Deniz Gezmiş ve arkadaşları en çok hangi sloganı atıyorlardı?

LOOPUSED

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
54
Konum
€z€Ld€n €b€d€
Deniz Gezmiş ve arkadaşları, en çok hangi sloganı atıyorlardı?


Sevgili okuyucular, "Devran dönüyor. Son dönemde yaşadıklarımız sürrealist bir filmden alınma sahneler değil, gerçeğin ta kendisidir!" diye yazıyorum, dört yıldır...

Devran, hem de nasıl hızla dönüyor.

Son örneklere bir bakalım...

Başbakan Erdoğan'ın Çin Başbakanı ile sekiz anlaşmaya birden imza attığından, iki ülke arasındaki ticarette "Lira ve Yuan'ın" kullanılacağından, doların devre dışı kalacağından bahsediyordu, geçen cumartesinin gazete manşetleri...

Erdoğan "Çin'le ilişkilerimizi stratejik işbirliği seviyesine yükseltmek istiyoruz" diye konuşuyor!

Üstüne...

Türkiye Çin'le Konya'da ortak hava tatbikatı yapıyor.

Ankara, Çin kartını açıyor.

Yani? ABD-İsrail tandemine bir kez daha hareket çekiliyor.

*

Kısa süre önce, Konya'daki hava tatbikatından İsrail'in şutlandığını unutmuş olamazsınız.

Türkiye'nin, Konya'da 20 Eylül-4 Ekim arasında Çin'le hava tatbikatı yapması, ABD-İsrail kalesine atılan tarihi bir goldür. Tatbikata Pakistan'ın yanı sıra "Tarihinde ilk kez" İran'ın da destek verdiği ise, dünkü Hürriyet'in manşetine taşınmıştı.

"İçimizdeki İliştirilmişler" takımı, tüm bu gelişmelere acayip bozuk çalıyorlar; ama çaktırmamaya gayret ediyorlar.

Türkiye'nin ABD-İsrail Hattı'ndan kopmuş olduğu gerçeği...

Her geçen gün biraz daha görünür hale geliyor, daha iyi anlaşılıyor.

*

Çin'le ilişkilerde alınan mesafeye bakarsak, hava tatbikatı dahil son gelişmeler, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılma sürecinin önünü açmıştır, diyebiliriz.

Şanghay İşbirliği Örgütü, NATO'nun alternatifidir.

NATO, Türkiye'de son birkaç yıldır, hiç olmadığı kadar sorgulanıyor.

Gürcistan Krizi esnasında, Türkiye'nin NATO'da ABD politikasına karşı hareket ettiğini de hatırlatırım.

Şu kadarını söyleyeyim: Önümüzdeki yıllar, Türkiye'nin NATO'da kalıcı olmayacağını hepimize gösterecektir.

*

Son dönemde Türkiye-Rusya ve Türkiye-Çin ilişkileri stratejik ortaklık düzeyine yaklaşmış durumdadır.

Türkiye-İran ilişkileri ise şimdiye kadar hiç olmadık seviyede yakınlaştı.

Bütün bu gelişmeler, Türkiye'nin ABD-İsrail hattından bağımsızlaşmasıyla bir başka deyişle "Ankara Ekseni"ne oturması ile hayata geçmiş bulunuyor.

Mesela, ABD, yedi yıldır İran'ı vuramıyorsa; bunun temel sebebi Türkiye'nin yeni konumudur.

Türkiye, BM'de İran'a yönelik yaptırımlara "Hayır" oyu verdi.

ABD, 2006 baharında ise Suriye'yi vurmak istemiş; ancak karşısında Ankara'yı bulmuştu.

Ankara-Şam ilişkileri de, son dört-beş yıl içinde "tarihte hiç olmadığı kadar" ileri bir seviyeye ulaştı.

*

ABD'nin küresel hakimiyeti, son on yılda büyük yara aldı. Bu "hakimiyet" her geçen gün biraz daha sınırlanıyor.

2010'da, ABD artık Ortadoğu'da eski belirleyiciliğini yitirmiş durumdadır. Bunun temel sebebi, Washington'ın Ankara'yı kaybetmiş olmasıdır.

