halilid
New member
- Katılım
- 28 Ocak 2009
- Mesajlar
- 2,780
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Hastalıklı dişetini anlamak için öncelikle, sağlıklı dişeti nasıl olur, onu bilmeliyiz. Sağlıklı dişeti açık pembedir, dişi ince bir bant seklinde sarar. Dokunduğunuzda, fırçaladığınızda; elma, armut, ayva yerken kanamayan dişetidir. Hastalıklı dişeti ise şiş, belirgin derecede kırmızı; en ufak temasta, fırçalama esnasında kanayan dişetidir. Bu manzaraya kahverengi tartarlar da eşlik ediyorsa ileri derecede bir dişeti sorununuz var demektir.
“Mikrobiyal dental plak” dediğimiz mikroplardan ve tükürükteki yapışkan maddelerden oluşan plaktan bahsetmiştik. Şimdi de bu mikrop plağı nasıl çalışıp da dişeti hastalıklarına neden olur, onu anlamaya çalışalım.
Yemek yediniz, ağzınızda plağı oluşturdunuz. Bundan sonra mikroplar ışık hızıyla çoğalmaya başlar. 6 saat geçer, 12 saat geçer; uykunuz gelir hâlâ fırçalamaya niyetiniz yoktur. Böylelikle 24 saati doldurursunuz. Bu arada plak içindeki mikroplar sizin kadar tembel davranmaz. Ürer, ürer, ürer… Yediklerinize afiyetle ortak olur, bir taraftan diş ve diş etlerinize zarar veren toksik maddelerden oluşan atıklar üretir, bir taraftan da yiyeceklerinizi kullanarak dişlerinizi asit yağmuruna tutar. Plak 24 saatten fazla orada bırakılırsa, bizim tabirimizle, olgunlaşır.
Ürettiği atık miktarı hastalıklara sebep olacak seviyeye ulaşır. Bu plak, dişlerimizin çiğneme yüzlerindeki çukurlarda ve dişeti kenarlarında yoğunlaşır; hatta mikrop boyayıcı tabletlerle rahatlıkla görünür hale gelirler.
Nasıl ki elimizin üzeri deri ile kaplıysa, sağlıklı bir di-şetinin üzeri de “epitel” dediğimiz bir tabaka ile kaplıdır. Mikrop plağınca üretilen atıklar ilk olarak bu epiteli tahriş eder ve bu epitelin devamlılığını bozar. Bunu, elinize bir iki damla asit damlatılmasına benzetebiliriz. Yaralanan bölgelerde koruyucu epitel olmadığı için kolay kanayan bir dişetiniz vardır artık. Bu dişeti hastalığının ilk belirtisidir; ama henüz hiçbir şey için geç değildir. Tahrişe neden olan plak, yumuşak bir diş fırçasıyla kaldırılırsa dişeti kısasürede epitelini tamir eder ve kanamayı keser. Fakat plağı kaldırmaz ve bu arada beslenmeye de devam edip ağzınızın asit düzeyini mikropların en sevdiği kıvama getirirseniz ve atık tüm hızıyla devam ederse, diş etleri bu saldırılar karşısında daha fazla dayanamaz ve savunma gereği geri çekilir.
Öte yandan tükürükteki mineraller plağın üzerine çökmeye başlar ve diş taşı oluşturur. Diş taşlan kaliteli değildir. Yani kireç taşı gibi gözeneklidir. Bu gözeneklerin içine giren yiyecek artıkları, buralarda plak oluşmasına neden olur. Bu gözenekler mikroplarınız için süper lüks villa görevi görür. Fırça darbeleri bile bu villalar içindeki VIP konuklarınızı rahatsız edemez.
Dişetinin bu illetten kurtulabilmesi için taşların tümüyle kaldırılması, yapıştığı alanların pürüzsüz hale getirilmesi ve düzenli fırçalanması gerekir. Taşlar içindeki ve diş yüzeyindeki plakların atıkları sonucu çekilen dişetinin açtığı alanlarda da plak birikir. Böylece bir kısır döngü başlar. Dişeti çekilir, çekilen alana plak birikir, oluşan plak dişetinin daha da çekilmesine neden olur. Şekilde de görüldüğü gibi dişeti, dişi saran kemiğin 1 milimetre üzerinden başlar. Dişeti çekildikçe bu mesafeyi korumaya çalışan kemik de erimeye başlar. Diş kökleri açığa çıkmaya ve üzerlerinde taşlar oluşmaya başlar. Kök ve kemik arasındaki bu olumsuz ilişki sonucunda, dişler sallanmaya ve diş araları da açılmaya başlar. Kökleri saran kemik hem boyuna hem de enine rezorbe olur yani erir. Bu arada vücut da savunma hücrelerini dişetine gönderir. Bunun sonucu diş etleri şişer, kızarır. Bu şişlik, kabarıklık ve kemiğin erimesiyle diş çevresinde bir cep oluşur.
