilebilir mi?
Aydın bir din bilgini olan Profesör Yaşar Nuri Öztürk, eskiden sık sık televizyonlarda görünür, halka din ve türban konusunda doğru bilgiler verir, türbanlı kadınlar için "Bunların giydiği rahibe kıyafeti!" derdi. "Halkın Yükselişi Partisi Genel Başkanı" olduktan sonra TV’lerde pek görünmez oldu. Oysa halkımızın, onun görüşlerine çok ihtiyacı vardı. Öztürk, "Türkiye’yi Kemiren İhanet - Allah ile Aldatmak" adlı yeni kitabında şöyle diyor:
"Türk halkı neden asırlardır kandırılıyor? Yanıtının Kuran’da olduğuna inanıyorum. Kuran ’Allah ile aldatılmayın’ ihtarında bulunuyor. Neden? Çünkü Allah ile aldatılanların en büyük sorunu, aldatıldıklarının farkında olma imkánından yoksun bulunmalarıdır.
İnsanlarımızın derinden inandıkları ve içtenlikle teslim oldukları bir değer, kendileri aleyhinde kullanılıyor. Bunu fark etmeleri kolay değildir.
Türk halkı, dinine olan derin saygısı, İslam’a duyduğu teslimiyet yüzünden, çoğu kez savunma, eleştirme gücünü kullanmıyor. Daha önemlisi, Allah ile aldatanlara karşı aklını kullanmıyor. Akıl işleyecek, dindarlık insanlar arasında bir değer ölçüsü olmaktan çıkarılacak ki, Allah ile aldatma tezgáhlarının maskesini düşürebilsin, arka planını görebilsin!
* * *
Allah ile aldatmanın değişik maskeler kullanan çok çeşitli destek kuruluşları vardır. Konu Allah ile aldatmak olduğuna göre, bunların ortak özelliği, din söylemi kullanmalarıdır. Örnek olarak en güçlü dinci grupların durumuna bakalım...
Türk insanına yönelik Allah ile aldatma faaliyetine altyapı oluşturan ve bunun için de sürekli dinci söylemler kullanan bazı dinci gruplar ve etki imkánları şöyledir:
Milli Görüş Örgütü: 37 yayın, 330 dernek, 33 vakıf, 8 dershane, 48 şirket...
Fethullahçılar: 16 yayın, 23 dernek, 220 vakıf, 24 pansiyon, 570 dershane ve okul, 96 şirket...
Süleymancılar: 6 yayın, 2100 dernek, 14 vakıf, 1750 pansiyon ve kurs, 28 şirket...
Şiddetçi-radikal örgütler: 89 yayın, 95 dernek, 19 vakıf...
Muhtelif dinci gruplar: 100 küsur yayın, 1000 küsur dernek, 50 küsur vakıf, muhtelif pansiyonlar ve kurslar...
Toplam rakamlar: 170 yayın, 2570 dernek, 316 vakıf, 1780 pansiyon ve kurs, 580 dershane ve okul ile yaklaşık 180 şirket...
* * *
Yukarıdaki tablo, 2003 yılı itibarıyladır. Yani 5 yıl öncenin tablosudur. Allah ile aldatmayı en ileri boyutta kullanan AKP’nin iktidar dönemi olan son beş yılı da dikkate alarak yeni bir değerlendirme yapıldığında burada verilen rakamlar iki üç katına çıkar.
Bu sayılara siyasal, dinsel, ekonomik hesaplarla destek veren liberal patentli şirket, holding, basın kurumu gibi odakları da eklemeliyiz. Bu destek gruplarının, dinci oluşumlara akıttıkları para, akıl ve havsalanın alabileceği rakamların çok ötesindedir.
Tüm bu saydıklarımızdan hiç geri kalmayan meblağlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürkçü aydınlanmayı çökertmek isteyen Müslüman ve gayrimüslim dış güçler tarafından sağlanmaktadır!
Allah ile aldatmanın ulaştığı bu korkunç güç, çıkarlarını vicdan ve insanlık değerlerinin üstünde tutmuş olan ’bir kısım sözde Türk basını’ tarafından da desteklenmektedir."
Yaşar Nuri Öztürk, "Allah ile aldatılan" vatandaşları kitabında böyle uyarmak istiyor ama insanlarımızın uyanmaya pek niyetleri yok gibi!