ABD'ye bağlı-bağımlı "Gizli Devlet" yapılanmasını ve onun operasyonel (alt) örgütü olan Ergenekon'u tasfiye eden...

"Yeni Ankara" iradesidir.

*

Ankara'nın, son dönemde, bir yandan kararlılıkla Ergenekon Operasyonu'nu yapıp; bir diğer yandan da İran-Rusya ve Çin'le hiç olmadığı seviyede yakınlaşmış olduğunu görüyoruz.

*

ABD menşeli-İsrail destekli Ergenekon örgütünü "Rusya-Çin yanlısı" gibi sunan...

Ergenekon Operasyonu'nu "Amerika, kendi örgütünü temizliyor" diye "izah" etmeye çalışan...

Böylelikle, Washington'un Türkiye'de hala "hakim irade" olduğunu iddia eden kimi liberal ve muhafazakar kalemlerin kamuoyunu yanılttıkları artık ayan beyan ortadadır.

Son olarak, Türkiye'nin "Çin kartı"nı açması, bu çizgideki isimleri bir kez daha tekzip etmiştir.

*

Amerikalı uluslar arası hukuk profesörü Richard Falk birkaç gün önce İstanbul'da katıldığı bir toplantıda "Türkiye, şimdi tamamen bağımsız bir dünya gücüdür" diye konuştu ve Türkiye'nin son dönemde sağladığı yeni konumu öne çıkardı.

Artık Amerikalılar da, her bir vesile ile bu gerçeği teslim etme ihtiyacı duyuyorlar...

Çünkü, bu "kaçışı olmayan" bir hakikat!

*

Bir zamanlar, Deniz Gezmiş ve arkadaşları "Tam Bağımsız Türkiye" diye slogan atıyorlardı.

Şimdilerde ise "Ankara'daki Yıllanmış Washington"u tasfiye edip bağımsızlaşmış bir Türkiye var...

Hal böyle iken...

Deniz'lerin günümüzdeki siyasi takipçilerinin ezici çoğunluğu ise Amerikan Yapımı Ergenekon'a itina ile sahip çıkıyorlar!

"Tarihin İronisi"dir, bu...



Tamer Korkmaz / Deniz Gezmiş ve arkadaşları, en çok hangi sloganı atıyorlardı? - En Doğru ve Güncel Haber
 
amerikan yapımı ampullere ne diyorsunuz peki?

faşiktonu tasviye edecekseniz ülkemizdeki amerikan üs lerini kaldırın ama yemezzzz daha bir çuval vakasında ağzını açamayan takkıyeci dansözler bu müzük notasımı amerikaya verelim diyor büzük büzük oluyordu.

Şimdide yalancı pehlivanlık yapıyorlar hadiii ordannn hadiiiiiii .....

amerikaya tekmil verip verip birde utanmadan Tam Bağımsızlık diyorlar yuh diyorum bu kadar kaşarlığa. Allah azıcık şeref ihsan etsin diyorum şeref nedir bilmeyenlere...

Ne eksik , ne fazla... Kitabın ortasından konuşmuşsun arkadaşım.
 
Çinden internet nasıl daha etkin sansürlenir onu öğrenmeye çalışıyoe olabilir bizim yetkililerimiz.
Keşke yazıdakilere inanabilsem ama malesef.
 
"yaşasın tam bağımsız türkiye

yaşasın devrim ve sosyalizm

abd defol

yanki go home

6. filo defol

..."


daha nice sloganlar.

ama şimdi bütün sloganların tam tersi yapılıyor.

yaşasın tam bağımsız türkiye derdi denizler şimdikiler okyanus ötesinden yönetiliyor.



yanki go home

6. filo defol diyip 6. filo askerlerini denize döktü denizler ama şimdi amerikan askerinin ülkemizden geçirmek için tehdit ediyor başbakan. (1 mart tezkeresi)




bu yandaşlar çıkmış birde denizlerden bahsediyor.


siz onların sevdiği kadar vatanınızı sevebilir misiniz?

siz onların olduğu kadar bağımsızlık düşkünü olabilir misiniz?

siz onların düşünebilidği kadar ileri düşünebilir misiniz?

hiç sanmıyorum.

sanmakla kalmıyorum eminim.


