Deniz Baykal bu yazıya çıldıracak!

RTE

Banned
Deniz Baykal bu yazıya çıldıracak!

Deniz Baykal'ın Cumhuriyet Halk Partisi'ne yeniden genel başkan olmasından sonra eleştirilerin dozu da artmaya başladı... Akşam Gazetesi'nden Oray Eğin, Deniz Baykal'ı Ecevit'e, CHP'yi de DSP'ye benzetti... Nasıl mı? İşte cevabı...



Herkes Baykal'dan nefret ediyor


Ecevit’in gözünün içine baktıkları gibi Baykal için de gün sayıyorlar.
Akşam'dan Oray Eğin yazdı...
Deniz Baykal'ın 'ölümü'

Bunu söylemek çok zor belki ama, Bülent Ecevit ölmeden önce onun gözünün içine bakıp gün sayanların varlığı herhalde inkâr edilemez. Eski Başbakan’ın hastalığına rağmen görevde kalmaya devam ettiği, siyasette hâlâ tıkaç görevi işleyip, hiç kimseye yol vermeden Türkiye’yi kitlediği günlerde adeta miras peşindeki kötü akrabalar gibi ölmesini bekleyen pek çok kişi vardı. Bazılarının amacı kuşkusuz rant sağlamaktı. Onun ardından kalacak parsayı sahiplenmek, aynı tıkaç sistemini bu sefer çarkların kendi lehine işlediği bir şekilde sürdürmekti belki.

Ama eminim, kendileri dillendirmeseler bile, bunu dillendirmek çok zor olsa da Bülent Ecevit’in Türk siyasetine en büyük katkısının ölümü olacağını düşünenler iyi niyetliydi. Kuşkusuz bir insanın canına göz dikmemişlerdi, Ecevit’e eminim saygı da duyuyorlardı, ama yarattığı problemin ve Türk solunun kitlenmesinin ancak o meydanı boşaltınca sağlanabileceğine inanıyorlardı. Onların niyetinin gerçekten olumlu siyaset yapmak olduğunu düşünüyorum.

Burada bedenin ölümünden de söz etmiyorum, mecazi bir ölüm de anlaşılabilir. Ecevit’in siyasetten çekilmesi her şekilde onun "ölümü" olacaktı zaten.

Maalesef, rahmetli Ecevit ‘ötenazi’ye cesret edemedi. Aksine, bu kokarklığı görevde kaldığı günler boyunca Türkiye’yi büyük felaketlerin eşiğine sürükledi.

Ne acı ki tam da bu inat yüzünden ölümü hiç mi hiç saygın olmadı. Türkiye’yi krize sürükleyen Başbakan olarak tarihe kaldı. Hastalığına rağmen yaşlı inadıyla koltuğundan kopamayan biri olarak belleğimizde yer etti. Kendisine geçmişte atfedilen bütün romantik, ılımlı, saygın lakapları yerle bir ederek aramızdan ayrıldı.

Bir insan olarak değil, bir figür olarak Bülent Ecevit’i kastediyorum: Zamanında geri çekilmeyi bilseydi bugün belki hala sevgiyle anılıyor olurdu. Ama yaşlandıkça faşistleşti, huysuzlaştı ve kendinden gerçekten nefret ettirdi. Ayakta duramaz halleri, söz gelimi Amerikan Başkanı’nın önünde ezilmesi ne kadar kötü görüntülerdi Türkiye açısından.

Şunu da söyleyeyim ama, Bülent Ecevit öldü de Türk siyasetinin önü açıldı mı? Bugünkü kaosun sorumluluğunu Ecevit de, mirasçıları da eşit olarak paylaşıyor.

Bülent ve Rahşan Ecevit çifti, DSP’yi öyle bir çiftlik haline getirdiler ki partiyi kendilerinden bağımsız düşünmek mümkün olmadı. İsimlerini putlaştırdılar, yerlerine kimsenin gelmesine izin vermediler ve sonraki yıllar için de bu gölgeleri partinin geleceğini hep kapladı. DSP, ne olursa olsun Ecevit’in partisidir ve başına kim gelirse gelsin bu ağır yükten kurtulamaz hiçbir şekilde. Ecevit çifti partilerinin başındaki D’yi demokratik yerine Diktatoryal olarak yorumladılar herhalde.

Haftasonu yapılan CHP kongresi gösterdi ki, Deniz Baykal da hayatı boyunca nefret ettiği Bülent Ecevit’in aynısı oldu. Üzüm üzüme baka baka adeta… CHP, Cumhuriyet’i kuran parti unvanını kullanmayı çok seviyor, herhalde Deniz Baykal da ileride bu partiyle sadece kendisinin anılmasını istiyor. Hiç kimseye geçit vermiyor, hiç kimsenin önünü açmıyor ve geri çekilmesini, bırakmasını, onuruyla evine kapanmasını bilmiyor.

Halbuki herkes Deniz Baykal’dan nefret ediyor.

Ben de nefret ediyorum, siz de, CHP’liler de. Türk siyasetinin önündeki en büyük tıkaçlardan biri o. Ama öylesine teflon bir insan ki, ne bu nefret, ne yenilgiler ne de inadının doğurduğu sonuçlar ona yapışmıyor.

CHP’lilerin de karar vermesi gerek: Burası Deniz Baba’nın çiftliği mi?

Deniz Baykal siyaset yapmak istemiyor, istese en doğru ve kolay tercihi yapardı. Onun da siyasi hayatında yapacağı en iyi iş bırakmak olurdu. Bu mal satmıyor sonuçta. Ne kadar parlansa da alıcısı yok, halkı kandıramıyor bu ürün. Hem artık blue jean’leri giyen genç lider de değil. Yaşlı, bitkin, siyaseti de çirkinleşen bir ağır yük sadece.

Ve şimdi Deniz Baykal kendini ne hale getirdi biliyor musunuz?

Etrafında onun ölümünü bekleyen insanların olduğu, çok ama çok üzünülesi bir karaktere. Şimdi tıpkı insanlar zamanında Ecevit’in gözünün içine baktıkları gibi Baykal için de gün sayıyordur. İnsanları tek çözümün bu olduğuna kendisi inandırdı. Değer mi peki?
 

HTML

Üst