DiN SöMüRüSüYLe ApTaL YeRiNe KoNuLaN HaLK

Leke

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Dini duygu sömürüsü ile aptal yerine konan halkım

İnsanlar yazıyor, soruyor, cevap arıyor ve kendilerini sorguluyor. “Geçmişimizle, soyumuzla övündüğümüz ve Türk olmaktan gurur duyduğumuz bizler, bu kadar kolay kandırıldığımıza göre hakikaten aptal mıyız?” diye sordukları sorularına cevap arıyorlar.

Arkasından, “Allah kainatı ve üzerinde yaşayacak tüm canlıları yarattıktan sonra, ben yarattığım her şeyi kullarıma amade ettim. Onlara diğer canlılardan farklı olsunlar diye akıl ve izan verdim” dediğini hatırlatıp sorularını yöneltiyorlar.

“Elhamdülillah Müslümanım diyen bizlerin akıl ve izanları nerede ki, bu kadar aptal yerine konulup her fırsatta kazıklanıp dolandırılıyoruz. Yok mu bunun açıklaması” diyorlar.

Bu sorular elbette bana değil, Aslında kendilerine. Peki cevabını kim verecek? İşte yedikleri din sömürüsü kazıkları birleşerek tecrübe haline gelmeye başladığı bugünlerde, cevaplarını vermeye bile başladılar.

Şimdi dindar, temiz duygulu, hassas yürekli, gördükleri ve duyduklarının karşısında vicdanı sızlayan ve her fırsatta din duyguları verilerek kandırılan saf Anadolu insanlarımın akılları başlarına geliyor.

Kombassan’a, Yimpaş’a, Anadolu Sanayii’ne, Endüstri Holding’e ve son olarak Deniz Feneri’ne verdikleri çoluk çocuklarının rızklarıyla cennete gidilemeyeceğini ve orada kendilerine hurilerle dolu mekanların tahsis edilemeyeceğini anladılar.

Adamların saflığından, vatan, millet, din ve cennet özleminden yararlanarak onları sömüren şark kurnazı din sömürücülerine ne demeli...

Bir sürü hayır kurumu varken ve faaliyetlerini apaçık yapıp kamuoyunu bilgilendiren kurumlar yardım bekler ve cennet vaat etmedikleri için, yoksullara ulaştıracak kadar para pul bulamadıkları halde faaliyetlerini sürdürenler bir yana, birçok eğitim vakıfları, ülkemizi ve bayrağımızı savunan ve koruyan, kendilerine doğru dürüst çelik yelek alamadığımız için şehit düşen Mehmetçiklerimizi koruyup kollayan Mehmetçik Vakfı da mı aklınıza gelmiyor? Bu vakıf ve kuruluşlarla köyünüz kentiniz ve mahallenizdeki yoksullara yapılan yardımlar hayır ve hasanattan sayılmıyor mu? Bu tür üç kağıtçılara para kaptıranların artık bunları düşünmesi gerekmiyor mu?

Yukarıda sıraladığımız hayır kurumlarını düşünmeyip, kendilerine cennet vaat eden Deniz Feneri’ne ve diğer batmış olan kuruluşlara kaptırılan paraların nerelere gittiğini biliyorduk. Bu durum son günlerde iyice netleşmeye de başladı.

Mustafa Dolu - 09.09.2008

Sizcede Aziz Nesin Haklı olabilir mi ?
 
R.Tayyip Erdoğan çok iyi siyaset ve politika izleyen bir insan..
geçenlerde Aydın doğan hakkındaki konşmalarını tv de izleme şansı buldum genelde tv izlemediğim için
adamda ikna kuvveti oldukça fazla nerdeyse tüm dediklerine inanmak zorunda hisseettim kendimi.. o kadar kendine özgüveni varki.. içimde bir ses bu adam suikast kurbanı olur düşüncesi geçmedi değil içimden.. yanlız şöylede bir durum var bazı salak köşe yazarları gereksiz ve uslubsuz irr şekilde başbakaın üzerine gidiyor ve bu onun gücüne güç katıyor.. bakınız üsttteki yazıya.. hiç bişy in elle tutulur gözle tutulur yanı yok hhepsi sonuçlanmayan şeyler.. her neyse
bu şekilde tayyip erdoğan daha yüceliyor sadece bunu söylemek istedimm
herkes yazsın bakalım akşam tayyip erdoağn çıkar vee hepsini yalanlar.. herkeste ona inanır =)
varsa daha iyisini yapan biri çıkar yapar..
 