Rahmi TURAN
Aydın bir din bilgini olan Profesör Yaşar Nuri Öztürk, eskiden sık sık televizyonlarda görünür, halka din ve türban konusunda doğru bilgiler verir, türbanlı kadınlar için "Bunların giydiği rahibe kıyafeti!" derdi. "Halkın Yükselişi Partisi Genel Başkanı" olduktan sonra TV’lerde pek görünmez oldu. Oysa halkımızın, onun görüşlerine çok ihtiyacı vardı. Öztürk, "Türkiye’yi Kemiren İhanet - Allah ile Aldatmak" adlı yeni kitabında şöyle diyor:
"Türk halkı neden asırlardır kandırılıyor? Yanıtının Kuran’da olduğuna inanıyorum. Kuran ’Allah ile aldatılmayın’ ihtarında bulunuyor. Neden? Çünkü Allah ile aldatılanların en büyük sorunu, aldatıldıklarının farkında olma imkánından yoksun bulunmalarıdır.
İnsanlarımızın derinden inandıkları ve içtenlikle teslim oldukları bir değer, kendileri aleyhinde kullanılıyor. Bunu fark etmeleri kolay değildir.
Türk halkı, dinine olan derin saygısı, İslam’a duyduğu teslimiyet yüzünden, çoğu kez savunma, eleştirme gücünü kullanmıyor. Daha önemlisi, Allah ile aldatanlara karşı aklını kullanmıyor. Akıl işleyecek, dindarlık insanlar arasında bir değer ölçüsü olmaktan çıkarılacak ki, Allah ile aldatma tezgáhlarının maskesini düşürebilsin, arka planını görebilsin!
* * *
Allah ile aldatmanın değişik maskeler kullanan çok çeşitli destek kuruluşları vardır. Konu Allah ile aldatmak olduğuna göre, bunların ortak özelliği, din söylemi kullanmalarıdır. Örnek olarak en güçlü dinci grupların durumuna bakalım...
Türk insanına yönelik Allah ile aldatma faaliyetine altyapı oluşturan ve bunun için de sürekli dinci söylemler kullanan bazı dinci gruplar ve etki imkánları şöyledir:
Milli Görüş Örgütü: 37 yayın, 330 dernek, 33 vakıf, 8 dershane, 48 şirket...
Fethullahçılar: 16 yayın, 23 dernek, 220 vakıf, 24 pansiyon, 570 dershane ve okul, 96 şirket...
Süleymancılar: 6 yayın, 2100 dernek, 14 vakıf, 1750 pansiyon ve kurs, 28 şirket...
Şiddetçi-radikal örgütler: 89 yayın, 95 dernek, 19 vakıf...
Muhtelif dinci gruplar: 100 küsur yayın, 1000 küsur dernek, 50 küsur vakıf, muhtelif pansiyonlar ve kurslar...
Toplam rakamlar: 170 yayın, 2570 dernek, 316 vakıf, 1780 pansiyon ve kurs, 580 dershane ve okul ile yaklaşık 180 şirket...
* * *
Yukarıdaki tablo, 2003 yılı itibarıyladır. Yani 5 yıl öncenin tablosudur. Allah ile aldatmayı en ileri boyutta kullanan AKP’nin iktidar dönemi olan son beş yılı da dikkate alarak yeni bir değerlendirme yapıldığında burada verilen rakamlar iki üç katına çıkar.
Bu sayılara siyasal, dinsel, ekonomik hesaplarla destek veren liberal patentli şirket, holding, basın kurumu gibi odakları da eklemeliyiz. Bu destek gruplarının, dinci oluşumlara akıttıkları para, akıl ve havsalanın alabileceği rakamların çok ötesindedir.
Tüm bu saydıklarımızdan hiç geri kalmayan meblağlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürkçü aydınlanmayı çökertmek isteyen Müslüman ve gayrimüslim dış güçler tarafından sağlanmaktadır!
Allah ile aldatmanın ulaştığı bu korkunç güç, çıkarlarını vicdan ve insanlık değerlerinin üstünde tutmuş olan ’bir kısım sözde Türk basını’ tarafından da desteklenmektedir."
Yaşar Nuri Öztürk, "Allah ile aldatılan" vatandaşları kitabında böyle uyarmak istiyor ama insanlarımızın uyanmaya pek niyetleri yok gibi!
Rahmi TURAN