 
Abd Emperyalizmi = Rus Komünizmi / Sosyalizmi. Sosyalizm , eşitlik adı altında insanları kandırıp milliyetini ve benliğini unutturmaya çalışan yönetim şekilleri.Sosyalizm dediğiniz şey Rusya'da doğdu ; Temsilcileri Marx-Lenin-Stalin. Stalin ve Lenin zamanında ölen milyonlar eşitlik adına mı öldü ? Madem insanların eşitliği nerde o ölen milyonlar için eşitlik ? Deniz'i suçlamıyorum , Deniz de bu yalana kananlardan yalnızca bir tanesi.Ama dikkatinizi hiç çektimi , neden Türkiye'de Sosyalizm/Komünizm diye bağıranlar genelde ya kürt yada başka milletlere/ırklara mensup ? Türk'e Türklüğünü unutturmak tek amaç.İlk Türk Devletleri'nden itibaren Türklerde milliyetçilik/Türkçülük anlayışı vardır ve dünyanın en eski milliyetçilik hareketidir.1789 felan yalan yani.Deniz ülkesini seviyordu veya sevmiyordu bu beni bağlamaz ama kandırılmıştı sonuçta o da bu "sözde eşitlik" safsataları ile.Velhasıl o ve ya bu şekilde Türklüğü hiçe sayan bir yönetim biçimini denedi.Başaramadı.Başarılamazda.Bu ülkede kimse TÜRK'ü alelade bir etnik kimlik olarak göremez.Görmeye çalışanların sonları , mezarlarında fidan olmak işte.

Oğuz Kağan , Attila .... Atatürk . Atatürk'de dahil olmak üzere Oğuz Kağan'dan Atatürk'e kadar tüm güçlü Türk Devletlerinde devlet kademe ve kadrolarında Türk Irkına mensup kişiler vardı , varoldu , ve Oğuz'dan Atatürk'e kadar gene Atatürk'de dahil olmak üzere hepsi Türk Irkı'nın üstünlüğü politikası izlemiş ve ülke güçlenmiştir.Atatürk'de Türkçü idi ama ırkçı değildi.Tarihte ortalama olarak her 19 yılda bir çarpıştığımız bir ülkenin yalanlarla dolu yönetim sistemini bu ülkeye kimse getiremez.
 
Abd Emperyalizmi = Rus Komünizmi / Sosyalizmi. Sosyalizm , eşitlik adı altında insanları kandırıp milliyetini ve benliğini unutturmaya çalışan yönetim şekilleri.Sosyalizm dediğiniz şey Rusya'da doğdu ; Temsilcileri Marx-Lenin-Stalin. Stalin ve Lenin zamanında ölen milyonlar eşitlik adına mı öldü ?
Madem insanların eşitliği nerde o ölen milyonlar için eşitlik ? Deniz'i suçlamıyorum , Deniz de bu yalana kananlardan yalnızca bir tanesi.

Kominizimde aynı şeriat gibi özgürlükleri/bağımsızlıkları kısıtlayan baskı altında tutan bireyleri kul/köpek anlayışıyla yönetmeye çalışan idari düzendir. Denizin yalana kandığı yok, Deniz Tam Bağımsız Türkiye' yi Savunmuştur. Tam Bağımsızlığı Savunana Kominiz diyorlar sende yalana kanıyorsun, bak gördünmü şimdi kimin yalana kandığını ?


Ama dikkatinizi hiç çektimi , neden Türkiye'de Sosyalizm/Komünizm diye bağıranlar genelde ya kürt yada başka milletlere/ırklara mensup ?


Evet güzel tespit etmişsin ama eksik kalmış yobazlarda komizim diyor kominizim korkutmasıyla koyunlarını güdüyor. Kominizmi savunanların da karşısında duruyormuş gibi yapıp kominizimden beslenenlerde cinsi cibiliyeti bozuktur.
ermeni fetullahın kominist düşmanlığı yapmasıda tespiti güçlendiriyor.

Dikkat edilmesi gereken tek taraf değil karşısındakileri de görmek lazım çünkü ikiside birbirinden besleniyor ikiside cibiliyetsiz soysuz.


Türk'e Türklüğünü unutturmak tek amaç.İlk Türk Devletleri'nden itibaren Türklerde milliyetçilik/Türkçülük anlayışı vardır ve dünyanın en eski milliyetçilik hareketidir.