Ülkemizin yarısından fazlası fakir,yine yarısına yakını açlık sınırının altında yaşıyor.Şimdi böyle bir toplulugunun elindeki tek umut diğer dünyada cenneti yaşama arzusu.
O yüzden sıkı sıkıya sarılıyorlar buna ve bu yolda en küçük mesaj verenlerin bile peşinden gidiyorlar.Zaten milli görüş tayfasıda buradan kazanıyor.
Konusmayı bile bilmeyen adamlar nasip,kısmet vs diyip oy alabiliyorlar.Ama bu son günlerde görüldüki bu tarikatçı üst tabakanın çoğu hırsızlık yapıyor ve bu yapılan hırsızlıklarda milyon dolarlarla ifade ediliyor.

Yani milyonlar fakirlikte ölürken nasip,kısmet,kader buymuş diyenler milyonlarca servetin üzerinde yaşıyorlar.Ama artık insanlarda bunları sorgulamaya baslıyor.Ve bunların gercek yüzlerini görmeye başladılar.

Dünkü konusmasında ''Maykıl,Hans,Corç çağdaş eğitim görüyorda benim Ayşemin,Fatmamın,Ahmetimin ne eksiği var.Allahın izniyle onlarda artık bu seviyede eğitim görecek diyen Tayyip Beye bizde diyoruzki

Elin Unakıtan'ı,Erdoğanı,Abdullah gül ü trilyonlarca servetin üzerinde yaşarken bizim Ahmetimizin,mehmetimizin ne suçu var.Artık onlarda rahat yaşamak istiyorlar.Ama bu dünyada...:goz:
 
Ülkemizin yarısından fazlası fakir,yine yarısına yakını açlık sınırının altında yaşıyor.Şimdi böyle bir toplulugunun elindeki tek umut diğer dünyada cenneti yaşama arzusu.
O yüzden sıkı sıkıya sarılıyorlar buna ve bu yolda en küçük mesaj verenlerin bile peşinden gidiyorlar.Zaten milli görüş tayfasıda buradan kazanıyor.
Konusmayı bile bilmeyen adamlar nasip,kısmet vs diyip oy alabiliyorlar.Ama bu son günlerde görüldüki bu tarikatçı üst tabakanın çoğu hırsızlık yapıyor ve bu yapılan hırsızlıklarda milyon dolarlarla ifade ediliyor.

Yani milyonlar fakirlikte ölürken nasip,kısmet,kader buymuş diyenler milyonlarca servetin üzerinde yaşıyorlar.Ama artık insanlarda bunları sorgulamaya baslıyor.Ve bunların gercek yüzlerini görmeye başladılar.

Dünkü konusmasında ''Maykıl,Hans,Corç çağdaş eğitim görüyorda benim Ayşemin,Fatmamın,Ahmetimin ne eksiği var.Allahın izniyle onlarda artık bu seviyede eğitim görecek diyen Tayyip Beye bizde diyoruzki

Elin Unakıtan'ı,Erdoğanı,Abdullah gül ü trilyonlarca servetin üzerinde yaşarken bizim Ahmetimizin,mehmetimizin ne suçu var.Artık onlarda rahat yaşamak istiyorlar.Ama bu dünyada...:goz:

O zaman komunizm gelsin. ..)):))
 
RTE çok iyi analiz etmiş halkını.Dikkat edin konuşmalarında
devamlı tribünlere oynuyor.
Şaban dişli olayında ağzından hiç bir şey çıkmadı veya
ben duymadım.Sürekli ateşe ateşle karşılık veriyaor
onun için taban önemli.
 