Bu cep içine giren gıda artıkları zamanla burada birikir. Bu bölgelere fırça ulaşamaz. Hasta yüzeysel bir fırçalama yapsa bile buraları temizleyemez. Bazen bu cepler bir susam parçasıyla ya da bir domates kabuğu ile tıkanır. Oluşan cerahat dışarı akamaz ve apse yapar. Hasta birkaç gün ağrı çeker, dişine basamaz. Bu arada iltihap kendi kendine boşalır. Kronik iltihap devam etse de hastanın ağrısı kesilmiş ona göre dişi iyileşmiştir.
Uzun yıllar bu atıklara maruz kalan dişeti ve çevre dokular artık geri dönüşü olmayan yıkıma uğrar. Dişeti her dokunuşta, hafif sert gıdalarla bile kanar. Kanama, taşları boyar ve onların siyah kahverengi bir görüntü almasına neden olur. Bir taraftan da bu kanama ve boşluklarda biriken yiyecekler nedeniyle korkunç bir ağız kokusu oluşur. Hasta kendi ağız kokusunu fark edemez ama Türk Medeni Kanunu’na göre ağız kokusu boşanma nedenidir.
Gelelim yapmanız gerekenlere. Yapmanız gereken ilk şey dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak ve mikrop plağınızın olgunlaşmasına izin vermemektir. Dişeti tedavisinde temel, sebebi ortadan kaldırarak dokuların iyileşmesine izin vermektir. Sebep de plak olduğu için plakla mücadelede yapılacaklar ilk bölümde söylediğimiz iki cümledir. Dişlerinizi fırça ve diş ipleri ile plaktan düzenli olarak arındırınız.
Daha önce bunları duymamışsanız ve yaşam koşullarınız sizi bu tür dişeti sorunları ile bu kitabın karşısında tutuyorsa, neler yapılabileceği konusuna devam edelim:
1. “Sadece dişeti kanaması var, o da fırçalarken oluyor. Aynaya baktığımda biraz kırmızı gözüküyorlar,” diyorsanız çok şanslısınız. Bu aşamada sadece diş fırçanızı kaliteli yumuşak bir fırçayla değiştirin ve dişlerinizi düzenli fırçalayın. Aynı anda diş ipi kullanımına da geçin. Bir hafta içinde dişeti kanamanız kesilecek ve diş etleriniz pembeleşecektir. Daha önce anlattığımız fırçalama yöntemleri ve ağız-diş bakımı kurallarına uyarsanız tatlı, pembe diş etlerinizle mutlu mutlu yaşar gidersiniz. Ne zaman ki bu bakımları aksattınız, 3 gün içinde kanama tekrar başlar. Obezitede rejim ve spor yaparak verdiğiniz kilolar nasıl geri dönerse dişeti hastalığınız da fırçalamayı bırakır bırakmaz geri dönecektir.
2. Diş etlerinizde kanama oluyor; elma, armut gibi sert gıdaları ısırdığınızda kan çıkıyorsa ve yer yer tartarlar görülüyorsa ve bazı yerlerde dişeti çekilmesi ya da kırmızı, hafif sis diş etleri tamamlıyor ve yakınlarınız ağız kokunuzdan zaman zaman şikayet ediyorsa, dişeti hastalığının ileri safhasındasınız ve düzenli fırçalamaya geçişle birlikte bir diş hekimi müdahalesine de ihtiyacınız var demektir. Bu durumda gerçek bir diş hekimine düşmüşseniz öncelikle fırçalamanın önemini anlatan bir nutuk çekecektir size. Daha sonra tartarlarınızın tamamen temizlenmesi için 3-4 seanstan oluşan işlemini yapacaktır. Bu işlemle bir hafta içinde diş etlerinizde gözle görülür bir gelişme olacak, ilk kanama kesilecek, kırmızılıklar pembeleşecek, şişlikler inecek, ağız kokunuz fark edilir oranda yok olacaktır. Eğer dişeti tedavisi yaptırdığınızı sanıyorsanız ve bu arada bu işi tek seansta yaptırmışsanız ve size tedavinizin bittiği söylenmişse ama 10 gün geçmiş olmasına rağmen kanamanız durmamışsa, dişeti tedavisi olmamış; sadece olduğunuzu sanmışsınız demektir. Bu da büyük bir olasılıkla korsan bir diş hekimiyle karşı karşıyasınız anlamına gelir. Bundan daha da kötüsü, bu korsan hekimler bu durumdaki bir hastaya sadece antibiyotik gargara yazar ve dişlerini sık sık fırçalamamasını öğütler. Çünkü onlara göre, sallanan dişler daha da çok sallanır. Böylelikle de kendi dişlerinizin sonunu kendiniz hazırlamış olursunuz.