Forumda kullandığın takma adınla dediklerini ispat ediyorsun. Evet haklısın bir taraftan eşitlik sloganlarıyla kominisler bir taraftan demokrasi laflarıyla emperyalist liboşlar ve arapçı işbirlikçi yobazların tek bir hedefi var o da Türklüğü bitirmek/sindirmektir ve bu yolda en etkili silah kültürel yozlaşmayı körüklemektir bunda da başarılı oldukları açıktır .En basidinden insanlarımız kendilerini bir ingiliz gibi bir arap gibi tanımlıyor kendini bir amerikalı gibi ifade ediyor. Forumdaki takma adlar buna basit bir örnektir , müslüman olduğunu sananlarda arap taklidi yapıyor, kültürel yozlaştırma silahı Milletimizi öldürüyor....

1789 felan yalan yani.Deniz ülkesini seviyordu veya sevmiyordu bu beni bağlamaz ama kandırılmıştı sonuçta o da bu "sözde eşitlik" safsataları ile.Velhasıl o ve ya bu şekilde Türklüğü hiçe sayan bir yönetim biçimini denedi.Başaramadı.Başarılamazda.Bu ülkede kimse TÜRK'ü alelade bir etnik kimlik olarak göremez.Görmeye çalışanların sonları , mezarlarında fidan olmak işte.

Oğuz Kağan , Attila .... Atatürk . Atatürk'de dahil olmak üzere Oğuz Kağan'dan Atatürk'e kadar tüm güçlü Türk Devletlerinde devlet kademe ve kadrolarında Türk Irkına mensup kişiler vardı , varoldu , ve Oğuz'dan Atatürk'e kadar gene Atatürk'de dahil olmak üzere hepsi Türk Irkı'nın üstünlüğü politikası izlemiş ve ülke güçlenmiştir.Atatürk'de Türkçü idi ama ırkçı değildi.Tarihte ortalama olarak her 19 yılda bir çarpıştığımız bir ülkenin yalanlarla dolu yönetim sistemini bu ülkeye kimse getiremez.


Denizi bir yobazın ağzından öğrenmiş olmalısın aman dikkat et Atatürkü'de bir yobazdan öğrenme. Tam Bağımsızlığı Savunmak ve Kendini Türk Milletine Feda etmek kandırılmışlık değildir tam tersine Türk Milliyetçiliğidir.


Buyur Oku Denizin Savunmasını: (İstersen kendi sesi ilede dinleyebilirsin, ses kaydını bulup dinlemek için gokulda denizin savunması yazıp aratman yeterli.)

Denizlerin THKO Davası Savunması'ndan:
Türkiye'nin bağımsızlığından
başka bir şey istemedim.
Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz.
Ve ben 24 yaşındayken kendimi
Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.

Bizlerin tek özlemi tahsil sırasında bulunmamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığıdır. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik.

Biz 50 sene evvel Kurtuluş Savaşı vermiş bir ülkenin çocukları olarak Kurtuluş Savaşı'nın gerçek tahlilini yapmaya her zaman için muktediriz. Biz yine çok iyi biliriz ki Türkiye Kurtuluş Savaşı'nı yapmak için Samsun'a çıkanlara İstanbul örfi idaresince ve mahkemelerince idam cezası verilmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki, Osmanlı İmparatorluğu yüzlerce generalinden ancak birkaç tanesi Kurtuluş Savaşı'na iştirak etmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki Kurtuluş Savaşı yapıldığı sırada İstanbul'da bulunanlar bunları yapanlara eşkıya demiştir.

1950 tarihinde Amerikan emperyalizmi iktidara geldi. Demokrat iktidar 27 Mayıs 1960'da tarihe gömüldü. Demokrat Parti gitti, bunun gitmesiyle tellaklar değişmedi. 27 Mayıs'ı kastetmiyorum, bundan sonrasını kastediyorum. Hamam aynı fakat bu defa da tellaklar değişti. Amerika bu dönemde imdada yetişip İnönü'yü düşürdü, Demirel'i iktidara getirdi.

Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz

Öğrenci hareketlerine gelince, Türkiye'de öğrenci olayları 50-60 senedir eksik olmamıştır. Sultan Hamit'in Tıbbiye talebelerini Sarayburnu'ndan denize attığı tarihten itibaren öğrenci hareketleri Türkiye'de devam edegelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında faşizme hayır diyen gençler ilerici gençlerdi. Ve 28 Nisan 1960 tarihinde özgürlük savaşı veren gençlerdir. Amerikan emperyalizmi tarafından İnönü hükümetten düşürüldüğünde protesto gösterisi yapan gençler ilerici gençlerdir. Anayasa'ya Bağlılık Mitingi'ni de bizler yaptık. O günün mitinginde iktidarın kiralık adamlarından ve polisinden dayak yiyen de gene bizlerdik.


1968 senesine gelince, üniversiteler öğrenciler tarafından işgal edildi. İşgalleri gayet meşru idi ve kürsü ağaları dahi bu işgallerin haklılığını hiçbir zaman inkar edemedi. Aynı yılın Temmuz ayında Amerikan Filosu'na karşı gösteri yapanlardan Vedat Demircioğlu polis tarafından hunharca öldürüldü. İktidarın kiralık kuvvetleri ve polisi hunharca devrimcilerin üzerine saldırdı. 20'ye yakın devrimci öldürüldü. Bunların hiçbirinin katili bulunamadı. Polis karakolları işkencehane haline getirildi. Hiçbir savcı buna karşı çıkmadı. Fikir özgürlüğünü ve Anayasa'yı paravan yapanlar "önceden Atatürkçü geçinirken O'nun fikir ve şahsiyetini de küçük görmeye başladılar, sadece Mustafa Kemal tarafını beğeniyorlardı." suçlamasını kesin olarak reddediyorum ve asla kabul etmiyorum. Diğer yurtseverler de bunu kabul etmez.

Gerçekler örtülmek isteniyor. Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. Onun İstiklal-i tam prensibini, ve onun istiklal-i tam Türkiye idealini yalnızca biz devam ettiriyoruz.

Anayasa'yı en fazla savunan bizleriz

İddianame'de bizim Anayasa'yı cebren ilgaya teşebbüs ettiğimiz ileri sürülmektedir. Öteden beri arzetmiş olduğum gibi, bu ülkede Anayasa'yı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa'yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa'nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa'yı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır. Ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. Bile bile iddia makamı bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs ettiğimizi ileri sürmektedir.

İdddia makamı bizim vermekte olduğumuz Bağımsızlık Savaşı'na karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na karşı, reformlara karşı ve bu nedenle bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs ettiğimizi ileri sürmektedir. Çünkü Süleyman Demirel hâlâ ortada gezmektedir. Kudreti yetiyorsa Süleyman Demirel hakkında aynı şekilde dava açsın, onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya alışmışlardır.

Amerika sizin döneminizde ülkeye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız

Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. Çünkü Amerika sizin döneminiz sırasında Türkiye'ye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız. Ve Demokrat Parti iktidarına 10 yıl ses çıkarmadınız. Ta ki 38 yurtsever subay ses çıkarana kadar ve onları devirene kadar. Ve bugün aynı savcılar bu şahıslar hakkında da idam kararı istemektedir. Süleyman Demirel'in Anayasa'yı ihlaline ve despotizmine ve ülkeyi Amerika'ya satmasına ses çıkarılmadı.


Ve meydanlarda bunlara karşı bizler dövüşmek zorunda kaldık, bizler kurşunlandık. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik

Bizim düşmanımız
Amerikan emperyalizmi ve yerli işbirlikçileridir

Dediğim gibi Türkiye'yi bu hale getiren eski yöneticilerin bütün suçları bize yüklenmek istenmektedir. Bütün eski idarecilerin suçu bize yükletilmek istenmektedir.

Türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik. Bunun aksini iddia edenler vatan hainidir. 12 Mart Muhtırası muvaffak olmasaydı bizi itham eden makam onları da aynı şekilde itham ederdi. Buna da kanaatim tamdır. 12 Mart Muhtırası Anayasa'nın uygulanmadığını iddia etmektedir ve parlamentoyu açıkça suçlamaktadır.