Genconun tespitleri takdire şayan;

İki kutuplu bir halk olmaya başladık, sanki Türkiye CHP, Aydın Doğan, ordu, yargı dan oluşan bir grup, yada onların direkman karşı olduğu Milli Görüşle beslenen, cemaatle ve liberallerle güçlenen bir yapılanmadan ibarettir.

Ya ilk yada ikinci gruptan olmaya indirgenmiş bir toplum olmaya doğru gidiyoruz.

İçimizden siyasi meşrebine bakılmaksızın hırsıza hırsız diyecek bir üçüncü yol bulmaktan başka çıkar yol görünmüyor.

İşte o zaman belli başlı duygu sömürülerini bertaraf etmiş oluruz. Çember sakallı dini bütün görünen zatlar hırsız ahkalsız olmayacak diye birşey yok. Kanal 7 de reklamı olması birşey ifade etmez. Keza Atatürk rozeti taşıyanların da vatansever oldukları anlamı çıkmıyor. Bu ülkenin üniformasını taşıyıp Vatana ihanet edenleri görmekteyiz.

Kimin mağdur kimin mazlum olduğu, kimin zalim konumunda olduğu iyice karışmış durumda berraklık sıfır, bol bol takiyye, ikiyüzlülük, dalkavukluk hakim.

Allah sonumuzu hayreylesin.
 
bizim milleti analiz etmeye ne var ki...türbanı savunup namaz kılıp bi de boynunu büküp mazlum muş gibi yaptıysan senden iyi si yok
 
yorumlarınız doğru olabilir. ama bir şey var o da bizi kekliyorlar. bunlar herkesi kekliyor. özellikle de yanındakileri...
 
Hırsızın İdeolojisi Olmaz

Kesinlikle yanlı meslekteyim.
Bu ülkede, bu işi yapmanın hiç ama hiç alemi yok.
Gazetecilik, yazarlık.
Saçmalık.
Bunu her gün bir kez daha anlıyorum.
Her gün bir kez daha umutla, belki de yapmalıyım diyorum.
Gazetecilik, yazarlık.
Saçmalık.
Son iki gündür bu fikrim iyice pekişti.
Bırakmak lazım.
İki gündür, “Erdoğan’ın Deniz Feneri meselesinde yatacak” yeri yok diyorum ama bir yandan da “Aydın Doğan’ın da yatacak yeri” olmadığını yazıyorum.
Bir kısım okurdan tepki geliyor.
“Bırak Aydın Doğan’la uğraşmayı da Deniz Feneri ile uğraş. Başbakan’la uğraş”
Bunu yazanlar, Başbakan Erdoğan ile birebir aynı olduklarını anlamıyorlar. Biz bunlara yazı yazıyoruz, haber yazıyoruz.
Başbakan Erdoğan da kendi yandaşları açısından aynısını yapmıyor mu?
Ona da yandaşları “Bırak Deniz Feneri ile uğraşmayı. Aydın Doğan’la uğraş” diyorlar.
Herkes kendi fikri yakınının anlaksızlığını örtemeye, fikren karşı olduğunun ahlaksızlığını ortaya dökmeye çalışıyor.
Ulan ahlaksızlığın fikri, zikri, ideolojisi mi olurmuş?
“Bırak Aydın Doğan istediğini yapsın. O bizim fikrimizden” diyenle, “Bırak Deniz Feneri’ni ve daha onlarca derneği istediklerini yapsınlar. Onlar bizim fikri yakınımız” diyenin bir farkı var mı?
Bence yok.
Ama anlıyorum ki, bazılarınca var.
Ve bunlar utanmadan beni eleştiriyorlar.
Biliniz ki, bu eleştirileriniz bana vız gelir, tırıs gider.
Kişisel çıkarlar için 1. ve 2. güçleri kullanmakla, 4. gücü kullanmak arasında bence hiç bir ahlaki fark yoktur.
Hepsi külliyen ahlaksızlıktır.
Hiç bir ahlaksız, hiç bir hırsız benim fikri yakınım olamaz.
Tam aksine onlar birbirlerinin fikri yakını olurlar ve kavga eder gibi görünseler de günü gelince yine uzlaşırlar.
Ben bunların hiç biriyle uzlaşmam.
Hırsızın ne dincisi olur, ne laiki, ne demokratı.
Hırsız tek bir türdür.
Hırsız, hırsızdır.
NOT: Düne kadar küfür edenlerin bazıları da dünden beri “Seni sevmem ama doğru yazmışın” diyorlar. Onların sözleri de vız gelir tırıs gider. Ben hayatım boyunca doğruları yazmaya çalıştım. O günlerde yazdıklarımı yalanladıkları zaman ağızlarınızdan salyalar akıtarak “Yalanlandın” diyordunuz. Şimdi o yazdıklarımın doruluğu beni yalanlayanlar tarafından teyit edilip kimin yalancı olduğu ortaya dökülürken bakıyorum da çıtınız çıkmıyor. Ama şunu bilin ki, o dahi umurumda değil. Ben bu mesleği kimse için yapmıyorum. Kendim için, kızımın geleceği için yapıyorum. Sizin çocuklarınız için yapıyorum. Sizin için değil.