Neden diş hekimleri antibiyotik bir gargara ya da diş etlerini besleyecek bir vitamin verip dişeti hastalıklarını tedavi etmiyorlar da “fırçalayın, fırçalayın!” diyorlar? Çünkü diş etleriniz bir begonya ya da Japon şemsiyesi değildir ki vitaminle beslensin. Diyelim ki dişetinizde kanama, ağzınızda 200 gr tartarla doktora gittiniz. Doktor size bir antibiyotik, gargara ve besleyici vitamin verdi. Başka hiçbir şey yapmadan sizi gönderdi. İşte korsan bir diş hekimi daha. Gerçek bir hekimin yapacaklarını artık kabaca biliyorsunuz.
Bir uyarım da şu olacak: Diş hekimine gittiniz. Dişeti hastalığınızla ilgili sizi uyardı ve protezlerden önce dişeti tedavisine ihtiyacınız olduğunu söyledi. Yapabilecekleri dışında sizi üniversiteye ya da tedavi olabileceğiniz bir yere gitmeniz konusunda uyardıysa diş hekiminizin değerini bilin. Yukarıda anlattığım ileri derece dişeti hastalığınız olmasına rağmen hekiminiz diş etlerinizden çok, yapılacak porselenlerinizle ilgileniyorsa dikkatli olmanızı öneririm.
Özetlersek, diş sağlığında dişeti kanaması en önemli ve ilk belirtidir. Sağlıklı dişeti dokunmakla, fırçalamakla kanamaz. Dişeti tedavisinde kanama bir hafta ya da 10 gün içinde kesilmelidir. Kanama kesilmiyor ve şikayetleriniz azalmıyorsa eksik yapılan bir şey var demektir. Diş taşlan şöyle bir temizlenerek dişeti tedavisi yapılamaz.
“Mikrobiyal dental plak” dediğimiz mikroplardan ve tükürükteki yapışkan maddelerden oluşan plaktan bahsetmiştik. Şimdi de bu mikrop plağı nasıl çalışıp da dişeti hastalıklarına neden olur, onu anlamaya çalışalım.
Yemek yediniz, ağzınızda plağı oluşturdunuz. Bundan sonra mikroplar ışık hızıyla çoğalmaya başlar. 6 saat geçer, 12 saat geçer; uykunuz gelir hâlâ fırçalamaya niyetiniz yoktur. Böylelikle 24 saati doldurursunuz. Bu arada plak içindeki mikroplar sizin kadar tembel davranmaz. Ürer, ürer, ürer… Yediklerinize afiyetle ortak olur, bir taraftan diş ve diş etlerinize zarar veren toksik maddelerden oluşan atıklar üretir, bir taraftan da yiyeceklerinizi kullanarak dişlerinizi asit yağmuruna tutar. Plak 24 saatten fazla orada bırakılırsa, bizim tabirimizle, olgunlaşır.
Ürettiği atık miktarı hastalıklara sebep olacak seviyeye ulaşır. Bu plak, dişlerimizin çiğneme yüzlerindeki çukurlarda ve dişeti kenarlarında yoğunlaşır; hatta mikrop boyayıcı tabletlerle rahatlıkla görünür hale gelirler.