Biz strtaejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlar altında olursak olalım bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. Bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs gibi bir kastımız bulunsaydı, bunu da burada açıkça söylemekten çekinmezdik. Bizim böyle bir amacımız yoktur.

Bizim düşmanlarımız Amerikan emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçileridir. Yani emperyalizm ile işbirliği yapan patronlar, feodal mütagallibe yani bezirgânlar, tefeciler. Toprak ağaları ve diğer işbirlikçileri ve bizim bütün eylemlerimiz bu hedefe yönelmiş bulunmaktadır. Bunun dışında başka bir hedefimiz yoktur.

Milyon metrekare vatan toprağı işgal altındayken mili bütünlüğü bozmakla suçlanıyoruz

Bizim kişi güvenliğini, mülkiyet hakkını, egemenlik ilkelerini, milli bütünlüğünü bozmak için harekete geçtiğimiz iddiaları vardır. Kişi güvenliğini ihlal edenler kimlerdir. Bunu evvela tesbit etmemiz lazım. Karakollarda işkence gören bizler olduk. Meydanlarda kurşunlanan yine bizler olduk. Bakanların emriyle hapishanelere atılan bizler olduk. Buna rağmen kişi güvenliğini bozan olmakla itham ediliyoruz. Yukarıda anlatılan asıl kişi güvenliğini bozanlar ise serbestçe meydanlarda dolaşmaktadır.

Mülkiyet hakkını ortadan kaldıracağımız iddia ediliyor. Bizatihi Anayasa mülkeyet hakkını toplum yararına kısıtlamıştır. Mutlak mülkiyet hakkı tanımamıştır. 50 köye sahip bir toprak ağasını anayasamız kabul etmemiştir. Egemenlik ilkelerine karşı çıkanlar halkın sırtından geçinenlerdir.

Ayrıca milli bütünlüğe karşı çıkmakla da suçlanıyoruz. 101 tane Amerikan üssünün bulunduğu ülkede bizim milli bütünlüğü bozmak istemekle itham edilmemiz gülünç olmaktadır. Milyon metrekare vatan toprağı işgal altındayken bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür.

21 yılın hesabını 21 gençten sormak istiyorlar

Mustafa Kemal sağ olsaydı bugün çok şaşırırdı. İddianame baştan beri sırf kelle istemek maksadıyla hazırlanmıştır. Şeklen de hukuk mantığından mahrumdur. Hukuki kıymet ve değerden mahrumdur. 21 yılın hesabını 21 gençten sormak maksadıyla ve suçluların telaşı içerisinde hazırlanmış bir iddianamedir.

Ben şunu iddia ediyorum ki, hareketimiz tamamen Anayasal bir harekettir. Anayasa'nın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. Bu sebeple Anayasal bir davranışta bulunduk. Yaptıklamızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum.

Türkiye'nin bağımsızlğından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armğan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz

İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu ile
Deniz Gezmiş arasında geçen konuşma

Menteşoğlu: Neden yola çıktın bu genç yaşta?

Deniz: İnandığım dava uğrana mücadele veriyorum. Sizin yüzünüzden mücadele veriyorum.

Menteşoğlu: Nereye gidiyordunuz?

Deniz: Devrime

Menteşoğlu: (Eliyle duvardaki haritada Sivas'ı işaret ederek) Devrim o tarafta mı?

Deniz: Devrimin o tarafı, bu tarafı yoktur. Her taraftan gelir.

Menteşoğlu: Parayı ne yaptın?

Deniz: Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu paranın gereğini yapacaktır.

Menteşoğlu: Halk Kurtuluş Ordusu nedir? Türkiye'de bir tek ordu vardır o da Cumhuriyet ordusudur

Deniz: Hükümetinizin istifasından belli.

Menteşoğlu: İşte bu pejmurde adam Türkiye Halk Kurtuuş Ordusu'nun kahraman kumandanıymış. İyi bakın kılığına kıyafetine suratına.

Deniz: Kahramanım tabii.

Menteşoğlu: Kimin kahraman olduğu belli olmadı mı?

Deniz: Belli oldu. Kahraman olduğunuz için istifa ettiniz değil mi?
 