Komedi Ülkesi

Komedi Dükkanı adlı dizi neden tutuyor biliyor musunuz?
Çünkü orası Türkiye. Bütün ülke komedi dükkanı.
Balık hafızaların, bildikleri her şeyi her gün yeniden öğrenerek şaşırdıkları komedi ülkesi.
“Kanal 7 bağışlarla kurulmuş. AKP ile bağlantısı varmış. Tayyip Erdoğan’da bu işin içindeymiş. Vay be olaya bak”
Hayret nidalarıyla inliyor ortalık.
Oysa ortada bilinmeyen, görülmeyen bir olay yok.
Kanal 7 Refah Partisi tarafından kuruldu.
Yönetim Kurulu Başkanı şimdiki Saadet Partisi’nin Genel Başkanı Recai Kutan’dı.
Nurettin Sözen’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi için kurduğu BRT’nın frekansları ve imkanları Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından sonra Kanal 7’nin oldu.
Bunların hepsi biliniyor.
Ben bunları hep yazdım hep söyledim.
Almanya’dan Türkiye’ye yönelik para trafiğini de hep yazdım.
Belgeleriyle.
1990’ların ikinci yarısında Refah Partisi’nin Almanya’da kurduğu “Mangır köprüsünü” de.
Özay Şendir’in bugünkü yazısını okursanız, daha detaylı göreceksiniz.
İnsanlar din adına ama aslında siyaset için sömürüldü, dolandırıldı.
Bunları hiç yazmadıysam 100 kere yazdım, 10 kere televizyon programı yaptım.
Şimdi de aynı şey olmuyor mu zannediyorsunuz.
Doğan Grubu ile hükümet arasındaki kavga TV5 yüzünden çıktı.
RTÜK TV5’e ulusal yayın lisansı vermedi diye.
Peki Doğan Grubu TV 5’i kimden aldı?
Benden mi?
Hayır Saadet Partisi’nden.
Saadet Kanal 7’yi AKP’ye kaptırınca TV 5’i kurdu.
Peki o nasıl kuruldu dersiniz?
Beş beş kazanılmış parayla mı?
Emin olun öyledir.
Kanal 7 nasıl kurulduysa, aynen öyle kuruldu.
Ya Türkiye’de ve Almanya’da camilerden toplanan parayla, ya da “Kayıp trilyonlar”
Komik değil mi?
Komedi ülkesinde bir komedi daha.
Kanal 7 kavgasının nedeni, Kanal 7’nin küçük kardeşi.
Baba aynı, ana aynı aileden.


Fatih Altaylı - 10.09.2008
 
Geri
Üst