Nasıl ki elimizin üzeri deri ile kaplıysa, sağlıklı bir di-şetinin üzeri de “epitel” dediğimiz bir tabaka ile kaplıdır. Mikrop plağınca üretilen atıklar ilk olarak bu epiteli tahriş eder ve bu epitelin devamlılığını bozar. Bunu, elinize bir iki damla asit damlatılmasına benzetebiliriz. Yaralanan bölgelerde koruyucu epitel olmadığı için kolay kanayan bir dişetiniz vardır artık. Bu dişeti hastalığının ilk belirtisidir; ama henüz hiçbir şey için geç değildir. Tahrişe neden olan plak, yumuşak bir diş fırçasıyla kaldırılırsa dişeti kısasürede epitelini tamir eder ve kanamayı keser. Fakat plağı kaldırmaz ve bu arada beslenmeye de devam edip ağzınızın asit düzeyini mikropların en sevdiği kıvama getirirseniz ve atık tüm hızıyla devam ederse, diş etleri bu saldırılar karşısında daha fazla dayanamaz ve savunma gereği geri çekilir.
Öte yandan tükürükteki mineraller plağın üzerine çökmeye başlar ve diş taşı oluşturur. Diş taşlan kaliteli değildir. Yani kireç taşı gibi gözeneklidir. Bu gözeneklerin içine giren yiyecek artıkları, buralarda plak oluşmasına neden olur. Bu gözenekler mikroplarınız için süper lüks villa görevi görür. Fırça darbeleri bile bu villalar içindeki VIP konuklarınızı rahatsız edemez.
Dişetinin bu illetten kurtulabilmesi için taşların tümüyle kaldırılması, yapıştığı alanların pürüzsüz hale getirilmesi ve düzenli fırçalanması gerekir. Taşlar içindeki ve diş yüzeyindeki plakların atıkları sonucu çekilen dişetinin açtığı alanlarda da plak birikir. Böylece bir kısır döngü başlar. Dişeti çekilir, çekilen alana plak birikir, oluşan plak dişetinin daha da çekilmesine neden olur. Şekilde de görüldüğü gibi dişeti, dişi saran kemiğin 1 milimetre üzerinden başlar. Dişeti çekildikçe bu mesafeyi korumaya çalışan kemik de erimeye başlar. Diş kökleri açığa çıkmaya ve üzerlerinde taşlar oluşmaya başlar. Kök ve kemik arasındaki bu olumsuz ilişki sonucunda, dişler sallanmaya ve diş araları da açılmaya başlar. Kökleri saran kemik hem boyuna hem de enine rezorbe olur yani erir. Bu arada vücut da savunma hücrelerini dişetine gönderir. Bunun sonucu diş etleri şişer, kızarır. Bu şişlik, kabarıklık ve kemiğin erimesiyle diş çevresinde bir cep oluşur.
Bu cep içine giren gıda artıkları zamanla burada birikir. Bu bölgelere fırça ulaşamaz. Hasta yüzeysel bir fırçalama yapsa bile buraları temizleyemez. Bazen bu cepler bir susam parçasıyla ya da bir domates kabuğu ile tıkanır. Oluşan cerahat dışarı akamaz ve apse yapar. Hasta birkaç gün ağrı çeker, dişine basamaz. Bu arada iltihap kendi kendine boşalır. Kronik iltihap devam etse de hastanın ağrısı kesilmiş ona göre dişi iyileşmiştir.
Uzun yıllar bu atıklara maruz kalan dişeti ve çevre dokular artık geri dönüşü olmayan yıkıma uğrar. Dişeti her dokunuşta, hafif sert gıdalarla bile kanar. Kanama, taşları boyar ve onların siyah kahverengi bir görüntü almasına neden olur. Bir taraftan da bu kanama ve boşluklarda biriken yiyecekler nedeniyle korkunç bir ağız kokusu oluşur. Hasta kendi ağız kokusunu fark edemez ama Türk Medeni Kanunu’na göre ağız kokusu boşanma nedenidir.
Gelelim yapmanız gerekenlere. Yapmanız gereken ilk şey dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak ve mikrop plağınızın olgunlaşmasına izin vermemektir. Dişeti tedavisinde temel, sebebi ortadan kaldırarak dokuların iyileşmesine izin vermektir. Sebep de plak olduğu için plakla mücadelede yapılacaklar ilk bölümde söylediğimiz iki cümledir. Dişlerinizi fırça ve diş ipleri ile plaktan düzenli olarak arındırınız.