Bu yazışmalıkta kullandığım takma adımı düşüncelerimle alakalandırmaya çalışman dediklerim karşısındaki çaresizliğindir . Ben tamamen özüme kadar "Türk Irkçısıyım" . Her yazışmalıkta aynı takma isim olacak diye bir kural yok.Benim "GençAtsız" kullanıcı isimleriyle üye olduğum yazışmalıklarda var.Benim kültürel biçimde yozlaşıp yozlaşmadığımı görmek için yanımda olman lazım.Ben GökTürk abecesini çevirebilen biriyim , sen gelmiş bana kültürel yozlaşmadan bahsediyorsun.Emin ol Türk Tarihi ve Kültürü hakkında senden çok şey biliyorum.İlk Türk Devleti'nin "Bir Oy Bil Devleti" olduğunu ve M.Ö 12500 yılında kurulduğunu biliyormuydun , yoksa Asya Hun Devleti halâ senin için ilk Türk Devleti'mi ? Öğren de gel.

Deniz'in ne kadar milliyetçi olduğunu burdan görmek zor olmayacaktır ; "Deniz: Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu paranın gereğini yapacaktır" Türkiye Halk'ı yoktur , Türk Milleti vardır ve kürtler vs vs. diğer ırklar Türk Milleti içine dahil değildir.

Sanırım beni bir yobaz gibi görmüşsün ama , ben "Türk Irkçısıyım" dedim değil mi ? Türkçüyüm ve Türk Irkçısıyım , İslam'da milliyetçilik vardır , Irkçılık yoktur.Çok dindar birisi değilim.Yobaz hiç değilim.

Deniz'i kimseden öğrenmedim , bir "Irkçı" olarak kendi araştırmalarım ışığında yazıyorum.Atatürk'ü de kendim öğrendim ve Türkçü olduğuna dair sana şuraya milyon tanede kanıt sunarım.

Sosyalizm denen şeyde Türk,kürt,arap hiç bir ırkın değeri yoktur ki milliyetçilikten söz edilebilsin.Deniz sosyalistti , Abd karşıtıydı ve Rusya kaynaklı sosyalizmi benimsemişti , Abd karşıtlığı yüzünden öldü.Atatürk'ten sonra her dönem Abd'ye bağımlı yaşadı baştakiler sayesinde bu ülke.Yoksa Deniz , Türk Milleti'ni düşündüğü için ölmedi , sadece Abd karşıtı olduğu için mezarda fidan olmak yolunu seçti.

Kimse Deniz'in Türk Milliyetçisi olduğunu savunmasın.Deniz'e milliyetçi diyen adam , yarın kalkar Hitler'e komünist , Lenin'e milliyetçi der.

Yazdıklarını bence önce kendin bi oku sonra değerlendirmesini yap ve cevap vericeksen öyle cevap ver.
 
Çok merak ettiğim bir konu acaba şu yazıyı yazan yazarın aklı kendine yetiyor mu önce de gelip bu ülkede sosyalizm bayrağını en baştan taşıyan insanın emanetine laf atıyor.Hani bir söz vardır dinime küfreden müslüman olsa diye.Aynen bu sözü bu yazara iade ediyorum.Günümüzün sol anlayışı ile o zamanların sol anlayışı arasında dağlar kadar fark var.O günün solcuları marksı okur ve yeni dünyanın komunal bir perspektifte şekilleneceğine inanırdı.Bunun başını elbette sovyetler birliği çekiyordu.Sovyetler o kadar ilham vermiştir ki küba,vietnam,kore ve avrupadaki birçok devrim mücadelesine ilham vermiştir.Denizlerde bu davayı benimsemiş ve inandıkları değerler uğruna hayatlarını bile feda etmiştir.Bu onurlu mücadeleyi bugün biz solcular yürekten saygı duyuyor ve emanetine sahip çıkıyoruz.Ama 90'larda sovyetlerin çöküşü marksın teorisinin geri teperek dünyada solun yeni konjektüre göre değişim geçirmesini gerektirdi.Sol buna mutakıp bugün sosyal demokrasi etrafında şekillenip daha çok yeni dünya solunun önderi konumundaki ÇİN politikalarını benimsedi.Mesela ekonomik poitikalarda karma ekonomiye daha yakın bir çizgi hakim.Oysa geçmişte bunun adı bile söylenmezdi.