Daha önce bunları duymamışsanız ve yaşam koşullarınız sizi bu tür dişeti sorunları ile bu kitabın karşısında tutuyorsa, neler yapılabileceği konusuna devam edelim:
1. “Sadece dişeti kanaması var, o da fırçalarken oluyor. Aynaya baktığımda biraz kırmızı gözüküyorlar,” diyorsanız çok şanslısınız. Bu aşamada sadece diş fırçanızı kaliteli yumuşak bir fırçayla değiştirin ve dişlerinizi düzenli fırçalayın. Aynı anda diş ipi kullanımına da geçin. Bir hafta içinde dişeti kanamanız kesilecek ve diş etleriniz pembeleşecektir. Daha önce anlattığımız fırçalama yöntemleri ve ağız-diş bakımı kurallarına uyarsanız tatlı, pembe diş etlerinizle mutlu mutlu yaşar gidersiniz. Ne zaman ki bu bakımları aksattınız, 3 gün içinde kanama tekrar başlar. Obezitede rejim ve spor yaparak verdiğiniz kilolar nasıl geri dönerse dişeti hastalığınız da fırçalamayı bırakır bırakmaz geri dönecektir.
2. Diş etlerinizde kanama oluyor; elma, armut gibi sert gıdaları ısırdığınızda kan çıkıyorsa ve yer yer tartarlar görülüyorsa ve bazı yerlerde dişeti çekilmesi ya da kırmızı, hafif sis diş etleri tamamlıyor ve yakınlarınız ağız kokunuzdan zaman zaman şikayet ediyorsa, dişeti hastalığının ileri safhasındasınız ve düzenli fırçalamaya geçişle birlikte bir diş hekimi müdahalesine de ihtiyacınız var demektir. Bu durumda gerçek bir diş hekimine düşmüşseniz öncelikle fırçalamanın önemini anlatan bir nutuk çekecektir size. Daha sonra tartarlarınızın tamamen temizlenmesi için 3-4 seanstan oluşan işlemini yapacaktır. Bu işlemle bir hafta içinde diş etlerinizde gözle görülür bir gelişme olacak, ilk kanama kesilecek, kırmızılıklar pembeleşecek, şişlikler inecek, ağız kokunuz fark edilir oranda yok olacaktır. Eğer dişeti tedavisi yaptırdığınızı sanıyorsanız ve bu arada bu işi tek seansta yaptırmışsanız ve size tedavinizin bittiği söylenmişse ama 10 gün geçmiş olmasına rağmen kanamanız durmamışsa, dişeti tedavisi olmamış; sadece olduğunuzu sanmışsınız demektir. Bu da büyük bir olasılıkla korsan bir diş hekimiyle karşı karşıyasınız anlamına gelir. Bundan daha da kötüsü, bu korsan hekimler bu durumdaki bir hastaya sadece antibiyotik gargara yazar ve dişlerini sık sık fırçalamamasını öğütler. Çünkü onlara göre, sallanan dişler daha da çok sallanır. Böylelikle de kendi dişlerinizin sonunu kendiniz hazırlamış olursunuz.
Neden diş hekimleri antibiyotik bir gargara ya da diş etlerini besleyecek bir vitamin verip dişeti hastalıklarını tedavi etmiyorlar da “fırçalayın, fırçalayın!” diyorlar? Çünkü diş etleriniz bir begonya ya da Japon şemsiyesi değildir ki vitaminle beslensin. Diyelim ki dişetinizde kanama, ağzınızda 200 gr tartarla doktora gittiniz. Doktor size bir antibiyotik, gargara ve besleyici vitamin verdi. Başka hiçbir şey yapmadan sizi gönderdi. İşte korsan bir diş hekimi daha. Gerçek bir hekimin yapacaklarını artık kabaca biliyorsunuz.
Bir uyarım da şu olacak: Diş hekimine gittiniz. Dişeti hastalığınızla ilgili sizi uyardı ve protezlerden önce dişeti tedavisine ihtiyacınız olduğunu söyledi. Yapabilecekleri dışında sizi üniversiteye ya da tedavi olabileceğiniz bir yere gitmeniz konusunda uyardıysa diş hekiminizin değerini bilin. Yukarıda anlattığım ileri derece dişeti hastalığınız olmasına rağmen hekiminiz diş etlerinizden çok, yapılacak porselenlerinizle ilgileniyorsa dikkatli olmanızı öneririm.
Özetlersek, diş sağlığında dişeti kanaması en önemli ve ilk belirtidir. Sağlıklı dişeti dokunmakla, fırçalamakla kanamaz. Dişeti tedavisinde kanama bir hafta ya da 10 gün içinde kesilmelidir. Kanama kesilmiyor ve şikayetleriniz azalmıyorsa eksik yapılan bir şey var demektir. Diş taşlan şöyle bir temizlenerek dişeti tedavisi yapılamaz.