Denizler bugün yaşasa farklı bir dünya görüşü etrafında şekillenebilir veya bugünün sol bakış açısına sahip olanlar o gün yaşasa daha sosyalist bir dünya görüşüne sahip olurlardı.Ama Denizleri iyi anlamak lazım.Onlar tam bağımsız türkiye demişlerdir.Emperyalizme karşı dik durmuşlardır.Atatürk'ün emanetine sonuna kadar sahip çıkmışlardır.Ancak daha uygar bir medeniyet için sosyalizm demişlerdir.Hepsini yürekten destekliyorum.Davaları bugünün solcuları için ve yarının nesilleri için hep gururla taşıyacağı bir bayrak yarışıdır.Kimse bilip bilmeden solu eleştirmeye kalkmasın.Hele bu tip yazarlar hiç.Çünkü solu sadece kulaktan duyma teorik bilgilerle ezbere kalıplar içinde bilenler bunu anlayamaz.Solu en iyi bunu okuyan ve yaşayanlar bilir.Denizlerin anısına sahip çıkmak bugünün ve yarının nesilleri için bir görevdir.Onlar yaşamlarını bir hiç uğruna vermedi.Tam bağımsız Türkiye yolunda bayrak yarışı nesilden nesile devam edecek.
 
Rusya gitti Güney Kıbrısta , bizim vazgeçilmez müttefikimiz dedi

Çin gitti Yunanistanla serbest ticaret anlaşması yaptı :)))

senin anlattıkların geyikten başka bir şey değil

madem o kadar güçlüsün herkese sözünü geçiriyorsun
sayın yiğit bulutun dediği ülkem yükselen yıldız

ee artık tanıtırsın bi zahmet kıbrısın kuzey kısmını da ülke olarak değil mi

mr geyik
 
Deniz'lerin günümüzdeki siyasi takipçilerinin ezici çoğunluğu ise Amerikan Yapımı Ergenekon'a itina ile sahip çıkıyorlar!

"Tarihin İronisi"dir, bu...

Neden olduğunu bilmeden Deniz Gezmiş'şn arkasında olanlara ithaf olunur
 
8 yıldır Amerika'nın bir lafını iki etmeyen , Avrupa Birliği'nin bütün saçma sapan kanunlarını bu ülkede uygulayan Erdoğan , nasıl bir anda U dönüşü yaptı da Çin ile iş yapmaya başladı ? Buna kim inanır ?
 
8 yıldır Amerika'nın bir lafını iki etmeyen , Avrupa Birliği'nin bütün saçma sapan kanunlarını bu ülkede uygulayan Erdoğan , nasıl bir anda U dönüşü yaptı da Çin ile iş yapmaya başladı ? Buna kim inanır ?

siz inanmassınız doğru..sizden gayri millet inanır.. bu duruma U dönüşü demeniz bile ,siyasetin ve dünya yı okuyup algılamalrınızın ne kadar sığ olduğunu gösteriyor..

elbetteki bu dış politika ve aktif çalışmaların sizin hayal-ve hafsala nızda bile yer almaması normal.. siz içerde kendi milletinizle uğraşan, onları potansiyel suçlu gören, kendi halkının değerleriyle boğuşup, meclisin tavanına çiğ köfte yapıştırmaya çalışanların olduğu bir dönem falan özlediğinizden, olsa gerek ,bu tür yüksek perdeden çıkışlı,cumhuriyet tarihinin en aktif iç-dış siyasetini gördüğünüzde şaşırıp ''yavv ne oluyor biz bunları hakdetmiyoruz, biz daha millet bile olamadıkki, biz bizi güden, arada döven, olmadı asan kesen adamları isteriz'' mantığından çıkamamanız normal.... alışın kardeşim, siyaset böyle olur ve bundan böylede aha böle olacak...kendi partilerinde 3-4 sesli liderlik kavgaları yapanlar, muhalefet te olmalarına rağmen içerde koltuk kavgası yapanların, ALLAH GÖSTERMESİN ,devlet başına geldiklerinde, açılan gözlerini,oğuşturulan ellerini, ve biribirlerini kırıp geçirmelerini hayal ediyorumda...yandıkk...
 
Geri
Üst